DİJİTAL ÇAĞIN İHTİYAÇLARI DİJİTAL ÇAĞIN İHTİYAÇLARI

Türkiye enerji sektörünün önemli oyuncularından Akenerji Elektrik Üretim A.Ş., ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini güneş enerjisinden üretmek isteyen işletmelere, Escosolar modeli ile farklı boyutlarda pek çok kazanç sağlıyor. Escolar modeli ile projenin tüm finansman, mühendislik, başvuru, uygulama, kurulum, devreye alma ve işletme süreçlerine ait yükümlülükler ile söz konusu olabilecek riskler tamamıyla Akenerji tarafından üstleniliyor.

İşletmeler için, güneş enerjisi yatırımına bedelsiz sahip olmak ve tüm süreçler ile riskleri uzmanlara devretmek önemli bir artı. Ayrıca enerji tedarik maliyeti azalırken finansal kazanç da garanti altına alınıyor.  Yerinde üretim sayesinde de enerji güvenliği ve kalitesi sağlanıp kapsamlı enerji yönetimiyle üretime dayalı kullanımlar optimize ediliyor. Akenerji Genel Müdürü Serhan Gencer ile 2021 yılının değerlendirmesi ve 2022 yılındaki hedefleri, yeni projeleri ve yatırımları ile Escosolar modeli üzerine konuştuk.

Firmanızın kuruluşundan bugüne sektörde geldiği noktayı anlatır mısınız? 

Ülkemizin otoprodüktör statüsündeki ilk elektrik üretim şirketi olan Akenerji, 30 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarından Akkök Holding ve Çekyalı enerji devi ČEZ arasındaki eşit katılımlı stratejik ortaklığın çatısı altında, zengin bir kurumsal kültür, birikim ve tecrübeye sahibiz. 1.224 MW’lık kurulu gücümüz ile Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 3’e yakın önemli bir dilimini tek başımıza karşılayabilir kapasitedeyiz. Üretime ek olarak enerji piyasasındaki diğer katılımcılardan tedarik ettiğimiz elektrik enerjisinin de ticaretini yapıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada hem Türkiye enerji piyasasındaki lider konumumuzu güçlendirmek hem de uluslararası bir elektrik ve doğalgaz ticareti şirketi haline gelme hedefine öncelik veriyoruz.

2021 Akenerji açısından nasıl geçti? 2022 yılı hedeflerinizden, yeni proje ve yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

2021, Akenerji adına başarılarla dolu ve oldukça verimli bir seneydi. Farklı alanlardaki çalışmalarımız sayesinde Brandon Hall Excellence Awards’tan iki ödülle dönerken The International Stevie Business Awards’da, “Yılın Şirketi” kategorisinin "Enerji" dalında ödüle lâyık bulunduk. Başarılarımızın böylesi uluslararası ödüllerle taçlandırılması bizleri çok mutlu etti ve geleceğe yönelik heyecanımızı artırdı. Ayrıca 2020 yılında 550 GWh’lik işlem hacminin 2021 yılı sonunda yaklaşık 5,4 TWh’a ulaşması 10 kata yakın bir artışı temsil ediyor. Operasyonel kârlılık bakımından da yine üstün bir seneyi geride bıraktık. 2021 yılını 3 milyar 918 milyon TL ciro ile kapatmayı başardık. Finansal açıdan, 2019'da Yapı Kredi Bankası ile imzaladığımız yapılandırma anlaşmasındaki taahhütlerimize sadık bir şekilde, sorunsuz olarak kredi ödemelerimizi gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki yıllarda da yükümlülüklerimizi tam ve zamanında yerine getirmeyi öngörüyoruz. 

Mevcut portföyümüze ek olarak Erzincan'da kurulması planlanan Kemah Hidroelektrik Santrali ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Enerji servislerimiz elektrik enerjisinde ortalama yüzde 44, doğal gazda ortalama yüzde 55 verimlilik değerleri ile 2021 yılında da rekor tazeledi. Yine enerji servislerimizin Escosolar modeli kapsamında güneş enerjisine dayalı üretim projeleri hedefiyle yatırım, kurulum ve işletme aksiyonlarına yönelik yönetim ve organizasyon yapısı oluşturduk.

Escosolar modelinizle ilgili bilgi verir misiniz? Bu model hangi ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkmıştır?  

2019'da yayınlanan yönetmelikteki destek mekanizmaları sayesinde çatı üzerine kurulu güneş enerjisine dayalı elektrik santralleri, enerji maliyetlerini düşürme konusunda önemli bir seçenek halinde geldi. Özellikle fabrika ve depo gibi geniş çatı alanlarına sahip işletmeler, bu çözümü gündemlerine almaya başladılar. Yatırımların da hızlanmasıyla birlikte Türkiye'deki güneş enerjisi kurulu gücü, geçtiğimiz yıl 1.148 MWp artışla 8.000 MWp seviyesine yaklaştı. 

2022'de bu rakamın 10.000 MWp’i aşmasını bekliyoruz. Çünkü enerji maliyetlerindeki artış, yasal altyapıdaki değişiklikler, önemli teşvikler ve ülkemizin sürdürülebilirlik hedefleri yenilenebilir enerji ile yerinde üretimi cazip kılıyor. Biz de bu düşünce doğrultusunda, ortaya çıkan ihtiyaca kapsamlı bir yanıt vermek amacıyla Escosolar modelini hayata geçirdik. Escosolar ile iş ortaklarımızın enerji maliyetlerini azaltmak için üretim tesislerinde kurduğumuz güneş enerjisi santrali ile yatırım, kurulum ve işletmeyi üstleniyoruz. Böylelikle müşterilerimiz güneş enerjisi santraline bedel ödemeden sahip olurken kendi ana iş dallarına daha fazla odaklanabiliyorlar.

