İstanbul’da bugüne kadar Fera Life, Fera Business, Prestij Konakları gibi prestijli, butik ve kaliteli işlere imza atan Karmar AŞ, Basın Ekspres Yolu’nda Karmar Sakura isimli konut projesine başladı. Satış ofisi Haziran 2022’de faaliyete giren Karmar Sakura, geniş metrekareleri, konforlu daire tasarımları ve huzur veren peyzajıyla aileler için büyük bir cazibe merkezi olarak konumlanıyor. Karmar Sakura projesi toplam 241 daire, 57 ticari birimden oluşuyor. Karmar AŞ İcra Kurulu Başkanı Yük. Mimar Emrullah Yedikardeş ile Karmar Sakura projeleri ve inşaat sektörünün gidişatı üzerine konuştuk.

Karmar AŞ’nin sektördeki geçmişi ve 2022 gündemi hakkında bilgi verir misiniz? Gündeminizdeki yeni projeler nelerdir?
Karmar AŞ, inşaat, madencilik, gıda ve turizm sektörlerindeki başarısı ile Türkiye’nin en büyük 500 sanayi firması arasına giren Şimşek Bisküvi Gıda’nın inşaat sektöründeki grup şirketidir. Karmar AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanlığını Erol Şimşek, İcra Kurulu Başkanlığını da Emrullah Yedikardeş yürütmektedir. Karmar olarak yeni bir şirket markasıyız ama inşaat sektöründeki tecrübe ve geçmişimiz 11 yıl öncesine dayanıyor. İstanbul’da Fera Life, Fera Business, Prestij Konakları gibi prestijli ve butik, kaliteli işlere imza attık.
Şirketimiz nitelikli, çağdaş mimariye sahip ve sürdürülebilir markalı projeler yapmak üzere faaliyete geçti. İnanıyoruz ki bu vizyonumuz bizi sektörde rakiplerimizden farklılaştıracak, müşterilerimizin farkındalığını artıracak.
Şu anda İstanbul Basın Ekspres Yolu’nda Karmar Sakura isimli konut projesine başladık. Bulunduğumuz lokasyonu güzelleştirmek ve katma değerini artırmak üzere geliştireceğimiz projeler için İstanbul’un farklı noktalarında, bulunduğu bölgeyi dönüştürebilecek nitelikte projelerle ilgileniyoruz. Ancak harekete geçmek ve duyuru yapmak için öncelikle şimdiki projemizin inşaatının en az yüzde 50 seviyesine gelmesini bekleyeceğiz. Bu kapsamda Başakşehir’de aile konseptine sahip bir proje geliştirmeye yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Diğer taraftan müstakil evler üretebileceğimiz arazi arayışımız da devam etmektedir.

Karmar Sakura projesi hakkında bilgi verir misiniz? Proje oluşturulurken nasıl bir konsept düşünüldü? Projenin mimari tasarımı hakkında neler söylemek istersiniz?
Öncelikle mimaride yeni bir dönem başladığını söyleyerek sorunuza yanıt vermek isterim. Parlak ve çok tüketen yapılara öncülük eden mimarlığa karşı, sürdürülebilir mimarlığın hâkim olacağı bir çağın içindeyiz artık. Bugüne kadar gereğinden fazla malzeme, enerji ve su tüketen yapılar mimariye damga vurdu ama iklim krizinin etkilerini deneyimlediğimiz günümüzde daha fazla değil, daha az tüketen, daha verimli ürünler, tasarımlar, binalar odağımıza yerleşecek. Yani sürdürülebilir mimari öncelikli olacak. Biz de yeni projemizde ve bundan sonraki projelerimizde mimaride sürdürülebilirliği önceliğimize alıyoruz. Bir mimar olarak sürdürülebilirliği esas alan bir mimariyi, bir aile reisi olarak da ailelerin huzurla yaşayıp yuvam diyebileceği mekânları hayal ediyorum. İş planlarımızı da buna göre kurguluyoruz. Karmar Sakura bu açıdan yönetim olarak hayallerimize denk gelen güzel bir proje.

