Modern üretim teknolojisiyle yüzde yüz uyumlu makina parkurundan güç alarak maksimum verim elde eden Systemair, klima santrallerinin yanısıra fanlar, hava dağıtım ekipmanları, hava perdeleri ve soğutma ürünleri üretiyor. Tüm üretim mekanizmasını hız, verimlilik, esneklik ve üretkenlik üzerine kurguladıklarını söyleyen Systemair Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Eroğlu, “Sac işleme alanında en modern tesislerden birine sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Sac, fabrikamızın ana girdilerinden bir tanesi. Dolayısıyla en büyük yatırımı sac işleme tesislerimize yapıyoruz. Tamamen entegre sac istasyonlarımız, lazer işleme tesislerimiz bunlardan sadece birkaçı. Bunun dışında kaynak, kablolama, boya, otomatik kesim gibi farklı istasyonlarımızda yaptığımız ek yatırımlarda hiç kuşkusuz üretimimiz için büyük önem taşıyor.” dedi. 

Ayşegül Hanım, şirketinizin kurumsal yapılanmasını 2022 yılı ilk 9 aylık değerlendirmenizi ve iş gündeminizi anlatmanızı rica ediyoruz. 

1974 yılında İsveç’te kurulan şirketimiz; başta klima santralleri olmak üzere fanlar, hava dağıtım ekipmanları, hava perdeleri ve soğutma ürünleri üretiyor. Dünya genelindeki 13 klima santrali fabrikası ile Avrupa’da klima santrali pazar lideri olan şirketimiz fan ve hava dağıtım ekipmanlarında da dünyada ilk 3 marka arasında yer alıyor. Tam 20 ülkede bulunan 29 fabrikası ile 6 bin 500 kişiye istihdam sağlıyor. Systemair Türkiye olarak ise konut havalandırması, konfor uygulamaları, endüstriyel uygulamalar, hijyenik uygulamalar, enerji verimli havalandırma, soğutma, otopark havalandırması, renovasyon projeleri, otomasyon, yangın güvenliği ve tünel havalandırması gibi pek çok farklı alanda çözüm sunuyoruz. Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz mühendislik çözümleri sayesinde farklı coğrafyalara yeni ürünler sunuyoruz. Bu sayede ihracat oranımızı artırarak mevcut satışlarımızın yüzde 45’i oranına getirdik. Fabrikamızda yaptığımız verimliliği artırmaya yönelik çalışmaların bir sonucu olarak çalışan sayılarımız ve üretim hacmimizdeki artışla birlikte ivmelenerek hedeflerimize doğru ilerliyoruz. Özellikle mavi yaka tarafında kadın iş gücünde ciddi bir artış sağlayarak fırsat eşitliği sağlamaya özen gösteriyoruz. 2022 yılında bir önceki yıla göre Euro bazında büyüme gerçekleştirdik. Büyümenin önemli bir bölümünü de Türkiye fabrikamızda ürettiğimiz cihazlar ile sağlıyoruz. 

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? Teknolojik gelişmeler iklimlendirme sektörünü ve küresel ekonomiyi nasıl şekillendirecek? Şirket olarak siz ne gibi adımlar atıyorsunuz?

Markamız, geçmişten bu yana iklimlendirme çözümlerinde birçok ilke imza atarak başarısını ve liderliğini kanıtladı. 2008 yılından itibaren Türkiye’de klima santralleri sektöründe pazar liderliğine yerleştik. 2009 yılında yeni bir üretim metodolojisi icat ederek klima santrallerinin demonte şekilde sevk edilmesini sağladık. İnovatif buluşumuzla nakliye oranlarımızı düşürmüş, ihracatımızda büyük bir hızlanma olmuştu. Kurulduğumuz günden bu yana gerek Türkiye merkezimizde geliştirdiğimiz gerekse global çapta üretilen inovatif çözümlerle sektöre ilkleri kazandırmaya devam ediyoruz. Türkiye’de klima santrali pazarını domine eden Systemair olarak LEED Gold Sertifikalı modern fabrikamızla yılda 4 bin 500 adet klima santrali üretebilecek kapasiteye sahibiz. Otomasyonlu klima santralleri alanında da Türkiye pazar lideriyiz ve Türkiye’de bu hizmeti fabrika çıkışı olarak sağlayabilen yegâne firmalardan biriyiz. Ülkemizde ve yurt dışında şu ana kadar pek çok dev kamu ve özel sektör projesinde yer aldık. Havalimanından şehir ve pandemi hastanelerine, fabrikalardan yurt dışı projelerine kadar pek çok alanda iklimlendirme çözümlerimizle yer alıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda, endüstriyel mutfak uygulamaları için ürettiğimiz mutfak filtrasyon cihazı Geniox VOClean Ekoloji Ünitesi ile sektörde önemli bir yeniliğe imza attık. Ticari mutfak egzoz sistemleri için insan ve çevre sağlığı konusundaki uluslararası standartlara uygun olarak geliştirdiğimiz bu teknolojiyi Systemair Grup içinde üreten tek ülke olarak dikkat çekiyoruz.

