Arçelik, BSH, Electrolux, Vestel gibi sektörün önemli markaları için çözüm ortağı olarak çalışmalarına devam eden Alpplastik; örnek çalışmalara imza atıyor. Alpplas Ar-Ge, Teknoloji ve Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Halil Bozkurt ile yaptığımız röportajımızda “Enjeksiyondan sevkiyat aşamasına kadar hiçbir şekilde manuel işçilik olmadan plastik, baskı, montaj, kontrol proseslerinin otomatik olarak yapıldığı ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen ‘Akıllı ve esnek imalat sistemi’ projemizi başlattık. Yaklaşık 2,5 milyon TL’lik bir yatırım projesi ve tamamlandığında pek çok sektör tarafından örnek alınabilecek bir proje olacaktır.” dedi.  

Üretim süreçleriniz ile ilgili bilgi verir misiniz?

Üretim süreçlerimizle ilgili bilgi verirken plastik ve elektronik olarak iki ayrı iş kolunu ayrı ayrı tarif etmem gerekecek. Çünkü gerçekten her iki sektörde üretim yapmak aslında çok karmaşık bir organizasyonu ve birbirinden çok farklı iş kollarını yönetebilme becerisi anlamına geliyor. 

Plastik iş kolu ile ilgili iki farklı firma ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Plastik üretim süreçlerimiz, bu sektörde olmazsa olmaz olan müşteri ile tasarım iş birliği, kalıp tasarımı ve üretimi ile başlıyor. Alpplas’ın tüm işletmelerinde gerek yeni kalıp tasarımı gerek parça tasarımı yapabilecek ve aynı zamanda kalıp imalatı yapabilecek kalıphanelere ve teknik ekibe sahiptir. Bunu sektörümüz için önemli bir avantaj olarak görüyoruz. Kalıp üretimi dışında; özellikle beyaz eşya sektörünün ihtiyaç duyduğu tüm plastik süreçlerine sahibiz. Plastik enjeksiyon, gaz destekli enjeksiyon, boyahane, pad printing, silk printing, laser marking, ultrasonik kaynak, pek çok farklı alt komponentin montaj ve testlerini yapabilecek montaj hatları hemen ilk aklıma gelen proseslerimiz.

Elektronik iş kolunda ise müşterilerimizle iş birliğimiz elektronik kart tasarımı, gömülü yazılım, bütünleşik test sistemlerinin tasarlanması ve üretilmesi, prototip üretimi olarak sıralayabiliriz. Aynı zamanda iki ayrı laboratuvarımızda yaşlandırma testleri, RoHs testleri, yanmazlık testleri, Xray gibi otomotiv standartlarında üretim yapabilmek için gereken pek çok testi yapabiliyoruz.

Üretim hatlarımızda ise 8 adet SMD makinası, Panasonic Radial ve Axial dizgi makinaları, Panasonic Glue dispenser, Dek krem lehim makinaları, BTU fırınlar ve esnek üretim için Nutek marka tam otomatik yükleyiciler yer almaktadır. Çok katlı PCB’den BGA komponentlere kadar neredeyse her türlü elektronik kart üretilebilmektedir. Üretim hatlarımızda yüksek kaliteli kesintisiz üretim yapabilmek için hatlara entegre edilmiş SPI (krem lehim kontrol) ve AOI (otomatik görsel kontrol) kullanılmaktadır. 

Müşterimizin talep ve ihtiyaçlarına göre plastik ve elektronik kart üretiminden sonra montaj ve kontrol prosesleriyle aynı zamanda son kullanıcıya sevkiyat yapabilecek bir işletmeyiz. Sistem tedarikçisi olarak aynı zamanda müşterimize çözüm üretme sorumluluğumuz olduğu için yeni projelerde gerekli yeni proseslerin kurulması konusunda da ayrıca çalışan bir proje ekibimiz var. 

Ne zaman robotlu üretime geçtiniz? Bünyenizde hangi proseslerde, kaç adet robot kullanıyorsunuz?

Şu anda boyahane, enjeksiyon, elektronik proseslerimizde pek çok robot otomasyon projemiz çalışıyor. Örneğin 2005 yılında boyahanelerimizde yüzde 100 oranında manuel uygulama yaparken şu anda neredeyse yüzde 100 boya robotları ile üretim yapıyoruz. Enjeksiyon makinalarımızın tamamına yakınında parça alma, taşıma, aktarma robotları mevcut. Şimdi ilave yatırım ve projelerle daha katma değerli, daha karmaşık ve bütünsel çözümler üretebileceğimiz projelere çalışıyoruz. Örneğin enjeksiyondan sevkiyat aşamasına kadar hiçbir şekilde manuel işçilik olmadan plastik, baskı, montaj, kontrol proseslerinin otomatik olarak yapıldığı ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen ‘Akıllı ve esnek imalat sistemi’ projemizi başlattık. Yaklaşık 2,5 milyon TL’lik bir yatırım projesi ve tamamlandığında pek çok sektör tarafından örnek alınabilecek bir proje olacaktır.

Robot yatırımı firmanıza ne gibi katkılar sağladı? Robot yatırımından sonra elde edilen avantajlar neler oldu?

