Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sinan Öncü liderliğindeki ekip, drone, robotik, yapay zeka ve otonom araçlar teknolojisinden faydalanan yeni bir akıllı tarım projesi için  harekete geçti.

HER BİTKİNİN TAKİBİNİ SAĞLAYACAK

Boğaziçi Üniversitesi’nde 2019’da kurduğu Akıllı ve Otonom Mobilite Laboratuvarı’nda geleceğin araçları için çalışan Dr. Öğr. Üyesi Öncü'nün liderlik ettiği yüksek lisans ve doktora düzeyinde yaklaşık 10 öğrencisinden oluşan ekiple hayata geçirilecek proje sayesinde tarım arazilerinde her bir bitkiye özel takip mümkün hale gelecek.

Akıllı ve Otonom Mobilite Laboratuvarı’nda, TÜBİTAK ve AB tarafından desteklenen yeni projeleri için kolları sıvayan Dr. Öğr. Üyesi Öncü ve ekibi, otonom araç, robotik ve bulut gibi birçok yeni teknolojiden faydalanarak, ekim arazisindeki her bir bitkinin gelişim sürecini yakından izleyerek Türkiye'de akıllı tarım teknolojilerini ileri taşımayı amaçlıyor.

BULUTTA VERİLERİ DEPOLAYACAK VE GEREKTİĞİNDE KULLANACAK

Saha odaklı çalışmalara önem verdiklerini belirten Dr. Öğr. Üyesi Öncü, projelerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Boğaziçi Üniversitesi’nde 2019’da kurduğum ve şu an direktörlüğünü de yürüttüğüm Akıllı ve Otonom Mobilite Laboratuvarı’nda birisi işin temeline yönelik, diğeriyse saha odaklı iki proje üzerinde şu an çalışıyoruz. Sahaya odaklı projemizde üzüm bağlarına akıllı tarım teknolojilerini taşımak için mesai harcıyoruz. Bu projede yerde özel otonom robotlar, havada ise bu robotlarla sürekli etkileşim halinde dronelar olacak. Bu robotlar otonom araç teknolojisi, robotik, yapay zeka ve bulut gibi birçok yeni teknolojiden faydalanarak bağı sürekli kontrol altında tutacak. Bu da bize her bir bitki için özel bir takip ve bakım imkanı sağlayacak. Otonom robotlar, bitkinin su ihtiyacı, gelişimi, ilaçlanma gereksinimleri gibi birçok açıdan durumunu takip edecek. Bunun için hem sahadaki robottan hem de havadan dronelerdan elde ettiği verileri kullanırken, bu verileri bulut teknolojisi sayesinde depolayacak ve gerektiğinde kullanacak. Bu sayede çiftçi de bağındaki her bir dalın durumunu bilebilecek ve ona göre müdahalede bulunacak. Proje, işin temel yönüyle epey yol aldı ve TÜBİTAK ve Avrupa Birliği tarafından da destekleniyor. En kısa zamanda gerekli donanımları elde ederek, sahada da denemelere başlamak istiyoruz. Diğer projemiz ise, çoklu otonom araç teknolojilerinin temeline yönelik, teori odaklı. İşin arka planı da denebilir.”

"ETKİLEŞİMLİ ARAÇLAR SOKAKLARDA OLACAK" 

Otonom araç teknolojilerinin 15-20 yıl içinde caddelerde yerini alacağına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Öncü, ancak söz konusu araçların otonomdan ziyade etkileşimli olacağını ifade etti.

Asıl önemli olanın sürücüsüz aracın diğer araçlarla etkileşim halinde olarak, iş birliği yapabilmesi olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Öncü, "Böyle olduğu takdirde, gerçek anlamda yürüyen bir sürücüsüz araç teknolojisi sokaklarda yerini alabilir. Bunun için nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi birçok teknolojinin de daha da gelişmesi gerekiyor. Yoksa kendi kendine giden, hiçbir araçla iletişim kuramayan sürücüsüz aracınız, trafik bakımından yeterince etkili olamaz. Şu anda İstanbul trafiğinde mevcut sürücüler zaten yeterince otonom ve trafiğin halini görüyoruz. Sürücüsüz araç teknolojisi bunun çok ötesine geçebilmeli." şeklinde konuştu.

"İSTANBUL, BU İŞ İÇİN TAM ARADIĞIMIZ ŞEHİR" 

İstanbul'un yoğun nüfusa sahip olması ve sürücülerin kuralları çiğnemesinin otonom araç teknolojilerinin geliştirilmesi için biçilmiş kaftan olduğunu, daha etkili veri toplamaya olanak  tanıdığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Öncü, insan hatalarından çıkaracakları sonuçların, söz konusu teknolojinin daha hızlı ilerlemesini sağlayabileceğine dikkati çekti.