1995 yılından bu yana Yapay Görme / Robot Görme, Yapay zeka tabanlı görüntü işleme, veri anlamlandırma, Sensor tipinden bağımsız veri toplama, İleri otomasyon sistemleri tasarımı, Inline / Offline Test ve kontrol sistemleri tasarımı ve Endüstri 4.0'a yönelik butik çözümler sunan E3TAM Kurucusu Sedat Sami Ömeroğlu, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojilerinin geleceğine ilişkin değerlendirmede bulundu.

“2025'in İlk Çeyreğinde Global Pazara Tanıtmayı Düşünüyoruz” “2025'in İlk Çeyreğinde Global Pazara Tanıtmayı Düşünüyoruz”

GERÇEK ZAMANLI GÖRÜŞ MÜMKÜN

AR ve VR teknolojilerinin, görüntü işleme dünyasıyla müthiş bir sinerji yaratacağının çok açık olduğunu söyleyen Ömeroğlu, "Bu iki alan, gerçeklik algımızı yeniden şekillendiriyor. AR teknolojisinde, gerçek dünya görüntüsü üzerine dijital bilgiler ekliyoruz. Burada görüntü işleme çok kritik bir rol oynuyor. Mesela, bir makine operatörü AR gözlüğü taktığında, makinenin hangi parçasının bakıma ihtiyacı olduğunu gerçek zamanlı olarak görebilir. Ya da tıp alanında bir cerrah, ameliyat sırasında hastanın organlarının 3D modelini gerçek görüntünün üzerine bindirilmiş olarak görebilir." diyerek bu alanın potansiyeline değindi.

VR tarafında ise, tamamen yapay bir dünya simülasyonu olduğunu söyleyen Ömeroğlu, "Burada görüntü işleme, bu sanal dünyayı mümkün olduğunca gerçekçi hale getirmek için kullanılıyor. Örneğin, henüz inşa edilmemiş bir fabrikada üretim hatlarının tasarımının sanal ortamda yaratılarak detaylı denetlenebilmesi mümkün olabilmektedir. Bu iki alanın birleşmesiyle ortaya çıkan "karma gerçeklik" (mixed reality) ise gerçekten ilginç sonuçlar yaratacak. Fabrika tasarımında olduğu gibi üretim hatlarını ya da çevre ünitelerinin yerleştirilmesi sanal ortamda gerçek zamanlı olarak mümkün olacak." dedi.

"GERÇEKLİK ALGIMIZ TAMAMEN DEĞİŞECEK"

Son olarak bu teknolojilere ilişkin gelecek öngörülerini paylaşan Ömeroğlu, sözlerini şöyle noktaladı: "Gelecek öngörüsü olarak, belki de AR kontakt lensler sayesinde, çevremizdeki dünyayı istediğimiz gibi şekillendirebilecek, geçmişi hatırlayacak, eskiden karşılaştığımız objeleri kişileri tanımlamak çok kolay olacak. Bu noktada insan beyninin bir fonksiyonu olan unutmak tarih olabilir. Veya holografik toplantılar yapıp, dünyanın öbür ucundaki insanlarla aynı odadaymış gibi iletişim kurmak mümkün olacak. Sonuçta bu tip teknolojiler geliştikçe, gerçeklik algımız tamamen değişecek!"
 

Editör: Ayşete Yavaş