Güneş enerjisi alanında 2011 yılından beri faaliyet gösteren Akas Enerji, bugüne kadar sahadan çatıya kadar önemli projeleri hayata geçirmiş bir firma. “Yılsonuna kadar öncelikle kendi yatırımımızı gündeme alıp daha sonra da anlaşma aşamasında olduğumuz projeleri sorunsuz bir şekilde inşa etmek ve yatırımcılarımıza teslim etmek istiyoruz.” diyen Akas Enerji İş Geliştirme Yöneticisi Burak Atalay, ayrıca dünya üzerine güneşle ilgili hareket gördüğümüz her yerde olmayı hedeflediklerini söylüyor. Atalay ile Türkiye’nin güneş enerjisi sektöründe yaşanan gelişmeleri ve 2019 yılı iş gündemini konuştuk.

Türkiye’nin güneş enerjisi alanında ulaştığı teknoloji hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu sene neler yaşanıyor?
Son iki senedir güneş enerjisi sektörü çok hızlı ilerledi ve kısa süre içerisinde ciddi bir kurulu güce ulaşıldı. Türkiye’nin toplam kurulu gücü 2017 yılında toplam 3.4’lık GW seviyelerine ulaştı. Bu yılın sonunda ise toplam kurulu gücümüze 250 – 300 MW daha proje ekleneceğini tahmin ediyorum. Bu rakamlar Türkiye’nin iyi bir yol kat ettiğini gösteriyor.


Peki, Türkiye güneş enerjisi sektöründe nasıl bir politika izliyor? Özellikle çatı üzeri güneş enerjisi alanında yaşanan gelişmeleri anlatır mısınız?
2017 yılının yoğun geçmesinin sebebi; bağlantı sistem kullanım bedellerinin artması sebebiyle sahip olduğumuz fiyat avantajını kaybedecek olmamızdı. Bu sebeple Türkiye’de 2017 yılında ciddi kurulumlar gerçekleşti ve hızlı bir yükselme dönemi yaşandı. 2018 yılı itibariyle de yine saha kurulumlarına devam edildi ama eski hızlara ulaşılamadı.
2018 yılının ilk çeyreğinde öztüketim modelli çatı projeleri ön plandaydı. Bu projeler mikro GES dediğimiz 10 kw’a kadar olan sistemlerdi. Diğer sistem ise endüstriyel çatı dediğimiz projelerdi. Yani çok büyük fabrikaların kendi öz tüketimlerini karşılayacak olan iş modeliydi. 21 Haziran’da çatı üzeri GES’lerle ilgili çıkan yeni yönetmelikte önemli güncelleştirmeler yapıldı. Bu yönetmeliğe göre, öz tüketim modelinin daha ön planda olacağı bir süreç yaşayacağız gibi gözüküyor. Özellikle endüstriyel çatıların önünün daha çok açılacağını öngörüyoruz. Çünkü önceki sistem endüstriyel çatı sahiplerine fazla ürettiği elektriği satma imkanı vermiyordu. Şimdi ise bu durumun önünü açarak sistemin saatlik mahsuplaşmaya doğru gideceği görülüyor. Bu durumda endüstriyel çatı sahipleri yeni yatırımlara sıcak bakacaktır.


Yatırımcılar özellikle amortisman süreçleriyle ilgili baya endişeliydi. Son dönemde yaptığınız görüşmeler oldu mu bununla ilgili? Nasıl geri dönüşler geliyor?
Akas Enerji olarak biz ilk kurulduğumuz zamandan beri çatı projelerini hayata geçiriyoruz. Hatta Akdeniz Bölgesi’nin ilk kabul edilen resmi çatı projesinin kurulumunu biz gerçekleştirmiştik. Zaman içerisinde devreye aldığımız çatı projeleri sayesinde önemli tecrübeler kazandık. Bu tecrübeler bizim yeni yatırımcılarla görüşmemizi sağladı. Şimdi ise elde ettiğimiz bu deneyimleri yeni projelerde kullanıyoruz. Bu sektörün gelişmesi ve yeni projelerin hayata geçmesi için 2017 yılından beridir de görüşmelerimiz devam ediyor.


