Birçok yazımda, ‘kendi işine sahip çıkmayanlar hiç zaman kaybetmeden sektör değişikliği yapmalı’ türünde ifadelerde bulunurdum.
Dün bir haber okudum. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın açıklamalarına yer verilen yazıda, kriz ortamında işsiz, gelirsiz kalan bir kısım yurttaşın tarımda çalışmaya başladığı, tarımın sosyal riski azalttığı bildiriliyordu.
Bununla birlikte yine tarım sektörüne çok sayıda yeni firmanın yatırım yaptığı gelen haberler arasında yer alıyor.
Benim tarım sektörünü sürekli örnek verme amacım, en az stres altında çalışılabilecek en ideal iş olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor.
Düşünsenize ticaretini hedeflemediğiniz sürece ekecek, biçecek ve yiyeceksiniz. Rekabet yok. Yani tek rakibiniz kendinizsiniz.

***

“Herkes bildiği işi yapsın” diyenler için artık sürekli araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine yatırım yapmaktan başka seçenek olmadığını da kabul etmek lazım.
Bunu kriz ortamına alternatif olsun diye söylemiyorum, artık hemen her sektör için oyunun kuralı bu! Ya işinizi rakiplerinizden önce geliştirecek ve müşterilerinize sürekli yenilikler sunacaksınız ya da o sektörden er veya geç çıkmak zorunda kalacaksınız!
Ar-Ge deyince de akla, her zaman çılgınca paraların aktarıldığı, sonucu belirsiz bir iş için büyük riskler alındığı anlamı gelmesin. Sonuçta, müşterine değer katacak, rekabette öne geçecek her faaliyet büyük önem taşıyor.

***

Bu alanda çok sayıda yüz güldürücü sonuçlar da gelmeye başladı. Birçok firmamızdan ürününü geliştirme konusunda oldukça başarılı noktalara geldiğini duyuyor ve mutlu oluyoruz.
Ancak Ar-Ge’nin bir sonraki adımı olan tanıtım faaliyetlerinden yararlanma konusu da en az ürün geliştirme kadar büyük önem taşıyor.
Siz, gerçekten büyük bir yenilikle müşterilerinize yüksek katma değer sunacak ürünü geliştirmiş olabilirsiniz ancak, bunu müşteri potansiyelinize anlatamadığınız sürece bu faaliyetinizi ticarete dönüştüremezsiniz!
Bu durumda da tek yapabileceğiniz şey, her fırsatta; “Bu ülke kendi insanına sahip çıkmıyor” demekten fazlası olmayacak!
Her şeye rağmen, “Bu işler çok karışık! Hem Ar-Ge, hem tanıtım hem de süreklilik benim işim değil” diyenler için bence yine tek çözüm var: Tarım!

Saygılarımla.