Türkiye’nin güneş enerjisindeki büyümesine yalnızca yatırımlarıyla değil, kalite ve güven temelli yaklaşımıyla katkı sunan RENWORLD, kısa sürede sektörün en güvenilir muayene kuruluşlarından biri haline geldi. Akredite A Tipi Muayene Kuruluşu olarak tarafsızlığı, uzmanlığı ve uluslararası standartlara dayalı metodolojisiyle öne çıkan RENWORLD’ün Kurucu & CEO’su Gökhan Durukan, güneş enerjisi sektöründeki son gelişmeleri de okurlarımızla paylaştı.
RENWORLD’ün kuruluş hikayesinden bugüne nasıl bir yolculuk yaşandı? Kısa sürede güneş enerjisi sektöründe önemli bir konuma ulaşan firmanızın bugün gelinen noktada sektöre kattığı değeri nasıl tanımlıyorsunuz?
RENWORLD’ün kuruluş vizyonu, yalnızca bir şirket inşa etmek değil; Türkiye’nin güneş enerjisi alanındaki dönüşümüne bağımsız, tarafsız ve güvenilir bir muayene kuruluşu olarak katkı sunmaktı. Sektördeki en temel eksikliklerden biri olan şeffaflık, kalite güvencesi ve denetlenebilirlik ihtiyacını karşılamak üzere yola çıktık.
Bugün TS EN ISO/IEC 17020 standardına göre akredite bir A Tipi Muayene Kuruluşu olarak, güneş enerjisi yatırımlarının her aşamasında tarafsız denetim ve kontrol hizmetleri sunuyoruz. Sahip olduğumuz teknik uzmanlık, süreç odaklı yaklaşım ve etik değerlere bağlılığımız sayesinde, sektör paydaşlarının güvenle başvurduğu bir çözüm ortağı haline geldik.
RENWORLD olarak önceliğimiz, ülkemizde güneş enerjisi projelerinin uluslararası standartlarda uygulanmasını sağlamak; yatırımcıya, üreticiye ve uygulayıcıya güvenilir veri, objektif analiz ve sürdürülebilir kalite güvencesi sunmaktır. Sahada edindiğimiz tecrübe ve akreditasyonumuzla, yalnızca bugünü değil, Türkiye’nin yenilenebilir enerji geleceğini de şekillendirmeye kararlıyız.
Hizmet çerçevenizin detaylarını okurlarımızla paylaşır mısınız, çözüm ortağı olduğunuz müşterilerinizin hangi alanlarda iş yapış süreçlerini kolaylaştırıyorsunuz?
RENWORLD, güneş enerjisi projelerine yönelik proje öncesi fizibilite analizlerinden başlayarak, saha denetimleri, performans değerlendirmeleri ve üçüncü taraf bağımsız raporlamalara kadar uzanan kapsamlı bir muayene ve doğrulama hizmet portföyü sunmaktadır.
Faaliyetlerimizin odağında yalnızca teknik uygunsuzlukları tespit etmek değil, aynı zamanda yatırımcılara doğru, tarafsız ve veriye dayalı karar alma süreçlerinde destek olmak yer almaktadır. Bu yaklaşım sayesinde, projelerdeki operasyonel ve finansal riskler en aza indirilmekte, yatırım süreçleri daha öngörülebilir ve verimli hale getirilmektedir.
RENWORLD olarak, her projenin ihtiyaçlarına özel, bağımsız ve şeffaf denetim çözümleriyle güneş enerjisi sektöründe güvenin ve kalitenin teminatı olmaya devam ediyoruz.
Sizce RENWORLD’ü sektörde “fark yaratan” bir marka yapan unsurlar neler?
RENWORLD’ü sektörde farklı kılan en temel unsur, bilgi gücü ve tarafsızlık ilkesine sıkı sıkıya bağlılığımızdır. Uluslararası standartlara dayalı denetim metodolojimiz, alanında uzman ve deneyimli ekibimiz ile yenilikçi teknolojileri süreçlerimize entegre etme yetkinliğimiz, yatırımcılara yüksek güven düzeyi sunmamızı sağlamaktadır.
Yalnızca müşteri memnuniyetine odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda güneş enerjisi sektörünün uzun vadeli gelişimi ve sürdürülebilirliği için de sorumluluk alıyoruz. RENWORLD olarak, kalite güvencesini yalnızca bir hizmet değil, sektöre duyduğumuz bağlılığın bir yansıması olarak görüyoruz.