Escosolar önerisi aşamaları ve süreleri hakkında neler söylemek istersiniz?

 Escosolar modelini işletmelerin tüketim kriterleri doğrultusunda sunuyoruz. İş ortağımızın ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini güneş enerjisinden üretmek amacıyla, ilgili yönetmelik kapsamında santral yatırımını yapıyoruz. Ardından sözleşme süresi boyunca uzlaştığımız kriterlere göre santrali işletiyor ve sürecin sonuna geldiğimizde de santrali iş ortağımıza devrediyoruz. Projenin tüm finansman, mühendislik, başvuru, uygulama, kurulum, devreye alma ve işletme süreçlerine ait yükümlülükler ile söz konusu olabilecek riskler tamamıyla Akenerji tarafından üstleniliyor.

Bu modelle bir işletme herhangi bir bedel ödemeden nasıl kendi GES'ini kurup enerji maliyetlerini düşürme fırsatı elde edebiliyor? 

Günümüzün dinamik pazar koşullarında hizmet kalitesini artırırken giderleri azaltmak, rekabette avantaj sağlayabilmek için çok değerli. Enerji maliyetlerinde yaşanan artışlar ise işletmeler adına önemli bir gider kalemi anlamına geliyor. Dolayısıyla şirketler enerji tasarruf projelerine yöneliyorlar ancak bu durum beraberinde doğru finansman, tasarım, mühendislik uygulamaları ve hatta işletme bakım sorumluluklarını getiriyor. Doğru planlanma yapılmadan kurulucak olan güneş enerjisi santrali bazı risklere de yol açabiliyor.
Bu kapsamda, Akenerji olarak Escosolar modeliyle iş ortaklarımızın enerji giderlerini optimize ederken yatırım, kurulum ve işletmeye dair tüm süreçleri üstleniyoruz. Böylelikle karşılıklı kazanca dayalı ve sürdürülebilir iş birlikleri oluşturuyoruz. Modelimizde, enerji performansına dayalı gelir paylaşımı anlayışıyla, iş ortaklarımız yatırım maliyetine katlanmadan, yalnızca hizmet bedeli ödemesi ile ilk günden kazanarak kendi üretim tesislerine sahip olabiliyor. Sözleşme süresinin sonuna geldiğimizde ise santrali iş ortağımıza devrediyoruz. 

Bu model nasıl çalışıyor ve genel olarak ne tür hizmetler sunuyorsunuz? 

Bu modele geçmek isteyen kuruluşlara enerjide optimizasyon hizmeti sağlıyoruz. Biraz önce de belirttiğim gibi firmalar, Escosolar projesi kapsamında kendi güneş enerji santrallerine sahip olarak enerji maliyetlerini düşürüyorlar. Bu sayede modele geçilen ilk günden itibaren hem risk almadan santral sahibi olma hem de enerji bütçelerini düşürme veya geri kazanma imkânına kavuşuyorlar. 

Escosolar modelimiz ile birlikte Enerji Servisleri hizmetlerimiz kapsamında iş ortaklarımıza enerji maliyetlerini optimize edebilecekleri verimlilik projeleri de sunmaktayız. Gerçekleştirdiğimiz proje incelemeleri sonucunda, bina teknik cihaz ve sistemlerinin optimize edilmesi sayesinde yüzde 30 enerji verimliliği ve yüzde 47'ye varan enerji tasarrufu sağladığımızı tespit ettik. Bu durum, verimli enerji kullanımının ek yatırım yapılmaksızın da mümkün olabileceğini gösteriyor. Optimizasyon projelerini hayata geçirirken ilgili tesisin teknik ekibine katılıyor ve tüm teknik süreçleri tamamıyla üstleniyoruz. Proje ile ortaya çıkan enerji verimliliğini de karşılıklı kazanç ilkesiyle paylaşıyoruz. Ticari binalara yönelik bu tür projelerin yanı sıra piyasa ihtiyaçları araştırmaları da yapıyoruz. Kaynakların optimum kullanımı amacıyla iş ortaklarımıza elektrik, gaz, buhar, ısı, basınçlı hava, su, vb. sistemlerinin optimizasyonu sağlayabilecek çeşitli proje seçenekleri sağlıyoruz.

Bu model sonunda elde edilecek kazançlar nelerdir? 

Escosolar modeli işletmelere farklı boyutlarda pek çok kazanç sağlıyor. Ekonomik ve yönetimsel açıdan baktığımız zaman güneş enerjisi yatırımına bedelsiz sahip olmak ve tüm süreçler ile riskleri uzmanlara devretmek önemli bir artı. Enerji tedarik maliyeti azalırken finansal kazanç da garanti altına alınıyor diyebiliriz. Yerinde üretim sayesinde de enerji güvenliği ve kalitesi sağlanıp kapsamlı enerji yönetimiyle üretime dayalı kullanımlar optimize ediliyor. Çevresel kazançlara gelecek olursak, karbondioksit ve diğer sera gazlarına ait emisyonların azalması sağlanarak sürdürülebilir kalkınma anlayışı destekleniyor. Bu sayede iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi sorunlara önemli bir çözüm geliştiriliyor. Tasarruf edilen emisyonlar sayesinde ulusal ve uluslararası yeşil bina ve yeşil enerji sertifikasyon platformlarında artı değer sağlanıyor. Ayrıca yenilenebilir enerji tarifelerine geçme aşamasında da avantaj yaratılıyor. Sosyal açıdansa kuruluşların marka güvenlerini artırmalarına ve sosyal sorumluluk anlayışlarını geliştirmelerine yardımcı olacağına inanıyoruz. Bu sayede marka tanınırlığı ve itibarı desteklenirken rekabet gücünün de arttığını eklemek isterim.