Rockwell Automation tarafından bu sene 30’uncusu hibrit olarak düzenlenen Automation Fair kapsamında gerçekleştirilen "Yiyecek ve İçecek Sektörü Forumu"nda çok çeşitli konular ele alındı.

Fuar’daki oturumda konuşan gıda, dondurulmuş gıda ve hazır yemek üreten global şirket Kraft Heinz’ın Uluslararası Operasyonel Teknoloji (OT) ve Otomasyon Başkanı Scott Ingles ve global alkollü içecek şirketi AB-InBev’in Global Otomasyon ve Bağlantılı IIoT Direktörü Charles Tisdell, paketlenmiş tüketici ürünlerine (CPG) odaklandı.

Açık oturumun diğer konuşmacısı Kalypso’nun Global Tüketici Ürünleri Direktörü Colin Speakman olurken Rockwell Automation CPG Kurumsal Müşteri Bölümü Başkan Yardımcısı Steve Deitzer ise moderatör olarak katılım sağladı. Dünya genelinde 40 tesisten sorumlu olan Ingles, dijital dönüşüm yolculuğunun başında olduklarını, çıkış noktaları farklı olan iki cephede ilerlediklerini söyledi.

YAPAY ZEKA DESTEKLİ ENDÜSTRİYEL GÖRÜNTÜ İŞLEME ÜNİTELERİ YAPAY ZEKA DESTEKLİ ENDÜSTRİYEL GÖRÜNTÜ İŞLEME ÜNİTELERİ

"DAHA FAZLA DİJİTAL DÖNÜŞÜM ALTYAPISI OLUŞTURMALIYIZ"

ABD'de faaliyetleri ve platformu olduğunu hatırlatan Ingles, "Amerika’de faaliyetlerimiz bir hayli oturmuş durumda. Dolayısıyla zaten veri topluyoruz. Ancak dijital dönüşümle bu verileri nasıl çok daha iyi analiz edebileceğimizi, otomatikleştirebileceğimizi ve çok daha iyi kararlar için doğru kullanıcılara nasıl sunabileceğimizi belirlememiz gerekmektedir. Ancak henüz aynı seviyede oturmamış global faaliyetlerimiz de var. Bu yüzden, daha fazla dijital dönüşüm altyapısı oluşturmamız ve önemli varlıklardan veri toplamak ve bu verileri analiz etmek için doğru temeli bulmamız gerekmektedir." biçiminde konuştu.

AB-InBev Global Otomasyon ve Bağlantılı IIoT Direktörü Charles Tisdell de konuşmasında, “Dijital dönüşüm, insanların dönüşümüyle ve hemde veri ve ekipman performansı arasındaki açığın belirlenmesiyle ilgili. Dünya genelinde altı kıtada 256 tesiste faaliyet gösteriyoruz. Bu yüzden Kuzey ABD’dan diğer küresel konumlara ölçeklenebilecek bir dijital dönüşüme ihtiyacımız var” dedi.

"PANDEMİ DÖNÜŞÜM YOLCULUĞUNDA HIZ KAZANDIRDI"

Tisdell, AB-InBev’in dijital dönüşümü daha büyük ve geniş yerlere ölçeklenebilecek güvenli hızlı kazançlarla ve en ön saflarda deneyerek tersten bir yaklaşımla ele aldığını bildirdi. Tisdell, “Biz, ham madde verimimizi artırabilecek kullanıcı örneklerini arıyoruz. Diğerlerinin ekipman verimliliğini artırması, duruş süresini azaltması veya kazan verimliliğini artırmak için bizlere çok daha iyi algoritmalar sunması bekleniyor. Daha büyük ve çok daha iyi stratejiler geliştirmenin ötesinde, ön saftaki insanların da bu dönüşümlere inanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Ingles, Kraft Heinz’in dijital dönüşümü kuruluşun temel taşları olan kalite, güvenlik ve üretim açısından incelediğini ve dijital dönüşümün alışılmış hedeflerinde nasıl yardımcı olabileceğini değerlendirdiğini ifade ederek, “Ne yerine getirmemiz gerekli olduğunu ve ne yapmak istediğimizi soruyoruz. Aynı zamanda veri üreticileri ile veri tüketicileri arasındaki bilgi açıklarını belirliyor ve bu açıkları nasıl kapatabileceğimizi anlamaya çalışıyoruz." dedi.

Ingles, "En büyük motivasyonumuz, en iyi ürünü nasıl en düşük maliyetle en hızlı biçimde sunabileceğimiz. Elbette pandemi sebebiyle bir çok insan evde daha fazla vakit geçirdi. Artık daha da hızlı biçimde ürün sunmamız gerekli olduğu için bu durum dijital dönüşüm yolculuğumuzda bizlere ivme kazandırdı." diyerek sözlerini sürdürdü.

"TÜM TESİSLERDEKİ EN İYİ UYGULAMALARA DÖNÜŞEBİLİR"

Ingles ve Tisdell, başlangıçta mikro örnekler ve mikro katılımlar olsa da çalışma arkadaşlarının ve şirketlerinin, dijital dönüşümü kavram kanıtlarından (PoC) gerçek uygulamalara taşımaya çalıştığını söyledi.

