2022’yi yatırım yılı ilan eden otomatik tartım sektörünün köklü kuruluşu Esit Elektronik, üretim maliyetlerini minimize edip kapasite artışı sağlayacak yatırımları birer birer hayata geçirecek. Esit Elektronik Satış ve Pazarlama Müdürü Çağrı Hekimoğlu ile 2022 iş gündemlerini, dijital yük hücresine getirdikleri inovatif çözümleri ve yakın dönem yatırımlarını konuştuk. 

Çağrı Bey, 2022 yılının ilk yarısı Esit için nasıl geçti? Gündeminizde neler var? 

2022 yılı bizim açımızdan hareketli başladı. Özellikle pandeminin hafiflemesi ve devreden çıkması, beraberinde mal tedariğinde yaşanan normalleşme yüzümüzü güldürdü. Çünkü 2021; mal tedariği, sevkiyatlar ve lojistik gibi birçok konuda çok zorlayıcı, dünyada üretim kesintisinin çok fazla yaşandığı bir yıl olmuştu. Biz minimum iki senelik hammadde ve komponentlerimizi tedarik ettiğimiz için bundan çok az etkilensek de yurtdışı ticaretimizde özellikle konteyner ve gemi bulma, işleri vaktinde teslim etme gibi süreçlerde gecikmeler yaşanmasına sebep oldu.

Bu yıl ise üretim kaybı yaşamadan projelerimizi gerçekleştirip vaktinde de teslim ederek başarılı bir ilk yarı geçirdiğimizi söyleyebilirim. Yılın kalanı için çok fazla değişmesi yönünde bir beklentim yok. Çünkü hammadde fiyatlarının geçen senenin sonlarından 2022’nin Mart- Nisan aylarına kadar yukarıya doğru pik yaptığını gördük ve son birkaç aydır da bunların aşağıya doğru nispeten normalleştiğini görüyoruz. Ben bu normalleşmenin önümüzdeki dönemde daha da belirgin hissedileceğini öngörüyorum. Hammadde fiyatlarının biraz daha düşmesi, bulunurluğun artması bizim açımızdan da nihai müşteri açısından da hem maliyet hem üretim performansı kolaylığı yönünden olumlu olacaktır.

Son dönemlerde daha çok hangi sektörlerden talep geliyor?

Pandemiyle beraber kimya sektörü çok ön plana çıkmıştı ama 2021’in sonu ve 2022‘de ağırlıklı olarak gübre ve gıda sektörünün ön planda olduğunu söyleyebilirim. Özellikle gıda sektöründe ciddi bir online alışveriş ve buna bağlı paketli ürün talebi oluştu. Bizim de bu paketlerin kontrol edilmesi, torbalama ürünleri veya big bag dolum gibi ara nakliyelerde kullanılan çözümler açısından ürünlerimiz mevcut olduğundan, gıda sektöründe ve gübre sektöründe ciddi bir hareketlilik yaşıyoruz. 

Yeni dönemde pazarınızı daha fazla genişletmek için yeni atılımlar olacak mı?

Pandemi öncesinde yılda yaklaşık 9-10 fuara katılıyorduk, bunların yarısından fazlası yurtdışı fuar oluyordu. Pandemiyle beraber bu katılımlara ciddi bir ara verdik. Bu yıl çalışmalarımıza yeniden yurtiçi fuarlarla başladık.  1 tane yurtiçi 1 tane de yurtdışı fuarımız olacak.  Önümüzdeki yıl için öncelikle Interpack Fuarı gündemimizde yer alıyor. 2023’te 5 ya da 6 fuar planlaması devam ediyor, ancak çok maliyetli ve iş mesaimizden de kaybettiğimiz için fuarların etkisini de iyi ölçmek gerekiyor. En son katıldığımız WIN Fuarı’nın oldukça hareketli ve başarılı geçtiğini gördük. Dolayısıyla artık müşterilerin de yavaş yavaş fuarları tercih etmeye, ziyaret etmeye başladığını düşünüyoruz. Buna göre önümüzdeki yıl birkaç tane fuar daha ilavemiz olacak. 2024 yılından sonra eskiden olduğu gibi yine yılda 8-10 fuarı planımıza oturtmayı hedefliyoruz. 

