SAP danışmanlığının yanı sıra kendi geliştirdiği yerli yazılımı OrchestraHR markasıyla da uçtan uca mobil insan kaynakları çözümleri sunan HRSP, 2010 yılından beri gerek kullanıcı ihtiyaç ve talepleri gerekse teknolojinin gereklilikleri doğrultusunda çözüm odaklı hareket ederek geliştirdiği markasıyla insan kaynaklarında süreçleri kolaylaştırıyor.

Firma, “İş ve İK Yönetimi Mobil Uygulaması” olarak lanse ettiği yerli ürünü ve SAP danışmanlığı ile ABB Elektrik, Arçelik, A101, Çayeli Bakır İşletmeleri, Göltaş, Pirelli Türkiye, Mercedes-Benz Türk gibi Türkiye’nin önde gelen kurumsal şirketlerinin yanı sıra Pirelli Mısır ve Arçelik’in yurt dışı iştiraklerine de global anlamda destek veriyor.

HRSP’nin insan kaynakları süreçlerini hızlandıran, pratikleştiren, dijitalleştiren OrchestraHR markası ve SAP danışmanlığı hizmetlerini ve şirketlere kazandırdıklarını, HRSP Yönetici Ortakları Seren Karadeniz ve Bekir Karadeniz ile konuştuk.

HRSP Danışmanlık, ne zaman hangi amaçla kuruldu? Verdiğiniz hizmetlerden ve firmanızın yapılanmasından bahseder misiniz?

BEKİR KARADENİZ: HRSP’nin açılımı; İngilizcesi “Human Resources Solution Provider” olan “İnsan Kaynakları Çözüm Danışmanlığı”dır. Şirketimiz, 2001 yılında kuruldu ve kurulurken odaklandığımız konu; insan kaynakları ve bu alanda müşterilerimize dijital çözümler sunmaktı. Bu odak çerçevesinde de kuruluşumuzdan beri yolumuza devam ediyoruz. İlk önce SAP danışmanlığıyla başladık. 2010 yılından itibaren de kendi markamızı geliştirdik. Bu süreçte birçok kurumsal firmayla İK konusunda çalışmalar yaptık, büyük projelere imza attık. Aynı zamanda yurt dışında da çeşitli projelerimiz oldu. Ancak 2010’dan sonra SAP danışmanlığına ek olarak kendi çözümümüzü üretme zamanımızın geldiğine karar verdik. Çünkü İK sadece bordro, puantaj ve yönetimi haricinde farklı fonksiyonlara da ihtiyaç duyan bir hale geldi. Dolayısıyla şirketleri; çalışanlarıyla, yöneticileriyle, insan kaynaklarıyla bütünleştiren çözümler üretmeye başladık. Bu doğrultuda da “Orchestra” yazılımımız ortaya çıktı. 2010’dan itibaren de yazılımımız üzerinde çalışmalar ve geliştirmeler yapıyoruz. Halihazırda butik bir şirketiz. Müşterilerimizin her türlü sorununu özellikle İK tarafında çözmeye çalışıyoruz. Güçlü olduğumuz alanlar; bordro, puantaj ve mobil uygulamalar. Son yıllarda dijitalleşme süreçleriyle birlikte projelerimizi, bulut teknolojileri üzerinden yapıyoruz. 

SAP HR danışmanlığı konusunda sunduğunuz hizmet ve çözümlerinizi detaylandırabilir misiniz?

