Röportaj: Bikem Ögünç Demir

Cezeri Akışkan Teknolojileri, kontrol vanaları ve proses enstrümanları ile proses sektörüne hizmet eden endüstri kuruluşlarından biri. Endüstri 4.0 ve yapay zekâ teknolojilerinin sanayinin ana gündemini oluşturduğu günümüzde, nihayetinde her birinin insanı mutlu etmeye hizmet ettiğini işaret eden Cezeri Akışkan Teknolojileri Kurucusu Ferhat Öztaşkın için merkezine insanı koyan bir dijitalleşme mümkün.

ADÖKSAN YENİ FABRİKA AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRDİ ADÖKSAN YENİ FABRİKA AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRDİ

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Bize kendinizden ve Cezeri Akışkan Teknolojileri’nin çalışmalarından bahseder misiniz?

Makine yüksek mühendisiyim. Yıldız Teknik Üniversitesi mezunuyum. Akışkanlar mekaniği hususi ilgi alanım olmuştur. Hatta yüksek lisans tezim de akışkanlar mekaniğinin özel dallarından biri ile ilgiliydi. Profesyonel geçmişimin ise yüzde 90’ı yine akışkanlar mekaniği ile ilgilidir. Sevdiğim, istediğim işin eğitimini aldım ve o alanda çalışıyorum. Dolayısıyla çok mutluyum. Cezeri Akışkan Teknolojileri’nden önce de kontrol vanaları konusunda çalıştım. Profesyonel geçmişimin ilk yıllarında, fabrika otomasyon içerisine dahil ettiğimiz hidrolik - pnömatik konusu yer alıyor ki bu konular da akışkanlar mekaniği prensiplerine tabidir. Daha sonra vanalar üzerine çalışmaya başladım ve bir daha da bu alanı bırakmadım. Son dönemde, kontrol vanalarının tamamlayıcı unsuru ve yine akışkanlar mekaniğinin uygulamalı bir saha ekipmanı olan enstrümanlar konusunda çalışmalarımıza hız veriyoruz.

Her geçen gün hem iç piyasa dinamiklerinin hem de dışarıdan Türkiye’yi -tabiri caizse- istila eden birtakım ürün menşei ve tipleri olması nedeniyle A ve A+ sınıf kullanıcı talepleri ile çalışmaya yöneldik. Bu, çalışmadığımız firmaların alt segment oldukları anlamına gelmiyor tabi ki. Bu ayrımı, yalnızca uygulama anlamında belirttiğimin altını çizmek isterim. Daha farklı bir ifade ile söyleyecek olursam da “Biz uygulama seçiyoruz.” Şu anda ağırlıklı olarak enerji santralleriyle, maden santralleriyle çalışıyoruz. Lastik sektörü çok yoğun çalıştığımız sektörlerden bir tanesi. Çünkü “Sliding Gate Kontrol Vanası” adında çok özel bir teknolojiye sahibiz. “State of art” da denilen bu teknoloji özellikle kontrol vanası dünyasında herhalde gelinen son noktadır diyebilirim. Çok ciddi artıları var. Hem son kullanıcıya teknolojik anlamda hem de çevremize ve dünyamıza ciddi katkılar sağlıyor.

Cezeri Akışkan Teknolojileri yeşil teknolojileriyle, karbon ayak izini azaltan çözümleriyle öne çıkan bir firma. Sliding Gate Kontrol Vanası da oldukça dikkat çeken bir ürününüz. Sunduğunuz çözümleri ve teknolojileri anlatır mısınız?

