Polisan Holding, şirketlerinde ve üretim tesislerinde kullandığı enerjinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyor. Bunu yaparak elektrik enerjisi kaynaklı karbon ayak izini nötürleyecek. Yeni dönem projelerini ve enerji verimliliği konusunda hayata geçirdiği çalışmaları anlatan Polisan Kimya Bakım Onarım ve Yardımcı İşletmeler Yöneticisi Kurtuluş Karadağ “Leed sertifikalı, Endüstri 4.0 tabanlı yeni fabrikada; enerji ve proses verimliliği odağında soğutma ve ısıtma performansımızı yüzde 15-20 iyileştiren sistemlerimiz bulunuyor. Batch bazlı ürün çevrim süremizi kısaltacak bu sitemler sayesinde yeni tesisimizin kapasitesi eski tesisimize göre yüzde 30 fazla olacak. Ayrıca Enerji simülasyonu çalışması ile baz tesise göre yüzde 26’dan fazla enerji tasarrufu; seçilen su verimli sıhhi tesisat elemanları ile yüzde 40’dan fazla su tasarrufu sağlayabileceğiz. Çatılardan toplayacağımız yağmur suyunu, kapalı çevrim soğutma suyunda kullanarak şebeke su kullanımımızı azaltacağız. Sahip olduğu son teknoloji scrubber ile sıfır emisyon bazlı üretim yapmayı hedefliyoruz” dedi.  

Türkiye’deki yapılanmanızdan ve üretim faaliyetlerinizden kısaca bahsedebilir misiniz? 

Polisan Kimya, Türkiye’nin en köklü kimya şirketlerinden biri ve 1964 yılında üretim faaliyetine başladı. Sektörü ileriye taşıyacak yatırımlar yaptı, ki bunların bazıları Türkiye’de ‘ilk olma’ özelliği taşıyor. O kısma geçmeden, belki resmi daha doğru tarif edebilmek açısından kimya sektörünün içeriğine biraz daha bakmak gerekir. Kimya aslında kapsamı çok geniş bir sanayi dalı. Sadece genel hatlarıyla bakıldığında bile; ilaçtan boyaya, plastikten kozmetiğe 70.000’den fazla farklı ürünü nihai tüketici ile buluşturan, yanı sıra bilgi ve iletişim teknolojileri, inşaat, otomotiv, makine, tüketim malları sektörünün tamamına girdi sağlayan bir sektör olduğunu görüyoruz. Ayrıca imalat sanayinin ihtiyaç duyduğu organik, inorganik kimyasalları, boyaları, laboratuvar kimyasallarını, termoplastikleri temin eden bir sektör. 
58 yıllık bir geçmişe sahip olan Polisan Kimya, kapsamı çok geniş bu sektörde faaliyetlerini ağırlıkla üç ürün grubunda yürütüyor. Sunta, mdf, kontrplak, formika reçineleri, cam yünü ve taș yünü reçineleri, melamin, üre ve fenol bazlı formaldehit reçinelerini üretecek teknolojiyi Türkiye’ye getiren ilk şirket Polisan Kimyadır. 

Polisan Kimya, 2016 yılında dizel araçlarda kullanımı zorunlu hale getirilen Adblue’nun da Türkiye’deki ilk üreticilerinden biridir. Lukoil, BP, OWV, Total gibi dünya devleri için Türkiye’de AdBlue© üretmeye devam ediyoruz. Bizden sonra AdBlue üreten başka markalar da oldu, burada sektörün önemli oyuncularından olmaya devam ediyoruz. 

Yapı kimyasalları ürün grubunda da hizmet veriyoruz ve pazarın en büyük ilk üç oyuncusundan biriyiz. Ama Eylül ayı itibariyle orada bir takım yeni düzenlemelere gittik. Yapı kimyasalları ürün grubumuzu Polisan Kimya’nın içinden çıkardık ve ayrı bir şirket olarak yeniden düzenledik. Yapı kimyasalları alanındaki üretim ve pazarlama faaliyetlerimizi 1 Ekim itibariyle Polisan Yapıkim Yapı Kimyasalları şirketimiz üzerinden yürütmeye başladık. 

