Ne kadar çok gelişse de toplum robotlardan hep daha fazlasını bekliyor. Bilim kurgunun sınır tanımaması hayal dünyamızdaki robotları hep gerçeklerinin üstünde tutuyor. Artık robotlar daha küçük ama daha güçlü, daha karmaşık ama daha kolay kullanılabilir, daha yüksek yatırım ve operasyon maliyetleri getiren ama kendilerini daha kısa sürede geri öder hale gelmiş durumdalar. Bu durum robot üretici ve kullanıcılarını memnun etse de toplum için yeterli değil. Önümüzdeki dönemde robotlar diğer teknolojilerle daha fazla birleşecek, payload/öz ağırlık oranları artacak, daha az etkileşimle çalışabilecek, daha fazla yapay zekaya sahip olacak, yine de düşlerimizdeki robotların gerisinde kalacaklar... 

* * *

Gerçek robotların hayal dünyamızdakilerin gerisinde olmasının bir nedeni görünümleri!  Bilim kurgu bugüne kadar robotları topluma hep insan görünümlü (humanoid) düşündürttü, böyle de devam ediyor. Bu nedenle ilk kez robot gören pek çok kişi hayal kırıklığına uğruyor, gördüğünün robota benzemediğini, başarısız bir deneme olduğunu düşünüyor, “bu ne?” diyor. Endüstriyel robotun tasarım hedefinin insana benzemek değil, yapmaları gereken işlere uygun olması gerektiği kolay anlaşılmıyor. Hatta teknik olarak robot sınıfına giren pek çok makina (ATM, insansız kasa vb.) zihindeki robota benzemediğinden sadece makina zannediliyor…

* * *

Gelgelelim robotların canlıya benzemeleri de beklentileri arttırıyor. Örneğin Aibo’dan gerçek köpek davranışı, P3’ten, Mini Kirobo’dan yakın arkadaş tutumu bekleniyor. Bunlar olmayınca da hayal kırıkları yaşanıyor. 

Öte yandan yazılım robotları yüksek katma değerli işler yapabiliyorlar. Siri, Ok Google, Watson, Cortana ve hızla yayılan iş dünyası botları fiziksel görünümleri olmadan prosedür tabanlı pek çok işi başarıyla yerine getiriyorlar. Bunu “donanım kısıtlı” değil “yazılım kısıtsız” olmaları sayesinde gerçekleştiriyorlar. 

Ancak ne yaparsak yapalım toplum gördüğüne inanıyor…