LODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülçin Büyüközkan, lojistik ve tedarik zincirleri kapsamında geleneksel reaktif yaklaşım yerine, proaktif yaklaşımın benimsenerek önceden önlemlerin alınarak hazırlıkların yapılması, lojistik ve tedarik zinciri ağlarının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

LODER Lojistik Derneği ve SICK'in ortaklaşa düzenlediği "Lojistikte Otomasyon Teknolojileri Semineri"nde konuşan Büyüközkan, tedarik zinciri ve lojistik alanının gelişimini anlatarak, pandemi döneminde dayanıklı, dirençli tedarik zinciri yapısına sahip şirketlerin kazançlı çıktığını ifade etti ve şunları kaydetti: 

"Tedarik zincirinde ve lojistikte bilhassa son 15 yıldır görünürlük çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyordu. İzleyebilmemiz ve süreçleri takip edebilmemiz, bizim için avantaj yaratıyordu. Sonraki aşamada tepkisel olma, müşterilerden ya da pazardan gelen olsa değişimlere hızlı cevap verebilme, ona göre konumlanma oldukça önemli oldu. Buna paralel olarak, risk yönetimi konusu gündemimizde idi. Tedarikçilerimizden, lojistik ağımız ya da farklı alanlarda olan riskleri yönetmeye çalıştık.  Ardından sürdürülebilir dediğimiz, ekonomik, toplumsal ve çevresel konulara odaklandığımız bir alan oluştu. Tedarik zinciri olgunluğunun artmasına da aşama olan bu yapının son noktası dayanıklı, dirençli tedarik zinciri yapıları. Zaten gündemimizde olan bir konuydu, fakat pandemi dönemi bunu karşımıza çıkardı. Tedarik zincirlerinin kırılganlığından, durmasından bahsetmeye başladık. Bu doğrultuda güçlü olan, zorluklar karşısında iş sürekliliğine devam eden şirketlerin, ne kadar kazançlı olduğunu gördük." 

İKİ ANAHTAR UNSUR: BAĞLANABİLİRLİK VE OTONOM OLMA

Günümüzde her şeyin birbirine bağlı, akıllı ve bunları yapabilmek üzere altyapının destekli olduğunu dile getiren Büyüközkan, "Geçmişte de teknolojiler vardı; ancak erişim konusunda gerek maliyet yüksekliğinden gerekse verileri hızlı işlemede işlem gücü eksikliğinden kaynaklı sorunlar vardı. Bugünkü altyapımız, algoritmamız, işlem gücümüz bunları hızlı işleme imkanı sağlıyor ve bu doğrultuda etkin olarak sonuca gidebiliyoruz. PWC’nin Nisan-Mayıs ayında yayımladığı raporda, 2025 lojistik-tedarik zinciri yapılanmasına baktığımızda, iki anahtar unsur öne çıkıyor. Biri birbirine bağlanabilirlik, diğeri de otonom olma." dedi. 

HİPER OTOMASYON ÖNE ÇIKIYOR

Lojistik ve tedarik zinciri açısından öne çıkan, bugün ve yarını şekillendirecek trend teknolojilerden bahseden Büyüközkan, küresel araştırma ve danışmanlık firması Gartner’ın gelecek öngörüsüyle ilgili çalışmalarına atıfta bulunarak, 2025-2030 tedarik zinciri ve lojistik öngörüsünde hiper otomasyonun öne çıktığını söyledi.

Büyüközkan, hiper otomasyonun iş birliği ve lojistik tedarik zinciri yapısı içerisinde, birbiriyle etkileşimli olan firmaların daha performans artırıcı yapılara dönüşmesinde önemli bir teknoloji olduğunun altını çizdi.

Zorlu pandemi sürecinde belirsizliklerin ve bilinmeyenlerin çok fazla olduğunu söyleyen Büyüközkan, firmaların sahip olduğu yetkinlikleriyle, en iyi süreci temel alarak, hedeflerine ulaşmak noktasında en uygun koşullarla, en iyi yolu ortaya koymaları gerektiğini belirtti.