Bildiğiniz üzere Polisan Kimya, Türkiye’nin önemli grup şirketlerinden Polisan Holding’in iştiraklerinden biri. Kimya üretimine her zaman büyük önem veren, yatırımlarla üretim kabiliyetini sürekli geliştiren Polisan Holding, alanının en iyileriyle yan yana durma ve güçlerini birleştirme politikasını her zaman çok özenle uygulamıştır. 2004 yılında Polisan Holding, polimer alanında dünyanın önde gelen firmalarından Rohm and Haas firması ile ‘Rohm and Haas Kimyasal Ürünler Üretim ve Dağıtım A.Ş.’ adı altında bir ortaklık kurdu. 2009 yılında Rohm and Haas firması dünyanın en büyük kimya şirketlerinden biri olan Dow Chemical tarafından satın alındı, ortaklık Dow Chemical ile devam ediyor. Bu ortaklık her zaman Polisan Kimya’ya sinerji ve daha rekabetçi ürünler geliştirme noktasında güç kattı. 

Türkiye’de toplam kaç fabrikanız bulunuyor? Fabrikaların üretim kapasitesini artırmaya yönelik yeni yatırım planlarınız bulunuyor mu? 

Formaldehit reçineleri, yapı kimyasalları ve dizel araçlarda kullanımı zorunlu hale getirilen AdBlue ürün grubunda, ürün ve hizmet sunan bir yapıyız.  Tesislerimiz Dilovası, Adana ve Samsun’da bulunuyor. Sorunun ikinci kısmına gelecek olursak; Polisan her zaman yatırımlarını büyük bir titizlik ve özenle yapmıştır. Temellerini 2021 yılında attığımız yeni formaldehit reçineleri tesis yatırımımızı Kasım 2022’de tamamladık ve devreye aldık. Formaldehit ve reçineleri iş kolunda, ürün yelpazemizi katma değeri yüksek, ihracata yönelik, raf ömrü uzun ürünler ile genişletmek üzere 5 milyon Euro yatırımla kurulan yeni tesis, kapasitede de yüzde 30’luk artış sağlayacak. 
2022 yılında kimya tarafında karar olarak alınan ve hızla hayata geçirilen bir diğer konu ise yapı kimyasalları faaliyetlerinin ayrı bir şirket yapısı altında yeniden düzenlenmesi ve büyütülmesiydi. 
Yapı kimyasalları ürün grubundaki üretim, pazarlama ve hizmet çalışmaları Polisan Kimya bünyesinden çıkarıldı ve Polisan Yapıkim Yapı Kimyasalları şirketi altında yeniden yapılandırıldı. Bu alandaki yeni şirketimiz 1 Ekim itibariyle faaliyetlerine başladı. Buradaki yeni yapılanmanın yapı kimyasalları ürün grubundaki hareket kabiliyetimizi artırmasını bekliyoruz. 

RÜZGÂR ENERJİSİNE UYGUN COĞRAFİ BÖLGELER HANGİLERİ? RÜZGÂR ENERJİSİNE UYGUN COĞRAFİ BÖLGELER HANGİLERİ?

Üretim kapasiteniz arttıkça tükettiğiniz enerji miktarı da yükseliyor. Bu açıdan hayata geçirdiğiniz enerji verimliliği projeleri hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Üretim kapasitemiz arttıkça tükettiğimiz enerji miktarı artmıyor aslında. Bunun birkaç nedeni bulunuyor. Bunlardan ilki yeni üretim tesisin sahip olduğu özelliklerle ilgili, bir diğeri ise başarı ile uygulanan enerji verimlilik çalışmalarıyla ilgili. 

Formaldehit reçineleri tarafında kurulan yeni fabrika yeşil yani çevreci bir yapı. Leed standartlarında (Leadership in Energy and Environmental Design- Enerji ve Çevre Dostu Tasarım) inşa ettiğimiz tesisimizde kaynakların korunmasına, sağlıklı ve konforlu çalışma alanlarının oluşturulmasına öncelik verdik. İç ortamda çevre etkisi düşük, tehlikeli olmayan malzemeleri seçtik ve çalışanlarımız için sağlıklı iş ve dinlenme alanları oluşturduk. 

