Ar-Ge'ye verdiği önem doğrultusunda  Türkiye'nin ilk şehirlerarası otobüs üretimi, ilk hibrit otobüs prototipi, ilk doğalgazlı otobüsü ve ilk elektrikli otobüs üretimi gibi birçok yeniliğe imza attıklarını söyleyen Otokar Üretim ve Tedarik Genel Müdür Yardımcısı ve Dijital Dönüşüm Lideri Ali Rıza Alptekin; "Otokar IoT teknolojileri kullanarak değer zincirindeki tüm süreçleri birbiriyle konuşturmayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda ihtiyaç duyacağımız teknolojileri geliştirecek bir Üretim Teknolojisi Geliştirme birimi kurduk. Ekip, rekabet gücünü arttıracak uygulamalar gerçekleştirmekle birlikte sektörde ilk olarak adlandırılabilecek yenilikçi projeleri hayata geçirmeye başladı. Buna örnek olarak Otokar bünyesinde geliştirilen Dijital Kalite, RTLS (Real Time Location System- Gerçek Zamanda Yer Tespit Sistemi) ve görüntü işleme ile kalite kontrol uygulamaları verilebilir. Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar olarak 1963'ten bu yana kendi teknoloji, tasarım ve uygulamalarımız ile müşterilerin ihtiyaçlarına uygun özel çözümler sunuyoruz. Sakarya’daki 552 bin metrekarelik alana kurulu fabrikamızda 2000’den fazla çalışanımızla faaliyet gösteriyoruz. Yüzde yüz Türk sermayeli bir şirket olarak 55 yıllık deneyim ve uzmanlığımız ile Türkiye’nin en çok tercih edilen otobüs markası unvanını taşıyoruz. Yolcu taşımacılığı segmentinde belediye ve halk otobüslerinin yanı sıra personel taşıma ve turizm amaçlı otobüsler tasarlıyor ve üretiyoruz. Bugün otobüslerimiz 40’tan fazla ülkede milyonlarca yolcu taşıyor. Poyraz, Sultan, Doruk, Kent modellerimiz olmak üzere 7 metreden 18,75 metreye kadar Türkiye’nin en geniş otobüs ürün gamına sahibiz. 2017 yılında Türkiye’nin otobüs pazarı lideri olduk. Faaliyet gösterdiğimiz segmentlerde satılan her 3 otobüsten 1'i Otokar markalı oldu. Lojistik ve nakliye sektörü için ürettiğimiz hafif kamyonlar, semi treyler ve treylerler pazarın öncelikli tercihleri arasında yer alıyor. Kamyon üretiminde ise Atlas hafif kamyonumuzla uzun ve kısa şasi seçeneği, güçlü motoru, düşük yakıt tüketimi ve uygun yedek parça maliyeti ile beklentilerin üzerinde bir performans sunuyoruz. Özellikle tehlikeli madde taşımacılığı ve bozulabilir gıda taşımacılığı alanında ürettiğimiz uzmanlık gerektiren semi-treylerler ile de lojistik sektörünün tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Otokar’ın bugüne kadar başarısının en büyük sırrı niş ürünlere odaklanarak müşterisini ve kullanıcısını dinlemek oldu. Bugün milli kimliğimizi koruyup araştırma ve geliştirme kabiliyetimizi artırarak Türkiye’nin ürünlerini üretme vizyonu ile hareket etmekteyiz" dedi. Ali Rıza Bey ile Endüstri 4.0 projelerini ve uygulamalarını konuştuk.

Otokar ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? Hangi başarılara imza attı?

