ST Endüstri Radyo’da Kontek Enerji sponsorluğunda hazırlanan Güneş Enerjisi Yatırımları programının konuğu DAIKIN Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Özen oldu. Kontek Enerji CEO’su Tolga Murat Özdemir ve Endüstri Radyo Editörü Derya Kumtepe’nin birlikte sunduğu programda projenin öne çıkan teknik detayları, enerji sektöründe yaşanan gelişmeleri ve fabrikaların kendi enerjisini üreterek elde ettiği avantajları ile ilgili kapsamlı bilgiler paylaşıldı.

Özen, “Daikin fabrikasının çatısına kurduğumuz güneş enerji santrali projesinin toplam 5.7 MW kurulu gücü bulunuyor. Güneş enerji santrali projesiyle enerji ihtiyacımızın yüzde 80’ini karşılamayı planlıyoruz. 3 milyon dolar yatırım bedeliyle hayata geçen çatı üzeri güneş enerji santrali projesinin kendisini 6,5 yıl içerisinde amorti etmesini hedefliyoruz. Uzun vadede Daikin’e avantaj sağlayacak önemli bir yatırımı hayata geçirmekten dolayı mutluyuz.” dedi. 

Daikin firmasının kuruluşundan, üretim yerinizden ve kapasitenizden bahsedebilir misiniz? 

Zeki Özen: Japonya’da 1924 yılında kurulan Daikin, bugün yüzde 100 halka ve borsaya açık bir şirket olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Dünyada 150 ülkede faaliyet gösteriyor ve 100’den fazla fabrikası bulunuyor. Dünya genelinde ise 80 binden fazla çalışanı bulunuyor. Fabrikalarının bulunduğu ülkeler arasında Belçika, Çekoslovakya, İtalya, Almanya, İngiltere ve Türkiye yer alıyor. Şu anda iklimlendirme sektöründe lider konumunda yer alıyor. Faaliyetlerinin yüzde 87’sini klimaya ayırırken ayrıca hidrolik ve soğutucu gazlarla ilgili imalat çalışmalarına devam ediyor. 

Daikin firması Türkiye’deki faaliyetlerine ilk olarak distribütörlük vasıtasıyla 1978 yılında başladı. 2011 yılına geldiğimizde ise Daikin Türkiye kuruldu. Ben o tarihten beri Daikin Türkiye’nin Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Türkiye’deki fabrikamızda klima santralleri, panel radyatörler, split klima üretimi yapıyor ve Avrupa’ya ihracat gerçekleştiriyoruz. Yatırımlarımızı da aralıksız olarak sürdürüyoruz. 
Son gerçekleştirdiğimiz yatırım kapsamında Hendek’te bulunan fabrikamızın kapasitesini artırdık. Bu yatırım sayesinde 90 bin metrekare açık, 45 bin metrekare kapalı alana sahip olan fabrika alanımızı 75 bin metrekarelik bir alana ulaştırdık. Bu sayede imalat anlamında önemli bir kapasiteye ulaşmış olduk. 

Daikin Türkiye çatı üzeri güneş enerji santrali projesine imza attı ve bu projeyi Kontek Enerji ile birlikte geliştirdi. Öncelikle Tolga Bey’e sormak istiyorum, bu proje kapsamında nasıl bir çalışma gerçekleştirdiniz?  

Tolga Özdemir: Kendi alanında uzman bir marka olması sebebiyle Daikin’in çalışmalarını yakından takip ediyorduk ve evlerimizde bulunan klimalardan endüstriyel havalandırma ekipmanlarına kadar her ürün grubunu yakından inceliyorduk.  Daikin’in çatı üzeri güneş enerji santrali yatırımı yapmayı düşündüğünü öğrendiğimiz günden beri bu projeyle yakından ilgilenmeye başladık. Öncelikle Proje Danışmanı Hakan Tola ile iletişime geçtik ve kendilerine teknolojiyi anlattık. Biz Kontek Enerji olarak bir Japon firması olan Fuji Elektrik’in Türkiye distribütörü olarak çalışıyoruz. Bu sebeple Japon firmalarının yaklaşımını, titizliklerini, kalite anlayışlarını çok yakından biliyoruz. Bu sebeple Daikin ile aynı dili konuşabileceğimizi öngördük. Projeyi firmaya anlatırken önce işin tekniğini ön plana çıkardık ve Daikin projesine daha uygun olabilecek teknolojiler hakkında bilgi verdik. Taslak yerleşimleri hazırladık, daha sonra üzerinde değişikler yaptık. Bu çalışmalar sayesinde hangi oryantasyonda en iyi performans alabileceğimizi ve nelere dikkat etmemiz gerektiğini tespit ettik. Proje öncelikle teknik olarak hayat buldu. Daha sonra ihale aşamasıyla ilgili hazırlıklara başladık. 