Bu yıl endüstriye kazandırdığımız en önemli yatırımımız ise veri merkezi test laboratuvarı oldu. Dilovası’ndaki 28 bin metrekarelik fabrikamızda açılışını gerçekleştirdiğimiz 365 Performance Center’ı 20 Milyon TL üzerinde bir yatırımla hayata geçirdik. Veri merkezi soğutma cihazlarının testlerinin yapabileceği bu tesis, Avrupa’daki en modern ve yüksek kapasiteli veri merkezi test laboratuvarı olma özelliğine de sahip. Avrupa’da bu kadar yüksek kapasiteli ve yüksek donanımlı başka bir veri merkezi test laboratuvarı bulunmuyor. Bu laboratuvar yatırımıyla yalnızca ürün testleri gerçekleştirmiyor, kullanıcıların ufkunu açacak yeni bir deneyim merkezi de oluşturuyoruz. Aynı zamanda Türkiye için büyük bir öneme sahip yeni veri merkezi soğutma cihazı Geniox Tera’nın da 365 gün iklim şartlarını simüle edecek performans testlerini bu veri merkezi test laboratuvarında yapabiliyoruz. Üstelik benzer veri merkezi test laboratuvarları kış simülasyonu için gerçek kış mevsimini beklerken biz mevsim şartlarından bağımsız olarak +45C yaz ve -5C kış simülasyonu sağlayabiliyoruz.  

Makina parkurunuz hakkında bilgi vererek, son dönemde bu alanda yaptığınız yatırımları ve sağladığı avantajları anlatır mısınız? 

Makina parkurumuz, modern üretim teknolojisiyle yüzde yüz uyumlu ve bu sayede maksimum verim elde etmemizi sağlayan özelliklere sahip. Sac işleme alanında en modern tesislerden birine sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Rulo sacdan başlayıp, bükülmüş nihai parçayı aldığımız tam otomatik, punch, giyotin, ara stoklama ve büküm kombine bir hattımız bulunuyor. Bu hat, ERP sistemimiz ile entegre çalışarak makro ölçekte performans gösteriyor. ERP üzerinden açılan iş emirleri hatta otomatik olarak ulaşıyor. İş emrinde söylenen mamullerin üretimi için gerekli olan saclar rulo açma hattından otomatik olarak kesim hattına ulaşıyor. Hat içerisinde üretilecek parçanın özelliklerine göre ilgili operasyonlar otomatik olarak gerçekleşip, üretilen parçalar paletler üzerine otomatik olarak istiflenmiş şekilde çıkıyor. Normal şartlar altında onlarca operatör ve “stand alone” tezgâhla yapılacak bu işlemler bir operatör ile çift vardiya olacak şekilde kesintisiz devam ediyor. Bu durum üretim döngüsünün hatasız ve sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlıyor. Sac, fabrikamızın ana girdilerinden bir tanesi. Dolayısıyla en büyük yatırımı sac işleme tesislerimize yapıyoruz. Tamamen entegre sac istasyonlarımız, lazer işleme tesislerimiz bunlardan sadece birkaçı. Bunun dışında kaynak, kablolama, boya, otomatik kesim gibi farklı istasyonlarımızda yaptığımız ek yatırımlarda hiç kuşkusuz üretimimiz için büyük önem taşıyor.

Yeni üretim hattı, Ar-Ge, tesis, makina ya da teknoloji yatırım kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız? Sonuçları neler oldu?