Otokar, Türkiye'de sanayileşme ve modernleşme atılımlarının başladığı dönemden günümüze kadar Ar-Ge, mühendislik kabiliyeti, deneyimli ve yetkin insan kaynağı ile birçok ilke imza attı. Küresel rekabet ortamında faaliyetlerimizi sürdürürken, ürün kalitemizi sürekli artırmak amacıyla ileriki yılların teknolojilerini bünyemize adapte etmek üzere Ar-Ge faaliyetlerimizi yürütmekte, planlamakta ve faaliyetlerin sonucunda elde edilen bilgi birikimlerinden her zaman optimum şekilde fayda sağlamayı amaçlamaktayız. Kuruluşumuz olan 1963 yılından bugüne kendi teknolojimizi geliştirerek, ürünlerimizde yerli marka ve milli kimlik özelliğini korumayı başarabilen ender kurumlardan olduk. Her yıl ciromuzun ortalama yüzde 4'ünü Ar-Ge'ye ayırıyoruz. Ar-Ge Merkezi’mizde Araç Test Pisti, Türkiye’nin en yüksek kapasiteli Hidrolik Yol Simülatörü, Türkiye’nin ilk ve tek, Avrupa’nın sayılı tesisleri arasında olan Dinamometreli Klimatik Oda ve Türkiye’nin en büyük, akredite Elektromanyetik Uyumluluk Test Merkezi gibi önemli tesisler yer alıyor. Son 10 yılda 269 adet patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım başvurusunda bulunduk. 1980‘lerde Türkiye’de ilk bilgisayar destekli tasarım uygulamasını gerçekleştiren şirketimiz, Ar-Ge'ye verilen önem neticesinde Türkiye'nin ilk şehirlerarası otobüs üretimi, ilk hibrit otobüs prototipi, ilk doğalgazlı otobüsü ve ilk elektrikli otobüs üretimi gibi birçok yeniliğe imza attı. Dördüncü sanayi devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0 için de yoğun mesai harcıyoruz. 15 ayrı proje üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Dijital dönüşüm projeleri ile üretimden tedarikçi ve bayiye kadar tüm paydaşlarımız yeni, akıllı bir iş platformuna kavuşacak. Bu platform müşteriye özel ürün geliştirme süreçlerimizde bize hız katacak. Hedefimiz faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde dijital dönüşüm yolculuğunda da öncülük. Önümüzdeki dönemde robotik kontrol başta olmak üzere, doküman yönetiminden yetenek bazlı çalışan optimizasyonuna kadar yatırıma devam edeceğiz.

Yeni üretim hattı, tesis yada teknoloji yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız ya da atacaksınız?

Otokar olarak, pazarın değişen koşullarında mevcut ürünlerimize olan talep artışlarını var olan kapasiteyle karşılayamadığımızda veya yeni bir iş koluna girmemiz durumunda üretim hattı ve tesis yatırımlarının yapılmasına karar veriyoruz. Varlık ve kaynaklarımızın etkin kullanılması için, vardiyalı çalışma, fazla mesai yapma ve ortak hatlarda üretme alternatiflerimizi maliyet fayda açısından değerlendirdikten sonra yatırımların kaçınılmaz olduğu durumlarda yapıyoruz. Yatırım kararı gibi, yatırımların istenilen isterleri sağlayacak şekilde zamanında ve istenilen kalitede yapılması çok önemli.  Ticari araç sektöründe çok fazla yerli oyuncu ve yabancı üretici olması sebebiyle rekabet çok keskin. Kalite ve üretkenlik artışıyla rekabette avantaj sağlamak için teknolojik yatırımlar da yapıyoruz. Yakın dönemde kaynak robotları, lazer kesim tezgahları ve 3D tarama cihaz yatırımlarımızı gerçekleştirdik. Bildiğiniz gibi Otokar Altay ana muharebe tankının geliştirme projesinin ana yüklenicisi ve bu görevi de büyük bir başarıyla tamamladı. Seri üretim için en iyi ve final teklifimizi verdik ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin tank ana tedarikçisi olarak seçilmemiz durumunda ilave yatırımlarımız olacak.

 Otokar fabrikasında; hammadde girişinden, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarına, montajdan araçların sevkine kadar olan üretim süreçlerini anlatır mısınız?

Otokar ürettiği tüm araçların tasarımını kendi imkan ve kabiliyetiyle yapan ve kendi markasıyla pazara sunan ender Türk firmalarından biridir. Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli analiz imkanlarıyla müşteri isterlerine göre tasarlanan ürünlerin prototiplerini oluşturduktan sonra tasarım doğrulama testleri yapılmaktadır. Tasarım doğrulama çalışmalarında hidrolik yol simülatörü, EMC laboratuvarları, dinamometreli klimatik oda ve özel yol test parkurları kullanılmaktadır. Ürünün tasarımının verifikasyon çalışmaları sonunda ürün devreye alınmaya hazır hale getirilmiş olur. Otokar üretim tesisleri 552.000 metrekare alan üzerinde kurulmuş olup kapalı alanlarımızın toplamı 144.000 metrekaredir. Ham malzeme ve tedarikçilerden temin edilen yarı mamuller tesellüm edilip, gerekli kontrolleri yapıldıktan sonra ambarlarda veya hat kenarlarında tanımlı yerlerine ikmal edilirler. Sac şekillendirme ve kaynak metodlarıyla üretilen parçalarımız ile araç gövdesinin kaynaklı imalatı tanımlanır. Yüzey hazırlaması yapılan gövdelerimiz astar ve son kat boya uygulamaları yapıldıktan sonra montaja hazır hale getirilir. Montajda sırasıyla elektrik hava tesisatları, aks, powertrain, cam, trim, koltuk ve lastik montajları yapılır. Montajda çıkmış araçlarımızda sırasıyla rod test, yağmurlama testi, alt bakım kontrolleri, fren testi, yol testleri yapılır ve araç final kontrol aşamasına gelir. Aracın kontrolleri tamamlanıp sevke hazır hale getirilir. Yerleşim planlarında ürün ve parça hareketlerinin minimize edilebilmesi için prosesler yakın ve akışa uygun yerleştiririz. 