Daikin firmasının ihale sürecini çok başarılı bir şekilde yönettiğinin altını çizmek istiyorum. Daikin, ihaleye katılacak firmalar için tüm şartnameleri ve uyulması gereken standartları açıkladı. Tüm süreç son derece şeffaf ve adaletli bir şekilde ilerledi. İhale sonucunda iki firma kalmasına rağmen hemen adını koymadılar ve ucuz olanı tercih etmediler. Daikin’in Genel Müdür Yardımcıları, Fabrika Müdürleri ve Teknik Ekipleri iki firmayı da ziyaret ederek yakından tanıdılar. Projeyle ilgili hazırlıklarımızı incelediler ve referanslarımızı öğrendiler. Özetle, bu süreci titizlikle yürüttüler. Sonuçta teveccüh ettiler ve bizimle çalışmayı seçtiler. 
Biz projeyi hayata geçirirken çok iyi bir ekip çalışması gerçekleştirdik, her hafta periyodik proje toplantıları düzenledik ve toplantı notlarını titizlikle tuttuk. Sonuçta hem bizim hem de Daikin’in içine sinen güzel bir proje ortaya çıktı. 

Kontek Enerji ile nasıl bir araya geldiniz ve projeyi nasıl hayata geçirdiniz. Bu süreci sizden dinleyebilir miyiz? 

Zeki Özen: Tolga Bey bu süreci çok güzel anlattı ve özetledi. Biz sadece fiyat odaklı bir firma arayışı içerisinde değildik. Biz başarılı bir projeye imza atmak için gerekli olan tüm çalışmaları yapmaya hazırdık. Bu sebeple öncelikle bize Teknik Danışmanlık hizmeti verecek bir firma ile anlaşma gerçekleştirdik. Teknik danışmanlık hizmeti kapsamında idari ve teknik şartnamelerini hazırlamasını, koordinasyonu sağlamasını istedik. Çalışmalarımıza ilk bu şekilde başladığımız için ihaleye çıktığımız zaman projeyle ilgili tüm detaylar belliydi ve isteklerimiz şeffaftı. Teklifleri de bu şekilde topladık. Bu süreçte projeyle yakından ilgilenen, detaylı çalışmalar hazırlayan ve projeyi zamanında tamamlayan Kontek Enerji’ye teşekkür ediyoruz. 

Projenin yatırım maliyetinden ve amorti sürecinden bahsedebilir misiniz? Finansman sürecinde yatırımcıların nasıl hareket etmesi gerekiyor? 

Zeki Özen: Çatı üzeri güneş enerji santrali projesinin toplam 5.7 MW kurulu gücü bulunuyor. Güneş enerji santrali projesiyle enerji ihtiyacımızın yüzde 80’ini karşılamayı planlıyoruz. 3 milyon dolar yatırım bedeliyle hayata geçirdiğimiz çatı üzeri güneş enerji santrali projesinin kendisini 6,5 yıl içerisinde amorti etmesini hedefliyoruz. Bu noktada üreticileri ve ihracat yapanları yakından ilgilendiren bir konuyla ilgili bilgi vermek isterim. Avrupa Birliği, kendini korumak için Avrupa Yeşil Mutabakat Anlaşması imzaladı ve karbon ayak iziyle ilgili olarak önemli kararlar aldı. Bu anlaşma kapsamında Avrupa Birliği, doğal sermayesini korumayı, geliştirmeyi ve vatandaşların sağlığını etkileyecek çevresel riskleri azaltmayı amaçlıyor. Bu amacına ulaşmak içinse ürün satın alırken fabrikanın karbon ayak izini değerlendirecek ve satın aldığı ürünlere karbon vergisi ekleyecek. Türkiye’ye toplam ihracatının yüzde 50’sini Avrupa ülkelerine yaptığını düşünürsek bu vergi ticari çalışmaları çok etkileyecek. Biz güneş enerji santrali projesi üzerinde konuşurken bu konu gündemde değildi ancak çıkacağını biliyorduk. Bu sebeple Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı da göz önünde bulundurarak karar verdik. 

Tolga Bey, projelerin finansman ayağıyla ilgili olarak yatırımcıları bilgilendirmek adına neler söylemek istersiniz? 

