Hamle Bilişim A.Ş olarak sundukları Dijital Hamle perspektifi ile ilgili bilgiler veren Hamle Teknoloji Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Murat Nuhoğlu, Erzurum Atatürk Üniversitesi ve Doç. Dr. Ersin Karaman iş birliği ile hayata geçirdikleri dijital dönüşüm ölçeğini anlattı.

“DEĞERLENDİRME PROJELERİ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÖLÇEKLERİYLE YÜRÜTÜLMEMELİ”

Türkiye’de dijital dönüşüm olgunluk seviyesinin belirlenmesi projelerinde kullanılan ölçeklerin Hannover Messe Enstitüsü ya da Singapur kaynaklı SIRI (The Smart Industry Readiness Index) ölçeği gibi gelişmiş ülke işletmelerine yönelik geliştirilmiş ölçeklerle yürütüldüğünü belirten Nuhoğlu, özellikle Türkiye’deki KOBİ ölçeğindeki işletmelerin gelişmiş ülkelerin ölçekleriyle değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Gelişmiş ülkeler için geliştirilen ölçeklerle proje yürütülen işletmeler için hazırlanan dijitalleşme yol haritalarının uygulanabilirlikten uzak belirlendiğini bu sebeple işletmelerin ne yapacaklarını bilmediklerinden yüksek maliyetler içeren ve sonu belirsiz maceralardan kaçınma refleksi ile bakalım/görelim politikası uyguladıklarını aktaran Nuhoğlu, Türkiye’de yerli kaynaklarla geliştirilen bir ölçümle işletmeler ölçümlendiği takdirde böyle bir sorunun ortadan kalkacağını ifade etti.

Bu kapsamda Erzurum Atatürk Üniversitesi ve Doç. Dr. Ersin Karaman iş birliğiyle birlikte yerli imkanlarla geliştirdikleri Dijital Hamle Ölçeği ile bugüne kadar 5 farklı şehirde, 10 farklı sektörde 60 firmanın dijital dönüşüm yol haritasını belirlediklerini söyledi. Böylece işletmelerin dijital olgunluk düzeylerini belirleyerek dijital dönüşüm süreçlerini başlattıklarını kaydeden Nuhoğlu, sonraki süreci de şöyle özetledi:

“Dijital dönüşüm check-up uygulaması yaptığımız firmalarda daha sonra strateji belgesi hazırlamaya yönelik bir proje yürütüp ardından gerek istihdam gerekse staj programlarımızla Türk gencinin aynı savunma sanayide olduğu gibi sanayideki dijital dönüşüm süreçlerindeki emeğinin artırılmasıyla, firmalarımızın hem ekonomik hem de verimli projeler yürütmelerini sağlamayı hedefliyoruz.”

MECHANICA ÜRETİMİ YAPAY ZEKA İLE PLANLIYOR MECHANICA ÜRETİMİ YAPAY ZEKA İLE PLANLIYOR

“SAVUNMADA GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ DÖNÜŞÜMÜ ENDÜSTRİDE DE GERÇEKLEŞTİRMELİYİZ”

Türkiye’nin endüstride dijitalleşme süreçlerinin Alman devletinin resmen ilan ettiği Endüstri 4.0 perspektifi ile yürütüldüğünü belirten Nuhoğlu, savunma sanayinde yaşanan dönüşümün ise tamamen yerli perspektifle ve Türk gencinin projeleri ile gerçekleştirildiğini kaydetti.

Nuhoğlu, bunu şöyle açıkladı:

“Eğer Türkiye şu anda sanayide yapmaya çalıştığını savunma sanayinde yapsaydı; F16’yı kopyalamaya çalışırdı. Son dönemde Türk savunma sanayisinin savaş doktrinini değiştirdiğinden bahsediliyor. Bu denli büyük bir devrim daha önce Amerikalıların, İsraillilerin ve diğer ülkelerin de yaptığı İHA ya da SİHA ile mi gerçekleşiyor? Türk savunma sanayinin üstünlüğü yapay zekayı etkin kullanmasından gelmektedir. Türk savunma ürünleri bir platform perspektifi ile entegre bir şekilde hareket ediyor, savaş alanında dijital dönüşüm Türk gençleri tarafından özgün olarak geliştirilen cihazlar ve yazılımlarla gerçekleşiyor ve dünya ölçeğinden emsalsiz teknolojiler en gelişmiş savunma sistemlerini çaresiz bırakıyor. Dolayısıyla burada, oyunu değiştirecek bir yapıdan bahsediyoruz. Bizim sanayide de aynısını yapmamız gerekiyor. Özetle, bunu yaparken bizim savunma sanayimiz mevcut üretilmiş teknolojiye bakıp onu taklit edip üzerine mi geliştirdi? Hayır, yepyeni bir teknoloji geliştirdi.” 

“TÜRKİYE ENDÜSTRİDE DE KENDİ DİJİTAL DÖNÜŞÜM PERSPEKTİFİNİ ORTAYA KOYMALI”

Türkiye’nin kendi dijital dönüşüm perspektifini ortaya koyması gerektiğini ve teknoloji üreten bir ülke olması gerektiğini vurgulayan Nuhoğlu, bu doğrultuda sürecin içerisine gençlerin dahil edilmesi gerektiğini belirtti.