SEREN KARADENİZ: SAP danışmanlığı; hem fonksiyonel hem de yazılım danışmanlığı olarak ayrılıyor. Her iki konuda da çözüm ve destek hizmeti sağlıyoruz. Müşterilerimizin, İK tarafındaki tek yüklenicisiyiz. Öncelikle sorunları dinliyoruz, ardından fonksiyonel ekibimiz tasarlıyor, üzerinde çalışıyor. Gerekirse yazılım desteğiyle kodlarını yaparak süreci tamamlıyoruz. İK’nın da özellikle personel yönetimi, ana verilerinin tutulması, takip edilmesi, raporlanması, kıdem tazminatı, izin yükü gibi önemli yasal raporlamalar, benzer şekilde bordro ve bordroyla ilgili yasal yapılanmalar üzerinde çalışıyoruz. Bu anlamda gündemi de yakından takip ediyoruz. Yasal mevzuatlar değişebiliyor, ya da pandemi döneminde kısa çalışma ödenekleri (KÇÖ), kısa çalışma devamsızlıkları, ücretsiz izinler gibi farklılıklar var. Bildirgelerin, muhtasar ve SGK birleşmesi gibi bütün mevzuatları takip ediyoruz. Kendi portalimiz üzerinden de gelişmeleri, yenilikleri yayınlayarak müşterilerimizi bilgilendiriyoruz. SAP, global bir yazılım olduğu için bu yazılımla ilgili güncellemeler geliyor. Güncellemeleri müşterilerimize haber veriyoruz. Müşteri taleplerine göre de sistemlerinin konfigürasyonunu sağlıyoruz. Bordro ve zaman yönetimi en önemli hizmetlerimizin başında geliyor. 

Yerli yazılım çözümünüz Orchestra hangi ihtiyaca yönelik olarak geliştirildi? Yazılımınızın öne çıkan özellikleri ve işletmelere sağladığı avantajlar nelerdir? 

BEKİR KARADENİZ: Ürünümüz, müşterilerimizden/kullanıcılarımızdan gelen taleplerle gelişti. Ancak günümüzde sanayide Endüstri 4.0 diye bir gerçek var. Bu da şirketlerde birçok şeyin değişmesini, dijitalleşmesini gerektiriyor. İK’da da artık öne çıkan olgu, mobilleşmek. Biz de ürünümüzü, mobilleşmeyi odağımıza alarak geliştirdik. Uygulamayı, mobilden, webten, tabletten herkesin kullanabilmesini ve kolayca ulaşabilmesini amaçlıyoruz. Dolayısıyla, bu noktada bizim için mobilleşmek en önemli anahtardı. Zaten Orchestra ürünümüz de böyle bir ürün. Arka planda çalışan ürün SAP, Oracle ne olursa olsun biz oraya entegre olarak süreçleri mobilleştirebiliyoruz. İkinci önemli konu da işin içinde bulut olması. Çünkü artık şirketler donanım yatırımlarına hem yetişemiyorlar hem de bu konuda vakit kaybetmek istemiyorlar. Uygulamalarının gerek lisans gerek donanım gerekse bakım maliyetleri olmaması nedeniyle bulut olması büyük bir avantaj. Diğer bir amacımız, İK kolay, pratik ve net olmalı. Karmaşık, zor olduğunda kişileri sıkabiliyor. Geçmişte kişileri bir araya getirerek proje ekibi kurup proje yaparken, bugün artık bir an önce müşterilerimiz bizden çözüm talep ediyor, biran evvel performans yönetim sistemini kullanmayı istiyorlar. Projelere giremiyorlar, kaynaklar da geçmişteki kadar fazla değil. Dolayısıyla Orchestra yazılımımız ile proje sürelerini kısa tutarak, hızlı bir şekilde çözüme ulaşmayı amaçladık.

Orchestra yazılımınızı kullanan şirketler, süreçlerinde ne tür kazanımlar elde ediyor?  

SEREN KARADENİZ: Bordrolara webten ya da mobilden erişim sağlamak veya yıllık izin süreçlerini webten yönetmek gibi çözümlerin, şirketlerde işgücü kaybını yok ettiğiyle ilgili araştırmalar var. Çünkü bu işlere yoğun mesai harcayan İK ekipleri oluyor. Bunun yanında kağıt yükünü ortadan kaldırıyor. Ayrıca mesela, puantaj projesini canlıya aldıktan sonra merkezdeki yöneticilerin, vardiya sisteminden bilgisi olamayabiliyor. Bu nedenle sistemleri ortaklaştırarak mobil platformlara taşıdık ve herkesin görebilmesini sağladık. Böylece personelin arka arkaya iki gün boş günü olmaması gibi birtakım kurallar koyabiliyoruz. Bunun haricinde vardiya planlarını da daha kolay yönetebiliyorlar. Örneğin sabah 8’de açılan bir mağazada neden 50 kişi planlanmıştır? Saat 8’de çok fazla müşteri gelme ihtimali çok düşük olduğu için sonrasında çalışanları mesaiye bırakmanız gerekebilir. Çünkü akşam kapanış saatlerinde daha fazla personele ihtiyacınız vardır. Bir başka örnek olarak, bir müşterimizin yurt dışı iştiraklerinde puantajlar dış ortamlarda yapılıyordu. Onları hem SAP hem de Orchestra’ya taşıdıktan sonra mesai kayıplarının önüne geçmiş olduk. Sistemlerin ve kuralların merkezileştirilmesi ve bütün bunlara yöneticilerin erişim hakkının olması da önemli faydalar sağlıyor. Dış sistemden alınan raporlar manipülasyona açık olabiliyor.   