AKILLI FABRİKA UYGULAMALARI İLE ENERJİ MALİYETLERİ NASIL DÜŞER? AKILLI FABRİKA UYGULAMALARI İLE ENERJİ MALİYETLERİ NASIL DÜŞER?

Dijital yük hücresi ürünlerinizde ne gibi gelişmeler var?  

Elbette dijital yük hücreleri bizde yeni bir ürün değil.  Yaklaşık 20 sene önce de dijital yük hücrelerini yapmış ve pazarda birkaç tane örneğini çıkarmıştık fakat şimdi özellikle analog sinyali dijitale dönüştüren kartların, komponentlerin daha kuvvetli ve daha ekonomik olması şu anda dijital yük hücrelerini daha cazip, bununla beraber daha becerikli daha fonksiyonel hale getiriyor. Biz tabii analog bir yük hücresinin sadece dijitale çevrilmesinin yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Dijital çağın getirdiği bazı avantajları da içermesini; yani içerisinde bir hata, bir fonksiyon bozukluğu varsa bunları alarm olarak sunan, ileri seviyede tartı hassasiyeti ve güvenliği sağlayan bir hale gelmesini istiyoruz. Yük hücrelerini buna göre tasarlıyoruz. Yük hücrelerimizde özellikle hızlı bir bağlantı sunan CANbus’ı tercih ediyoruz. CANbus protokollü yük hücreleri ile çalışacak, yüksek çözünürlüğü olan ve son derece küçük kompakt yapıda bir indikatör tasarladık. Özellikle taşıt kantarı ve endüstriyel basküllerde kullanılmak üzere bir USB ile veya Ethernet kablosuyla bilgisayara bağlanıp oradan bir ara yazılım vasıtasıyla rahatlıkla yönetilebilecek bir indikatör sistemi, bir tartı sistemi olacak. Hem maliyet avantajı hem de kullanım kolaylığı olarak müşterilerde çok büyük bir değişim yaratacağını düşünüyorum. 

Dijital yük hücrelerinde, taşıt kantarlarında farklı bir yaklaşıma gittik. 2017 yılında çıkarttığımız Esit CAD serisi dijital yük hücrelerinin üzerine LED ışıklar koyduk ve kurulum esnasında x-y eksenlerinde bunlarda eksen kaçıklığı olup olmadığını, kuvvetin tam basıp basmadığını algılamasını sağladık. Ürün, bu özelliğiyle kantarı kuran kişilere büyük rahatlık sağladı. Uzaktan bakıldığında LED’leri yeşil gören bir insan, düzlemin doğru olduğunu ve herhangi bir kaçıklığın olmadığını, dolayısıyla tartımın doğru olacağının garantisini görsel olarak kavramış oluyor. Bununla beraber, silo tartımında eğer silolar birbirinden uzak noktalarda ise yük hücresinin arızasını hemen görmeniz mümkün değil. Dolayısıyla yük hücresinin arızayı bir rapor olarak sunması oldukça avantajlı bir şey yani ekrandan bunu takip etmek gidip sahada bunu gözlemlemekten çok daha kolay ve avantajlı. Dijital yük hücrelerimizin müşteriye bu gibi kullanım kolaylığı sağlayan özellikleri olduğunu düşünüyorum.

Dijitalleşme ve uzaktan ürüne erişim imkanları da bakımda, hem servis açısından hem zaman açısından çeşitli avantajlar sağlıyor, değil mi? 