Karmar Sakura projesi inşaatında hangi aşamadasınız? Konumu nedir? Yeşili, doğayı ve konforu projenizde nasıl harmanladınız?
Basın Ekspres Yolu, İstanbul’un yeni Maslak’ı olarak tanımlanıyor. 15 yıl önce fabrikalar bölgesiydi, etkin bir dönüşüme girdi. Şimdi oteller, ticari gayrimenkuller, iş merkezleri ve rezidans projeleri ile kentin cazibe merkezlerinden biri oldu. Havaalanı taşındığı zaman bölgenin yıldızının söneceği yorumları yapıldı ama bu doğru değil. Burası kentin merkezi bir lokasyonu. Açılacak metro hattı ile yeni havaalanına 25 dakika mesafedeyiz. Çam Sakura Hastanesine 15 dakika, Mall of İstanbul’a 7 dakika, 212 Power Outlet AVM’ye 3 dakika uzaklıktayız. Herşey elinizin altında. Kaldı ki ulaşım konusunda yeni yatırımlar da yapılıyor. Bölgeyi İstanbul’un merkezine bağlaması planlanan metro hattının hayata geçmesiyle birlikte gayrimenkul yatırımları beş yıl içinde katlanacak diye düşünüyoruz. Bu lokasyon gelecekte de yatırımcısına kazandıracak. Ancak biz bu projeyi sadece gayrimenkul yatırımcısına kazandırmak için yapmadık, oturumcu diye tabir ettiğimiz aldığı konutta yaşamayı düşünen kitle için güzel, konforlu, yaşam bütçesi düşük yuvalar yapmak üzere planladık. Bize göre evler gece konaklaması yapılan oteller değil, ailelerin birlikte zaman geçirdiği yaşam alanlarıdır, Karmar Sakura’yı da bu anlayışla inşa ediyoruz.
Bölgedeki diğer konut projelerinden farklı olarak 1+1 gibi küçük dairelere yer vermedik. Konutlarımızın tipi 2+1’den başlıyor ki onların alan büyüklüğü de birçok projenin 3+1 dairesine bedeldir. Büyük daire, büyük balkon eşittir ferah bir yaşam anlayışı ile projeyi geliştiriyoruz. Bağcılar’da en küçüğü 117 metrekare alana sahip geniş daireleri, büyük balkonları sayesinde ailelere nefes aldıran yaşam alanları ortaya çıkarıyoruz. Ailelerin konforunu esas aldığımız için, konut sayısından fedakârlık yaparak büyük arsa alanına rağmen konut sayısını 241 adetle sınırlı tutuk. Projede ortak kullanım için planlanan 4 bin metrekarelik yeşil alan ise adeta mini bir millet bahçesini siteye taşıyarak, mahallenin havasını değiştirecek. Ailenize özel bahçenizde huzur vaat ediyoruz. Daire sahiplerine özel, 20 metrekareden 90 metrekareye kadar mahremiyetin özel alanla korunduğu toplam 1000 metrekare bahçe alanları da Sakura’da yaşayacak olanları bekliyor. Bahçe katları, teraslar, ferah balkonlar, her ayrıntı yaşayanın konforu için düşünüldü. Yemyeşil görüntüsüyle keyifli bir dinlenme alanı olan bahçe katları ev sahiplerine geniş açık hava alanları sağlıyor.
Kentin içinde ama kentin karmaşasından uzak, yeşil alanı ile soluk aldıran ve dinlendiren, ulaşım yatırımları ile kolayca merkeze bağlanan bir lokasyondayız.
Ferah yaşam denilince elbette ki doğanın içinde yaşamak isteyenleri çekmek gerekir. Bu kapsamda yeşili, doğayı, konforu harmanlıyoruz. Hatta adımızda bile doğa var: Sakura çiçek açtığında renkleri, güzelliği ve güçlü kökleriyle dikkat çeker. Projemiz 4 adet bloktan oluşmaktadır. İnşaata başlayalı yaklaşık 9 ay oldu. Şu anda ilk blokta 9. konut katındayız. Duvarlar da aynı hızla örülüyor. Diğer bloklarda ilk blok inşaatını takip ediyor. Proje teslimini Haziran 2024 olarak beyan etsek de şirket içi hedefimiz 2023 sonunda yaşamın başlamasıdır.

