Rekabetin hemen her sektörü etkilemesi, birçoğumuzu farklı düşüncelere yöneltti.
Artık karlı işler yapabilmenin tek yolunun yeni buluş yapmaktan geçtiği düşünülüyor.
Oysa yeni buluş üzerinde çalışmak oldukça maliyetli ve sonucu belirsiz bir iştir.
‘Kimse bu işlerle uğraşmasın’ demiyorum. Ama tek çıkış yolunun bu olduğu düşüncesi de yanlıştır.

Ne yapmak gerekiyor

İletişimi doğru yöneterek farklılaşmak gerekiyor. Yani her yeniliğin, ille de ürün ve hizmette olması şart değil.
İlk yapılması gereken karlı ve sürdürülebilir satış kanalları oluşturmaktır. Bu da iletişim gücünü doğru kullanmaktan geçiyor.
Ancak, ne yazık ki endüstride bu güçten yararlanmayı prensip edinmiş firma sayısı oldukça az…

TV reklamlarına bir bakın 

Reel sektörde rekabetin zorluğu ve haksızlığından sürekli yakınırız. Oysa nihai tüketiciyi hedefleyen ürünlerde rekabet çok daha acımasızdır. Örneğin gıda ürünlerinde ciddi yenilikler yapmak pek mümkün olmadığı gibi, yoğun rekabet koşullarında farklılaşmanın tek yolu reklamdır.
Televizyonda izlediğimiz reklamları bir hatırlayalım. Aynı üründen ardı ardına farklı firma reklamları izleriz. Onları satın alacağımız ortamlarda da yan yana olarak bizlere sunulan bu markalardan birini tercih etme sebebimiz nedir?
-Tabi ki bizde bıraktığı izlenim ve yaşattığı deneyimdir! Yani iletişim gücü…

Endüstriye nasıl uyarlanır 

Peki, bu yazdıklarımın endüstriyel bir ürünün pazarlanmasıyla nasıl bir bağlantısı var?
-İkisi de aynı!
Pazarlama ve satışını yaptığınız ürün ister bir çikolata olsun, ister çikolata fabrikasında kuracağınız otomasyon sistemi. İkisinde de tercih edilebilmenizin yolu aynıdır.
-Tanınır olacaksınız,
-Sürekliliğiniz olacak,
-Güvenilir olacaksınız,
-Müşterilerinize deneyimler yaşatacak ve ikna edeceksiniz.
Yani işin özü, rekabette öne geçebilmenin ve varlığını sürdürebilmenin yolu, sürekli yeni buluş yapmaktan değil, iletişim gücünü doğru kullanmaktan geçiriyor.
Allah’tan reel sektör firmaları bu alana profesyonel yatırım yapmaya başlamadı da kimse olumsuz etkilenmiyor. Ya yarın!