Günümüzde bakım “maliyetleri”nin de ötesinde önleyici bakım yani üretimdeki hataları engelleyen çözümleri sunabilmek gündemde. Biz de yük hücrelerinin hata raporları iletmesini, “önleyici bakım”ı düşünerek tasarladık. Dijital yük hücrelerimizde iki tane patentimiz var; bir tanesinde içine nem sensörü, diğerinde ise basınç sensörü koyduk. Bu yük hücresinin normalde içinin tamamen izole olması gerekiyor. Biz üretim esnasında yük hücrelerinin içine özel bir gaz basıyor ve basınçla kapatıyoruz. Basınç azaldığı zaman veya içinde nem arttığı zaman o yük hücresinin izolasyonunun bozulduğunu anlıyoruz; alarm sayesinde daha henüz ürün arızaya geçmeden değişimini veya tamirini sağlayabiliyoruz. Kendi imalatımız olduğu için yük hücrelerimizi tamir de edebiliyoruz. Yük hücresi bir arıza yapmadan tartımda bir bozukluk olmadan bunu önceden görebilmek büyük bir avantaj. Elbette ki yük hücresi dijital olduğunda bunun bakımı; ilgili diagnostiğin alınması, iç sayımlarına uzaktan bakılması da çok kolay. Ekranın başında oturup yüzlerce metre ilerideki yük hücrelerinin ekrandan kontrolünü yapabiliyorsunuz. 

Yakın dönemde hayata geçireceğiniz yeni ne gibi yatırımlar ve yenilikler var? 

Esit Elektronik olarak faaliyete başladığımızdan beri her yıl bir yatırıma imza attık. 2022 yatırımlarımızı 3 bölümde toplayabiliriz. Birincisi; hem enerji maliyetlerini azaltmak için hem de enerji kesintisi ihtimaline karşı iki fabrikamızı da solar panellerle kaplıyoruz. Temmuz sonu olmadan önce devreye girecek solar panellerimiz her iki fabrikamızın üretim ihtiyacının ciddi bir bölümünü solar güçle sağlayacak. 

Diğer bir yatırım; yük hücresi atölyemizde hayata geçiyor. Kapasite artışı ve yeni seviye ürünlerin üretimi için ek bina inşaatımız devam ediyor. İlave binanın içine ilave teçhizat yatırımı da gerçekleştiriyoruz. 

Gelelim son yatırımımıza… Taşıt kantarının bir tane platformunu baştanbaşa tek seferde kaynak yapabileceğimiz, 2 kızak üzerinde hareket eden büyük iki robottan oluşan “robotik kaynak sistemi”.  Test aşamaları devam eden ve işçiliğimizi oldukça azaltacak olan yatırımla birlikte kantar başına 7-8 saat civarı işçilik avantajı sağlanacak. Sistemi tek bir nitelikli personel kullanabilecek. Kantar imalatımızda çığır açacak bu yatırımın etkisini de Ağustos ayında hissedeceğiz. 

Son olarak üretim dünyasına mesajınız nedir?

Ben Türk sanayicisinin kaliteye önem vermesini, kaliteyi öncelikli tutması ve fiyat rekabeti yerine ürettikleri ürün veya hizmetin kalitesiyle var olmaya çalışmalarını özellikle tavsiye ediyorum. Çünkü fiyat rekabetinin sonu yok. Siz üretiyorsunuz, Çinli daha ucuza üretiyor başkası çıkıyor daha da ucuza üretiyor. Dünyada var olmak istiyorsak, Türkiye’yi bir marka haline getirmek istiyorsak yaptığımız ürünler 15 - 20 yıl sorunsuz çalışabilmeli. Kaliteli, ürünler üretmeliyiz. Kullandığımız komponentleri de ne kadar kaliteli ve yerli mallardan tercih edersek, Türk markası olarak Türkiye’yi bir marka olarak lanse etmemiz daha da kolaylaşacaktır. Bunu Türk makina sanayinin ve Türk endüstrisinin hedef olarak almasını gerektiğine inanıyor, kaliteden asla vazgeçmemek gerektiğini vurgulamak istiyorum.

Bu güzel mesajınız için ayrıca çok teşekkürler..