Pandeminin de ivmelendirdiği yeni normalin ihtiyaçları neler? Bu anlamda projede hangi mimari yönler ve ayrıntılar öne çıkıyor? Projenin özellikleri, sosyal olanakları ve yatırımcısına sağlayacağı ayrıcalıklar neler olacak?
Uzun yıllardır dünya böyle bir pandemi sürecini deneyimlememişti. İki yılı aşkın süre asgari düzeyde sosyalleştik, evlerimize kapandık. Aslında bu bizlere, evlerin otel olmadığını, dört duvardan ibaret olamayacağını kanıtlayan bir tecrübe oldu. Küçücük de olsa bir balkonun, bahçenin ne denli önemli olduğunu deneyimledik. Sokağa adım atamadık ama bahçemiz, balkonumuz varsa orada nefeslendik. Yatak odalarının, salonun haricinde hobi odalarının, bireysel spor yapacak alanların önemini keşfettik. Sadece taş duvar değil, yeşile, doğaya, denize bakan manzaranın, açık havayla temasın önemini algıladık. Bunların hepsi mimari detaylara elbette ki yansıdı. Mesela Fransız balkon anlayışının pandemiyle birlikte tarih olacağına inanıyorum, onun yerine klasik balkonlar yine tahtına oturacak. Eve kapandık, daraldık. Ferahlamaya ihtiyacımız var. En ufak metrekare kaybının bile kabahat sayıldığı büyük kentlerimizde ferah mekan üretimi şart. Tabii bu tek başına mimarların çözeceği bir sorun değil, proje geliştiriciler bu yöne yönelecektir. Bunlar evlerle ilgili ayrıntılar. Bir de işyerlerine etkisi var ki o da önemli. Evden çalışma düzeni yaygınlaştı. Ofis alanlarına ihtiyaç azaldı. Açık ofisler yerini tekrar oda veya bölme sistemlerine bırakırken, ortak kullanım ve sosyal toplanma alanları sınırlandırıldı.         
Bir konut projesi olarak Karmar Sakura, tüm bunları dikkate alan bir yaşam alanıdır. Ferahtır, balkonları, bahçeleri, terasları ile yaşayanları açık hava ile buluşturuyor. Daireler kullanışlı ve büyüktür. Örneğin sadece petekleri kaldırarak bile kullanıcılar için yüzde 15 ekstra yaşam alanı kazandırdık. Projemizde yerden ısıtma sistemi olduğu için kalorifer peteklerine ihtiyaç yok. Petek olmayınca is yok, temizlik kolay. Yerden tasarruf sağlıyor.

Projenin çevreye duyarlı, estetik, konforlu ve aynı zamanda güvenli bir yapı olması adına yapı malzemeleri seçiminde hangi kriterler öne çıkıyor?
Çevre duyarlılığı adına projemizde birçok detay var. Örneğin az önce vurguladık, yerden ısıtma sistemi olan konutlar bunlar. Böylece yakıttan yüzde 40’a yakın tasarruf edilecek. Yakıt, enerji ve su kaynaklarının tasarruflu kullanımının sağlanması sürdürülebilirlik olarak tariflediğimiz çevre duyarlılığı adına gerekli ve anlamlı adımlardır. Bu çerçevede biz Karmar Sakura’ya çevre dostu özelliklerle inşa etmekteyiz. Örneğin elektrikli araçların yaygınlaşmasını teşvik etmek üzere projemizde elektrikli araç şarj istasyonları bulunuyor.
A sınıfı Enerji Kimlik Belgesine sahip olacak olan Karmar Sakura, gri su ruhsatlı bir proje olarak dikkat çekiyor. Karmar Sakura’da bahçeler yağmur sularından depolanarak elde edilen su ile sulanırken, lavabolardaki gider suları da arıtılarak klozetlerde kullanılmak üzere geri dönüştürülüyor. Sırf bu bile su tüketiminin en az yüzde 25 azalmasını sağlayacak.
Dolayısıyla inşaat malzemesinden tasarımına kadar sürdürülebilirliği esas alan Karmar Sakura, Türkiye’de bu alandaki tüm yasal düzenlemelere de uygun olarak inşa ediliyor.

Proje, yeni hangi teknolojileriyle öne çıkıyor? Bunları nasıl lanse ediyorsunuz?
Projemizin nihai kullanıcıya etki eden en önemli noktası, teknolojiyi geri dönüşüm ve enerji verimliliği noktasında kullanılmasıdır. Bu projenin Isınma Enerjisi-Elektrik ve Su giderlerinde tasarruf sağlayarak önemli bir fayda sağlayacağı kanaatindeyiz. Bu kanaat ve beklentimizi projeyi tanıttığımız insanlarla paylaşıyoruz.

