Dizel ya da motorlu sistemleri elektriğe dönüştüren BM Makina, bu dönüşümle endüstriyel tesislerin yüzde 90’lara varan enerji verimliliği sağlamalarına yardımcı oluyor. Bu sistemlerin detaylarını, geliştirdikleri yeni teknolojileri öğrendiğimiz BM Makine Genel Müdürü Kenan Bebek, şu anda sistemlerin elektrikli RTG’ye doğru ilerlediğini ve bu sayede önemli fırsatlar yakalandığını söyledi. 

BM Makine Grup markasının kuruluşundan ve yapılanmasından bahsedebilir misiniz? 

BM Makine 1999 yılında kuruldu. Kurulduğumuz ilk yıllarda Alman firmalarından Vahle ve Liftket’in Türkiye temsilcisi olarak başladık. Daha sonra BKB markasını kurarak profil sistemleri ürettik. Daha sonra motorlu kablo toplama kamburlarının üretimine geçtik. En son Demyks markasıyla ağır vasıta araçları için araç kaldırma ve döndürme ekipmanlarının üretimine başladık. Bu ürünlerin üretimi birbirleriyle bağlantılı olarak gelişti. Müşterilerden gelen talepler doğrultusunda üretimlerimizi geliştirdik. Bunu yanı sıra her zaman üretimin içinde olmayı ve üretime devam etmeyi hedefledik. Bu hedef doğrultusunda da BM Makine Grup çatısı altında bu markaları oluşturduk. İhracat noktasında da önemli adımlar atmaya çalışıyoruz.    

Üretim yeriniz çok güzel bir lokasyonda ve geniş bir alan üzerinde yer alıyor. Üretim merkezinizin özelliklerini anlatabilir misiniz? 

Üretim yerimiz Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alıyor. Yaklaşık olarak 11 bin metrekare kapalı alan üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada kaynaklı imalat, talaşlı imalat ve aynı zamanda ithalatını gerçekleştirdiğimiz ürünlerin deposu bulunuyor. 9 senedir bu lokasyonda sanayiye hizmet vermeye çalışıyoruz. 
Günümüzde enerji ve data iletim sistemleri hayati önem taşıyor. Vahle markası ile bu noktada önemli bir ihtiyaca cevap veriyorsunuz. Markanın sunduğu çözümler hakkında bilgi verebilir misiniz? 
Vahle, 1912 yılında kurulmuş bir markadır. Aynı zamanda ürettiği bara sistemlerinin mucididir. Opsiyon açısından çok zengin bir ürün gamına sahiptir. Son dönemde hayata geçirdiği yatırımlarla farklı alanlarda da çözümler üretmeye başladı. Özellikle otomasyon, data ve iletişim alanında otomotiv gibi sektörler için komple çözümler geliştiriyor. Bizde kurulduğumuz ilk günden beri Vahle markasının Türkiye’de temsilciliğini yürütüyoruz. Bunun yanı sıra Vahle, demir çelik gibi ağır sektörlerde özel ürünleri bulunuyor. Bu ürünlerin arasında; izoleli baralar, açık bara sistemleri, ağır hizmet tipi kablo arabaları yer alıyor. Ayrıca standart vinç sistemleri için kapalı kutu bara sistemleri ile otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlere yönelik temassız enerji data iletim sistemleri bulunuyor. Depolama ve ray sistemleri içinse entegre çözümler sunuyor. 

Yeni yatırımlarla birlikte otomasyon ve data iletişim sistemine geçtiğinizi söylediniz. Yatırıma ne zaman başlandı ve şu anda hangi noktaya gelindi? 

Vahle firması geçtiğimiz senelerde otomasyon alanında önemli bir firma olan Deto’yu satın alarak bünyesine kattı. Bu birleşme ile birlikte otomasyon alanında da komple çözümler sunmaya başladılar. Yakın bir süre içerisinde bizde bu konuyla ilgili olarak Türkiye’de aktif olmaya çalışacağız. 

Siz ağırlıklı olarak hangi sektörlere hitap ediyorsunuz? Özellikle yeni dönemde odaklandığınız alanlar hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Temsilcisi olduğumuz ürünlerin birçok farklı sektörde kullanımı mevcut. BM Makine Grup olarak biz ağırlıklı olarak demir çelik, demiryolu, liman ve denizcilik, otomotiv, beyaz eşya ve depolama ve raf sistemleri sektörlerine yoğunlaşıyoruz.  

Türkiye’de ilk kez sizin yaptığınız zemin altı tren kaldırma sistemleri hakkında bilgi verebilir misiniz?  

İstanbul metrosunun Olimpiyatköy bakım atölyesinde 2013 yılında ilk kez Alman bir partnerimizle birlikte gerçekleştirdik. İki yıl sonra İstanbul metrosunun Ümraniye bakım atölyesinde zemin altı kaldırma sistemlerini yaptık. Bu sistem dünyada sayılı firma tarafından gerçekleştirilebiliyor. Çünkü zemin altında hassas çalışması gerekiyor. Biz bu sistemin ikincisini de hayata geçirdiğimizden dolayı çok mutluyuz. Aynı zamanda ilk yaptığımız sistemde 4’lü bir vagon kaldırırken son yaptığımız uygulamada 6’lı vagonun kaldırılmasını sağladık. Bu da yaklaşık 1,5 katı daha büyük bir sistemi hayata geçirdiğimiz anlamına geliyor. İki sistem sorunsuz bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Bundan da ayrıca mutluluk duyuyoruz. 