Systemair Grup içinde Türkiye, İsveç, Kanada, Amerika, İtalya, Fransa, Hollanda, Norveç, Almanya, Danimarka, Hindistan gibi çok sayıda ülkede 9 Teknoloji Merkezi ve 23 Teknik Grubu bulunuyor. Ar-Ge konusunda tüm birimlerimiz çok hassas ve titiz bir organizasyon yapısı içinde çalışmalarını yürütüyor. 29 farklı fabrika içeren global bir firma olduğumuz için birbirimizden ilham alarak öğrenerek yolumuza devam ediyoruz. En önemlisi de gelişen teknolojileri bu gücü kullanarak takip ediyoruz. Kararlarımızı lokal olarak versek bile global ile mutlaka fikir alışverişleri, gerektiği yerde de ortak çalışmalar yapıyoruz. İklimlendirme ürünlerinin fizibilitesinden tasarımına kadar olan her aşamasını ülkemizde uzman mühendislerimizle yapıyor; termal testler, akustik testler ve hava akış testleri için İsveç, İtalya, Fransa ve Slovakya’daki test ekiplerimizle ortak çalışıyoruz. Grup içinde öncülük ettiğimiz birçok çalışma da bulunuyor. Örneğin bu yıl itibariyle makina tarafında birçok yatırım gerçekleştirdik, bunun yanı sıra dijitalleşme adına attığımız adımların OEE seviyelerimize çok ciddi faydalarını gördük ve görmeye devam ediyoruz. 
 
Fabrikanızda; hammadde girişinden bitmiş ürün sevkine kadar olan süreçleri anlatır mısınız?

Systemair olarak tüm üretim mekanizmamızı hız, verimlilik, esneklik ve üretkenlik üzerine kurguladık. Tamamını ERP sistemimiz üzerinden takip ettiğimiz bu süreç, birçok yazılım programımızın birbiriyle entegre çalışması sonucunda insana bağlılığı minimum seviyede tutacak şekilde tasarlandı. Örneğin, satış departmanının siparişi açmasıyla başlayan süreç, birçok operasyonun birbirini doğru şekilde takip ettiği ve yazılı programlar sayesinde yürütülüyor. Bu sayede üretimimizdeki büyük verileri inceleme ve iyileştirme fırsatları yakalıyoruz. Ayrıca operasyonel hataların önüne geçiyoruz ve üretimdeki büyümeyi yönetebiliyoruz.
 
Sıfır duruş ve sıfır hata ile kaliteli üretim adına ne tür metod ve sistemler kullanılıyor? Daha çok hangi otomasyon teknolojilerinden yararlanıyorsunuz?

Systemair olarak kaynakları en doğru şekilde kullanmayı üretim sürecimizdeki temel hedefimiz olarak belirledik. Bunu sağlamak için de üretim bandında hataya sebep olmayacak yöntemleri tercih ediyoruz. Fabrikamızdaki üretim, tüm Systemair fabrikalarında uygulanan (SPM) yalın üretim felsefesine uygun olarak yapılıyor. Üretimi içine alan tüm süreçler de bu metoda uygun olarak tasarlanıyor. Hat duruşları, anlık olarak takip ediliyor ve üretim kalitesinde sürekliliği sağlamak adına “Yerinde Kalite” ilkesine uygun kalite kontrol süreçleri yürütülüyor. Titizlikle yönetilen süreçlerimiz sayesinde üretim bandına hatalı ürün gelmiyor; hatalı ürün üretilmiyor ve günün sonunda hatalı ürün sevk edilmiyor.   


 


Sanayinin Dijital Dönüşümü vizyonunuz nedir? Dijital Dönüşüm uygulamalarınızdan ve katkılarından bahseder misiniz? 

Bu konu başlığını global olarak en üst düzey üretim ve IT yöneticilerinin dahil olduğu bir grup olarak inceliyoruz. Dünyada yapılan en iyi uygulamalardan yola çıkarak firmamıza en çok fayda sağlayan uygulamaları bünyemizde katmak için öncelikle belirli ülkelerde pilot çalışmalar yapıyor, faydasından emin olduktan sonra bu projeleri diğer ülkelerdeki fabrikalarımıza entegre ediyoruz. Böylece fabrikalarımızı “ortak” vizyon başlığında dijitalleşme sürecinde yönetebiliyor; bunu da IT sistemlerimize tanımlı programlarla konuşturarak sistematik gelişmeler sağlıyoruz.
 