Güneş Enerjisi santrallerinde en çok konuşulan konulardan biri de verimlilik değerleriydi. Santralin verimini arttırmak için nasıl bir mühendislik çalışması yapmak gerekiyor? Sizin bu konuyla ilgili görüşleriniz ve tavsiyeleriniz var mı?
Güneş enerjisi santrallerinde hedeflenen verimliliği ulaşabilmek için, o santrali bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyor. Dolayısıyla bir santralin doğru dizayn edilmesi, yüksek kalitede inşa edilmesi önem arz ediyor. Bir santralde yüksek kaliteli parçaların kullanılması, o santralin hem ömrünü hem de verimliliği direk olarak etkiliyor. Çünkü bu sistemlerin uzun süre çalışması ve yatırımcısına para kazandırmaya devam etmesi isteniyor.
Biz santrali kurarken hedeflenen verimliliğe ulaşabilmek için öncelikle bir simülasyon programı yardımıyla kurulum yapacağımız alana en doğru yerleşimleri uyguluyoruz, konstrüksiyon materyallerini seçiyoruz, inverter çiftlerini eşleştiriyoruz ve doğru kablolarla iletişimini sağlıyoruz. Bizim için anahtar kelime, düzgün yapılmış bir sistem dizaynı ve kaliteli malzeme kullanımıdır.

Bakım ve onarım çalışmaları da verimliliği oldukça etkiliyor değil mi?
Çok doğru. Yatırımcılar ilk zaman santrali hızlı bir şekilde kurmak ve bu yatırımı düşük maliyetle yapmak istiyorlardı. Şimdi ise santral dizaynında kurulumunda ekipmanların kalitesi ve bakım onarım faaliyetleri ön plana çıktı. Çünkü bir proje en başından doğru dizayn edildiğinde ve doğru ekipmanlar kullanıldığında yatırımcısına daha az maliyet çıkarmaya başladı. Bakım onarım faaliyetleri de aynı şekilde önem kazandı. Çünkü zamanında yapılan bakımlar ve doğru takip sistemi sayesinde o santralden istenilen verim elde edildi. Yatırımcılar bu bakış açısını korumaya devam etmeliler. Biz hem proje taahhüt firması hem de santral yatırımcı olduğumuz için periyodik bakımlarda sorun çıkarabilecek ilginç durumlarla karşılaştığımızı gözlemledik. Bu yüzden yatırımcılara, bizim gibi bu konularda tecrübeli şirketlerle bakım onarım sözleşmesi imzalayarak santrallerini düzenli olarak takip etmelerini tavsiye ediyoruz.

Güneş enerjisi sektöründe herkesin merakla takip ettiği teknolojilerden biri enerjinin depolanmasıdır. Bu konuyla ilgili yaptığınız araştırmalardan söz edebilir misiniz?
Tüm dünyada güneş enerjisi sektörü enerji depolama konusunun üzerinde çalışıyor. Dünyanın önde gelen teknoloji firmaları bu konuyla ilgili önemli Ar-Ge çalışmaları yapıyor ve önemli bir yol kat etmeye devam ediyor. Özellikle yurt dışı fuarlarında biz bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Önümüzdeki beş yıl içerisinde bu teknolojiye adapte olabileceğimizi düşünüyoruz.
Sadece bakım onarım konusunda hizmet verdiğiniz santraller var mı yoksa direkt anahtar teslim projelerle çalışıp, bu projelerinize bakım onarım hizmeti de mi dahil oluyor?
Aslında bu tamamen müşterimizle yaptığımız anlaşmamıza göre değişkenlik gösteriyor. Şu an hali hazırda verdiğimiz 5MW’lık bakım onarım hizmetimiz var. Aslına bununla ilgili ilk günden beri gerekli teknik ekipmanları ve ekipleri sürekli eğitimlerle güncelliyoruz. Bazen müşterilerimize bunu bir paket olarak verip, santrallerini kurduktan sonra belli sürelerde ücretsiz olarak bakıyoruz. Kimilerine de bunu belli periyotlara bağlayıp belli ücretlerde devam ediyoruz.

