Sente Makina, kurulmuş olduğu 1994 yılından itibaren önce farklı sektörlere makinalar üretirken, 2003 yılı itibariyle havalandırma makinaları sektörüne giriş yaparak alanında birçok ilke imza atmıştır. Bugün sektöründe Türkiye’de lider, dünyanın ise en önde gelen firmalardan birisi konumunda bulunan marka, ürettiği makinaları dünyanın değişik ülkelerine ihraç ediyor. 
Şu an dünyanın farklı ülkelerinde kurulu Sente makinalarına, Secomea sayesinde uzaktan, güvenli ve çok hızlı bir şekilde bağlanarak arzu edilen tüm verileri toplayabildiklerini söyleyen Sente Makina Otomasyon Sorumlusu Nafiz Şeker’i Çözüm ortakları Secomea’nın Ürün Müdürü Ali Tolga Bektaş ile birlikte ziyaret ederek, bu güçlü iş birliğinin kazanımlarını konuştuk. 

Ürün grubunuz ve yıllık üretim kapasiteniz hakkında bilgi verir misiniz? Alanınızda Türkiye‘de yaşattığınız ilk neler var? 

Nafiz Şeker: Yaklaşık 50’den fazla makina çeşidimiz ile yılda ortalama olarak 700 adet makine üretiyoruz ve sektördeki ilklere imza atmak için yeni ürünlerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Özellikle dijitalleşme alanında çok büyük adımlar atıyoruz. Biliyorsunuz artık digitalleşme çağındayız ve Sente Makina olarak çağın gerisinde kalmamız söz konusu olamaz, biz de bu yolda ilerliyoruz. Bizim şirket olarak vizyonumuz çok geniş, hiçbir yeniliğe karşı bir kısıtlamamız yok. Şu an HMI’sız ve PLC‘siz bir makina düşünmek nasıl mümkün değilse artık IT çözümleri, makinanın uzaktan izlenmesi ve kontrolü, Cloud’a veri toplama, kestirimci bakım gibi teknolojik alanlar da zorunluluk haline geldi, biz de Sente Makina ürünlerinde bu konulara ağırlık veriyoruz. 
Otomasyon çözüm ortağımız Schneider Electric’ten ve Secomea’dan aldığımız destek ile Havalandırma sektörü için ürettiğimiz makinalarda EcoStruxure Machine Advisor ve Artırılmış Gerçeklik ( Augmented Reality ) uygulamaları yapıyoruz. Şu an dünyanın her bir yanında kurulu olan makinalarımızdan oturduğumuz yerden verileri toplayabiliyoruz. 

Hangi coğrafyalara gönderiyorsunuz makinalarınızı? 

Nafiz Şeker: Amerika, Almanya, Fransa, Polonya, Avusturya, Avusturalya, İspanya, İsviçre, Küba, Meksika, Yeni Zelanda, Kenya, Nijerya, Arap yarımadasındaki tüm ülkeler, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, gibi dünyanın 7 kıtası üzerindeki  60’ ın üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. 

Şirket bünyesinde yeni bir makina modelinin geliştirilmesi kararı nasıl alınıyor? Son dönemde ne tür yatırımlar yapılıyor?

Nafiz Şeker: Sahadan topladığımız veriler ve müşteri taleplerini göz önüne alarak müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda yeni makine tasarımı yada mevcut tasarımlarımızı geliştirme yönünde karar alıyoruz. Sente Makine olarak Bizim için makinanın hızlı, stabil ve hatasız olması çok önemli. İnsanın olduğu her ortamda hata olasılığı vardır, bunun için bir makinayı tasarlarken mümkün olduğu kadar insan faktörünü devre dışı bırakıp tamamen otomatik sitemler (makinalar) tasarlaya gayret ediyoruz.

Makina hatlarınıza hammaddenin girişinden nihai ürünün çıkışına kadar geçen üretim sürecini paylaşır mısınız?

Nafiz Şeker: Makinalarımıza sac ürün hammadde (rulo) halinde giriyor; makina istenilen ölçülerde gerekli hesaplamaları yaparak nerede ne yapması gerektiğine karar veriyor  ve üretim süreci tamamen el değmeden otomatik şekilde yapılıyor , makine nin çıkışında ürün tamamen montaja hazır hale geliyor. Operatöre ise sadece montaj aparatlarını yerleştirmek kalıyor. Birkaç saniye içerisinde o işlem de bitiyor ve ürün montaja hazır hale geliyor. 

Sıfır duruş ve sıfır hata ile üretim adına ne tür donanım ve yazılımlar kullanılıyor?

Nafiz Şeker: Üretimini yaptığımız makinaların Mekanik, hidrolik, pünomatik tasarımları ve yazılımları tamamen kendi bünyemizde bulunan ürün geliştirme ve arge departmanlarımız tarafından en ince ayrıntılar dikkate alınarak yapılıyor , ve uzun süreli test aşamalarından geçiriyoruz. Tasarımlarımızı yaparken özellikle karmaşık sistemler yerine kullanıcı dostu mümkün olduğu kadar anlaşılır ve kolay herkesin kullanabileceği şekilde tasarlıyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun bizim kalitemize güvenerek makinalarımızı alan Firmalar da  çalışan makinaları kullanacak olan operatörleri makine tesliminden önce firmamızda ağırlayarak eğitim veriyoruz, bu sürecin sonunda makina yerine kurulduktan hemen sonra direkt olarak seri üretime başlıyoruz.

Şirketlerin insan faktöründen giderek kurtulmaya çalışarak dijitalleşmesi, olası güvenlik sorunlarını da beraberinde getirmiyor mu? 

Nafiz Şeker: Dijitalleşebilmek için ilk önce makinalarımız internete bağlamamız gerekiyor. Bunun için Secomea kullanıyoruz. Beklenti çok olunca tabi ki endişelerde oluşuyor ancak  Secomea ile yaklaşık 2 yıldır birlikte çalışıyoruz henüz çözüm üretemediğimiz bir problem ile karşılaşmadık. Bizim beklentilerimizi en iyi karşılayan ürün Secomea. Daha doğrusu şu anda karşılayamadığı bir çözüm yok. Tek bir cihaz kullanıyoruz aynı cihazla sahadaki tüm donanımlarımıza bağlanabiliyoruz. Örneğin USB portu ile Servo sürücülere bağlanırken aynı anda Ethernet portu üzerinden hem HMI hem de PLC’ lere bağlanabiliyoruz, yine  aynı anda mobil cihazlardan HMI’ lara gerek VNC yada WebVisu üzerinde  görüntüleyebiliyoruz. Bunları yaparken aynı zamanda OPC/UA ve Modbus TCP gibi haberleşme protokolleri üzerinden secomea aracılığı ile veri toplaması yapabiliyoruz. Schneider Electric’ in geliştirmiş olduğu EcoStruxure Machine Advisor’ a Secomea’ ları çok kolay bir şekilde entegre edebiliyoruz. Bunun için Machine Advisor’ dan aldığımız KeyCode’ları Secomea’ya girmemiz yeterli. Secomea cihazlarımız ile Schneider Electric EcoStruxure Machine Advisor’ a makinadan aldığımız verileri göndererek dünyadaki tüm makinalarımızdan eş zamanlı veri toplayıp, Dashboardlar ile canlı olarak izleyebiliyoruz. 

Bu noktada Ali Bey, sizden Secomea’nın Türkiye‘de sanayicimize teknolojide hangi ilkleri yaşattığını öğrenebilir miyiz?

Ali Tolga Bektaş: Mevcutta adı olmayan bir pazarı sıfırdan bambaşka bir noktaya taşıdık.  Bunu da makina sektörünün tamamen ihtiyaçlarına ve geri dönüşlerine odaklanarak yaptık. Bizim insanlarımız bir şeyi zor kabul ediyor ama kabul ettiği şeyden de kolay kolay vazgeçmiyor. Bizim için en büyük handikap, Endüstri 4.0 konusunda herkesin bir fikrinin olması ama iş geliştirmesinin ne olduğuna dair hiç kimsenin fikir sahibi olmamasıydı. 

Sıfırdan iş geliştirme yaparken, ne kadar güvenli olduğuna, bu güvenli ve uzaktan erişimin ne kadar basit olduğuna odaklandık. Teknik kişiler her zaman bir işin çözümüne ve ne kadar pratik olduğuna bakar. Özetle, sanayicilerimize, yeni bir sektör, bir iş geliştirme ve kolaylık getirdik.

