FOTO: İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barlas Özden Çağlayan
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barlas Özden Çağlayan, yapıların deprem performansında cephe sistemlerinin kritik rolüne ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Çağlayan, Türkiye Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018) ve uluslararası standartlar çerçevesinde cephe elemanlarının deprem sırasında nasıl davrandığını ve tasarım sürecine neden mutlaka dahil edilmesi gerektiğini anlattı.
Geçmiş büyük depremlerden örnekler sunan Çağlayan, taşıyıcı sistemde ağır hasar bulunmayan binalarda bile cephe elemanlarının düşmesi sonucu yaralanma ve can kayıpları yaşandığını hatırlattı. Özellikle cam kaplamalar, parapetler, dış cephe panelleri ve bağlantı elemanlarının deprem sırasında binanın titreşim hareketlerine yeterince uyum sağlayamadığında koparak düşebildiğini belirtti.
“Cephe tasarımı yalnızca mimari bir karar değil”
Çağlayan, cephelerin deprem tasarımında göz ardı edilen yapısal olmayan elemanlardan biri olduğunu ancak yükler, yer değiştirmeler ve bağlantı detayları açısından doğrudan can güvenliğini etkilediğini vurguladı. TBDY 2018’de bu nedenle cephe elemanlarına özel bir bölüm ayrıldığını söyleyen Çağlayan, hesaplanan eşdeğer deprem yükleri ve izin verilen yer değiştirme sınırlarının cephe projelendirmesinde dikkate alınmasının zorunlu olduğunu ifade etti.
Bağlantı sistemleri hayati önem taşıyor
Deprem sırasında cephe ile taşıyıcı sistem arasında göreli ötelenme (katlar arası yer değiştirme) oluştuğunu aktaran Çağlayan, yanlış tasarlanan bağlantı detaylarının bu hareketi karşılayamayarak kırılma veya kopmaya neden olabileceğini açıkladı. Bu nedenle tasarım sürecinde yalnızca malzeme değil, bağlantı teknolojileri ve montaj detayları da mühendislik hesabına dahil edilmeli.
Uluslararası performans testleri yol gösteriyor
Çağlayan, uluslararası ölçekte kullanılan AAMA 501.4 ve AAMA 501.6 gibi performans test protokollerinin cephe sistemlerinin deprem davranışını değerlendirmede önemli referanslar sunduğunu belirtti.
- AAMA 501.4: Sistemlerin belirli bir yer değiştirme altındaki performansını ölçerek esneme kabiliyetini test ediyor.
- AAMA 501.6: Cam kırılmasına karşı dayanımın dinamik yükler altında sınandığı test protokolü olarak öne çıkıyor.
Bu testlerin Türkiye’de giderek daha fazla uygulanmaya başladığını söyleyen Çağlayan, özellikle yüksek binalar ve geniş cam cephelere sahip projelerde zorunlu hale gelmesinin can güvenliği açısından önemli olduğunu ifade etti.
“Depremde cephe düşmesi önlenebilir bir risk”
Deprem sonrası en çok görülen hasar türlerinden birinin dış cephe kaplama elemanlarının koparak düşmesi olduğunu hatırlatan Çağlayan, şu uyarıda bulundu:
“Tasarım ve bağlantı detayları, cephelerde güvenliğin en kritik bileşenidir. Taşıyıcı sistem depremi geçirip ayakta kalsa bile cephe elemanı düşerse, sonuç doğrudan can kaybına kadar uzanabilir. Bu risk hesaplanabilir ve önlenebilir niteliktedir.”
Cephe mühendisliğinin yalnızca estetik bir mimari yaklaşım değil, çok disiplinli bir güvenlik konusu olduğuna dikkat çeken Çağlayan, deprem dayanımlı yapı yaklaşımının ancak taşıyıcı sistem + cephe bütünlüğü ile sağlanabileceğini vurguladı.