Türk çimento sektörü açısından 2022 yılı nasıl geçti? Sektörü zorlayan koşullar noktasında neler söylemek istersiniz?
2022 yılını, gerek pandemi döneminin olumsuz yansımaları ile bir önceki yılın getirdiği zorluklar gerekse Şubat ayında patlak veren Ukrayna-Rusya savaşının küresel emtia piyasalarına olumsuz etkilerinden dolayı verimli bir yıl olarak değerlendiremiyoruz.
Bunu süreçte karşılaştığımız en büyük zorluk, enerji maliyetlerimizde yaşanan yüksek düzey artışlar oldu. Savaş sonrası, çimento üretiminde ana girdimiz olan enerji maliyetlerinde öngörülemeyen, olağanüstü artışlar yaşandı. Başta kömür ve elektrik olmak üzere enerji maliyetlerimiz 4-5 katına kadar yükseldi.
Geçen yılın aynı dönemine göre Kasım 2022’de TL bazında, elektrik fiyatında yüzde 312, ithal kömür fiyatında yüzde 145, petrokok fiyatında yüzde 113 ve yerli kömür fiyatında da yüzde 140 artış gerçekleşti. Dolar kuru değişimi de aynı dönem için yaklaşık yüzde 77 arttı.
Döviz kurlarındaki ve enerji birim maliyelerindeki bu yükseliş, enerji maliyetlerinin değişken maliyetler içindeki payının da yüzde 85’ler düzeyinde seyretmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla enerji maliyetleri çimento üretim süreçlerimizi doğrudan ve olumsuz şekilde etkilemektedir. Yaşanan bu olumsuz süreci ise enerji verimliği yatırımlarımız aracılığıyla en aza indirgemeye gayret etmekteyiz.

İç piyasada ve ihracatta yıl sonu hedeflerine ulaşıldı mı? İç pazar açısından bakıldığında 2022 yılı için neler söylemek mümkün?
Rusya-Ukrayna krizine ülkemiz iç piyasasındaki talep daralması da eklenince, çimento sektörü açısından pek de olumlu bir senaryo ortaya çıkmadı diyebiliriz. Sektörün yüzde 94’ünü temsil eden TÜRKÇİMENTO üyelerinin 2022 Ocak-Eylül döneminde çimento üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 oranında gerileyerek, 53 milyon 673 bin tona düştü.
Çimento sektöründe iç satışlar da yılın ilk 9 ayında yine geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 12,8 azalarak 38 milyon 772 bin tona geriledi.
2022 Ocak-Eylül döneminde üretilen çimentonun yüzde 27,2’si ihracata konu oldu. Yine bu dönemde TÜİK verilerine göre klinker ve çimento toplam ihracatında 2021 yılının ilk 9 ayına kıyasla yüzde 8 oranında düşüş yaşandı ve 21,6 milyon tonluk ihracat hacmine ulaşıldı.
Buna karşın, gelir bazında yüzde 26,4 oranında bir artış yaşandı. Bu süreçte tonaj olarak düşüş eğilimi yaşanmasıyla birlikte gelir bazında bir artış gözlemledik. Bunun nedeni, daha ucuz olan ara mamul klinker ihracatının azalması, katma değeri daha yüksek olan çimentonun daha fazla ihraç edilmesinden ileri gelmektedir.
Tüm bu verilere baktığımızda 2022 yıl sonunda sektör olarak iç piyasada çimento tüketim oranında geçtiğimiz yıla oranla yüzde 10 düşüş beklentisi içindeyiz. Öte yandan ihracatta da tonaj olarak yüzde 10 oranında bir düşüş yaşayacağımızı öngörmekle birlikte 1,6 milyar dolar değerinde ihracat yapılmasını bekliyoruz.

Birlik olarak 2022 yılında yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
TÜRKÇİMENTO olarak 2022 yılında 65. yılımızı geride bıraktık. Bildiğiniz üzere son iki yıldır yeni marka ve logomuzla vizyon yolculuğumuza devam ediyoruz. 65 yıllık köklü geçmişimizi ve tecrübelerimizi günün şartlarında sektörümüze hizmet olarak sunmaya devam ediyoruz. 2022 yılında da hem Birliğimiz hem de İktisadi İşletmelerimizle sektörümüzün çatı kuruluşu olarak desteğimizi ortaya koyuyoruz.
Bildiğiniz üzere bu yılın önemli gündem maddesi özellikle sektörümüz için iklim değişikliği oldu. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, COP27’yi bu anlamda yakından takip ettik.
TÜRKÇİMENTO moderatörlüğünde COP27’de yan etkinlik düzenlendi. Bu etkinlikte karbon yakalama ve depolama yöntemleri ve hidrojen gibi yeni teknolojilerin artılarının ve eksilerinin yanında endüstrideki uygulama potansiyeli tartışıldı.
Azaltım yapılması zor sektörlerde, sera gazı emisyonlarının, yüzde 100 karbon içermeyen yakıtlara geçerek dahi önlenemeyeceğinin, yeni teknolojiler olmadan sıfır emisyonun mümkün olmadığının üzerinde duruldu.
2022 yılında ayrıca TÜRKÇİMENTO olarak iki önemli etkinliğe imza attık. Bu yıl 16.sını düzenlediğimiz Uluslararası Teknik Seminer programımızı Ekim ayı sonunda gerçekleştirdik.
Dünyanın dört bir yanından konusunda uzman konuşmacılarımızın yer aldığı programda, çimento sektörüne yeni teknoloji, hizmet, sistem ve ürün geliştiren yerli ve yabancı firmaların, teknolojilerini çimento üreticilerine tanıtmalarına vesile olduk.629 katılımcı 224 firma ve 93 stant katılımıyla tamamladığımız bu programı, dünyadaki gelişmelerin takibi açısından oldukça önemli buluyoruz.
Uluslararası Teknik Seminer sonunda gerçekleştirilen enerji paneli ardından bir sonuç bildirisi de yayınladık. Bildiride yeşil dönüşümü hızlandıracak adımların atılmasının üzerinde önemle duruldu.
Yeşil Dönüşüm konusundaki çalışma ve ilerlemeleri yakından takip edip, temiz ve çevre dostu üretim anlayışını sektörümüzde uygulamaya devam ediyoruz. Ancak Yeşil Dönüşüm finansmanına erişim noktasında; ülkemizden ve uluslararası çapta finans kuruluşlarından da desteğe ihtiyaç duyuyoruz. Bu konuda gerek ilgili Bakanlıklar gerekse kamu kurumlarıyla temaslarımızı sürdürüyoruz. Hükümetimizle iş birliği içerisinde finansman konusunu çözümleyeceğimize inanıyoruz.
Öte yandan geçtiğimiz ay Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı himayelerinde Karayolları Genel Müdürlüğümüzle birlikte 2. Beton Yollar Kongresini gerçekleştirdik.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu’nun da teşrif ettiği, yaklaşık 1300 kişinin katılım sağladığı etkinliğimizde ulusal ve uluslararası konuşmacılarımız yer aldı.