Bu iki önemli projeyi hayata geçirdiniz. Peki bu iki projeyi referans olarak alarak başka hangi çalışmalara imza atmayı düşünüyorsunuz? 

Bakım atölyesi kaldırma ekipmanlarında sektörde tanınan bir firmayız. Tanınırlığımızı giderek artırmak istiyoruz. Bunun yanı sıra yurt dışındaki demiryolu yatırımlarını yakından takip ederek ihracat alanında önemli adımlar atmayı hedefliyoruz. 

Otomotiv sektörü için önemli çalışmalara imza atan bir firma olarak Türkiye’nin ilk elektrikli otomobil fabrikasına hizmet sunmayı planlıyor musunuz?  

Türkiye’nin ilk elektrikli otomobil fabrikasının kurulumunda BKB ve Liftket sistemlerimiz bu iş için biçilmiş kaftan diyebiliriz. Bu sistemler birçok alanda da uygulanıyor ve örnekleri bulunuyor. Bu konunun yanı sıra otomotiv fabrikalarının olmazsa olması enerji iletim sistemleriyle ilgili olarak Vahle markasıyla çözüm sunabiliriz. Ayrıca gelecekte çok kullanılacağını düşündüğüm temassız enerji sistemlerini otomotiv ve beyaz eşya sektöründe çok kullanıyoruz. Bu sistemlerin elektrikli otomobil fabrikasında kullanılabileceğini düşünüyorum.

Temassız enerji iletim sisteminin avantajları nelerdir? Hangi özellikleriyle gelecekte daha çok kullanılacağını düşünüyorsunuz?   

Temassız enerji iletim sistemi, hareketli transfer arabalarının enerjisini aynı hat üzerinde temas etmeden alan bir sistemdir. Zemine gömülmüş olan bir kablodan ekipman hareket ettiğinde enerjisini temas etmeden alabiliyor. Bu sistemin öncelikle montaj kolaylığı gibi bir avantajı bulunuyor. Ayrıca herhangi bir temas ya da sürtünme olmadığı için hiç bakım gerektirmiyor. Böylelikle birkaç sene içerisinde kendisini amorti ediyor. 

Sizin sunduğunuz ürün ve hizmetlerin enerji verimliliği konusunda sağladığı avantajlar nelerdir? 

Endüstride çalışan dizel ya da motorlu sistemleri elektriğe dönüşümünü de gerçekleştirebiliyoruz. Bu dönüşümle yüzde 90’lara varan enerji verimliliği sağlanabiliyor. Bunu da müşterilerimizden aldığımız geri bildirimlerden öğreniyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor. Örneğin lastik tekerlekli konteynır vinçleri biz elektrikli RTG’ye dönüştürüyoruz. Bir liman için biz bu projeyi hayata geçirdik. Daha sonra yaptığımız görüşmelerde yüzde 92 oranında enerji verimliliği sağladıklarını öğrendik. Şu anda da sistemler genellikle elektrikli RTG’ye doğru ilerliyor. Biz enerji iletim hatları ve akım alma kısmını yapabiliyoruz. 

Yüzde 92 enerji verimliliği önemli bir oran. Tabii bu kadar yüksek verimlilik sayesinde amorti süreleri de kısalıyor. Yatırımcıların bu konuda geri bildirimi nedir? 

Yatırımcılar bu projeyle yüzde 92 oranında enerji verimliliği sağladığı için dediğiniz gibi amorti sürelerinde önemli avantajlar elde ediyorlar. Genellikle amorti sürelerinin 1,5 – 2 yıl olduğunu söyleyebiliriz.  

BKB Profil Sistemleri’nin üretimini tamamen Türkiye’de gerçekleştiriyorsunuz. Ürünün kullanım alanları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ürününüzün öne çıkan avantajları nelerdir?

BKB Profil Sistemleri’ni biz Liftket markasına tamamlayıcı bir ürün olması sebebiyle çıkardık. Yurt dışından ithal edilen profil sistemleriyle vinç sistemlerini kuruyorduk. 2004 yılında profil sistemlerini üretebileceğimizi düşünerek BKB markasını oluşturduk. Biz bu sistemi hem komple bir çözüm olarak sunabiliyoruz hem de sadece profil ihtiyacı olan firmalar için de hazırlayabiliyoruz. 
BKB Profil Sistemlerinin elle manuel olarak yürütülebilmesi, operatörün kendi hızıyla ilerletebilmesi, ek parçalarıyla birlikte müşterilerimize sunulabilmesi ve gerektiğinde farklı alanlarda da kullanılabilmesi öne çıkan avantajları arasında yer alıyor. BKB Profil Sistemleri modüler yapısı sayesinde birçok yerde kullanılabiliyor. CN Tezgah besleme, kaynak hatları ve ufak tonajlı işlerde tercih ediliyor. 
Stoklu üretim yaptığımız için müşteriye hızlı cevap veriyoruz. Ayrıca üretimini kısa süre içerisinde tamamlayarak müşteriye teslimatını yapabiliyoruz. Siz bu sistemi yurt dışından almak isterseniz 2,5 – 3 ay beklemeniz gerekiyor. 

