Fosil yakıtlı güç santrallerinin verimliliği karlılığı etkileyen en önemli faktördür. Verimlilik girdilerin çıktıya dönüşme oranı olarak tanımlanır ve maliyetleri belirler. Verimlilik ne kadar yüksek olursa enerji satış fiyatının o kadar altına inilebilir. Verimli bir santralin kendini ödeme süresi daha kısa olur. Termik santrallerde verimlilik yakıtın tutuştuğu anda başlar. Isıl enerji ne kadar yüksek oranda elektrik enerjisine dönüştürülürse kar da o kadar yüksek olur. Ancak enerjinin önemli bir kısmı göğü ısıtmaya gider. 

Verimliliği yükseltmek için ileri teknoloji çözümleri kullanmak iyi bir seçenektir. Buradaki ileri teknolojiyi ısıl enerjiyi olabildiğince az kayıpla kullanmayı sağlayan teknolojidir. İkinci yol ısıyı geri kazanmaktır. Bu ikinci yolun uygulandığı kombine ısı ve güç santrallerinde verim %80’i geçebilir. Ancak her termik santral için bu fırsat bulunmaz. Yalnızca büyük hastane,  tatil köyü, havaalanı gibi yoğun elektrik ve ısıtma talebi olan yerlerde kojenerasyon  sistemleri kurulabilir. 

Her santral için geçerli temel kurallardan birisi yaşlanmadır. Santral her ne kadar yüksek verimlilik düzeyinde çalışmak için tasarımlanmış olsa da canlılar gibi zamana yenik düşer. Eskimeyle mücadele için akla ilk gelen seçenek retrofitting uygulamaktır. Ancak santral yaşlandıkça retrofitting bütçesi önemli meblağlara ulaşır. Tam da bu noktada santralin çalışanlarını devreye girer. Yıllar içinde santralin karakterini keşfeden çalışanlar onun huyuna suyuna uygun davranmayı öğrenmişlerdir. Santrale ne onu kızdırıp çalışmayı durduracağı kadar sert, ne de çok düşük verimde kalacağı kadar yumuşak davranırlar. Her santralin ince bir ruhu vardır, onu kavrayan başarılı yakalar…