Covid-19 salgın sürecindeki çalışmalarını anlatan Özge Torna Pres Makina Genel Müdürü Özge Kartal Çetin, pandemi kaynaklı temas sorununa çözüm sunacak bir ürünün Ar-Ge çalışmasını sürdürdüklerini, ihracat yapmak için çalışmalarını hızlandırdıklarını ve makina yatırımı yapmak için düğmeye bastıklarını söyledi.

Makina imalat sektöründe faaliyet gösteren firma olarak ilk önce durumdan etkilenmediklerini belirten Çetin, ilerleyen süreçte projelerinin askıya alındığını ve bekleme sürecine geçtiklerini ifade etti.

“B PLANI ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ”

Öncelikle çalışma saatlerimizi düzenlemeye gittik. Daha geç başlayıp daha erken çıkıyoruz. Herkese araç tesis edildi. Çalışanlarımız ikişer kişilik araçlarla, sosyal mesafe korunarak evlerden alınıp, bırakılıyor. Dezenfektan işlemleri, belli aralıklarla hem günlük hem de haftalık olarak tekrarlanıyor. Çalışma şeklimizde şu an içerik olarak değişim yok, her zamanki sabit imalatımızı yapmaya devam ediyoruz. Fakat bir “B planı” hazırlığı ve araştırması içerisindeyiz.

“BEKLEME SÜRECİ DEVAM EDİYOR”

Salgın, makina imalat sektörünü ilk 1 ay etkilemedi. Fakat son 2 haftadır inanılmaz bir durgunluk söz konusu. Normal şartlarda yapmamız gereken imalatlarımız tamamen durmuş durumda. Salgının başladığı ilk birkaç haftalık süreçte işlerimizin seyri normaldi. Daha sonra projeler beklemeye alındı ve bekleme süreci devam ediyor. Çünkü şirketlerin çoğu evden çalışıyor ve bu da imalat yapamadıkları anlamına geliyor. Bu sebeple müşterilerimizin çalışmaması bizim de işsiz kalmamıza neden oluyor.

“KRİZİ İYİ YÖNETEBİLİRSEK DEVRİM YAPARIZ”

Ülkemiz sanayisinin yaklaşık yüzde 90’ınını KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ’lerin Endüstri 4.0’a geçişinin kolaylaştırılması, eğitimlerin sağlanması, bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor ki ülkemiz sanayisi dünyaya karşı güçlensin. Çin’in en büyük rakibimiz olması, salgın sürecinde ithalat ve ihracatın azalmış olması ve 12-18 aylık süreçte neler yaşayacağımızın belirsiz olması sebebiyle Türkiye kendi yerel imalat sanayisine hızlıca yöneldi (yerli imalat, sanayi ve tekstil ayağında). Çin ve diğer ülkelerden den temin edilen ürünlerin yerli imalat süreci başlamak zorunda. Bu krizi iyi yönetebilirsek ülkece belki bir devrim niteliğinde çıkış sağlayabileceğiz. Aslında bu süreç, ülkemizi zorunlu olarak Endüstri 4.0 ve inovasyona itiyor. Fakat ekonomik konuda devlet desteği sağlanamazsa ve imalatçılar şalterleri kapatmaya başlarsa, ciddi bir işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalacağız. Dünyada Almanya gibi bazı ülkeler üretim konusunda normalleşmeye geçmeye başlayacaklarını açıkladı. Ancak ülkemizde henüz böyle bir açıklama yapılmadı.

“İMALAT DEVAM ETMEK ZORUNDA!”

Şu an için hızla kendi imalatımız olacak ve pandemi kaynaklı temas sorununa çözüm getirebilecek seri imalat yapabileceğimiz bir ürünün Ar-Ge çalışması içerisindeyiz. Aynı zamanda ihracat yapabilmek adına daha yoğun çalışmalar gerçekleştirmeye başladık, hatta bunu hızlandırdık diyebilirim. Krizi fırsata çevirip birkaç yıldır ihtiyacımız olan makina yatırımını yapabilme durumunun araştırmalarını da sürdürüyoruz. İmalat devam etmek zorunda, aksi taktirde hem bireysel hem ülke ekonomisi imalatın durması ile çok zor bir sürece sürüklenir.

