Endüstriyel enerji verimliliği yaşamsal konu olmasına karşın çeşitli engeller nedeniyle tüm potansiyeli ile uygulanamıyor. Engelleri iki kategoride topluyoruz; teknolojik ve yönetsel.  Teknolojik engeller çözümlerin karmaşıklığından ve yatırımların geri dönüşlerinin uzunluğundan kaynaklanıyor. Yönetsel engeller ise bu alanda çalışacak kişilerin çok disiplinli eğitime sahip olmaları gerekliliğinden doğuyor.

Enerji verimliliğini yükseltmek amacıyla bugüne kadar dört temel model geliştirildi. Birinci model Minimum Gereksinimler (Minimum Requirements) adını taşıyor. Bu model bir enerji politikasının belirlenmesini, ölçülebilir bir verimlilik düzeyinin hedeflenmesini ve bu hedefe ulaşacak proje yapılmasını temel unsurlar olarak kabul ediyor. Modelin yan unsurlarının da enerji sorumlularının belirlenmesi, eğitilmesi ve motive edilmesi olduğu ifade ediliyor. Minimum Gereksinimler Modeli ISO 50001’in omurgasını oluşturuyor. Ancak pek çok ISO standardında olduğu gibi burada da başarı nadiren gerçekleşiyor. 

İkinci model genel olgunluk modelinin enerji yönetimi alanına uygulanması ile geliştirilmiş. Modelin beş düzeyi; Başlangıç, Tanımlama, Bütünleştirme, Optimize etme ve İnnovasyon adlarını taşıyor. Başlangıç düzeyi birbirinden kopuk uygulamaların gerçekleştirildiği aşama.  İkinci düzeyde biraz daha fazla dokümantasyon ve plan bulunuyor. Üçüncü aşamada tüm enerji türleri bütünleştirerek yönetim hedefleniyor. Optimizasyon aşamasında ölçümler yapılıyor ve yöneylem araştırması teknikleri ile en iyi aranıyor. Beşinci aşamada Kaizen ve beyin fırtınası teknikleri kullanılıyor.  Ne yazık ki bu modelin de başarı öyküsü yok! 

Verimli modelleri gelecek ay okuyacağız…