Sıfır duruş / sıfır hata ile üretim adına ne tür metot ve sistemler kullanılıyor? Daha çok hangi otomasyon donanım ve yazılım teknolojilerinden yararlanıyorsunuz? Otokar geriye dönük izlenebilirlik çalışmaları kapsamında neler yapıyor? 

Üretimde duruşların olmaması için öncelikle ürün ve prosesler sorunsuz tasarlanmalı, üretim ve tedarikçi kalitesinin yüksek olması, makina ekipman bakımlarının muntazam yapılması, set up zamanlarının düşük olması ve malzeme ikmalinin kesintisiz yapılmasıyla sağlanabilir. Bu amaçla tezgah ekipmanlarımızda periyodik, otonom ve kestirimci bakım faaliyetlerimize önem veriyoruz. Tedarikçi seçme, değerlendirme ve tedarikçi geliştirme faaliyetlerimizle, temin ettiğimiz ürünlerin yüksek kalitede olmasını güvence altına alıyoruz. Malzeme ve kaynak planlamada SAP programınızı kullanıyoruz. Otokar kalite ve üretim süreçlerinde Bilgi Teknolojileri bölümümüz tarafından geliştirilen özel yazılımlar kullanılmaktadır. Kritik gördüğümüz ürünle ilgili izlenebilirlik kayıtlarımız SAP programı üzerinde tutmaktayız.

Otomasyon partnerinden beklentileriniz neler? Bir otomasyon proje ekibi sizce ne tür yetkinliklere sahip olmalı?

Otomasyon partnerlerimizden beklentimiz; sektörümüzün ihtiyaçlarını iyi analiz etmeleri, Endüstri 4.0’ın temel prensiplerinden olan müşteriye özel çözümler sunabilmeleri ve interaktif olmalarıdır. 
Aynı zamanda değişken müşteri taleplerine cevap verebilecek esnek sistemleri tasarlayabilmeleri, yetkinliği en düşük çalışanın bile kullanabileceği akıllı sistemler tasarlamaları ve her gün gelişen teknolojiye ayak uydurabilmeleri diğer beklentilerimiz arasındadır. Makina parkurunuzda çözüm ortaklarınızın yerlilik durumu nedir? Makina sanayinin gelişimi için neler düşünüyorsunuz?
Makina parkımızda yurtdışı menşeili makinalar ağırlıklı olsa da son zamanlarda yaptığımız alımları yerli üreticilerimizden karşıladık. Makina sanayinin gayri safi milli hasılaya katkısı 15 milyar dolar ve sektörün ihracatı 8.5 milyar dolar iken ithalatı 20 milyar dolar. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 44 seviyelerinde, dünya makina teçhizat ihracatında Türk makina sanayi 28nci sırada. Bu istatistikler hala sektörün yüksek büyüme potansiyeline sahip olduğunu ve ülkemizin cari açığının kapatılmasının bu sektörün büyük potansiyeli olabileceğini göstermekte. Makina sanayiinde rekabet gücü, büyük ölçüde teknoloji geliştirme kapasitesine bağımlı diyebiliriz. Bu nedenle makina sanayi firmalarımızın, üniversiteler, kamu araştırma kurumları, özel araştırma enstitüleri gibi farklı kurumlarla araştırma, geliştirme, tasarım , inovasyon ve işbirliği faaliyetlerini artırması, makina sanayisinin gelişiminin önünü açacaktır. 


Bünyenizde otomasyon ile IT'nin entegrasyonunu nasıl sağlıyorsunuz? Otokar'ın Endüstri 4.0 vizyonu nedir? Varsa pilot uygulamalarınızdan bahseder misiniz?

Otokar bünyesinde Dijital Dönüşüm sürecini yönetmek üzere, konusunda oldukça uzman arkadaşlarımızdan bir ekip kurduk. Bu ekipte IT ve otomasyon birimlerinden temsilciler bulunuyor. Bu temsilciler OT ve IT’de ortak platformlar üzerine projeleri kurguluyor. Otokar IoT teknolojileri kullanarak değer zincirindeki tüm süreçleri birbiriyle konuşturmayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda ihtiyaç duyacağımız teknolojileri geliştirecek bir Üretim Teknolojisi Geliştirme birimi kurduk. Ekip, rekabet gücünü arttıracak uygulamalar gerçekleştirmekle birlikte sektörde ilk olarak adlandırılabilecek yenilikçi projeleri hayata geçirmeye başladı. Buna örnek olarak Otokar bünyesinde geliştirilen Dijital Kalite, RTLS (Real Time Location System- Gerçek Zamanda Yer Tespit Sistemi) ve görüntü işleme ile kalite kontrol uygulamaları verilebilir.