Hayat Kimya, Türkiye’nin yanı sıra globalde 8 bin çalışanıyla, 10 ülkede, 18 üretim tesisiyle faaliyetlerine devam ediyor. Dünya çapında 6 üretim tesisinde kendi enerjisini kojenerasyondan üreten Hayat Kimya, yeni dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi de planlıyor. 

Hayat Kimya, hijyen, temizlik kağıtları ve ev bakım kategorilerinde Bingo, Molfix, Molped, Papia ve Familia gibi markalarını dünyada 100’den fazla ülkeye ihraç ederken, 10 ülkede, 18 üretim tesisinde faaliyetlerini sürdürüyor. Dünya çapında 6 üretim tesisinde, kendi enerjisini kojenerasyon ile üretiyor ve Verimlilik Artırıcı Projeleriyle de önemli oranlarda enerji tasarrufu sağlıyor. Hayat Kimya’nın üretim tesislerini ve enerji alanındaki yatırımları Hayat Kimya Global Enerji Grup Müdürü Sabri Çakmak ile konuştuk. Çakmak, “Hayat Kimya, operasyonlarının tamamında ortalama %80 verimlilikle çalışıyor. Enerji verimliliği konusunda da dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek, kendi bünyesine hızla adapte ediyor.” dedi.

Bize sektördeki tecrübelerinizden ve Hayat Kimya’dan bahsedebilir misiniz? 

İsmim Sabri Çakmak. 1979 Akçakoca doğumluyum. Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden 2002 yılında mezun oldum. Daha önce çeşitli firmalarda Saha Mühendisi, Servis Mühendisi, Satış Mühendisi olarak görevler yaptım. 2006 yılında Hayat Kimya’da Elektrik Bakım Mühendisi olarak göreve başladım. Meslekteki 14’üncü yılımı Mart ayında dolduracağım. Bakım-Otomasyon Mühendisi olarak kağıt üretim hattında görev yaptığım yıllarda prosesi çok iyi öğrenme fırsatları buldum. Prosesi öğrenince enerjiyle ilgili açıkları çok daha net bir şekilde görebiliyorsunuz. 2008 yılında Enerji İşleri Etüt İdaresinin açmış olduğu Enerji Üreticisi kursuna katılmıştım. 15 gün süren bu kurs, benim için enerjiyle ilgili bir dönüm noktası gibi oldu. 

O zaman siz Türkiye’nin ilk Enerji Yöneticilerinden birisisiniz… 

Kesinlikle, bu kurs benim enerjiyle ilgili olan tüm bakış açımı değiştirdi. Temizlik kağıdı üretim tesisleri, enerjinin yoğun olarak kullanıldığı bir sektör. Elektrik enerjisinin yanı sıra kurutma sisteminde ısı enerjisi çok yoğun olarak kullanılıyor. Bu sebepten dolayı proseste yaptığımız küçük iyileştirmeler dahi büyük verimlilik sağlayabiliyor. 2014 yılında da Enerji Müdürü olarak atamam yapıldı. 2017’den beri, ekibimle birlikte bu işi merkezi olarak yönetebileceğim bir görevle, Hayat Kimya’nın tüm fabrikalarındaki enerji sistemlerinin sorumluluğunu yürütüyorum. 

Global anlamda Hayat Kimya’nın tüm fabrikalarındaki enerji sistemlerinin yürütülmesi konusu oldukça önemli. Çünkü, Hayat Kimya global anlamda çok büyük bir marka. Biraz bahsedebilir misiniz? 
Türkiye’den sonra Ortadoğu, Kuzey ve Orta Afrika ile Asya’da farklı ülkelerde 18 üretim tesisi yatırımları olan Hayat Kimya’da enerji verimliliği önemli bir olgu. Hızlı tüketim ürünleri sektöründe yatırımlarına hız kesmeden devam eden şirketimiz, üretim kapasitesiyle dünyanın markalı bebek bezi üreticileri arasında ilk 5’te yer alırken, Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Afrika’nın en büyük temizlik kağıdı üreticisi konumunda. Bu ölçekte, enerji ve operasyon verimliliği çok önemli elbette. Hayat Kimya olarak, sektördeki tüm gelişmeleri yakından takip etmeye ve en son teknolojileri kendi operasyonlarımızda en verimli olacak hale getirerek hızla devreye almaya önem gösteriyoruz. 

Bir Türk markası yurt dışında fabrika kuruyor, üretiyor ve önemli bir marka olarak yoluna devam ediyor. Hayat Kimya bünyesinde 18 üretim tesisi bulunuyor ve aynı zamanda kendi enerjisini kendisi üretiyor. Bu anlamdaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? 