Nuhoğlu, sözlerine şöyle devam etti: 

“Geçenlerde MÜSİAD’ın bir toplantısında Sayın Selçuk Bayraktar çok güzel bir örnek verdi: Yeryüzünün cüsseli, en güçlü varlıkları dinozorlarken dünyaya düşen bir göktaşı yerkabuğunu deldi ve magma dışarıya çıktı. Atmosferi kararttı ve dünyadaki bitki çeşitliliği azaldı. Bunun sonucunda da yeryüzündeki 200 kg’ı geçen bütün canlılar yok olmak zorunda kaldı. Yani bazen arkada kalmak göründüğü kadar dezavantajlı olmayabilir.”

Nuhoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben de tam olarak bundan bahsediyorum. Biz gelişmiş ülkelerin Endüstri 4.0, Toplum 5.0 gibi kavramlarına ve teknolojilerine odaklanmaktansa, kendi teknolojimizi üreterek bir avantaj elde edebiliriz. Aslında bunun yolu da gençlerimizi sürecin içine çekmekten geçiyor. Amerikan, Alman ya da Japon teknoloji üreticilerinin cihazlarını alarak da üretime katabilirsiniz veya gençlerimizi yenilikçi teknolojilere yönelik yetiştirerek de bu dönüşümü cihaza değil insana yatırım yaparak gerçekleştirebiliriz. Biz bu perspektife; ‘DijitalHAMLE’ perspektifi diyoruz.”

“İŞLETMELERİMİZİ, GENÇLERİMİZİ DİJİTAL HAMLE YAPMAYA DAVET EDİYORUM”

İşletmeleri, gençleri “Dijital Hamle” yapmaya çağıran Nuhoğlu, sürecin aşamalarını ise şu şekilde anlattı:

“Öncelikle ilk aşamada işletmenin mevcut durumunun belirlenmesi, genel bir görünümünün gözden geçirilmesi yani check-up’ının yapılması gerekiyor. Biz bunu yönetim, bilişim veya endüstri alanında uzman, akademisyenlerimizin sahada tecrübeli mühendislerle bir araya geldiği ekiplerin işletmelerle buluşturarak gerçekleştiriyoruz.

İkinci adımda, dijital ve stratejik bir plan hazırlanması gerekiyor. Yani işletmeler teknolojiye plansız, programsız her ihtiyaç olduğunda yatırım yapmak yerine bir strateji planı hazırlamalı ve yatırımlarını akılcı bir şekilde gerçekleştirmeli. Ardından kurumsal yapının, üretim ve hizmet süreçlerinin de optimize edilmesi gerekiyor. Bu noktada en büyük yanılgı, ‘vereceğiz parayı alacağız cihazı veya yazılımı dijitalleşeceğiz’ yanılgısı oluyor. Eğer işletmenin kurumsal olarak işleyişi sağlam değilse, hiçbir yazılım ya da cihaz o işletmenin üretimini dijitalleştiremez. Akabinde ihtiyaç alanının ve kullanılacak teknolojilerin belirlenmesi gerekiyor. Bu çok önemli bir madde çünkü; Türkiye’deki dijital dönüşüm projelerinde yapılan en büyük hatalardan biri de farklı departmanlarda, farklı teknolojilere birbirine uyumsuz olarak yatırım yapılması ve günün sonunda entegrasyon boyutunda çok ciddi problemlerle karşılaşılmasıdır. Dolayısıyla bir proje yapılırken firmanın dijital dönüşüm stratejisi doğrultusunda ihtiyaçlarının neyi kapsadığı, hangi teknolojilerin kullanılacağının tespit edilmesi ve işletmedeki departmanlarda projelerin artık buna göre gerçekleştirilmesi uygun olacaktır.

Son olarak da insan odaklı projelerde dijital dönüşüm sürecinin yönetilmesi diyoruz. Eğer biz mühendislerimizi yetiştirip de yapay zeka, Derin öğrenme, artırılmış gerçeklik, Gömülü sistemler gibi yenilikçi teknolojilerde uzmanlaştırıp entegre bir sistem ortaya koymasını sağlarsak başarabiliriz. Biz Hamle Bilişim olarak Bilişim Vadisi’ndeki teknoloji partnerlerimizle, üniversitelerde iş birliği yaptığımız akademisyenlerle ve yürüttüğümüz staj programlarıyla bunun mümkün olduğunu uygulamalı olarak gösteriyoruz. İnsan odaklı projelerle yani işletmelerde çalışan mühendislerin gerçekleştirdiği teknoloji uygulama projeleriyle, işletmelerin dijital dönüşüm sürecinin yönetilmesi gerekiyor.”

Sanayinin dijital dönüşümünün bir anda ve tek bir yatırımla yapılamayacağının altını çizen Nuhoğlu, bunun bir süreç olduğunu ve söz konusu süreci de planlarken her zaman işletmelerin yanında olduklarını da sözlerine ekledi.