Son dönemde hayata geçirdiğiniz RENWORLD’ün uzmanlığını yansıtan projeler neler oldu? Yıl sonuna dek ve 2026 yılına yönelik planladığınız yeni yatırımlar veya iş birlikleri neler olacak?
2025 yılı, RENWORLD için hem operasyonel hem de stratejik açıdan son derece verimli bir yıl olmuştur. Bu süreçte, başta büyük ölçekli güneş enerji santralleri (GES) olmak üzere çok sayıda saha denetimi, fabrika denetimi, finansal analiz ve teknik şartname hazırlığı başarıyla tamamlanmıştır.
Ayrıca, giderek önem kazanan enerji depolama sistemleriyle entegre projeler konusunda da çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu alanda henüz saha uygulamaları gerçekleştirilmemiş olmakla birlikte, depolamalı projelerin fizibilite analizleri ve teknik değerlendirme süreçlerinde uzmanlığımızı ortaya koyuyor, yatırımcılara doğru ve sürdürülebilir kararlar almaları için güvenilir veri sunuyoruz.
RENWORLD olarak yalnızca mevcut projelerin denetiminde değil, aynı zamanda birçok kurumsal yatırımcının işveren mühendisliği rolünü üstlenerek projelerin planlama ve uygulama aşamalarında aktif sorumluluk alıyoruz. 2026 yılı itibariyle de bu rolümüzü genişleterek, sektöre yön veren nitelikli projelerin hayata geçirilmesinde önemli katkılar sunmaya devam edeceğiz.
Türkiye güneş enerjisinde Avrupa’nın en avantajlı ülkelerinden biriyken, sizce bu potansiyelin ne kadarını kullanabiliyoruz? Türkiye’de güneş enerjisi sektörünün bugününü nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye, yıllık ortalama güneşlenme süresi bakımından Avrupa’nın en avantajlı ülkelerinden biri olmasına rağmen, bu doğal potansiyelin henüz yalnızca %30–40’lık kısmı etkin şekilde değerlendirilebilmektedir.
Sektörün önünde duran en temel engellerden biri, mevzuattaki belirsizlikler ve kapasite tahsislerindeki kısıtlamalardır. Bu durum, yatırımcıların uzun vadeli planlama yapmasını zorlaştırmakta, projelerin ölçeklenebilirliğini ve hızını doğrudan etkilemektedir.
Daha öngörülebilir, istikrarlı ve uzun vadeli enerji politikaları oluşturulması halinde, Türkiye güneş enerjisinde çok daha hızlı ve sürdürülebilir bir büyüme ivmesi yakalayabilir. RENWORLD olarak, bu dönüşümün bir parçası olmaktan ve sektörün sağlıklı büyümesine katkı sunmaktan gurur duyuyoruz.
Sanayici ve yatırımcılar açısından bakıldığında, güneş enerjisi rekabetçilik için bir zorunluluk mu? Bu bağlamda yatırımcı nezdinde nasıl bir farkındalıktan bahsedebiliriz? Bu farkındalığın artırılması adına RENWORLD’ün üstlendiği rol nedir?
Günümüzde sanayicinin küresel ölçekte rekabet edebilmesi için yalnızca üretim kalitesi yeterli değildir; enerji maliyetleri, kaynak verimliliği ve karbon ayak izi gibi çevresel göstergeler de belirleyici hale gelmiştir. Bu doğrultuda güneş enerjisi, artık bir alternatif değil; ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik açısından stratejik bir zorunluluk haline gelmiştir.
RENWORLD olarak, güneş enerjisi yatırımlarının yalnızca teknik yönleriyle değil, aynı zamanda stratejik boyutlarıyla da ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda, yatırımcılara doğru fizibilite verileri, bağımsız teknik değerlendirmeler ve karar alma süreçlerini destekleyen analizler sunarak, bu dönüşümün sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde gerçekleşmesine katkı sağlıyoruz.
Bugün dünyada güneş teknolojilerinde en hızlı gelişim hangi alanlarda yaşanıyor ve ülke olarak biz bu gelişmelerin neresinde duruyoruz?