Tolga Özdemir: Güneş potansiyeli yüksek olan fabrikaları bu projenin avantajları konusunda uyarmak istiyorum. Daikin fabrikası Sakarya’da bulunuyor. Bulunduğu yer açısından 1 kilovatlık bir güneş enerjisi PV sisteminden yaklaşık 1350 kilovatsaat üretebiliyor. Bu rakam, güneye indikçe 1600 kilovatsaate kadar çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin güney bölgesinde üretim yapan fabrikaların çok daha büyük kapasiteleri bulunuyor. Ancak o bölgede bulunan fabrikaların birçoğu bu yatırımın avantajlarını bilmiyor. 

Zeki Bey’in bahsettiği Avrupa Yeşil Mutabakat konusuna ekleme yapmak istiyorum. 4 yıl önce gerçekleştirilen Paris İklim Konferansı’ndan sonra iklim değişikliğiyle yaptırımların uygulanacağı biliniyordu. Aradan geçen 4 yıllık süre zarfından sonra Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat ismini verdikleri bir anlaşma yaptı. Bu anlaşma kapsamında yenilenebilir enerji oranının 2030 yılına kadar yüzde 30’dan yüzde 50’ye çıkarılmasını talep ettiler. 2050 yılına kadar ise yüzde 100’e ulaşmasını istediler. Dolayısıyla ihracat yapan fabrikaların şimdiden önlem alması gerekiyor. Daikin fabrikası örneğinden devam edersek çok başarılı ve aynı zamanda şanslı bir proje olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü fabrikanın çatısı 40 bin metrekarelik bir büyüklüğe sahipti ve güneş enerji santrali bu alan üzerine kuruldu. Boş duran çatı şimdi enerji üretiyor ve karbon salımını azaltıyor. Daikin global bir marka oluğu için sadece Türkiye’de değil dünyadaki taahhütlerini de yerine getirmeyi hedefliyor. Çünkü Daikin sahip olduğu tüm fabrikalar tarafından solunan karbondioksit oranlarından kendini sorumlu hissediyor. Sadece tükettiği enerjiden değil, aynı zamana ürettiği ürünlerin karbon salımına etkisi bulunuyor. Tüm bunları bertaraf etmek amacıyla yeşil enerji yatırımlarını hayata geçiriyor. 

Biz Daikin ile bu konuyla ilgili çalışmalar yapmaya başladık. Bir sonraki aşamada yapabileceklerimize odaklandık. Çünkü biz Daikin’i sadece çatısına güneş santrali kurabileceğimiz bir firma olarak görmedik. Hiçbir yatırımcımızı da bu şekilde görmüyoruz. Hemen bir sinerji yaratıp yaratmadığımıza, başarılı olup olmadığımıza, aynı dili konuşup konuşmadığımıza bakıyoruz. Bu yaklaşımla birlikte diğer alanlarda da ortaklığımızın, partnerliğimizin devam edeceğine inanıyorum. Çatı üzeri güneş enerji santralinin toplam kurulu gücü nedir? Elektrik ihtiyacının yüzde kaçını bu projeden sağlayabiliyorsunuz? Ayrıca istediğiniz zaman kapasite artırma imkanınız bulunuyor mu?  

Zeki Özen: Biz güneş enerji santralini 40 bin metrekare alan üzerine kurduk. Daikin fabrikasına 30 bin metrekarelik kapalı alan daha ilave ettik. Bu alan üzerine yeni bir hat daha ilave etmeyi hedefliyoruz. Biz fizibilite hesaplarımızı elektrik ihtiyacımızın yüzde 80’ini karşılayacak şekilde yapmıştık. Geçtiğimiz ay yüzde 15 daha fazla elektrik ürettik ve OSB’ye fatura ettik. Bugün ürettiğimizden fazlasını OSB’ye satabiliyoruz, kullanım durumuna göre fatura kesebiliyoruz. Bu sektörün gelişmesi için çok büyük bir avantaj.  Aylık üretim ve tüketim giderleri birbirinden farklı olsa da yıl bazında elektrik tüketimimizin yüzde 80’ini karşılayacağız. 30 bin metrekarelik alanın çatısına güneş enerjisi santrali kurduğumuz zaman tükettiğimiz enerjinin tamamını kendimiz üretebileceğiz. 
Türkiye, yenilenebilir enerji konusunda önemli bir noktaya ulaştı. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik santrallerinde yüzde 50’ye yakın bir seviyede yer alıyoruz. Bu rakamın daha da artacağına inanıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verdiği destekler sayesinde hem yenilenebilir enerji kaynaklarından üretimin hem de enerji verimliliği projelerin artmasını hedefliyoruz. 

Bu projenin teknik açıdan öne çıkan özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Proje kapsamında hangi konulara odaklandınız ve hangi teknik konular öne çıktı?