“ENDÜSTRİ 4.0’A GEÇİŞ ÖNCELİKLİ HEDEFİ OLMALI”

Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’a geçiş önemli. Çünkü dijital dönüşüm bir seçenek değil, yapılması gereken bir zorunluluk. Dolayısıyla sanayimizin, Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’a geçişi kesinlikle öncelikli hedefi olmalıdır. Aksi halde sanayimiz Endüstri 4.0 ile üretim şekline dönen ülkeler ile rekabet edemez duruma gelerek bir daha hiçbir şekilde bu firmalar seviyesine ulaşamayabilir. Ayrıca her ülkenin bu süreçte kendi imalat sektörüne yoğunlaşacağını ve sanayide olumlu etkiler olacağı kanısındayım. Ülkemiz sanayisi bu krizi çok hızlı bir fırsata çevirmeli. Eğer dijitalleşme ve Endüstri 4.0 kapsamında devlet desteklerinin artması sağlanırsa, belki de son 10 yılın en iyi ilerlemesini yakalayacağız.  

“FARKLI ONLINE EĞİTİMLERE KATILIYORUM”

Özellikle B planımızı harekete geçirmek, yeni hayata geçireceğimiz çalışmalarımızı sıfır noktasından bir noktasına geçişi hızlandırmak için birtakım geniş araştırmalar ve fizibilite çalışmaları yapılması gerekiyordu, hızlıca onları tamamlıyorum. Bu süreçte neredeyse her gün farklı içeriklerde online eğitimler alıyorum. İhracatçılar Birliği ve WEConnect platformu iş birlikleriyle gerçekleştirilen “İhracat Süreçleri” eğitimi, İstanbul Sanayi Odası’nın gerçekleştirdiği “Dijitalleşme ve Dönüşüm” eğitimleri gibi birçok farklı içeriklerde eğitimlere katılıyorum. Her Gün Öğren platformundan “Kriz Döneminde Liderlik” adı altında 21 gün süren bir eğitimim var, ona devam ediyorum. Sadece imalat üzerine değil iletişim üzerine de eğitimlere ağırlık vermiş durumdayım, özellikle de “şiddetsiz iletişim” eğitimlerine başladım. Çünkü bu süreçte her birimizin gerek iş yerlerinde gerekse bireysel hayatımızda çevremiz ile olan iletişimimizin olabilecek en sağlıklı şekilde olması büyük önem taşıyor. Ayrıca girişimcilik üzerine son 6 yıldır içinde bulunduğum Özyeğin Üniversitesi 10 Bin Kadın Mezunları Derneği’nin komite üyesi olarak instagram hesabımız üzerinden hafta içi her gün alanında uzman farklı konukları canlı yayınımızda ağırlıyoruz ve özellikle pandemi süresince hem bizlere hem de dinleyicilere fayda sağlamak ve birlik olmak adına eğitici yayınlar gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

“SEKTÖRÜMÜZ, EVDEN ÇALIŞMAYA UYGUN DEĞİL”

Evden çalışma sistemi bazı şirketlerin işleyişlerine çok güzel uyuyor, fakat imalat sanayinde evden çalışma sistemine geçiş yapmamız imkansız. Ev ortamında çalışma sisteminin getirdiği müdahale edemeyeceğimiz iş kazaları söz konusu. Bu konuda gerekli eğitimlerin verilmesi, işveren ve işçi arasında sözleşme imzalanması önemlidir. Çünkü evde mesai saatleri içerisinde düşme, yaralanma gibi durumlar iş kazası kapsamına girmektedir. İş kazalarını sıfıra indirme konusunda iş yerlerimizde, işveren olarak gerekli tüm önlemleri alabiliyoruz. Fakat çalışanlarımızın evlerinde bunlara müdahale etmek çok zor. Evden çalışma sisteminin dezavantajlarından biri de, çalışan motivasyonun yükselmesini sağlamamızın da zorlaşması. Ev içerisinde çalışanlarımızın karşı karşıya kaldığı olaylardan uzaklaşma ihtimali olmadığı için odaklanma problemleri doğuyor. Bu da insan kaynakları departmanları için yeni bir sistem ve dünya demek.