Üretim süreçlerinizde robot kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız robot yatırımının getirdiği avantajlar nelerdir? Sağladığı katkıları mümkünse rakamlarla paylaşır mısınız?

Robotlardan daha çok cobot yani kolaboratif robotlar ile çalışmak şirketimizin benimsediği ana prensipler arasında yer alıyor. Depolama, sevkiyat gibi tedarik zinciri gibi alanlarda kullandığımız cobotların yanı sıra cihazlarımızın ana karkasını oluşturan panelleri de bu teknolojiler ile yapıyoruz. Bu uygulamaların getirdiği avantajlar ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. İşçiliğin daha pahalı olduğu ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında oldukça farklılıklar bulunuyor. 
 
Tesisinizde enerji maliyetlerinizi düşürmek için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Kendi enerjinizi üretmek için bir yatırım planınız var mı? Yatırım yaptıysanız sonuçlarını paylaşır mısınız?  

Öncellikle sürdürülebilirlik başlığı altında yenilenebilir enerji kaynakları en önem verdiğimiz konulardan biri. Systemair Türkiye olarak güneş paneli yatırımımızı yaparak bu konuya öncü olan ülkelerden biri olduk. Yapılan bu yatırım sonucunda fabrikamızın ihtiyaç duyduğu tüm enerji ihtiyacını, yine fabrikamız bünyesinde kurulan güneş panellerimiz ile karşılıyor olacağız.  Enerjiye yönelik yatırımlarımız haricinde proseslerde kullandığımız makinelerin motorlarına, taşıma yaptığımız forkliftlerin elektrikli olmasına, ayrıca BMS sistemi ile yönettiğimiz fabrikamızın “gereksiz” enerji tüketimi yapmamasına da önem vererek enerji sarfiyatımızı en düşük seviyede tutmaya çalışıyoruz. Zaten Dilovası’ndaki yeni nesil fabrikamız, “Türkiye’nin ‘Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik’ anlamına gelen LEED Gold Sertifikası’na sahip ilk klima santrali fabrikası” olma özelliğini taşıyor. Tesisimizde yüksek verimli Systemair teknolojileri kullanılıyor. Yağmur suyunun toplanması, su ve enerji tasarruflu ekipman kullanımı, verimli ısıtma ve soğutma sistemleri, ısı yalıtımı, atıktan ısı geri kazanım sistemleri gibi enerji maliyetlerini düşürecek ve kaynakları verimli kullanmamızı sağlayacak uygulamalarımız bulunuyor. Bunlara ek olarak; ortam ışığına göre kendini ayarlayabilen otomasyonlu LED aydınlatmalar, binanın enerji sarfiyatını düşürmek için fabrikanın kapılarında ısınmış ve soğumuş havanın çıkışını engelleyen çift kapı sistemi ve Systemair markalı hava perdeleri fabrikamızdaki ekolojik metotlar arasında yer alıyor. 
 
Depolarınızda operasyon süreçlerini hızlandırmak ve doğru sevkiyatı sağlamak adına ne tür donanım ve yazılımlardan yararlanıyorsunuz?  

Depolarımızdaki operasyon süreçlerimizde hata ve aksaklıkların olmaması için çeşitli kablosuz iş çözümlerini kullanıyoruz. ERP ile konuşan RFID sistemleri ve bu sistemlerin el terminalleri ile hızlı bir şekilde konuşuyor olması olmazsa olmazımız. Bu kapsamda depolarımız varlık yönetimi ve güvenliği üst düzeye çıkaran barkod ve RFID teknolojisine sahip. Depo içerisindeki tüm işlemler (malzeme toplama, üretime malzeme verme ve sayımlar) özel okuyuculu el terminalleri ile anlık olarak hızlı bir şekilde yapılıyor. İlgili tüm kayıtlar ERP sistemi üzerinde otomatik olarak tutuluyor, manuel olarak yapılmadığı için hata riski minimize ediliyor. Stoklar yeniden sipariş noktasına geldiği zaman otomatik olarak tanımlı parti büyüklüklerine uygun şekilde MRP siparişi olarak açılıyor. Deponun tamamı, yalın üretimin kanban esasına uygun olarak kurgulandığı için sevkiyat sürecimiz doğru bir şekilde tamamlanmış oluyor.  

HEDEF SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİNDE FARK YARATMAK HEDEF SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİNDE FARK YARATMAK