Dünya standartlarında “kalite” anlayışıyla işimizi yürütürüz. Dolayısıyla, operasyonlarımızdaki yüksek standartların devamlılığını teminen, fabrikalarımızda kendi enerjimizi üretmeyi tercih ediyoruz. 

Enerji maliyetleri her yerde oldukça pahalı. Türkiye’de de aynı konu üzerinde konuşuyoruz ve bu soruna çözüm üretmeye çalışıyoruz. Sizin 7 ülkede faaliyet gösteren 18 üretim tesisinizin kaç tanesinde enerji üretimi gerçekleştiriyorsunuz? 

Şu anda 6 üretim tesisimizde kendi enerjimizi kojenerasyon ile üretiyoruz. Bu üretimi sadece elektrik olarak düşünmemek gerekiyor. Sonuçta o tesiste ihtiyaç duyduğumuz buharı, soğuk suyu veya sıcak suyu da kendimiz üretiyoruz. 

Kojenerasyon ve trijenerasyon kavramlarını günümüzde fazlasıyla duymaya başladık. Bilmeyenler için açıklayabilir misiniz? Kojenerasyon ne demek? 

Kojenerasyon bir yakıt kaynağıyla elektrik ve ısı üretilmesi anlamına geliyor. Bu ısının haricinde bir de soğuk su üretirseniz buna da Trijenerasyon deniyor. Türkçe karşılığı olarak birleşik ısı güç sistemleri tanımını da kullanabiliriz.

Kojenerasyon sistemlerinde Gaz motoru mu kullanılmalı Gaz Türbini mi kullanılmalı sorusu her zaman sorulur. Siz tesislerinizde hangi elektrik üreteçlerini kullanmayı tercih ediyorsunuz?

Kojenerasyon tesislerinde gaz türbini mi seçilmeli gaz motoru mu seçilmeli sorusunun net bir cevabı yoktur. Bu sorunun cevabını tesisin enerji gereksinimleri verebilir. Örneğin, daha büyük bir model türbin kullanarak verimliliği yükseltmek mümkün. Biz Mersin tesisimizde, tesisin ihtiyacı olan elektrik üretiminin karşılanmasının yanı sıra ısı ihtiyacının da karşılanması gereğini dikkate alarak düşük verimli türbin tercih ettik. Toplam verimde yüzde 80 oranına ulaşabiliyorsak o ekipman fabrika için uygundur. Kocaeli üretim kampüsümüzde ise, atık ısı ihtiyacının düşük olması ve elektrik ihtiyacının yüksek olmasından dolayı türbin yerine gaz motoru kullanmaya karar verdik.

Türkiye’deki tesislerinizde yaptığınız başarılı uygulamaları anlattınız. Peki, globaldeki projelerinizde nasıl bir yol izliyorsunuz? Değişen coğrafya koşullarına bağlı olarak hava sıcaklığı, nem gibi değerlerin etkisi projeleri nasıl etkiliyor? 

Hayat Kimya’nın en önemli özelliklerinden biri Türkiye’de edindiği tecrübeleri yurtdışına çok iyi bir şekilde aktarabilmesidir. Farklı ülkelerde yaptığımız fizibiliteler sonucunda kullanacağımız ekipmanları belirliyoruz ve sonra gidiyoruz orada gerekli uygulamaları kuruyoruz. Nijerya, Cezayir, Rusya gibi iklimleri farklı olan ülkelerin şartlarını göz önünde bulunduruyoruz. Rusya fabrikamız bu açıdan önemli bir örnek. Orada, Türkiye’de kağıt üretimine özel geliştirdiğimiz kojenerasyon sistemlerimizi ve elde ettiğimiz verimliliği otoritelerle paylaştık, kojenerasyonun avantajlarını anlattık. Rusya’daki fabrikamızda da bu sistemi devreye aldık. Bir anlamda Rusya’ya bu teknolojiyi tanıştıran ilk kurum olduk diyebilirim. Bu konuda gerek sektör, gerek otoritelerin dikkatini çektik, örnek olduk. 

Kağıt üretiminde kurutma işlemi için çok ciddi oranlarda enerji tüketiliyor. Kurutma işlemi için nasıl bir proses kullanılıyor? 