2023 yılıyla ön görüleriniz ve beklentileriniz noktasında neler söylemek istersiniz?
2023 yılında Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bitmesiyle özellikle bu bölgelerde çimento talebinin artmasını bekliyoruz. Her ne kadar bu noktada çimento talebi artacak olsa da bu savaşın özellikle enerji maliyetleri noktasında sektörümüze verdiği hasar, tüm üreticilerimizin zor günler yaşamasına neden oldu. Enerji maliyetlerinin bu denli yüksek seviyelerde seyretmesinin 2023 yılında da üretim ve yatırımlarımızı etkilemeye devam edeceği görüşündeyiz.
2023 yılında iç piyasada ise durağan bir dönem bekliyoruz. Yılın ilk yarısında sektörde durgunluk beklemekle beraber yılın ikinci yarısından itibaren sektörümüzde hareketlenme yaşanacağını da öngörüyoruz.
Ülkemizde Paris Anlaşması’nın onaylanmasıyla birlikte Yeşil Dönüşüm hedeflerine yatırımlarımızın arttığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda bu konuda dünyada olup biteni takip ediyor, gelişen teknolojileri sektörümüze adapte ediyoruz. 2023 yılında çimento sektörünün birinci önceliğinin bu dönüşüm süreci olacağının sinyallerini bugünden alıyoruz.
Ayrıca sektörümüzün Yeşil Dönüşüm gündemiyle daha çok yatırıma ve dolayısıyla finansmana erişime ihtiyacı olacağı görüşündeyiz.
Çimento stratejik bir ürün, sektör ülkemizin en köklü ağır sanayi sektörüdür. Dolayısıyla Yeşil Dönüşüm sürecinde lokomotif sektör olarak konumlandırmak yanlış olmayacaktır. Keza Yeşil Dönüşümde çimentonun öncü sektör olması, sanayi sektörünün diğer kollarındaki gelişim için çok kritik bir noktada yer alıyor.
Sektörümüz Yeşil Dönüşüm konusunda son teknolojileri takip ediyor ve fabrikalarda uygulama konusunda da iştahlı. Ancak günün sonunda konu dönüp dolaşıp finansmana erişim noktasına geliyor. Ülkemizden ve uluslararası çapta finans kuruluşlarından bu noktada desteğe ihtiyacımız olacak. Bu konuda da gerek ilgili Bakanlıklar gerekse kamu kurumlarıyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Hükümetimizle iş birliği içerisinde finansman konusunu çözümleyeceğimize inancımız tamdır.

DEPREME DAYANIKLI BİNALARIN ANAHTARI: "FAY KANUNU VE ZEMİN ETÜDÜ" DEPREME DAYANIKLI BİNALARIN ANAHTARI: "FAY KANUNU VE ZEMİN ETÜDÜ"

2023 yılında ihracatta hedef pazarlar hangi ülkelerdir?
Türk çimento sektörü olarak 100’ü aşkın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracatta Dünya ikincisi olan sektörümüz, üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini ihraç etmektedir.
İhracatçı Birlikleri’nin geçici verilerine göre, 2022 Ocak-Kasım döneminde çimento sektörünün toplam ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 24,1 oranında artarak 1.425 milyon dolara çıktı.
Toplam ihracat miktarı ise 2022 yılının 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,4 oranında gerileyerek, 25 milyon 300 bin tona düştü. Sektörün çimento ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,4’lük artış gösterdi. Klinker ihracatındaki düşüş ise yüzde 29,3’lere ulaştı. Sektörün toplam ihracatının 17,2 milyon tonu çimento, 8,1 milyon tonu klinkerden oluştu.
Toplam ihracatımızın büyük bir kısmı ABD, Haiti, İsrail ve Suriye’ye yapılırken, %10-15’lik kısmı Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ediliyor.
2023 yılında da yine aynı pazarlara ihracat yapılacağını ön görmekteyiz. Ayrıca biraz önce de belirttiğim gibi Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sönümlenmesiyle burada gerçekleşecek yeniden yapılanmalar ile bu bölgeye yönelik çimento ihracatımızda artış bekliyoruz.