Partnerlerimizden Schubert firmasının Sliding Gate Kontrol Vanası adında özel bir çözümü var. Sliding Gate Kontrol Vanası, bir anlamda geleneksel kontrol vanası dünyasına bir başkaldırı niteliği taşıyor. Protest zihniyeti seviyorum. Sliding Gate Kontrol Vanasını muadili olabilecek 8 inçlik bir glob kontrol vanasıyla mukayese edersek; 8 inçlik bir glob kontrol vanası yaklaşık 350 kg civarındayken Sliding Gate Kontrol Vanası yalnızca 45-50 kg civarında. Arada ciddi bir fark var. Peki, bu fark neyi doğuruyor? Birincisi, 350 kg’lık bir metali ergitmek için ciddi bir enerji gerekiyor. Diğerinde de enerjiye ihtiyaç var ama bu yaklaşık 7’de 1’lik bir enerjiye denk geliyor. İkincisi, ergimiş olan metali döktüğünüzde ortaya ciddi bir karbon salınımı çıkıyor. Burada bitmiyor; metali işliyorsunuz. Devasa bir ürünü fabrika içinde bir noktadan başka bir noktaya taşımak için de enerjiye ihtiyaç var. Fakat diğerinde bu enerji çok cüzi bir miktara iniyor ve daha sonra işliyorsunuz. İşlerken de yine daha az enerji harcıyorsunuz. Devamında, 120x80x80 ölçülerinde bir sandığın içerisine 8 inçlik glob kontrol vanası koyulabilirken, aynı ölçülerde bir sandığın içerisine 6-7 tane 8 inçlik Sliding Gate Kontrol Vanası yerleştirilebiliyor. Dolayısıyla çok daha kompakt bir yapıdan söz ediyoruz. Böylelikle kimi zaman bir tırın taşıyacağı hacmi, Sliding Gate Kontrol Vanası sayesinde bir tane sandığa indirgemiş oluyorsunuz. Bu tır Almanya’dan Türkiye’ye geliyor. Bakın kütleden yola çıktık, nerelere geldik. Öte yandan daha ufak bir depolama hacmine ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu bir zincir… Sürecin iç nakliyesi de var tabi. İç nakliyede de enerji kazancınız oluyor. Sliding Gate Kontrol Vanasının yüzey alanı konvansiyonel kontrol vanalarına göre çok daha az. Öyle olunca ısı transferini önlemek için çok rahat bir şekilde izole edilebiliyor. Glob kontrol vanalarına göre Sliding Gate Kontrol Vanalarının izolasyon dış çapı -yine 8 inç üzerinden örnek verecek olursam- yarı yarıya... Bu ciddi bir avantaj... Yine 8 inçten devam ediyorum; Sliding Gate Kontrol Vanasının glob kontrol vanasına göre hava tüketimi operasyon esnasında 6’da 1, bazen 10’da 1’e kadar düşebiliyor. Düşünün ki bir tarafta yaklaşık 22 litre hacme sahip bir aktivatör var ve onun içerisine 5-6 bar gönderiyorsunuz ama diğer tarafta 4 litre var ve ona da 5-6 bar gönderiyorsunuz. Peki, 18 litre ne? İşte o 18 litre, sizin boşa harcamış olduğunuz basınçlı hava. Düşünün, salt bu nedenle tesisinizde kompresörünüz belki bir alt ölçüye geçecek. Yatırım maliyetiniz azalacak, enerji maliyetiniz azalacak ve doğal olarak bakım maliyetiniz azalacak. Sliding Gate Kontrol Vanasının, bunun haricinde teknik birtakım özellikleri de var. Çok hızlı tepki veriyor, set değerine çok hızlı ulaşıyor, bundan dolayı prosesin kalitesi artıyor; beklentilere çok hızlı cevap veriyor, bakım sonrasında ve bakım esnasında kolaylıklar sağlıyor.  Bunları alt alta topladığımız zaman, buna “yeşil” demeyeceğiz de ne diyeceğiz? Cezeri Akışkan Teknolojileri çatısı altında bunun gibi birçok ürünümüz var. Çünkü biz şöyle bakıyoruz; ‘Cezeri Akışkan Teknolojileri sayesinde bu dünyada güne rahat uyanan bir insan bile bizi çok mutlu eder’. Hedef, elbette Türkiye’nin endüstrisini daha iyi bir noktaya taşımak. Ama aynı zamanda insanlık ortak paydasını da düşünüyoruz. Dünya bizim evimiz. Bu dünyayı daha konforlu ve yaşanabilir hale nasıl getirebiliriz? Kaynakları daha makul seviyede nasıl kullanabiliriz? Biz işimize bu şekilde yaklaşıyoruz. Çünkü bu gelecek nesillerden aldığımız bir emanet aslında. Mutlu olacağız, mutlu edeceğiz ama bunları yaparken de doğaya saygılı olacağız.

Peki uygulama seçerken de bu noktaları dikkate alıyor musunuz?