Tolga Özdemir: Projenin mühendislik ve tasarım tarafından bahsetmek istiyorum. Daikin fabrikasının çatısında yön olarak 4 farklı oryantasyon bulunuyordu. Biz projede en yüksek verimi elde edebilmek için panelleri en doğru şekilde yerleştirmeye gayret ettik. Çatının yan tarafında çok fazla yükselti bulunmamasına rağmen tasarımı titizlikle gerçekleştirdik. Daikin projesiyle ilgili teknik ekipman seçimini de aynı şekilde titizlikle yürüttük. Projede, son teknolojiye ait olan monokristalin PV paneller kullandık. Bu ürün, Türkiye’de üretilen en büyük panel olma özelliği taşıyor. Ayrıca 144 hücreden oluşuyor ve 400 vat büyüklüğü bulunuyor. Panelin teknik açıdan öne çıkan en önemli özelliği gölgeleme durumunda diğer teknolojilere göre daha az güç kaybediyor.  Daikin çatısı farklı oryantasyonlara sahip olduğu için elektriği üreten inverterin performansıyla ilgili değişkenlik oluyordu. Biz hem izleme kolaylığı hem de farklı oryantasyonlarda maksimum verimliliği sağlamak için MPPT diye adlandırdığımız Modül Level Power Optimizer teknolojisini kullandık. Bu teknoloji sayesinde her iki panel için bir power optimizer kullandık ve MPPT tetiklemesini o panelin başında gerçekleştirdik. MPPT panelin başında yapıldığı zaman dizi boyunca herhangi bir kayıp yaşanmıyor. Bu da üretim noktasında önemli bir verim elde edilmesini sağlıyor.  Biz yüzde 3 ile 4 oranında verimliliği artırdığımızı belgeledik. Daikin firması da başarıyı teyit etti. 

Projenin bulunduğu lokasyon açısından öne çıkan zorlukları oldu mu? 

Tolga Özdemir: Çatı üzeri güneş enerji santrali kurduğunuz fabrika eğer organize sanayi bölgesi içerisinde yer alıyorsa kirlilik ve sıcaklık en zorlayıcı etkenlerden biri olarak karşınıza çıkıyor. Sanayi tesislerinde dumanın içinden toz gelebiliyor. Nemle birlikte panelin içine bu tozlar yapışabiliyor. Zaman içerisinde daha çok kirlenebiliyor. Bütün dizinin performansını en fazla kirlenen paneller belirliyor. Bundan dolayı verim kaybediliyor ve görüntülenemiyor. 
Biz Daikin projesinde optimizer teknolojisi kullandığımız için her iki paneli bir anda görüntüleyebiliyoruz. Bu sayede hangi panelin kirli olduğunu görebiliyoruz. Bu arada piyasada bu teknolojiyi kullandığınız zaman yangın riskini azalttığına yönelik bir algı olmuş. Halbuki öyle değil. Bu teknolojiyi kullandığın zaman yangın riski azalmıyor ama orada yangın olduğu takdirde yangına müdahale eden insanların can güvenliğini sağlanıyor. Çünkü yangın çıktığı zaman bütün hat boyunca ki gerilim 1 volta düşüyor. Bu da insanların can güvenliği riskini ortadan kaldırmış oluyor. 

Daikin’in 2021 yılıyla ilgili genel bir hedeflerini, iş gündemini de paylaşabilir misiniz? 2021 yılını önemli bir yatırım dönemi olarak belirlediniz. Bu yatırım kapsamında nasıl çalışmalar gerçekleştireceksiniz? Enerji bu yatırımın ne kadarını kapsayacak? 

Zeki Özen: Daikin olarak 2021 yılında 15 milyon Euro değerinde yatırım gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu yatırım kapsamında son üç yıldır ihracatta Türkiye lideri olduğumuz split klima alanında üretim kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz. 1 milyon 400 bin dış ünite üretim kapasitemizi bu yatırım sayesinde 700 bin artırmayı ve Avrupa’daki ikinci büyük fabrika olmayı istiyoruz. Ayrıca 6 milyon Euro yatırım bedeliyle 30 bin metrekare oranında artırdığımız kapalı alanımızın çatısına güneş enerji santrali kurmak istiyoruz. Kontek Enerji ile birlikte elektrik üretim miktarımızı artırmayı ve tükettiğimiz enerjinin tamamını üretmeyi hedefliyoruz. 

Röportajı izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=JdaR2pRMFwA&t=816s

Röportajı dinlemek için: https://radyo.stendustri.com.tr/daikin-yonetim-kurulu-uyesi-zeki-ozen-sektorun-uzun-sure-konustugu-bir-proje-yapildi/