İSTANBUL (AA) - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı olan Nail Olpak, "Afrika ülkelerinde liman ve havaalanı işletmeciliği yapabiliriz. Ancak Türk özel sektörünün Afrika Kıtası'ndaki en büyük sorunu faaliyetlerinin finansmanıdır. Finansman sorununu aşmak için üzerine çalıştığımız alternatif enstrümanlardan üçüncü ülkelerle Afrika’da ortak proje geliştirmesi büyük önem taşıyor." şeklinde konuştu.

Başkan Olpak, DEİK'in gerçekleştirdiği, "Türkiye ve Afrika'nın Dayanıklılığı: Geçmişteki Zorluklar ve Yeni Ortaklıklar" konulu webinarda Türkiye-Afrika ekonomik ilişkilerini ve yatırım ortamını masaya yatırdı.

Kovid-19 salgını ve sonrasında, günlük yaşantılardan iş hayatına kadar birçok unsurun eskisi gibi olmayacağını belirten Olpak, yeni normalde, ekonomik, ticari ve siyasi ilişkilerde de birçok başlığın yeniden tesis edileceğini belirtti.

Globalleşmeden "glokalleşmeye" dönüşümün konuşulduğunu dile getiren Olpak, "Ekonomik rekabette öne çıkan ölçek ekonomisi kavramından, tek kaynağa bağlı kalmanın risklerini tartıştığımız, lojistiğin hayatımızdaki yerinin tekrar sorgulandığı, yakınlık veya uzaklık kavramlarının yerine ulaşılabilirlik kavramının öne çıktığı, Merkez Bankalarının alışageldiğimiz rollerinin dışına çıkarak yatırım kredilerine destek vermeye başladığı bir dönemi yaşıyoruz. Görünen o ki bu dönemin kazananı, 'tedarik zincirini' bozmadan sürdürebilenler olacak ve dönemin anahtar kelimesi de güven olacak." dedi.

Olpak, şöyle devam etti:

"Afrika kıtasına yönelik ekonomik stratejilerimiz körü körüne değil, bilimsel ve kurumsal çalışmalarla ve Türkiye’nin özel sektörü liderlerinden DEİK-Afrika İş Konseylerinin çalışmalarıyla devam ediyor. Türkiye ile Afrika Kıtası arasındaki ekonomik ilişkilerimizi, karşılıklı olarak kazan-kazan ilkesini temel alan bir ekonomik modelle sürdürüyoruz. Bununla birlikte Afrika Birliği 2063, Afrika’yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürmek için hazırlanan Afrika’nın planı imalat/sanayileşme ve katma değer üretim hedefleri doğrultusunda kıta ile ekonomik ilişkilerimizi şekillendiriyor. Ancak tabii, daha gidecek çok yolumuz var."

Olpak, Organize Sanayi Bölgeleri kültürünü Afrika ülkelerine yaymanın mümkün olduğunu belirterek, "İş dünyamız Afrika ülkelerinin ulaştırma altyapısının geliştirilmesine Türkiye’nin başarılı olduğu PPP modeli ile katkı sağlayabilir." şekilnde konuştu.

Afrika’nın geniş tarım arazilerinde organize tarım tesisleri kurulup Türkiye'nin gıda güvenliğinin ve Afrika ülkelerinin ihracatının çeşitlendirmesine katkı sağlanabileceğini aktaran Olpak, şöyle devam etti:

"Afrika ülkelerinde liman ve havaalanı işletmeciliği yapabiliriz. Diğer yandan, Türkiye’nin sanayileşme tecrübesinin Afrika'ya örnek olacağını düşünüyoruz. Ticaret Bakanlığı'mızın üzerinde çalıştığı Afrika’da 5 lojistik merkezi (Tunus-Zarcis Liman Bölgesi, Gana-Akra Tema Liman Bölgesi, Kamerun-Douala Liman Bölgesi, Güney Afrika-Durban Liman Bölgesi, Kenya-Mombasa Liman Bölgesi) çalışmasının ilişkilerimizi ivmelendireceğini düşünüyoruz. Bunu önemsiyoruz. Proje, söz konusu ülkelere yönelik lojistik ve taşımacılık faaliyetlerinin değil, ancak o ülkedeki lojistik depolama ve elleçleme imkan ve maliyetlerinin optimize edilmesine yönelik düşünülmektedir."