Elbette dikkatlice seçtiğimiz ve gerçekleştirdiğimiz her bir robot otomasyon projesi verimlilik, OEE, kalite ve iş güvenliği seviyesinin artışı gibi somut ve ölçülebilir başarılara ulaşmıştır. Örneğin 2018 yılı içerisinde devreye aldığımızı çok eksenli dik enjeksiyon insertin robotu ve besleme sistemi projesi ile üretim süresini 90 saniyelerden 50 saniyelere düşürdük. Bu başarı ile Alpplas daha verimli ve sürdürülebilir kaynaklara sahip bir işletme olarak rekabetçiliğini koruyacaktır. Ayrıca bazı projeleri ana sanayi firmalar ile gerçekleştirdiğimiz için ortaya çıkan iyileştirmeler de karşılıklı kazançlar olmuştur. Örneğin 2017-2018 yılında bir müşterimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz projeler sonucu yaklaşık 3 milyon TL’lik bir iyileşme sağlamıştır. Bu sayısal performans göstergeleri dışında, yapılan her bir robot otomasyon projesi işlememizin mühendislik kabiliyetlerini artırıyor, know-how birikimini hızlandırıyor ki asıl önemli olan sürdürülebilir bir mühendislik için buna sahip olabilmektir. İşletmemizdeki mühendis ve teknisyen arkadaşlarımızın motivasyonunu, bilgi birikimini arttıran her proje daha iyi ve karmaşık projelere kapı açtığı için bu bile önemli bir başarıdır.

Karmaşık projeler için entegratör, yazılımcı firma, üniversite ve teknoloji merkezleri ile iş birliği yapmayı öğrenmiş olmamız hatta bu iş birliğini uluslararası boyutlara taşımış olmamız, proje yönetimi kabiliyetlerini ve teknik birikimimizi de yıllar içinde daha fazla artırmamız ile birlikte Alpplas sektöründe yine önemli dinamiklerden birisi olarak dijitalleşme ve endüstri 4.0 uygulamalarında öne çıkan bir firma olmasını sağlayacaktır. 

Gelecek dönemde hangi alanlarda robot yatırımı yapmayı planlıyorsunuz?

Alpplas olarak şu anda, önümüzdeki üç yılın robot-otomasyon projelerini belirledik ve çalışmalara başladık. Sonuç olarak biz bir sanayi kuruluşuyuz. Özellikle boyahanelerimizde, elektronik proseslerimizde, montaj proseslerimizde hızlı bir şekilde dönüşüm sağlayacak projeler üzerinde çalışıyoruz. Bizim bu konuya bakışımız, bir robot alıp prosese adapte etmek veya işletme içerisinde kullandığımız robot sayısını artırmak gibi bir yüzeysel hedef yok. Biz proseslerimizi dönüştürmek, basitleştirmek, daha yalın ve güvenli hale getirmek, uzaktan erişim, online data takibi yapabilecek daha komplike robot-otomasyon projeleri üzerinde çalışıyoruz. 

Bünyenizde kullanılan depolama sisteminin özelliklerinden bahsedebilir misiniz?

Alpplas’ın bünyesinde çok farklı dinamiklere göre üretim yapan farklı bölümler var. O nedenle tek bir depo yapılanması üstünden gitmek çok mümkün değil. Örnek olarak plastik tarafında ağırlıklı olarak büyük parça üreten işletmemizde klasik adresli depo sistemini kullanırken elektronik işletmemizde üretim sistemi ile entegre Kardex marka otomatik dikey depolama sistemlerini kullanıyoruz.  

2018 yılı için hedefleriniz nelerdir?

Bilindiği üzere 2017 yılında beyaz eşya sektörü ÖTV teşviğinin hayata geçmesiyle planlarımızda olmayan bir üretim temposuna girdik. Bu nedenle 2017 yılında kapasite kullanım anlamında çok yüksek değerleri yakaladık.  Aynı dönemde daha önce planlanan yatırımlarımıza da devam etti. Kapasite artışı için yapılan yatırımların haricinde özellikle verimliliği hedefleyen teknolojik yatırımlar, robotik sistem yatırımları ön plana çıktı.  2018 yılı için en azından beyaz eşya sektörünün büyümesine devam edeceğini öngörüyoruz ve buna uygun olarak bütçe ve yatırım planlarımızı oluşturduk diyebilirim. Tabi 2018’in hatta 2019’un dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerin çok yakından takip edilmesi gereken, hassas bir yıl olacağını öngördüğümüzü de söyleyebilirim. 2018 yılının neredeyse yarısını geri de bıraktık. Artık 2019 hedeflerinden konuşmak gerekiyor sanırım. Geçtiğimiz üç yıl boyunca fabrika, arsa gibi alt yapı yatırımlarımıza ve yeni lokasyonlar açılması gibi yatırımlara odaklanmıştık. Önümüzdeki yıllarda elbette Alpplas’ı organik olarak büyütecek yurt içi ve yurt dışı yatırım planlarımız mevcut. Ancak asıl odaklanacağımız fabrikaların ve proseslerin yalınlaştırılması, bugünün ihtiyaçlarına göre dönüştürülmesi yenilenmesi, dijitalleştirilmesi, robot-otomasyon seviyesinin artırılması olacaktır diyebilirim. Bunun dışında devam eden ulusal ve uluslararası Ar-Ge iş birliği projelerimizin artarak devam edeceğini söyleyebilirim. Bu tarz uluslararası projelerin şirket kültürüne ve know-how biriktirilmesine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum.