Emekliliğe ayrılan Rolf Strebel’den devraldığı CEO’luk görevine 1 Ocak 2021’de başlayacak Stäubli Group'un yeni CEO’su Gerald Vogt, Robotik Grup Bölüm Müdürü olarak verdiği röportajda, “Stäubli Robotik’in sunduğu esneklik ve üretkenlik, tesisleri yeni bir seviyeye taşıyan entegre Endüstri 4.0 çözümleri ile kolaylaşıyor.” dedi.

“Akıllı Fabrikalar” için Stäubli’nin sunduğu robotik çözümlerden ve bu doğrultudaki yol haritalarından bahseden Vogt, robotlardan mobil robot sistemlerine ve AGV'lere güçlü ve yüksek hassasiyetli çözümleriyle, birçok farklı sektörden müşterilerine Endüstri 4.0’a yönelik zorlukların üstesinden gelmelerine imkan verdiklerinin altını çizdi.

Alanınızdaki mevcut gelişme dinamiğini nasıl özetlersiniz?

Stäubli Robotik, kapsamlı mühendislik ve teknik destek sağlayan verimlilik ve güvenilirliği ile tanınan endüstriyel otomasyon alanında önde gelen oyuncularından biridir. SCARA, 6 eksenli robotlar ve POWER Cobot kolaboratif robotlardan mobil robot sistemlerine ve AGV'ye kadar güçlü, yüksek hassasiyetli çözümlerimiz ile birçok farklı sektörden müşterilerimizin Endüstri 4.0’a yönelik zorlukların üstesinden gelmelerine olanak sağlıyoruz. Aslında bu geliştirme teknolojisinin Stäubli yapısına ait bir kuantum sıçramasından söz ediyorum.

Tanımladığınız teknolojik kuantum sıçraması fabrikalarda kendini hissettirdi mi?

Otomotiv endüstrisi gibi bazı öncü sektörlerde dijital dönüşüm, tamamen yeni üretim konseptlerinin hayata geçirilmesine yol açtı. Yüzyılı aşkın süredir otomobil üretimine hakim olan montaj hattına veda ettiğimiz yer burası diyebiliriz. Gelecek, sağladığı sınırsız esneklik ile üretimde yeni özgürlükler sunan sabit ve mobil robotlar, cobot'lar ve AGV'lerin etkileşimine aittir.

“Yeni özgürlükler” ifadenizle neyi kastediyorsunuz?

Anlatmak istediğimiz; otomobil üreticileri tarafından kurulan ve çalıştırılan en yeni nesil montaj hatları.  Esnek olmayan konveyör teknolojisi, AGV'lerden yararlanan oldukça esnek nakliye çözümleriyle değiştirildi. Kaportanın sacları, sürücüsüz taşıma sistemleri üzerinde değişken hızlarda hareket ettirilir; montaj hattı akışından ayrılabilir ve bir dizi görevin gerçekleştirildiği montaj istasyonlarına yönlendirilebilir. Dolayısıyla, ayrı ayrı donatılmış varyantlar ve türevler birleştirilebilir ve model değişiklikleri durumunda ise tüm üretim hattını sökmek yerine, yalnızca robot ve AGV yeniden programlanabilir.

Benzer kavramların otomotiv endüstrisi dışında da yerleşeceğini ve eşit ölçüde fayda sağlayacağını düşünüyor musunuz?