HRSP’nin gelecek dönem hedef ve beklentileri nelerdir? 

SEREN KARADENİZ: Biz SAP danışmanlığı ve kendi markamız olan Orchestra ile iki koldan giden bir şirketiz. Her ikisi de birbiriyle yakın temasta olmasına rağmen, yolları farklı olan çözümler. SAP tarafında konunun uzmanı, yetkin danışmanlarla, kaliteli işler yapmayı amaçlıyoruz. Müşterilerimize de bunu sağlamayı çalışıyoruz. Müşterilerimiz ile olan iş birliğimizde, ilişkilerimizde karşılıklı güven ve bağ kurduğumuz için, inanmadığımız bir ürünü onlara sunmak istemiyoruz. Aksi takdirde sonuçları bizim açımızdan olumsuz olabilir, müşterimizin güvenini sarsmak istemeyiz. Bu belki bizim maddi açıdan kazancımızı etkileyebilir ama inanmadığımız, içimize sinmeyen şeye girmiyoruz. Bütün bilgimizi onlara aktararak çalışıyoruz. SAP’de butik ve sadece İK odaklı bir firma olarak uzun yıllardır ayakta kalmamızın nedeni de müşterimizin bizi bırakmaması. Çünkü eninde sonunda onların sorunlarını çözeceğimizi ve bunu daha fazla maddi kazanç sağlamak adına yapmadığımızı biliyorlar. Dolayısıyla SAP’de var olmaya ve güçlenmeye devam edeceğiz. Ama bunun haricinde teknolojik yetersizlikten, lisans maliyetlerinden dolayı SAP kullanamayan ya da vizyoner, İK’sını düzgün yönetmeye çalışan şirketlerde de Orchestra’yı konumlandırmayı sürdüreceğiz. Bizim geliştirdiğimiz, A’dan Z’ye her şeyiyle ilgilendiğimiz kendi ürünümüz olduğu için, Orchestra’yı yayınlaştırmayı ve kullanıcı sayısını arttırmayı hedefliyoruz. Birçok kurumsal şirketin mobil telefonunda Orchestra uygulamasını görmek en büyük hedefimiz ve hayalimiz.

BEKİR KARADENİZ: Amacımız, mutlu çalışanlar yaratmak. Bir şirketin çalışanları mutlu olursa, o şirket hedeflerine kolayca ulaşır. Aksi takdirde performanslar, motivasyonlar düşük oluyor ve hedefler tutmuyor. Mutlu çalışanlar için de insanların kolaylıkla ulaşabildikleri ve eleştirilerini iletebildikleri sistemler kurmak gerekiyor. Çalışanların kolay kullanabildikleri, mutlu olabildikleri, özgürce değerlendirme yapabildikleri, yorum yapabildikleri sosyal bir İK sistemini amaçladık ve bu şekilde de geliştirmeyi sürdürüyoruz. Biz tek taraflı başaramayacağımızı biliyoruz. Biz müşterilerimize danışmanlık veriyoruz, ancak onlar da bize deneyim, süreç bilgisi gibi birçok şey veriyorlar. Dolayısıyla Orchestra’yı müşterilerimizle birlikte geliştiriyoruz. Yazılımımızın içinde birçok know-how, proses bilgisi var ve bunlar her geçen gün artıyor. Örneğin son olarak, bir firmamız “Yılın En’leri” diye bir süreç ekledi. Bununla birlikte çalışanlar mesai arkadaşlarını aday gösterebiliyor, sonucunda da kazanana ödül veriliyor. Bu tür katkılar, ürün geliştirme aşamasında bizim için çok değerli.