Secomea olarak son dönemde hangi projelere imza attınız?

Ali Tolga Bektaş: Ambalaj ve paketleme sektörün başta olmak üzere birçok makine üreticisi için çalışıyoruz. Şu anda 500’den fazla Makine Üreticisi ve Otomasyon firması Secomea kullanıyor. Kitle büyük olunca talepler de çok fazla oluyor. Dolayısıyla bizim işimiz projeye imza atmak değil, müşterilerimizin dijitalleşmesine yardımcı olmak.

Uzaktan erişim Secomea ile artık bir sorun olmaktan çıktı ve standart hale geldi. Daha önce bir müşterimiz sadece bir sensör arızası için Peru’ya gitmiş ve bu seyahat kendisine 30 bin TL’ye mal olmuştu. Şimdi ismini veremeyeceğimiz çok yüksek hacimle çalıştığımız firmaların yetkilileri ile maliyet planlamasını yaptığımızda yıllık çok büyük kar elde ettiklerini görüyoruz. Çünkü bir arıza durumunda müşteri sorunu anlatamıyorlarsa en az 1-2  kişinin sahaya gitmesi gerekiyor. Bu da zaman ve maliyet dışında mevcut işlerin de aksaması anlamına geliyor. 

Bize Endüstri 4.0‘ı Türkiye‘de uzaktan erişim diye kazıdılar ama öyle bir şey değil. Çünkü ihtiyaçlar bu kadar basit değil. Mekanik tarafta bir şeyi geceden gündüze değiştiremezsiniz ama IT tarafında geceden gündüze her şey değişebilir. Uzaktan erişim sadece bizim hediyemiz. Bizim yaptığımız ve yapabileceğimizin sınırı, kullanıcıların hayal ettikleridir.

Nafiz Bey, Secomea ile Sente Makina ilk hangi projede bir araya geldi?

Nafiz Şeker: Uzak coğrafyalardaki makinalarımıza erişmek için makinanın yanına gitmek yerine makinayı yanımıza getirmenin yani uzak erişimin arayışındaydık, uzaktaki makinalarımıza erişmek için seyahat etmek, bizim için  çok maliyetli ve ayrıca çok fazla zaman kaybına neden oluyordu. örneğin programda birkaç satırı değiştirmek için bu seyahatlere katlanmak yerine uzaktan bu sorunu çözebilmenin yollarını hep aradık. Önce müşterimizin PC üzerin den aracı programlar kullanarak VPN bağlantı ile çözmeye çalıştım. Bu şekilde çok zor oluyordu zira karşı tarafın bir bilgisayar bağlaması, makinayı da ethernet kablosu ile PC ye bağlaması gerekiyordu ki bu yolla sadece Ethernet portu üzerinden bağlanabiliyordum makinadaki ekipmanların seri portlarına yada usb portlarına bağlanmamın mümkünatı zaten yoktu bunları müşteriye yaptırmak gerçekten bize çok büyük sıkıntılar yaşatıyordu. Bu bağlatıların da uzun uğraşlar sonucunda ortalama olarak % 50 si başarılı oluyordu. 
Bu arayışlar içindeyken bir mühendis arkadaşım aracılığıyla Secomea‘yı duydum ve Ali Tolga Bey’ler ile iletişime geçtim. Bizim ilk ihtiyacımız kolay uzak erişimdi, şu anda bütün makinalarımıza standart olarak Secomea koyuyoruz. Nasıl bir switch, bir HMI ve PLC gerekliyse bir tane de Secomea gerekli. Makinamızı Secomea‘ sız hiçbir yere göndermiyoruz. 

Secomea size ne avantajlar sağlıyor? 

Nafiz Şeker: Yaşanmış güzel bir vaka ile anlatayım isterseniz. İsviçre’ye gönderdiğimiz bir makinayı, oradaki distribütörümüz , ABD’ye satmış fakat bizim makinamız “milimetre” ölçüsüne göre çalışıyordu. ABD’ deki müşteri ise ölçüleri “inç” cinsinden istedi. Bunun üzerine ben de programı tekrar derleyip inç’e çevirdim ve internet üzerinden yarım saatlik bağlantı sonucunda makinayı inç ile çalışır hale getirdim. Böylece ABD’ye seyahat etme zorunluluğundan ve masrafından kurtulmuş olduk. Böyle verebileceğim sayısız örnekler var. 

