Hem depolama hem de dağıtım alanları için robotik depo sistemlerinin dinamik depolama mantığını esas alan RWMS (Robotic Warehouse Management Systems) markasının üretici firması (Robotaş Ar-Ge Robotik Depolama Sistemleri A.Ş); Çayırova fabrikasında dizayn, imalat ve uygulamalar gerçekleştiriyor. Akıllı depo uygulama projeleri, dizaynından yazılım ve mekanik imalatına kadar anahtar teslim sunuluyor. Ar-Ge/Teknopark firması olarak kurulan Robotaş; ülkemizde faaliyet gösteren firmaların robotik depolama taleplerine, yine ülkemizde geliştirilmiş ve üretilmiş teknolojilerle cevap vererek ülkemizin bu konudaki yurt dışı bağımlılığını ortadan kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Robotaş’ı genel itibariyle demir-çelik sektörüne sunduğu çözümlerle tanıdık ancak başka hangi sektörlerle iş birliğiniz bulunuyor?

Tamamladığımız projeler genellikle demir-çelik sektörü, gıda sektörü ve kimya sektörü içindi ve gerçekten çok iyi projeler ürettik. Dağıtım konusunda ise tekstil dağıtımı, hatta e-ticaret sektöründe son yıllarda çok önemli projelere imza atıyoruz. Bugüne kadarki tüm projelerde Robotaş RWMS markası ile müşterilerine yönelik özgün çözümler oluşturdu. Robotaş’ın güçlü tarafı da bu zaten! Dizayn etmek, üretmek ve o dizaynı yine kendi yapmış olduğu yazılım ile entegre çalıştırabilmek.

Geçtiğimiz aylarda büyük bir gıda firmasındaki çalışmalarınızdan biraz bahsetmiştik… Proje hakkında bilgi verir misiniz?

Evet, o bizim son projemizdi, çok önemli bir gıda firmasıyla gerçekleştirdik. Yaklaşık 40 bin paletlik bir depo alanından bahsetmiştim. Bu alana 4 bin palet girip 4 bin palet çıkıyor ve birkaç tane fabrikayı da bu depo besliyor. Dolayısıyla büyük sayılabilecek çapta bir proje oldu.

Gıda sektörü hassas bir sektör… Sizi bu projede zorlayan detaylar oldu mu?
 

Projenin zorluğu aslında halihazırda mevcut ve kısmen de eskimiş bir konstrüksiyon da çalışacak bir sistemin tasarlanmasıydı, kriterlerden bir tanesi buydu. Fiziki şartları bir kenara bıraktığımızda sirkülasyonu yoğun bir depo ki bu tip depoların mal kabul ve sevkiyat taraflarının güçlü olması gerekir. Bu nedenle müşterilerin bunu bilgi sistemleriyle entegre olarak yapması gerekir. Bizim bunu otomatik olarak da içeri almanız gerekiyordu. Otomatiklik olmazsa siz bunu çok fazla personel ve ekipmanla yapmak zorunda kalırsınız. Bir de bu ürünlerin çıkması var, 4 bin tane paletin girişi ve 4 bin tane paletin sevkiyatından bahsediyoruz burada… Aslında günde 80-100 tır karışık gelen paletlerin doğru depolanması ve 80-100 tırın doğru yüklenmesinin yönetilmesi diye bakabiliriz konuya. Bunu o kadar güzel bir şekilde optimize etmeniz gerekiyor ki… Sistemin durması bir zaman kaybı, sistem hızlı hareket ettiğinde hem iş güvenliği sıkıntıları ortaya çıkıyor hem de malzeme kayıpları oluyor. Hele ki gıda sektörü çok hassas bir sektör, malzemeye veya palete bir zarar geldiğinde o malzemeyi ıskartaya ayırmak durumunda kalınabiliyor.

Teknolojik açıdan ne tip sistemleri kullandınız?

Çok iddialı da bir noktaya geldik… Yani yurt dışında 10 yılın üzerinde, Türkiye’de ise beş, yedi yıl arasında değişen yatırım planları arasına kendisini iki yılda geri dönüşü olan bir projeyle ortaya çıktık. Biraz zorlandık ama sistem tamamıyla otomasyon sistemi içerisinde, içinde hem palet sorter’ları var hem double shuttle makinaları var hem AS/RS’si bulunuyor. AS/RS otomatik bir yükleme-boşaltma sistemidir. Yurt dışında halihazırda 90 küsur tane AS/RS’de kullanılan farklı amaçlı yükleme boşaltma robotları var. En azından biz Robotaş olarak bunların 13-14’ünü aktif olarak kullanılan Ar-Ge’lerini ve sanayide çalışır haldeki model ve ürünlerini çıkarttık. 
Aslında şunu da çok iyi görmek lazım, bizler bir sistem satmıyoruz. Müşterimiz ile birlikte ortak proje üretiyoruz diye görmek lazım. Müşteri ne istediğini bilen, konusunda uzman bir firmaydı ve tüm bilgisini yazılımda da dahil olmak üzere projenin başarılı sonuçlar alması adına kullandı. Keyifli bir proje oldu. 

