“Arma Kontrol olarak dijital dönüşüm sürecinde yapay zeka ve nesnelerin interneti üzerine çalışıyoruz.” diyen Arma Kontrol CEO’su Koray Kartal, bu doğrultuda 2018 yılında 1 milyon TL bir yatırım gerçekleştirerek Türkiye’de faaliyet gösteren bir yazılım şirketiyle ortaklık gerçekleştirdiğini söyledi. Kartal, bu yatırım sayesinde bariyerlere yapay zeka entegre edeceklerini belirtti.

“BARİYERLERE YAPAY ZEKA ENTEGRE EDECEĞİZ”
 
Büyük balığın küçük balığa değil, hızlı balığın yavaş balığa üstünlük sağladığı bir dönemin içindeyiz. Her geçen gün yazılımlar ve daha çok teknolojik sensörler sektör içerisinde yerini alıyor. Firmaların, dijital dönüşümde geride kalmamak için yatırımları da giderek artıyor. Dijital dönüşüm ile birlikte eskiden elde edemediğimiz birçok verinin katlarca fazlası olan ve bugünün en büyük hazinesi olan Big Data’ya kolaylıkla ulaşıyoruz. Bu kapsamda teknolojik dönüşümle birlikte üretimimizde, kas gücü ve insan zekasının yanı sıra modern hayatın gerektirdiği tüm teknolojik araç ve gereçleri kullanıyoruz. Kullandığımız tüm elektronik sistemlerden en iyi verimi alabilmek için teknik ve teknolojik bilgisi olan işgücü ihtiyacımız giderek artıyor. Sadece işini iyi bilen değil teknolojiyi de iyi kullanan mavi ve beyaz yaka personel ihtiyacı giderek artıyor. Dijital dönüşüm kavramıyla bütünleşmiş IoT (nesnelerin interneti) ve Endüstri 4.0 çözümleriyle birlikte, önceki yıllarda elde etmediğimiz veya edemediğimiz birçok veriye ulaşma imkanı buluyoruz. Günümüzün en yaygın kavramlarından çeviklik ve esneklik kavramlarına da daha hızlı uyum sağladığımızı düşünüyorum.  Arma Kontrol olarak dijital dönüşüm sürecinde yapay zeka ve nesnelerin interneti üzerine çalışıyoruz. Bu doğrultuda 2018 yılında, 1 milyon TL’lik bir yatırımla Türkiye’de faaliyet gösteren bir yazılım şirketiyle yüzde 50 ortaklık gerçekleştirdik. Yatırımımızla birlikte, bariyerlere yapay zeka entegre edilmesi ve bu sayede kendi kendine çalışan güvenlik ve bariyer sistemleri kurmayı hedefliyoruz. 

DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN ENERJİ TAKİBİNE OLUMLU ETKİLERİ VAR 

Dijital dönüşümle birlikte üretim tesisimizde iş verimliliği açısından oldukça etkili sonuçlar aldık. Fabrikamızda üretim, montaj, test, depolama gibi tüm aşamalarını gerçek zamanlı izleyebiliyoruz. Bu izlemeyle birlikte stok kontrolünden üretim alanlardaki risklerin ortadan kaldırılmasına kadar birçok olumlu etkilerini görüyoruz. Ayrıca üretim süresi olarak da belirlediğimiz hedefleri yakalayamayacağımız anlarda sistem bize gereken süre hatırlatmalarını yapıyor. Son olarak dijital dönüşümün enerji takibi ve tasarrufu anlamda da ciddi katkıları bulunuyor. Üretim makineleri, havalandırma, aydınlatma gibi alt sistemlerin analizi ile yıllık yüzde 10’un üzerinde tasarruf sağlayabiliyoruz. Hayata geçirdiğimiz iş birliği fatura doğrulama, reaktif ceza önleme, makine bazlı üretim/enerji tüketimi, harcanan enerjinin maliyetinin hesaplanması gibi işlemleri gerçekleştirebiliyoruz. Mobil ve webden erişim sayesinde de gün/hafta/ay ve yıl bazlı karşılaştırma, ani voltaj düşmesi takibi gibi üretim alanları için hayati önem taşıyan işleri takip edebiliyor ve anlık müdahale edebiliyoruz.  Dijital dönüşüm ile birlikte eskiden elde edemediğimiz birçok veriyi an be an takip edebiliyor ve kaydediyoruz. Bu anlık veri akışı ile birlikte gerekli analizleri oluşturarak arızaları çok daha önceden tespit edecek ve kesintisiz bir üretim sağlayacağız.   
 
“MAKİNELERİN ÖĞRENİMİNİ AMAÇLIYORUZ”

Biz kendimizi teknoloji firması olarak konumlandırıyoruz. Şu anda 17 kişilik bir Ar-Ge ekibimiz bulunuyor ve karımızın yüzde 50’ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz. 2021 yılında üretime geçeceğimiz fabrikamızda, Ar-Ge merkezi de kuracağız ve ciromuzun yüzde 20’sini Ar-Ge’ye ayıracağız. Arma Kontrol olarak 2019/2020 yılında dijital dönüşüme 1 milyon TL yatırım yaptık. Son teknoloji sensörler ve yazılımlarla donattığımız ürünlerimizle birlikte yapay zeka ve makinelerin öğrenimini amaçlıyoruz. Ürünlerimizi, şüpheli durum ve tehditlere karşı, insan müdahalesi olmadan harekete geçerek güvenliği sağlayacak şekilde olması için çalışıyoruz. Ayrıca ürünümüzde bulunan sensörlerden düzenli veri alarak, muhtemel hataları ve arıza yapabilecek parçaları tespit etmeyi planlıyoruz. Yine yakın bir gelecekte başkasının uzayına müdahale etmek olarak tanımlayabileceğimiz artırılmış gerçeklik (augmented reality) ile birlikte dünyanın herhangi bir yerinde bulunan bir ürünümüze, fabrikamızdaymışçasına müdahale edebileceğiz.