Kesinlikle. Ağır işleme merkezlerini, üretim döngüsünün bir parçası olan üretim adımlarını ve AGV'leri kullanan takım tezgahı üreticilerini zaten çok iyi biliyoruz. Ayrıca yeni imkanların ve özgürlüklerin tamamen yeni iş modellerine yol açacağına inanıyoruz. Günümüzde üreticiler, her zamankinden daha kolay ürün çeşitliliğine gidebiliyor. Akıllı Fabrikalarda, aynı hatta farklı ürünler üretilebiliyor. Bu oldukça mümkün; çünkü klasik çizgi artık mevcut değil. Bunun yerine, AGV'ler ve AMR'ler, geleneksel ve işbirlikçi robotların insanlarla yan yana çalışan üretim adaları ve yüksek derecede otomatikleştirilmiş hücreler arasında dolaşıyor. Böylesine esnek intralojistik ve üretim lojistiği ile günümüzün üretim teknolojisinin zorlukları için mükemmel bir çözüme sahibiz: Daha küçük parça boyutları, kişiselleştirilmiş ürünler, sık model değişimleri ve farklı ürünlerin aynı anda montajı gibi konular “Akıllı Fabrika” için herhangi bir sorun teşkil etmiyor.

Stäubli, bu kadar kısa bir sürede “Akıllı Fabrika” uygulamaları için kapsamlı bir robot programı oluşturmayı nasıl başardı?

Bugün, dijital fabrikalar için dört eksenli ve altı eksenli robotların yanı sıra mobil robot sistemleri ve POWER cobot’ları da içeren eksiksiz çözümler sunabiliyoruz. TS2 ve TX2 serimizin geliştirilmesiyle birlikte, sistematik olarak dijital ağ bağlantılı üretimin önünü açıyoruz. Robotların verileri sürekli olarak kaydediliyor ve OPC UA (Open Platform Communications United Architecture) aracılığıyla üst düzey kontrol sistemlerine sunuluyor. Bu, dijital olarak ağa bağlı üretim hatlarında kullanımın temelini oluşturuyor.

Sizce işbirlikçi robot ve hatta AMR hala bir yol mu?

O kadar da uzak değiller. Çünkü POWER cobot’larımız, TX2 altı eksenli modellere dayanıyor. Ürün gamımıza çok sayıda gelişmiş güvenlik teknolojisi koyarak, standart robotlarımızı tam performans kapasitelerini korurken insan iş birliğine başarıyla uyarladık ve TX2touch adını verdiğimiz ürünümüzü dünyanın en hızlı cobot'u olacak şekilde tasarladık. Bu robotlar, tüm HRC (İnsan-robot iş birliği) seviyelerinde uzmanlaşmış olup mobil robot sistemlerimizin temelini oluşturuyor. Bu durumda robotlar, Stäubli WFT tarafından sağlanan kendi kendini yöneten bir mobil platforma monte ediliyor.

AGV üretiminde teknoloji lideri olan WFT'yi satın almanızdaki belirleyici faktör mobil robot alanında/sektöründe yer alma isteğinizden mi kaynaklanıyordu?

Evet; ama arkasında daha kapsamlı bir neden vardı. WFT'yi satın alırken, hem üretim hem de intralojistik için entegre çözümler sunabilen kapsamlı bir tedarikçi olmayı hedefledik. Açıkçası bu, robotlar için mobil platformların da ötesine geçiyor. Üreticiler artık dijital olarak ağ bağlantılı üretim yapmak adına ihtiyaç duydukları her şey için bize gelebilirler. Pazarda otomatik olarak kontrol edilen otonom yönlendirmeli araçlar (AGV) ve otonom mobil robotlar (AMR), verimli, akıllı üretimin mantıksal bir sonraki seviyesi diyebiliriz. Yüksek kalite, sıra dışı dayanıklılık ve patentli her yöne (omnidirectional) manevra kabiliyetine sahip sürüş ünitelerine sahip AGV’lerimiz, müşterilerimizin zamandan, maliyetten ve kaynaklardan tasarruf etmesini sağlıyor. Bu, hem bugün hem de gelecekte daha fazla üretkenlik, geliştirilmiş verimlilik ve daha fazla güvenlik ile sonuçlanıyor. Kısacası Stäubli Robotik’in sunduğu esneklik ve üretkenlik, tesisleri yeni bir seviyeye taşıyan entegre Endüstri 4.0 çözümleri ile kolaylaşıyor.