Güneş enerjisi sektöründe en hızlı gelişim; yüksek verimli hücre teknolojileri, enerji depolama sistemleri ve yapay zeka tabanlı izleme-yönetim yazılımlarında yaşanmaktadır. Bu üç alan, hem verimliliği artırmakta hem de sistemlerin uzun vadeli performansını optimize etmektedir.
Türkiye, bu yeni nesil teknolojilere adaptasyon konusunda önemli bir ivme yakalamıştır. Ancak, teknolojinin yalnızca kullanıcı tarafında değil, yerli Ar-Ge ve üretim altyapısı ile de desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Global ölçekte rekabet edebilmek için daha fazla yerli teknoloji geliştirme, test etme ve ticarileştirme kapasitesi oluşturulması gerektiğine inanıyoruz.
RENWORLD olarak, sektördeki bu dönüşümleri yakından takip ediyor; denetim ve değerlendirme süreçlerimizde yeni teknolojilere uygunluk ve entegrasyon kriterlerini de dikkate alıyoruz.
Güneş enerjisinin tabana yayılması konusundaki en büyük engeller nedir?
Güneş enerjisi yatırımlarının önündeki en büyük yapısal engellerden biri, finansmana erişimde yaşanan zorluklardır. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, yüksek yatırım potansiyeline ve iştaha sahip olmalarına rağmen, gerekli finansal kaynaklara ulaşmakta ciddi güçlük yaşamaktadır.
Buna ek olarak, mevzuatın sık sık değişmesi ve uygulama detaylarının belirsiz kalması, yatırımcı açısından planlama süreçlerini zorlaştırmakta ve uzun vadeli yatırım kararlarını geciktirmektedir.
Daha öngörülebilir, istikrarlı ve teşvik edici bir düzenleyici çerçeve, sektörün hem yerli hem yabancı yatırımcılar nezdinde daha hızlı büyümesine ve derinleşmesine olanak sağlayacaktır. RENWORLD olarak, yatırımcıların bu karmaşık ortamda doğru kararlar alabilmesi için teknik doğrulama ve stratejik analiz desteği sunmayı sürdürüyoruz.
Batarya ve depolama sistemlerinin son yıllardaki ivmesini göz önünde bulundurduğumuzda bu alandaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Depolama teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişim ve buna paralel olarak düşen maliyetler, güneş enerjisi yatırımlarında paradigmayı köklü biçimde değiştirmiştir. Bu dönüşüm, yalnızca üretim tarafında değil; sistem esnekliği, enerji arz güvenliği ve şebeke yönetimi gibi kritik alanlarda da yeni olanaklar yaratmaktadır.
Enerji depolama sistemleri, yatırımcılara operasyonel esneklik sunarken, aynı zamanda şebekenin dengesini koruma ve yenilenebilir enerjinin entegrasyonunu kolaylaştırma açısından stratejik bir rol üstlenmektedir.
Önümüzdeki yıllarda, özellikle depolama entegrasyonuna sahip GES projelerinin çok daha fazla ön plana çıkacağına ve yatırım kararlarında belirleyici faktörlerden biri olacağına inanıyoruz. RENWORLD olarak bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyor, projelerin teknik yeterliliğini ve gelecek projeksiyonunu değerlendirme süreçlerimize entegre ediyoruz.
Sanayicinin kapasite engeline takılmadan çatıya depolamalı GES kurabilmesi nasıl bir dönüşüm yaratır? 5.1.j’nin buradaki rolü nedir?
Sanayicilerin kapasite sınırlarına takılmadan depolamalı GES kurabilmesi, gerçek anlamda enerji bağımsızlığına ulaşmanın anahtarıdır. Bu yaklaşım, işletmelere yalnızca maliyetlerde anlamlı tasarruf sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve çevresel liderlik konularında da önemli bir rekabet avantajı sunmaktadır.
Bu dönüşümün önünü açan ve yatırımcılara güven veren en önemli düzenlemelerden biri de 5.1.j maddesidir. Söz konusu düzenleme, depolamalı projelerin sektörde yaygınlaşmasını destekleyerek, yenilenebilir enerji ekosisteminin büyümesine ivme kazandırmaktadır.
RENWORLD olarak, bu yeni dönemde yatırımcıların teknik uyumluluk ve performans kriterlerinde en yüksek standartlarda hizmet alması için çalışmalarımızı sürdürüyor, sektöre değer katmaya devam ediyoruz.