Günümüzün fabrikalarını yönetmek eskiye göre büyük riskler içeriyor. Risklerin büyümesi kaza olasılığının artmasından değil, kazanın zararının büyük olmasından kaynaklanıyor. Bu konu gelişmiş ülkelerde bizden farklı olarak yasa ve yönetmelikle hem teori hem de uygulama bazında ele alınıyor ve cezalar çok yüksek tutarlara ulaşıyor. Cezalar fabrikaların ciroları ile orantılı belirlendiği için ciddi sonuçları oluyor. Öte yandan oralardaki hassas ve güçlü toplum vicdanı nedeniyle oluşan itibar kaybı da büyük maddi zararlar yaratıyor.  
*            *            *
Bu tablo fabrika yöneticilerinin emniyet önlemlerini eskisinden farklı bir gözle ele almayı zorunlu kılıyor. Uzmanlar fabrika müdürlerinin şu üç soruyu yanıtlamalarını öneriyor:
-    Bir operatör fabrikanızı ciddi finansal kayıpla sonuçlanan bir duruşa götürmesi halinde ilk tepkiniz ne olur?
-    Kararlarınızın tesisinizin emniyet düzeyini nasıl etkilediğini biliyor musunuz? Hem bugünkü, hem de gelecekteki etkileri ne olacak?   
-    Büyük bir kazayı önlemek için gereken her şeyi yapıyor musunuz?
      *            *            *
Emniyetsizliğin neden olduğu kayıplar içinde duruş sırasındaki üretim kayıpları ile ekipman hasarlarının da bulunması tutarları çok büyüttüğünden batılı firmalar emniyeti arttırma üzerinde kafa yormaktalar. Bu doğrultuda Nesnelerin Internet’i (IoT) ile erken uyarı sistemleri kuruluyor. Bu sayede “durum izleme” yapıldığı için bakım maliyetleri de azalıyor.
İkinci paragraftaki sorular ile IoT uygulamalarını birleştirdiğimizde gelişmiş fabrikaların emniyetin maliyeti zihniyetinden emniyetin değeri düzeyine yükseldiklerini anlayabiliyoruz.
2019 yılı için aynı zihniyeti ülkemize diliyorum.