Türkiye’de üretimin geleceğini değerlendiren Doruk Yönetim Kurulu Üyesi ve ProManage Corporation Genel Müdürü Aylin Tülay Özden, tek başına robotlaşmanın Türkiye için doğru bir çözüm olamayacağını, üretimin geleceğinin kültür ve sosyolojiden bağımsız olarak düşünülemeyeceğini kaydetti.

Özden, devlet, üniversite, sanayi, şirket ve birey bazında tüm paydaşları kapsayan, eş güdümlü ve iyi tasarlanmış bir yaklaşımla başarılı bir dijital dönüşüm sürecine imza atılabileceğini ifade etti. 

"DİJİTAL FABRİKALARI İŞLETECEK UZMANLARA İHTİYAÇ VAR"

Türkiye'nin sanayisi güçlü bir ülke olduğunu, elindeki kıymetli ve yetenekli nüfusun üretim endüstrisine katacak formüller bulunması gerektiğini belirten Özden, hazır reçete dijitalleşme yaklaşımlarının her ülkeye uymadığını, üretim ve gelirlerin sürdürülebilir olması için fabrikalarda kesintisiz bir iş gücünün bulunmasının şart olduğunu dile getirdi.

Genç nüfus yoğunluğu açısından Türkiye ve ABD örneğini veren Özden, gençlerin dijital dünyada artık çok daha fazla yaşadıklarını ve bu doğrultuda fabrikalarda dijitalleşmenin artması, şeffaf, modern ve yalın ortamlara doğru gidilmesi ile genç nüfusun da oyunun bir parçası olmak için hevesinin artacağını ifade etti.

Bugünkü tabloyu anlatan Özden, "Önümüzde uzman işçi ve mühendisler tarafından yüksek performans ile yönetilen, tedarik zincirinde birbirine iletişim hatları ile bağlı modern diijital fabrikalar var ve onları mükemmel işletecek uzmanlara ihtiyacı var." diye konuştu.

"KÜLTÜR VE SOSYOLOJİDEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNEMEYİZ"

Türkiye'de genç nüfusun fabrikalarda çalışması için yeni formüller geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Özden, genç nüfustan fabrikalardaki ürün, sistem ve işleyişin daha verimli, daha üretken ve daha nitelik bir üretim gerçekleştirilmesi için değer elde edilmesinin önemine dikkat çekti. 

Türkiye'nin dışarıya olan bağlılığını azaltması, ihracat miktarını katlaması, gayrisafi milli hasılasını yükseltmesi gerektiğini aktaran Özden, "Tek başına robotlaşmanın Türkiye için doğru bir çözüm olduğunu düşünmüyorum. Bunu yaparsak sonrasında doğacak insan gücüne nasıl bir iş, nasıl bir gelir bulacağız, bu nasıl bir sosyal patlama yaratacak gibi konuların üzerinde çok ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. Bu bağlamda, üretimin geleceğini kültürden ve sosyolojiden bağımsız olarak düşünemeyiz." ifadelerini kullandı.

"DİJİTALLEŞMEDE GELECEĞİMİZ PARLAK"

Başarılı bir dijital dönüşüm için stratejik bir yaklaşımın uygulanması gerektiğini vurgulayan Özden, Türkiye'nin toplum olarak yeniliklere açık bir toplum olduğunu, cep telefonu ve internet  kullanımında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını ve dijitalleşmenin topluma yayılmasında kültürel olarak dünyadaki ileri ülkeler arasında bulunduğunu dile getirdi.

Sanayi 4.0 bakış açısıyla üretimde dijital dönüşümü değerlendiren Özden, söz konusu süreçte devlet, üniversite, sanayi, şirket ve birey bazında tüm paydaşları kapsayan, eş güdümlü ve iyi tasarlanmış bir yaklaşımla fayda sağlanabileceğini belirtti.

"Genç nüfusa sahip Türkiye’nin dijitalleşme konusunda geleceğinin parlak olduğuna inanıyorum. Bu nedenle üretimde dijitalleşme düzeyimiz de hızla artacak" diyen Özden, Türkiye'deki nitelikli yazılımcı eksikliğine işaret etti ve sorunun ciddiyetini anlattı.

"NİTELİKLİ YAZILIMCILARIMIZI ÜLKEDE TUTMAMIZ ŞART"

Türkiye'de uluslararası standartlarda teknoloji ürünleri geliştirebilecek insan kaynağının mevcut olduğunu, ancak insan kaynağının yurt dışından talep gördüğünü aktaran Özden, "Ülkemizdeki ekonomik, çevresel ve sosyolojik koşulları iyileştirip donanımlı insanların yurt dışı değil Türkiye için çalışmalarını sağlamamız gerekiyor." diyerek sözlerini noktaladı.