AS/RS sistemlerine piyasada pahalı diye bakılıyor. Sizce gerçekten pahalı mı? 

Hayır, değil. Üç, beş senede geri dönüş sağlayan bir sisteme pahalı diyemezsiniz. Bize göre bu tip yatımlarda belirleyici kriter servis ve bakım onarım faaliyetleridir. Böyle bir sistemde uzun süreli duruşlar hem mal kabul tarafını hem de sevkiyat tarafını sıkıntıya sokar. Bu gözle baktığınızda yurt dışı rakiplerimize göre çok daha uygun yatırım maliyetleri ile çözüm sunduğumuz gibi 7/24 servis ve bakım garantilerimizle müşterilerimize bu sıkıntıları yaşatmıyoruz. Tasarımı, yazılımı, imalatı kendimize ait olan bu sistemleri yedek parça stoğu ile de desteklediğimiz için çok iyi sonuçlar alıyoruz. Ayrıca son zamanlarda içinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda şunu da görmek gerekir, ürünlerimizin otomasyon ekipmanları dışında tamamen yerli kaynaklarımızla üretiyoruz ve know how firmamıza ait, artık yurt dışı rakiplerimize karşı çok daha büyük fiyat avantajımız oldu.

Yurt dışı menşeli markalara göre sizin termin süreleriniz ne kadarlık bir süreci kapsıyor?

Proje, imalat ve uygulama süreçlerimiz onlara göre elbette daha hızlı, artık tecrübemiz de arttı... 15 yılda çok tecrübe birikiyor. Dizayn yönümüz ve imalatımız çok kuvvetli. Yazılım da bize ait olduğu için çok hızlı ve esnek çözüm üretebiliyoruz. Bu konuda iddialı olduğumuzu söylemek isterim. Zaman avantajımız mevcut, çalışan tesislerde uygulama tecrübemiz olduğu için işleyişi hemen hemen hiç etkilemeden kurulumumuzu yapıyoruz. Projelerimizde hiçbir zaman, sistemimiz tam verimli hale gelmeden bırakmıyoruz. Bakım anlaşmaları da yapıldığı için o ürün sonuna kadar sizin ürününüz olarak çalışıyor. Söz konusu sistemlerin devamlı kontrolleri yapılmalı, devamlı iyileştirmeleri gerçekleştirilmeli… Yeni bir yazılım geliştirdiğiniz dönüp arkaya tüm projelerini güncellemeniz gerekiyor ki sistem verimli işleyebilsin. 

Önümüzdeki yıl için projeler netleşti mi?

Projeler genelde orta ve yüksek bütçeli projeler olduğundan büyük çoğunlukla bir sonraki yılın bütçelerinde yer aldığı için süreç uzun sürüyor. Bu sene, üç tane sözleşmesi yapılan projemiz mevcut. Ülkemizde maalesef yurt dışı fiyatlarından dolayı robotik depolama sistemlerinin pahalı olduğu yönünde bir algı var. Netice itibariyle dolar/avro paritesi bir yana başlı başına yurt dışından firmanın Türkiye’ye gelip proje yapması, sonrasında projeyi taşere edip üretmesi ve devamında da sürdürülebilirliğini sağlaması ciddi maliyet kalemi oluşturuyor. 

Son olarak bir de modüler standart robotik depo sisteminiz hakkında da bilgi almak isteriz…

Evet, bu sürpriz bir projemiz... Türkiye’de biz standart bir robotik depo yapıp, üretim tesis ve lojistik depolarda modüler olarak kurabilmeleri için bir çalışma başlattık. 2018’de normal projelerin dışında standart olarak yapmaya çalıştığımız bir konsept ürün müşterilerimizle buluşacak diye hazırlık yaptık ancak bu proje mevcut ekonomik durumda 2019 yılına kaldı. Bin yahut 2 bin paletlik sistemler yapıp bunları da çok düşük maliyetlerle müşterilerimize sunmayı planlıyoruz. Bu sistemlerin Ar-Ge’si tamamlandı, iki yerde de modelleri çalıştırdık. Bu elbette daha yalın bir sistem ancak proje konusu olan sistem çözümlerimiz de devam edecek. 300 metrekarede bin paletin istiflenmesi gerektiğini düşünün… Yaklaşık 7 metreliğindeki sistemlerimizle robotlu depolama sistemleri geliştirdik. İlgi çekeceğini düşünüyoruz.