Softrue Kurucu Ortağı ve Hamle Teknoloji Yazılım Departman Lideri Tevhid Korkmaz, 2020 yılı ve gelecek dönem hedeflerini şöyle açıklıyor: “2020’de iki ana hedefimiz var; ilki kontrollü büyüme, ikincisi genele açılma. Yani Türkiye genelinde müşterilerin yanı sıra dünyadaki müşterilere de açılmayı amaçlıyoruz.”

Korkmaz, faaliyetlerini, Bilişim Vadisi’nde konumlanmalarının stratejik açıdan avantajlarını, dijital dönüşümün kendileri için önemini ve gelecek hedeflerini anlattı.

Tevhid Bey, şirketinizin kuruluş hikayesini anlatabilir misiniz?

Bir yazılım şirketi kurma projemiz 2013’te başlamıştı. Öncelikle isim arayışımız oldu. Yazılışı, doğru anlaşılması, yaptığımız işi anlatması gibi pek çok kriter var. Doğru intibayı verecek mi, vermeyecek mi gibi onlara da çok uğraştık. Globalde nasıl kullanabiliriz, insanlar bunu doğru yoksa yanlış mı anlarlar diye düşündük. Türkiye’de de rahatsız etmedi. Çünkü yazılım şirketlerinde bu tür yabancı isimler, kavramlar kullanılıyor. Softrue 2017’den sonra Gebze’ye geldi. Bilişim vadisine girdik, Murat Bey ile ortak olduk. Şirketimizin hedefi tamamen işletmelerde üretilen verilerin analiz edilmesi, işlenmesi, otomatikleştirilmesi, geri beslenmesinin sağlanması ya da bunların görselleştirmesini sağlamak. Dolayısıyla büyük veri analizi, veri görselleştirme, derin öğrenme, makina öğrenimi metoduyla otomatikleştirilmiş süreçler var. Bu finans, satın alma, tedarik zincir süreci, sosyal medya kanallarından da olabilir. Şirketimizin kurulum aşamasında, “Bizim çağımız yapay zekaya doğru gidiyor. İşletmelerimizin, işletme süreçlerindeki karar verici mekanizmaların, ERP’lerin akıllanması, işletmelerimizin akıllı teknolojiler kullanması gerekiyor. Biz bununla ilgili bir çözüm üretelim.” dedik ve bu amaçla yola çıktık. Hamle Teknoloji Grubu çatısı altında faaliyetlerimize devam ediyoruz. 

Kısaca geçmiş süreci değerlendirebilir misiniz? Hangi konular üzerine odaklandınız?

2019 yılında Bilişim Vadisi’ne yerleşme, alışma sürecimiz oldu. Yapay zekayla ilgili veri analizi özellikle yapay zeka modellerimizin geliştirilmesiyle ve Ar-Ge süreçlerimizle ilgili konulara odaklandık. Gıda ve tekstil sektörüyle ile çalışmalarımıza devam ettik. Fabrikalarla ilgili özellikle verilerin okunması, okunan verilerin sistematik bir şekilde optimize edilmesi, temizlenmesi, analiz edilmesi tekrar geri besleme yapılmasıyla ilgili raporlama araçları API’ler ortaya çıkardık. Mekanik tarafta ise, veri işlenirken ki sıkıntıları çözme konusunda yeni kartlar, yeni sunucular başka sunucular yurt içi ve yurt dışı sunucular gibi konular üzerine yoğunlaştık. Yeni kişileri bünyemize katarak, ekibimizi büyüterek 2019 yılını tamamladık. Halihazırda 11 kişilik bir ekip haline geldik ve muhtemelen 2020’de bu rakam katlanarak büyümeye devam edecek. 

Hamle Teknoloji Grubu olarak dijital dönüşümün neresinde yer alıyorsunuz? Kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? 

Hamle Teknoloji Grubu aslında 4 ana başlıkta dijital dönüşümü merkeze alıyor. Hamle Mühendislik’in 2002’den beri oluşan bir mühendislik otomasyon tecrübesi var. Softrue’nun 2018’de hızlanan bir yazılım teknolojisi var. Atak Robot, 2014 sonrasında kavramı çıkardı, 2016’da ilk ürünü üretilen ve bugün Delta tipi ve aynı zamanda kol tipi robotu var. İlk olarak Robot Yatırımları Zirvesi’nde duyurmuştuk. Robotun motorunun, sürücülerinin diğer sistemlerin yerleştirilmesi çalışmaları devam ediyor. Bir de dijital dönüşüm merkezimiz Dijital Hamle var. Bu oluşumumuz da dijital dönüşümdeki insan temelli dönüşümü tetikleyecek, insan gücünü eğitecek ve yetiştirecek bir merkezden ve danışmanlık merkezinden bahsediyoruz. Dolayısıyla Hamle Teknoloji Grubu;
Hamle Mühendislik ile otomasyon-mühendislik, Atak Robot ile robot, Softrue ile yazılım ve Dijital Hamle ile eğitim olmak üzere dijital dönüşümün 4 ayağına yönelik sunduğu hizmet, çözüm ve ürünleriyle hitap ediyor. Bu nedenle Hamle Teknolojinin 2020 yılı içerisinde bir sıçrama yılı olduğunu ve grup yapısının iyice oturup artık dijital dönüşümü yöneten ve farklı girişimleriyle “Dijital Dönüşümü Yönetiyoruz” sloganını yapan, gerek üst segmentte gerek KOBİ’ler bazında alıp yönetebilen durumda olacak. Ki halihazırda bizimle beraber dijital dönüşüme girmiş ve bizim yol haritasını çıkarmış olduğumuz firmalarımız var. Özellikle organize sanayi bölgesindeki firmalarımızın dijital dönüşüm yol haritalarıyla ilgili checkup çalışmalarımız devam ediyor. Evet, bizim hedefimiz Türkiye çapında dijital dönüşümü yönetmek ancak şunu da belirtmem gerekiyor. Dijital dönüşüm de zihinsel dönüşümle birlikte, bir de yerli bir kavramdan bahsediyoruz. Mekanikleşmiş, mekaniğin dönüşümünü tamamlamış, robotun aksanı, motorundan sürücüsüne yerlileştiği ve millileştiği toplu bir dönüşüm olmalı. Bizim dijital dönüşüme bakış açımıza göre, önce dijital dönüşümü sağlayacak insan kaynağını yetiştirmemiz gerekiyor. Ardından insan kaynağı kullandığı teknolojinin de üretimini kendisi yapabilmeli. Bütün madde, materyal, araç gereç ne varsa en doğrusunu ve yerlisini oluşturabiliyor muyuz? Yerli sanayiye destek verebiliyor muyuz? Üreticiye destek verebiliyor muyuz ya da girişimciye destek verebiliyor muyuz ve bunu ortaya çıkarabiliyor muyuz? Sonuç olarak dijital dönüşümde bir de yerli tarafı var.