Sohbetimizin bu noktasında Hayat Enerji Genel Müdürü Ahmet Işıklar’dan bahsetmek istiyorum. Kendisinin ilk kağıt fabrikasının kurulduğu dönemde bu konuyla ilgili çok önemli katkıları oldu. 500 derecelik sıcak havayla ağırlığı 17 gram/m2 olan bir kağıdın kurutulamayacağını, o havayı sirküle edecek fanların yapımın mümkün olmadığını söylemişlerdi. Ahmet Bey’in o zamanki ısrarıyla ve bizim ekibe katılmamızla ve yapılan çalışmalarla temizlik sektöründe kojen uygulamasını başlattık. Bizden sonra birçok uygulamada kullanılarak iyi bir seviyeye geldiğimizi düşünüyoruz. Hep üstüne koyarak ilerledik.  

Kojenerasyonun arkasındaki atık ısıyı ve yüksek sıcaklığı direkt olarak kağıt kurutmasında kullanan ilk örnek fabrika oldunuz. Türkiye’de bahsettiğiniz gibi projelere direnç gösterilebiliyor. Mühendisliğin en güzel yanı ise risk alarak o direnci kırabilmek.  Sonuçta bugün Türkiye’nin enerji bağımlılığının azalmasına önemli rol oynuyorsunuz. 

Kocaeli’deki üretim kampüsümüzde farklı üretim süreçleri olmasına rağmen %80’lere varan verim elde edebiliyoruz. Kojenerasyon sistemlerinde bu rakamlara ulaşmak gerçekten kolay değil. Mersin’deki uygulamanızla ilgili de bilgi verebilir misiniz? 

Mersin’deki temizlik kağıtları üretim tesisimizde 2 adet gaz tribünümüz var. Yine tesisin kendi ihtiyaçlarını dikkate alarak buraya özel bir tasarım çalıştık. Biz burayı dizayn ederken çalışma arkadaşım Serbay Bey ile ilerledik. Kendisinin bu projede önemli katkıları oldu, dizaynın büyük bir kısmını kendisi yaptı.  Biz Hayat Kimya’nın tüm projelerinde ekibimizle birlikte tasarım çalışmalarını yapıyoruz, ekipman seçimlerini ve atık ısı hesaplamalarını gerçekleştiriyoruz. Kısacası ekibimizle birlikte tüm detayları biz oluşturuyoruz. 
Neticede Mersin’deki enerji verimliliği oranını sektörde örneği görülmemiş bir şekilde %88 seviyelerine taşıyarak, Türkiye Kojenerasyon ve Temiz Enerji Teknolojileri Derneği tarafından sektörünün en iyi uygulamasına örnek gösterildi.

2012’de Enerji Yönetim Kalite Sistemine geçmiş bir firmasınız. Projeleri hayata geçirirken aldığınız destek ve teşvik oldu mu? 

Şu ana kadar 4 Verimlilik Artırıcı Proje (VAP) için destek aldık. Her yıl bir tane yapmaya çalışıyoruz. Şirket vizyonu olarak da verimlilik artırıcı projelere destek veriyoruz. Geçtiğimiz sene yaptığımız bir uygulama, göze çarpan önemli örneklerden biri oldu. Kağıt prosesinde, vakum sisteminde yaptığımız özel geliştirmelerle aynı iş, aynı üretim için harcadığımız elektriği %40 azalttık. Hatta, üretilen kağıdın tipine göre bazen bu oranı %60’lara kadar çıkardığımız oluyor. Önemli enerji kaynaklarını bu şekilde verimli kullanmaya önem veriyoruz. 

Enerji yönetimi ve enerji izleme sistemleriyle ilgili nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? 

Enerji yönetimiyle ilgili çalışmalarımız var. Sonuçta büyük bir coğrafyada enerji yönetimi yaptığımız için bu konuda daha çok yatırım yapmak istiyoruz. Özellikle endüstri 4.0 ve yapay zekâ teknelojisinin hayatımıza girmeye başladığı bu dönemde biz de buna kayıtsız kalamazdık. Ekibimle birlikte ihtiyaçlarımızı belirleyerek bize özel bir yazılım oluşturmaya karar verdik. Amacımız; kayıpları ya da dizayn parametrelerini online olarak görmek ve arşivlemek. Çünkü tesislerimizde bir gaz türbinin ya da gaz motorunun plansız bir şekilde durması, üretimi direk olarak etkiliyor ve verimsizliğe neden oluyor. Endüstri 4.0 alanında yaptığımız çalışmalarla burada sektöre öncülük edecek önemli gelişmelere imza atacağımızı umuyoruz. 

Yenilenebilir enerji ile ilgili planlarınız var mı?

Tabii ki dünyadaki yenilebilir enerji trendlerini yakından takip ediyoruz. Şu aşamada tesislerimizdeki kojenerasyon yatırımlarına odaklanıyor ve bu konuda edindiğimiz deneyimi diğer iştiraklerimize, farklı coğrafyalara başarıyla taşımayı planlıyoruz.