Dijital teknolojilerin iş süreçlerine entegre edilmesi, verimliliğin artırılmasına ve hizmet kalitesinin de yükselmesine olanak sağlıyor. Bu durumun farkında olan işletmeler ve kamu kurumları, dijital dönüşüm sürecine dair adımlarını hızlandırıyor. Statista tarafından açıklanan verilere göre 2027 yılına gelindiğinde dijital dönüşüm harcamalarının dünya çapında 3,9 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Gerçek Zamanlı Verilerle Çalışan Sanal Bir Model Gerçek Zamanlı Verilerle Çalışan Sanal Bir Model

“DİJİTAL DÖNÜŞÜM TRENİNE BİNMEYE ÇALIŞILMALI”

Dijital dönüşümün şirketler için bir seçenek değil, bir zorunluluk haline geldiğini söyleyen Optimal Ajans ve Optimal Yazılım CEO’su Umut Uysal, dijital dönüşümün, şirketlerin rekabet avantajı elde etmeleri ve sürdürülebilir büyüme sağlamalarında kritik bir öneme sahip olduğunu söylüyor. Uysal, rakiplerin hızla iş süreçlerini dijitalleştirirken, diğer işletmelerin eski usul yöntemlerle piyasada tutunmasının mümkün olmadığını ve bu durumun farkına varan şirketlerin, geç kaldıklarını düşünmek yerine hızla yol alan dijital dönüşüm trenine bir noktadan binmeye çalışmaları gerektiğini aktarıyor. Uysal, "Aksi takdirde, rekabette geri kalma riski ile karşı karşıya kalabilirler" diyor. 

“DİJİTAL DÖNÜŞÜME AYAK UYDURAMAYAN ŞİRKETLER BATABİLİR”

Blockbuster ve Kodak gibi dijital dönüşüme ayak uyduramayan şirketler de teknolojik gelişmeleri yakalayamadıkları için pazardan silindiler.

Dijital dönüşüme ayak uyduramayan şirketler, hızla değişen iş dünyasında rekabet güçlerini yitirerek iflas riskiyle karşı karşıya kalabilirler. McKinsey & Company'nin yaptığı araştırmalar, dijital dönüşüm projelerini başarılı bir şekilde uygulayan şirketlerin gelirlerini önemli ölçüde artırma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Dijital dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştiren şirketlere bakıldığında, operasyonel maliyetlerinin %30'a kadar azaltarak verimliliklerini artırdığı görülüyor.

Buna karşılık, dijital dönüşümü benimsemeyen şirketlerin, pazar paylarını ve rekabet avantajlarını hızla kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldığı da bir gerçek. IDC'nin verilerine göre, dijital dönüşüm süreçlerini benimsemeyen firmaların %70'inden fazlasının beş yıl içinde rekabet gücünü kaybettiği görülüyor. Blockbuster ve Kodak gibi dijital dönüşüme ayak uyduramayan şirketler de teknolojik gelişmeleri yakalayamadıkları için pazardan silindiler. McKinsey'nin araştırmaları da dijital dönüşüm sürecinde geride kalan firmaların, ekonomik performanslarının önemli ölçüde düştüğünü ve rekabet avantajlarını kaybettiklerini gösteriyor.

"EN BÜYÜK SEBEP YENİLİĞE KARŞI GÖSTERİLEN DİRENÇ"

Uysal konuya ilişkin olarak, “Yeniliklere adapte olmak tarihin her döneminde zor olmuştur. Bugün de bizlerin şirketleri dijital dönüşüm süreçlerine ikna etmekte zorlanmamızın en büyük sebebi, yeniliğe karşı gösterilen dirençtir." diyor. Yeniliğe direnç göstermenin doğru olmadığını ve zaten hem çalışan hem de işverenlerin dijitalleşmenin kendilerine sağladığı somut faydaları gördükçe bu yaklaşımın hızla değiştiğini söyleyen Uysal, "Ayrıca, dijital dönüşüm süreçlerinin maliyetleri dışarıdan yüksek gibi görünse de, kısa ve orta vadede maliyetleri düşürdüğü görülüyor." diyor.

Gelecekte dijital dönüşümün daha da hızlanacağını öngördüklerini söyleyen Uysal, "Yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT), blokzinciri ve büyük veri analitiği gibi teknolojiler, iş dünyasında ağırlığını hissettirmeye devam edecek. Bu teknolojiler, daha akıllı ve verimli iş süreçleri oluşturmanın yanı sıra, yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına da olanak tanıyacak” diyor.

Editör: Haber Merkezi