Sorunuza tekrar dönecek olursak; leed sertifikalı, Endüstri 4.0 tabanlı yeni fabrikada; enerji ve proses verimliliği odağında soğutma ve ısıtma performansımızı yüzde 15-20 iyileştiren sistemlerimiz bulunuyor. Batch bazlı ürün çevrim süremizi kısaltacak bu sitemler sayesinde yeni tesisimizin kapasitesi eski tesisimize göre yüzde 30 fazla olacak. Inline ve online batch kalite kontrol ekipmanları ile kalite kontrol sürelerimiz yüzde 10 azalacak, proses çıktıları big data olarak ele alabileceğimiz için kolaylıkla daha stabil ve kaliteli ürünler üretebileceğiz. Örneğin sadece kalite kontrol sürecindeki bu otomasyon ile ürün kalitemiz artacak. Yanı sıra manuel yaptığımız kalite kontrol kaynaklı numune atıklarımızı yılda 8 ton azalacak.
Enerji simülasyonu çalışması ile baz tesise göre yüzde 26’dan fazla enerji tasarrufu; seçilen su verimli sıhhi tesisat elemanları ile yüzde 40’dan fazla su tasarrufu sağlayabileceğiz. Çatılardan toplayacağımız yağmur suyunu, kapalı çevrim soğutma suyunda kullanarak şebeke su kullanımımızı azaltacağız. Sahip olduğu son teknoloji scrubber ile sıfır emisyon bazlı üretim yapmayı hedefliyoruz. 

Ölçebildiğin kadar yönetebilirsin! Bu bağlamda 2022 yılında montaj ve test çalışmalarının tamamlanması ile son çeyrekte Dilovası sahamızda Dijital Enerji İzleme Sistemini devreye aldık. Mevcutta 82 adet olan ölçme ekipmanlarımızı 119 adete çıkardık ve online olarak izleme sistemimizin %.90’ını devreye aldık, yıl sonuna kadar tamamını devreye alacağız. Sistem sayesinde verilerin sahadan online toplanması, sisteme işlenmesi, raporların hazırlanması gibi süreçlerimizi dijitale aktardık ve bu sayede yerinde yapılan okumaları otomatik hale getirerek zaman ve işgücü kazandık. Tesisimizde yer alan elektrik, su, buhar, hava, azot gibi 10 parametreyi online sistem üzerinden anlık ve istediğimiz zaman aralığında görebileceğiz. Böylece günlük ve aylık yaptığımız izlemeleri daha yakın markaja alarak iyileştirme ve tasarruf projelerimize daha etkin odaklanabileceğiz.

Faaliyet gösterdiğiniz sektörü elektrik tüketimi açısından değerlendirebilir misiniz? Enerji verimliliği konusunda hangi proseslere odaklanıyorsunuz? 

Polisan’da ciddiyetle yürütülen bir sürdürülebilirlik politikası bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak da karbon emisyonu yüksek enerji türleri yerine çevreci kaynakların kullanımı yoluna gidilmiştir. Buradaki politikanızdan tam ve maksimumda verim almak istiyorsanız. Bunun olabilmesi için enerji tasarrufu ve verimliliğini esas alan prosesler de geliştirip uygulamanız gerekir. Bu noktada her bir şirketiyle Holding’in başarılı bir strateji uyguladığını söyleyebilirim. 

Polisan’ın şirketlerinde, üretim tesislerinde ve operasyon alanlarında kullanılan enerjinin yüzde 50’si Uluslararası I-REC sertifikalı yenilenebilir enerjiden karşılanmakta. Enerjide yenilenebilir kaynakları kullandığımız için Polisan Kimya’da doğrudan ve dolaylı emisyon yoğunluğu yüzde 44 azaldı. Holding’in boya şirketi olan Polisan Kansai Boya’da bu oran yüzde 56, liman işletmeciliği şirketi olan Poliport’ta ise yüzde 43 olarak gerçekleşti. Bu çıktılar bizlerin bu alandaki motivasyonunu artırıyor. Holding yürüttüğü enerji verimliliği çalışmaları kapsamında bu yıl içinde 1.302.578 kWh elektrik tasarrufu sağladı. Özetle, Polisan’da üretim çevre dostu fabrikalarda, temiz enerji kaynakları ve tasarruf merkezli yürütülmektedir. 

2025 yılına kadar karbon emisyonunuzu azaltma yönünde hedefleriniz var. Bu hedefinize ulaşmak için farklı hangi projeleri uygulamayı planlıyorsunuz?

Polisan Holding, şirketlerinde ve üretim tesislerinde kullandığı enerjinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan sağlama hedefi var. Bunu yaparak elektrik enerjisi kaynaklı karbon ayak izimizi nötürleyeceğiz. Kendi faaliyetlerimizdeki ve değer zincirimizdeki karbon ayak izi azaltım çalışmalarımıza titizlikle devam ediyoruz. İklim değişikliği ile mücadele stratejilerimizde yer alıyor. Tüm paydaşlarımızla paylaştığımız stratejik hedeflerimize ulaşmak üzere hayata geçirmeyi planladığımız birçok projemiz bulunuyor; ancak orada süreç hala devam ettiği için sürprizleri hep beraber ilerleyen zamanda göreceğiz. 