Akas Enerji’nin toplam kurulu gücü nedir ve yılsonuna kadar bunu yüzde kaç arttırmayı planlıyorsunuz?
Akas Enerji olarak 20 MW’lık kurulu güce sahibiz. Verdiğimiz danışmanlık hizmetlerini ve çizdiğimiz projeleri düşündüğümüzde ise 35 MW’ı aşan bir portföy yönetiyoruz. Yılsonuna kadar yönettiğimiz portföyü yüzde 30 oranında artırmayı hedefliyoruz. Güneş enerjisi sektöründe 2011 yılından beri faaliyet göstersek bile birçok firma gibi en büyük sıçramayı son iki senede gerçekleştirdik. Büyüme hızlarına aynı şekilde devam etmek istiyoruz ancak sektörün genel gidişatına göre hareket etmek istiyoruz. Bundan dolayı kendimize yüzde 30 oranında bir büyüme hedefi belirledik.


Şirketlerin büyüme hedeflerini enerji politikaları direk olarak etkiliyor. Söylediğiniz güzel gelişmeleri düşündüğümüz zaman bu yüzdelerin çok daha artacağını söyleyebilir miyiz?
Biz de tamamen aynı görüşteyiz. Güneş enerjisi sektöründe yaşanan gelişmeler hem malzeme tedarikçilerini hem kurulum firmalarını önemli oranda etkiledi. Herkesin ortak olarak paylaştığı bu pastanın daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Bu büyüme devam ederse yatırımların da önünü açacaktır.
Fiziki açıdan zor şartlara sahip olan güneş enerjisi santralleri üzerinde çalıştınız mı? Bu tarz projelerde nasıl bir mühendislik çalışması uyguluyorsunuz?
Yatırımcılar enerji alanında çok yetkili ve bilgi bir firma değilse, izni aldıkları noktaya santral kurmak istiyorlar. Bu durumdan dolayı da zaman içerisinde fiziki zorluklarla karşılaşıyoruz. Bu sahalar kimi zaman çok temiz olurken kimi zamanda fiziki açıdan zorlayıcı olabiliyor. Biz fiziki açıdan zor şartlara sahip olan birçok projeyi devreye aldık. Şantiye işi yaptığınız zaman anlık kararlar vermeniz ve pratik çözümler bulmanız gerekiyor. İşin temelini projenin lokasyonu, zeminin eğimi, inşa öncesinde hazırladığınız programlar oluşturuyor. Örneğin, ayaklar çakma mı delme mi olacak, delme olacaksa nasıl bir çaptaki delme makinesi bunu yapabilir, çakma olacaksa çakma makinesi kaç metre yükseklikten bunu çakmalı gibi bazı teknik konuları önceden karar verip programınıza dahil etmeniz gerekiyor. Anlık olarak gelişen zorluklara karşı ürettiğiniz hızlı çözümler ise sizin bu sektördeki tecrübenizi ortaya koyuyor.


Akas Enerji olarak yılsonu hedeflerinizden ve 2019 yılı gündeminizden bahsedebilir misiniz?
Dünyada bu sektör var olduğu müddetçe biz güneş enerjisi alanındaki çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. Sahadan çatı üzeri GES projelerine kadar her alandaki projelerde yer almayı planlıyoruz. Türkiye’de güneş enerjisi sektörünün hareketli olmasını temenni ediyoruz ancak dünya üzerine bu hareketi gördüğümüz her yerde olmayı hedefliyoruz. Bu sebeple son dönemde hareketlenmesi beklenen Hollanda, İran ve Cezayir gibi pazarları araştırıyoruz. O bölgelere yapılması hedeflenen yeni yatırımlarla ilgili görüşmeler yapıyoruz.
Yılsonuna kadar öncelikle kendi yatırımımızı gündeme alıp daha sonra da anlaşma aşamasında olduğumuz projeleri sorunsuz bir şekilde inşa etmek ve yatırımcılarımıza teslim etmek istiyoruz. Yeni tesis kurmak isteyen veya bakım onarım anlaşmaları yapmak isteyen yatırımcılarımıza da kapımızın sonuna kadar açık olduğunu belirtmek isterim.