Secomea ürününü kullandığınızda müşteri tarafında “güvenlik” tereddütleri ya da problemler yaşandı mı? Bunları Secomea ile nasıl aştınız? Süreçleri paylaşır mısınız? 

Nafiz Şeker: Hiçbir güvenlik açığı yaratmadı, Secomea’ nın altyapısında çok ciddi güvenlik önemleri var. Benim haricimde bir başkasının makinaya bağlanması imkansız. Benim makinaya bağlanabilmem için Secomea‘ nın internete çıkması yeterli oluyor. Secomea‘yı da internete bağlamak için ya Wi-Fi kullanılıyor ya da müşteri Ethernet kablosunu taktığı zaman direkt internete çıkabiliyor. Eğer Wifi konfigürasyonu gerekli ise, müşteriye küçük bir dosya gönderiyorum. O dosyayı USB flashdisk’e atıp, Secomea’ya aktarması yeterli oluyor. Secomea, direkt şifreyi içerisinden alıp Wi-Fi’ den internete çıkış yapıyor.

Genellikle fabrikalar kendi güvenliğini düşünerek, server’ ına erişim için port açmanıza izin vermiyor. Bu bizim için çok büyük bir sorundu ve Secomea’ nın bunu ortadan kaldırması bize büyük avantaj sağladı. Secomea‘ nın bağlanmasıyla ben makinaya gitmiyorum, makinayı yanıma getiriyorum. 

Secomea bu sorunu nasıl ortadan kaldırıyor?

Ali Tolga Bektaş: Bizim birinci önceliğimiz güvenlik. Uzaktan erişimde VPN ile bağlantının ne kadar güvenli olduğuyla ilgili her zaman bir soru işareti vardır. Secomea, Alman siber güvenlik şirketi Protectem GmbH’in siber güvenlik sertifikasına sahip. Secomea’nın güvenliği Uçtan Uca. Yani PLC’nizin Ethernet soketinden PC’nize kadar olan tüm proses Siber Güvenlik Sertifikasına sahip.

Bu sertifikanın amacı sizin güvenliğinizi garanti altına almak. Bunu sağlayabilmek için de çok yüksek bedelli yatırımlar yapıyor.

Bu hem son kullanıcı için hemde üretici için bir sigorta. Bu sertifika ile cihazın kullanılacağı fabrikada internet verilmesi sorun olmaktan çıkacaktır.

Son dönemde Secomea ile yapmış olduğunuz bir projeden örnekleyerek sağlanan avantajları paylaşır mısınız?

Nafiz Şeker: Secomea ile birlikte son olarak Schneider Electric EcoStruxure Machine Advisor çözümünde birlikte çalıştık. Machine Advisor ile makinamızdaki verileri ModBus ya da OPC/UA haberleşme protokolleri üzerinden cloud’a basıp, makinamızın istediğimiz tüm verilerini dünyanın neresinde olursak olalım izleyebiliyoruz. İster cep telefonundan ister laptop tan ister tabletten internet sitesine girip şifreyi yazdığınızda, Machine Advisor’dan makinanın üretim ve tüketim verilerini, ne kadar çalışmış, ne kadar enerji tüketmiş, kaç tane üretim yapmış gibi tüm verileri dünyanın neresinde olursa olsun izleyebiliyoruz.

Yakın dönemde Secomea ile birlikte yapmayı planladığınız bir proje var mı? 

Nafiz Şeker: Şuan Çözüm ortağımız Schneider Electric ile artırılmış gerçeklik EcoStruxure  (Augmented Reality )  uygulaması üzerine çalışıyoruz ve makinamızı internete çıkarabilmemiz için yine secomea’ ya ihtiyaç duyacağız. 

Ayrıca bir sonraki aşamada Secomea’nın yönetilebilir serveri sayesinde, Server’ımızda bulunan tüm cihazları müşterilerimiz ile paylaşacak ve onlarında kendi sistemlerine bunun üzerinden bağlanmasını sağlayacağız. Yani onlar bunun için bir altyapı kurmayacaklar.

http://www.hidro-tek.com.tr/secomea.htm