Projenin satışları nasıl gidiyor? Alıcıların profili hakkında neler söylemek istersiniz? Projeyi ne zaman bitirmeyi öngörüyorsunuz?
Projemizi ziyaret eden insanlardan çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Birçok insan burada yaşamanın hayalini kurarak indirim talep ediyor. Ekonomik dalgalanmadan dolayı, ev almak isteyenler bütçeleri zorlanıyor. Bu konuda da alımı kolaylaştırıcı finans kuruluşları ile özel anlaşmamız var, ihtiyaç halinde ev almak isteyenleri bu kurumlara yönlendiriyoruz.

İZOCAM, YALITIMIN BİR NUMARALI TERCİHİ OLDU İZOCAM, YALITIMIN BİR NUMARALI TERCİHİ OLDU

Projenin benzer konseptli diğer projelerden ayrılan özellikleri nelerdir?
Aslında şu ana kadar verdiğimiz yanıtlarda projemizi özetlerken, benzerlerinden ayrıştıran yönlerini de vurguladık. Ama özetle tekrar aktarmak gerekirse, İstanbul’un gri su ruhsatlı ilk projesiyiz. A sınıf Enerji Kimlik Belgemiz, çevre dostu özelliklerimizle dünyamıza saygılı, müşterilerimize dost bir kimliğe sahibiz. Geniş ferah dairelerimiz, geniş ferah balkonlarımız, terasımızla merkezi lokasyonda huzuru vaat ediyoruz. Sosyal alanlarımızda aile mahremiyetine önem veriyor, havuzları kadın erkek olarak iki ayrı tipte kullanıyoruz. Ses izolasyonu için özel önlemler alırken, komşuların birbirini rahatsız etmemesi için izolasyonlu çift duvar uygulaması yapıyoruz, mahremiyet için daire girişlerinde bile ayrı tasarımlar kullanıyoruz.

Projenin hedef kitlesi hakkında bilgi verir misiniz? Yabancıların projeye ilgisi ne durumda?
Hedefimiz oturum yapmak isteyen aileler. Yabancıların yoğun bir ilgisi var. Özellikle Basın Ekspres bölgesinde ev sahibi olmak isteyen ailelere genelde 1+0 ve 1+1 yoğunluklu dairelerin bulunduğu projeler sunuluyordu. Geniş daire seçeneklerimiz ve ailelerin hassasiyetlerini ön plana almamız projemize ilgiyi arttırdı.

İnşaat ve konut sektörünün önümüzdeki döneme ilişkin gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Pandemi kaynaklı olarak üretimde meydana gelen kesinti, bugün barınma krizi diye adlandırılan bir sorunu önümüze çıkardı. Talep fazla, konut yeterli değil. Hala gelirine göre konut alamayan bir çoğunluk söz konusu. Konut alabilir durumda olanların da pandemi sonrası tercihleri değişti. Ya merkezden kaçıp daha doğanın içinde bir hayatı tercih etmekteler, ya daha büyük, balkonlu bahçeli evlere geçmekteler. Dolayısıyla konut talebi ve sirkülasyonu canlı. Sorun herkese uygun konutları üretmekte. Sosyal konut diye tabir edilen alt gelir grubuna yönelik olarak özel sektör, yüksek arsa maliyetleri ve yüksek inşaat malzemesi enflasyonundan dolayı üretim yapamıyor. Daha çok ortaüst ve üst gelir grubuna yönelik bir üretim söz konusu. Alt gelir grubu için devletimiz 81 ili kapsayan bir konut hamlesi gerçekleştirmekte. Bu hamlenin piyasanın ateşini dindireceğine inanıyoruz. Fiyatlar bazında sakinleştirici etkisi olacaktır. Diğer gruplarda ise üretim yapan firmaların artık ne yapsam satılır tarzından vazgeçip, güncel ihtiyacı gören, aynı zamanda çevreci özellikleri olan projelere yöneleceğini düşünüyorum. Orta vadeli programda önümüzdeki 3 yılda ülkemizin büyüyeceği öngörülüyor. Şüphesiz ki bu büyüme lokomotif sektör inşaatın üretim ve satışı olmadan istenilen seviyelere gelemez. Dolayısıyla sektör oyuncuları olarak doğru yatırımlarla ülkemizin büyümesine katkı vermeyi sürdüreceğiz.