Türkiye’de üretim yapmanız aynı zamanda özel taleplere cevap vermenizi sağlıyor değil mi? 

Bizim yaptığımız projelerin çoğu müşterilerin ihtiyacına yönelik hazırlanan özel tasarımlardan oluşuyor. Bu da bizim markamızın tercih edilmesinde önemli bir faktör oluyor. Bir proje içerisinde yer aldığımız zaman önce proje ekibimizle birlikte çizimini gerçekleştiriyoruz, daha sonra müşteriden onay alıp üretime başlıyoruz. Birçok proje birbirinden farklı oluyor. Örneğin Demyks kaldırma krikoları müşterilerin isteğine göre tek tek hazırlanıp üretiliyor. Tonajı, kaldırma yüksekliği gibi bilgileri öncesinden alarak hazırlık yapmamız gerekiyor. 

Demyks markasından kısaca bahsedebilir misiniz?  

Demyks markasının üretimine 2011 yılında başladık. Demiryolu sektöründe bu tarihten itibaren bilinen, tanınan ve güvenilen bir marka oldu. Şu anda Türkiye’de belediyelerin metro, tramway hatlarının bakım atölyelerinde ve tren üreticilerin imalathanelerinde tercih ediliyor. Ayrıca İran, Güney Afrika gibi noktalara ihracat gerçekleştiriyoruz.  

Siz operasyonunuzu kaç kişilik bir ekiple yönetiyorsunuz?  

BM Makine Grup çatısı altında 50 kişilik bir ekiple çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekip konusunda nicelikten çok niteliği arıtmaya çalışıyoruz. Ekip sayımızı çok fazla büyütmeden kalitemizi artırmaya yönelik adımlar atıyoruz. Uzmanlık ve tecrübe çok önemli iki kriterimiz. 

Türkiye’de birçok liman firması için ERTG projesi gerçekleştirdiniz. Siz bu proje ile yatırımcının yakıt tüketimi ve bakım masrafı gibi konularda tasarruf sağlamalarına yardımcı oluyorsunuz. ERTG projesi nedir? Detaylı bilgi verebilir misiniz?  

Türkiye’de birçok liman firması için ERTG projesi gerçekleştirdik. Bu proje, dizelle çalışan lastik tekerlekli konteynır vinçlerinin elektrikle çalışmasını sağlıyoruz. Bu proje kapsamında işletme yüzde 90’lara varan enerji tasarrufu elde ediyor. Almanya’da gerçekleştirdiğimiz ölçümlere göre yüzde 75’in üzerinde bir tasarruf sağlanmasına yardımcı oluyoruz. Bu projeyi Vahle adına Türkiye’de ilk biz gerçekleştirdik. Yaklaşık 10 senedir çalışan sistemlerimiz bulunuyor. Yeni gelen ürünlerin ise artık RTG olanları tercih ediliyor. O ürünlerin enerji iletim sistemlerini ve çelik konstrüksiyonlarını Türkiye’de biz yapabiliyoruz. Bunun da şöyle güzel bir tarafı var. Bu projeyi Vahle firması adına dünyada ilk kez BM Makine Grup yaptı. Çelik konstrüksiyonunu da biz ürettiğimiz için tecrübeli bir firmayız. Bugün dünyanın neresinde bu proje yapılırsa çelik konstrüksiyonunu biz üretip gönderiyoruz. Bu ülkeler arasında; Panama, Meksika, Norveç, İngiltere yer alıyor. Türkiye’de ürettiğimiz çelik konstrüksiyonu bu ülkelere ihraç etmiş bulunuyoruz. 

Son dönemde fabrikalar enerji verimliliği sağlamak ve kendi enerjisini üretmek için yatırım yapmaya devam ediyor. Siz bu noktada neler söylemek istersiniz?   

Son dönemde bu alanda bir farkındalık olduğunu ve bu alana yapılan yatırımların arttığını görüyorum. Özellikle son dönemde güneş ve rüzgar enerjisi alanındaki yatırımlar devam ediyor. Bu yatırımları görmek insanı bir yandan mutlu ediyor. BM Makine Grup olarak bizde güneş enerjisine yatırım yapmak için gerekli görüşmeler gerçekleştiriyoruz. İnşallah yakın zaman içerisinde kendi enerjimizi üretmeye yönelik bir yatırımı hayata geçirebiliriz. Organize Sanayi Bölgesi’ne ait olan bir güneş enerji santrali var. Elektriğimizin bir kısmını oradan temin ediyoruz. Enerji verimliliği konusunda ise geliştirebileceğimiz alanlara ve kaçaklara odaklanıyoruz.