Kendi enerjinizi üretmeye yönelik bir projeniz var mı? Bu projenizin detaylarından ve fizibilite sürecinizden bahsedebilir misiniz? 

Şu anda tesislerde kullanılan elektrik enerjisinin yarısını rüzgâr kaynaklı yenilenebilir enerjiden sağlıyoruz. Çok güçlü bir enerji üretim partnerimiz bulunuyor. ‘Kendi enerjimizi üretme’ son derece büyük bir karar ve titizlikle fizibilite edilmesi gerekir, üzerinde çalışıyoruz. 

Enerji verimliliği kadar suyun da verimli kullanımı iklim kriziyle mücadele kapsamında önemli bir konu. Su verimliliği konusu gündeminizde nasıl yer alıyor ve stratejinizi nasıl belirliyorsunuz? 

Polisan Holding ve iştiraki şirketlerde ciddi bir sürdürülebilirlik politikası uygulanmaktadır.  Su tasarruf ve verimliliği konusu da tıpkı enerji gibi büyük bir ciddiyetle ele alınmakta. Burada hayata geçirilen prosesler sonucu Polisan Kimya’da su tasarruf miktarı yüzde 21’e çıktı. Yeşil yapı standartlarına göre inşa edilen ve yakın zaman önce hizmete giren yeni formaldehit reçineleri fabrikamız özelinde konuşacak olursam; bu oran çok daha yüksek. Seçilen su verimli sıhhi tesisat elemanları ile yüzde 40’dan fazla su tasarrufu sağlayacağız. Ayrıca yağmur suyu hasadı yapılmakta ve bu yolla elde edilen su farklı alanlarda kullanılmak üzere değerlendirilmekte. 

Sürdürülebilirlik konusunda nasıl bir çevre politikası izliyorsunuz? 

Sürdürülebilirlik politikamızı çok temel birkaç nokta üzerine inşa ettik. Enerji bunlardan biri. Bugün kullandığımız enerjinin yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan kullanıyoruz ve bu oranı yüzde 100’e çıkarmak içinde projeler yürütmekteyiz. 
Bir diğeri ise yapı. Araştırmalara göre; dünyada enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 40’ı binalardan kaynaklanıyor. Dolayısıyla yapıları da çevreci bir forma kavuşturmak gerekir. Polisan şu ana kadar iki fabrikasını; boya ve kimya fabrikasını yeşil fabrika standartlarına göre yeniden inşa etti. Enerji verimliliği yüksek, sağlıklı ve Endüstri 4.0 tabanlı çevreci yeni fabrikalarımızla karbon ayak izimizi daha da aşağılara çekeceğimize inanıyoruz. 

Sürdürülebilirlik politikasının üçüncü ayağında çevreyi destekleyen ürünler yer alıyor. Ürün yaşam döngüsü çalışmalarını Ar-Ge aşamasına taşıdık ve sürdürülebilirliği destekleyen ürünlerin portföy içindeki oranını arttırma çalışmalarına hız verdik. Son olarak; çimento, beton ve yeraltı kimyasalları ürünlerimizin 27 tanesi tüm dünyada geçerli, Çevresel Ürün Beyanları (Environmental Product Declarations, EPD) belgesi sahibi oldu. Belgelerimiz International EPD System ve EPD Turkey tarafından tescil edildi ve geçtiğimiz ay yayınlandı. 

2023 hedef ve projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Yeni dönemde iş gündeminizde hangi başlıklar olacak? 

İhracatımızı artırmaya yönelik çalışmalar ile katma değerli ürün çalışmaları ağırlıklı gündem maddelerimiz olarak önümüzde duruyor. Yüzde 20 seviyelerinde olan ve ağırlıkla formaldehit reçineleri ürün grubunda gerçekleşen ihracatımızı 2023’te yüzde 30’a çıkarmak istiyoruz. Ayrıca portföyümüze katmayı planladığımız ama Ar-Ge Merkezimizin hala üzerinde çalıştığı ürünler var; bu ürünlerin rekabetçiliğimizi arttıracağına inanıyoruz.