Türkiye’de insanlar cep telefonlarını çok kolay değiştiriyorlar ama endüstride ciddi bir muhafazakâr zihniyet var ne yazık ki. Bunun kendi açılarından haklı görülebilecek birtakım gerekçeleri var; bunu bir tenkit olarak değil, yalnızca bir tespit olarak söylüyorum. Dolayısıyla bizim gibi eski köye yeni adet getiren firmalar başta biraz zorlanıyor. Çünkü “Durun kalabalıklar, burası çıkmaz sokak!” diyorsunuz. İlk önce inanmayabiliyorlar. Kimi o çıkmaz noktayı görene kadar gitmek istiyor. Dolayısıyla bu noktadaki ilk kriterimiz şu; anlattığımız şeyi düzgün ve teknik donelerle altını doldurarak anlatmak. Fayda-maliyet analizinin yanı sıra ilk başta hangi firmalardan daha hızlı tepki alabileceğimize bakıyoruz. Sözünü ettiğimiz ürünler pahada ucuz olmadığı gibi bizim için proses seçiminde bir segmentasyon da var. A segment: prosesin çok kıymetli yerleridir, B segment: kıymetli yerleridir, C segment: yine kıymetlidir ama diğerleri (A ve B) daha önceliklidir. Biz B segmentinden başlayıp A segment proseslere doğru ilerliyoruz. Böylece, mühendis dostlarımız ürünlerimizi içlerine sindire sindire ilerliyorlar.  

Tamamladığınız projelerde daha sonrasında teknik destek hizmeti de veriyor musunuz?

Açıkçası Cezeri Akışkan Teknolojileri’nin servis departmanının çok yoğun olmamasını arzu ediyorum ki şu an için öyle. Gecenin bir yarısında ya da hafta sonu, yaşanan bir teknik sorun nedeniyle telefonumun çalmasını istemiyorum. Sattığımız üründe bir hata oranı var elbette ama biz her uygulamamızda geri dönüş oranını minimuma indirmeyi hedefliyoruz. Önemli olan yalnızca bizim rahatımız değil, bizimle çalışan müşterilerimiz de kesinlikle rahat etmeliler. Zaman zaman bu tip dönüşler alabiliyoruz. Örneğin, fuardan bir gün önce bir müşterimiz aradı; bizden yaklaşık 2,5 yıl önce almış olduğu bir ürünün iç aksamından bir parça kırılmış. Normal şartlarda o parçanın termini yaklaşık 10 haftadır. Bu da 10 hafta boyunca tesisin çok önemli bir hattının durması anlamına geliyor. Ama gelin görün ki biz A segmentin önemli noktalarındaki vanaları yedek parça stoğu olarak tutuyoruz. Dolayısıyla gelen talebi aynı gün içinde karşılayabildik. Stok bizim güçlü olduğumuz nokta ama inanır mısınız esas güç kaynağımız sahip olduğumuz tecrübemiz ve hem müşteriye hem de prosese olan bakış açımızdır. Asla “Biz her şeyi biliyoruz” diyemeyiz. Bildiğimiz şeyler var, bildiğimiz iyi şeyler var ve iyi bilmeye çalıştığımız şeyler var. Günün sonunda tek güvendiğimiz şey insanın kendisidir. Frekansın gücüne inanırım. Kainatın da frekanslar üzerine tasarlandığını düşünürüm. Hepimizin kendimize ait doğal bir frekansı var. Bazen iki insanın doğal frekansı çakışır ve orada çatışmalar oluşur, o bir rezonans halidir aslında. Bazılarında ise bir harmoni vardır, işte biz işimizde o harmoniyi arzuluyoruz.

Endüstri 4.0, yapay zeka teknolojileri, dijitalleşme günümüz dünyasının ana başlıkları… Bu bağlamda sektörünüzdeki yansımaları siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda kimsenin yanlış anlamamasını umarak bir şeyler söylemek istiyorum; dijitalleşme, Endüstri 4.0, karbon ayak izi gibi konularda kimin hangi niyetle aksiyon aldığını elbette bilemem; yani tüm bunlar yalnızca bir pazarlama malzemesi olarak mı kullanılıyor bilemem elbette. Ancak, cevabını bildiğim soru ise şudur; ‘Cezeri Akışkan Teknolojileri konuya nasıl bakıyor?’ Cezeri Akışkan Teknolojileri olarak bizim mottomuz “Yeşil düşün, yeşili düşün.” Bu noktada eğer bizimle paralel olacaksa dijitalizasyona tabii ki varız. Ancak dijitalizasyon, beraberinde insansızlığı, yalnızlığı, tek tipliği getirecekse oralarda çok bulunmak istemiyoruz. Çünkü insana değer veriyoruz. İnsanın olduğu yerde olmak istiyoruz. Dijitalizasyonun makinelerin devrini başlattığını elbette yadsıyamayız. Bir yanda da geleneksel olarak insan var; ondan da vazgeçemeyiz. Peki, ne yapacağız? İşte biz bunu cem etme noktasındayız. İnsan olarak, insan kalarak, insana değer vererek dijitalizasyonu nasıl kullanabileceğimize odaklanıyoruz. Bu konuda kendi içimizde beyin fırtınaları yapıyoruz. Soru şu: Böyle bir gelecekte figüran mı olacaksınız, başrolde mi oynayacaksınız? Madem Cezeri Akışkan Teknolojileri insan odaklı bir felsefe üzerine kuruldu, bizim için dijitalizasyonun da mutlaka böylesi bir felsefe ile şekillenmesi gerekiyor. Nasıl ki bir kuş iki kanadıyla uçuyorsa bizim işlerimizde de bir kanat fizik, kimya, matematiği, diğer kanat ise mutlaka insanı ve doğayı temsil etmeli. Ancak böyle olursa nefes olur, nefes verir ve tabiri caizse “ruh” üfleriz.