Bilişim Vadisi’nde yer almanızın şirketinize ne gibi avantajlar sağlayacağını öngörüyorsunuz?

Bilişim Vadisi, Cumhurbaşkanımızın da katıldığı Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) yerli otomotiv lansmanı ile birlikte adını daha geniş kitlelere duyurdu. Bilinirliği, popülaritesi daha da arttı. Zaten gerek lokasyonu gerekse ulaşım imkanları itibarıyla merkezi bir konumda bulunuyor. İnsan kaynağının rahat ulaşması açısından Marmaray’ın olması ve konumu açısından Gebze OSB, TAYSAD, Koceali ve Bursa’ya yakın, ulaşımı kolaylığı hep avantajlı tarafları. Firmalara baktığımızda, bünyesinde yer alan nitelikli firmaların sayısı her geçen gün artıyor. Büyük bir bölümü doldu. Ben 2020 yılında, Koronavirüs salgını gibi krizlerin sona ermesiyle birlikte, büyük bir patlama yapacağını düşünüyorum.  Ayrıca Bilişim Vadisi’nin bir başka avantajı, işlevi daha var. Bilgisayar oyunu geliştirme, robot, yazılım ve farklı teknolojilerle ilgili etkinlikler yapılacak. Gençlerin, hem ekip ruhunu-takım oyununu deneyimleyecekleri, hem know-how geliştirecekleri ve sonucunda bir ürün ortaya çıkaracakları etkinlikler ve eğitimler ile Türkiye’nin dönüşümünü de tetikleyen bir merkez haline de gelecek. 2020’de 3-4 başlıkta bu tür etkinlikler devam edecek. 2021’de de 300-500 kişilik genç ekiplerin yer alacağı, globalde de alanında uzman isimleri işin içine katılacağı her ay büyük bir etkinliğin düzenlenmesi planlanıyor. İsmini daha fazla duyacağımız bir yer olacak diye düşünüyorum. “Gelecek Burada/Bilişim Vadisi”nde diyorlar, biz de öyle diyoruz.

Firmanızın 2020 yılı ve sonrası için hedef ve beklentileri nelerdir?

Daha niş projelerle uğraşıyoruz. 2019 yılında daha müşterilerimize reklam yapmadan, özel müşteri seçerek gidiyorduk ya da müşterilerle çeşitli ilişkilerimiz, bağlantılarımız aracılığıyla ulaşıyorduk. Çünkü kontrolsüz büyüyen bir işletme olmak istemiyorduk. Dolayısıyla 2020 ve sonrası için iki ana hedefimiz var: İlki kontrollü büyüme, ikincisi genele açılma. Genele açılmadan kastettiğimiz, Türkiye genelinde müşterilerin yanı sıra dünyadaki müşterilere açılmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda reklam, pazarlama ve diğer tüm iletişim kanallarımızı geliştireceğiz. Seminerler, toplantılar ve workshoplar gibi etkinliklere katılacağız. Ücretsiz eğitimler verecek ve kendi raporlama tool’larımızı, API’lerimizi anlatacağız. Örneğin son olarak Hamle Teknoloji Grubu Dijital Dönüşüm Merkezi olan Dijital Hamle olarak Erzurum’da düzenlenen Doğu Anadolu Bölgesel Kariyer Fuarı’nda (DAKAF) öğrencilere, ücretsiz PLC (görsel akıllı eğitim robotu), sanal gerçeklik, oyun geliştirme, arttırılmış gerçeklik ve web programlama eğitimleri sunduk. Hatta fuar kapsamında “Yapay Zeka” konulu bir sunum gerçekleştirdim. Bir taraftan tanıtım-pazarlama faaliyetlerine odaklanırken, diğer taraftan da Türkiye’nin ilk 500’ü dediğimiz uluslararası, global çaptaki büyük şirketlerine daha spesifik, özel dikey çözümler sunmayı planlıyoruz. Elinde milyonlarca datası olan ve bu datayı işlemeyi yerine getirmemiş büyük şirketler var. Özellikle sağlık sektöründe devasa bir alan var; hastanelerimiz inanılmaz derecede veri üretiyor. Kimya, plastik sektöründe büyük fabrikalarımız var ve buradaki verileri daha işlemedik. Bu nedenle öncelikle hedefimiz onlar olacak.