Bir tedarikçiyle çalışırken örnekleri o düzeylere kadar inşa edebilmek için yola akıllarında dijital dönüşümün son hedefleri ile çıktıklarını aktaran Tisdell, “Dijital dönüşümü destekleyen tek bir grup yok, dijital dönüşüm her yerde. Bazı kuruluşlarımız dijital dönüşüm konusunda çok heyecanlı ve kendi yaşadıkları zorlukların üstesinden gelmek için dijital dönüşümden nasıl faydalanabilecekleri konusunda hizmet birimleri ile beraber çalışmalar yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

Tisdell, sözlerine şöyle devam etti: “AB-InBev, küresel yönetim sisteminin bir parçası olarak çok sayıda özellik modeli kullanıyor. Çalışma arkadaşlarımızla bu modelleri inceliyor ve dijital dönüşümün nasıl çözümler sunabileceğine bakıyoruz. Herkes kendi alanlarında dijital dönüşümü kullanabilir. Ardından diğerleri, yapılanların, kendi özellik modellerine ve etmenlerine göre kullanışlı olup olmayacağına karar verebilir. Bu bir fikirden modele, KPI’ya dönüşebilir ve ardından dijital dönüşüm, tüm tesislerimize ölçeklenebilecek en iyi uygulamalara dönüşebilir.”

"UÇTAN UCA BİR DÖNÜŞÜM PLANLANIYOR"

Dijital dönüşümü sadece makine vizyonunu ya da enerji yönetimini iyileştirme açısından değerlendirmediklerinin önemini vurgulayan Ingles, “Ayrıca çalışanlarımızın ve liderlerimizin bütünüyle katılım göstermelerini istiyoruz. İvmenin burdan başlaması gerekmektedir. Yalnızca kültürümüzü değiştirmekten bahsetmiyoruz. Sermaye harcaması (CapEx) modellerimizi de değiştirmekten bahsediyoruz. Kraft Heinz’ın her bir kuruluş için yönetim kurulları var ve bu kurulların dijital dönüşümü nasıl kullanabileceklerine ve bundan nasıl fayda sağlayabileceklerine karar vermesi gerekmektedir." şeklinde konuştu.

Ingles, Kraft Heinz’ın gelecekteki dijital dönüşüm girişimlerinin önünü açmak için birden fazla süreç uygulamasında ethernet ağ geçitlerini zaten uygulamaya alındığını bildirdi.

"BUZ DAĞININ SADECE GÖRÜNEN YÜZÜ"

Amerika’de çok sayıda ayrık veri kaynağımız ve veritabanı olduklarını kaydeden Ingles, “Yüklü miktarda alışılmış bilgiye sahibiz. Ancak bu sinerji oluşturmaya çalıştığımız dijital dönüşüm buz dağının sadece görünen yüzü. Verileri çok daha iyi kullanmak için daha fazla altyapıya ihtiyacımız var. Ne var ki Bilgi Teknolojileri (IT) ve OT gruplarının farklı modeller kullandığını da biliyoruz. Yani bunların aynı dijital dönüşüm ortamında bir araya gelmesi ve birbirlerinin verilerini kullanması gerekmektedir. Bu da senelerdir uygulanmakta olan bariyerlerin yıkılması manasına geliyor” biçiminde konuştu.
Tisdell de benzer şekilde AB-InBev’in halihazırda başladığı gelişmiş süreç kontrol (APC) uygulamalarıyla dijital dönüşüm çalışmalarını entegre ettiğini bildirerek, “OT ve IT’nin birleşmek mecburiyetinde olduğunun farkındayız. Ancak bunun için yeterli seviyede siber güvenliğe ihtiyacımız olacak. Ağlarımızı bölümlemeye başlamıştık fakat daha fazla sanallaştırma gerekecek ve IT, bunun OT tarafına getirilmesine yardım edebilir. Ne mutlu ki IT ve OT kuruluşlarımızın iyi bir ilişkisi var. Dolayısıyla, her iki tarafın da verilerini paylaşmasına olanak sağlayacak doğru siber güvenlik önlemlerini uygulamaya devam edebileceğimizden eminiz” dedi.

"DÖNÜŞÜM İLE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEFLERİMİZ GERÇEKLEŞECEK"

Konuşmacılar Tisdell ve Ingles, dijital dönüşüm sayesinde uzun süreden beri istenilen sürdürülebilirlik amaçlarını gerçekleştirebileceklerini ve bu hedeflerden kâr elde edebileceklerini dile getirdi.

Kraft Heinz’ın kısa bir zaman önce yeni sürdürülebilirlik girişimini açıkladığını söyleyen Ingles, “Enerji kullanımımızı ve karbon ayak izimizi daha yakından takip ediyor ve bu imkanları sadece saha seviyesinde değil hemde makine seviyesinde uç operasyonlara getiriyoruz. Sürdürülebilirlik, kazandırmaya devam etmekte olan armağan olacak ve bunu dijital dönüşüm sayesinde başarabileceğiz. Tüm enerji ortamımızı bağlantılı hale getiriyoruz ve bunların hepsini görüntülemek için bir merkezi denetim ve veri toplama sistemimiz olacak. Bu armağan için dijital dönüşüme ivme kazandırmamız gerek." diyerek sözlerini tamamladı.