Son olarak, 2022 Cezeri için nasıl geçti ve 2023’ten neler bekliyorsunuz?

Eğer maddi taraftan bakıyorsak 2022 bizim için çok güzel bir yıldı. Ama gelin görün ki insanların yüzünün gülmediği bir ortamda bizim maddi olarak mutlu olmamız hiçbir şey ifade etmiyor. Yalnızca Türkiye adına söylemiyorum. İnsanlık bir bileşik kaptır. Bir ülkedeki bir iş grubu mutluyken diğerleri mutsuz olmamalı. Hep beraber mutlu olmalıyız. Ama başta da söylediğim gibi 2022’de şirket cirosal bazda görevini yerine getirdi. 2023 için değil, bir ömür için söylüyorum; bizim hedefimiz daha fazla insanın yüzünü güldürmek. Bundan daha ala bir hedef olamaz bizim için. Maddi plana dönecek olursak; 2022’de çalışamadığımız firmalarla çalışmak, alamadığımız projeleri almak ve satışlarımızı arttırmak başlıca 2023 hedeflerimizdir.

ADINI EL CEZERİ’DEN ALIYOR

Mühendislik yeteneğini insan ve doğa odaklı yaklaşımlarıyla harmanlayan Cezeri Akışkan Teknolojileri, adını otomasyonun kurucu babası olarak kabul edilen El Cezeri’den alıyor. Rengini ve logosunu ise elbette doğadan ve yeşil yaklaşımlarından... El Cezeri’nin hikayesi ise kısaca şöyle:

13. yüzyılın büyük mühendisi Cezeri, evrensel bilim tarihinin görkemli dehalarından biri. Birikimi, icatları, bakış açısı ve mühendislik felsefesi itibariyle unutulmaz bir bilim insanı olan Cezeri, 50’den fazla makine ve aracın teknolojik tasarımlarını yapmış ve bu makineleri teorik planlamada bırakmayıp üretmiş ve çalıştırmış. Bilimsel ve pratik mirası 21. yüzyıl dünyası için hala güncel ve ilgi çekici. Özellikle zaman kullanma ve yönetme biçimine odaklanmış makineleri ile kendisinden sonraki birçok doğulu ve batılı mekanisyene ilham veriyor.Tam adı Bedi‘uz-zemân Ebû el-‘İzz b. İsmaî‘l b. el-Rezzâz el-Cezerî olan, Diyarbakır (Amid) yöresinde Artuklular döneminde 1200 yılı dolaylarında yaşamış bir mühendis El Cezeri. Artuklu Sarayında kesintisiz 25 yıl (1181-1206) saray mühendisi görevini sürdürmüş; Helenistik dönemde Pnömatik ve İslam Medeniyetinin gelişmiş döneminde Hiyel olarak bilinen bir geleneğin güçlü bir temsilcisi aynı zamanda. Günümüzde Cezeri, tüm Ortaçağ’ın en önemli mühendisi olarak kabul ediliyor. Makinelerinin önemli bir kısmını kısaca Kitab-ül Hiyel olarak bilinen ama asıl adı Kitâb el-câmi‘ beyn el-‘ilm ve el-‘amel en-nâfi’ fi sınâa’ti’l-hiyel isimli eserinde Artuklu hükümdarı Nasireddin Mahmud’un (1200-1222) isteği üzerine toplamış. Kitabın tam ismi “Mekanik Biliminde Bilgi Ve Uygulamanın Bağdaştırılması” olarak çevrilebilir. Kitabını 1206’dayazdığı bilinse de Cezeri’nin ölüm ve doğum tarihleri hakkında kesin bir bilgi yok. Diyarbakır yöresinde yaşamış olan Cezeri, Fırat ve Dicle arasında bulunan bölgeye El-Cezire (ada) dendiği için El Cezeri lakabını kullanmış.