1968 yılında kurulan İşbir Holding, aileye bağlı tüm şirketleri ile toplam 350 bin m2’lik üretim tesislerinde faaliyetlerine devam ediyor. İşbir Holding ailesine bağlı şirketlerden biri olan İşbir Yatak, İşbir Sünger Sanayi A.Ş. bünyesinde İşbir Holding kuruluşu. İşbir Yatak, İşbir Holding’in en genç yatırımcısı ve aslen hammadde üreticisi Holding’in tüketici ile buluşan tek şirketi. Dünyada gelişen teknolojiyi sektöre adapte etme misyonu doğrultusunda 1999 yılından bu güne İşbir Sünger San. A.Ş.’nin sahip olduğu bilgi birikimini ve tecrübeyi, teknolojinin, sağlık ve uyku konforu için kullanımı felsefesi ile yatak sektörüne aktaran firma, oldukça fazla oyuncusu olan ve son yıllarda çok dinamikleşen yatak pazarının oluşmasında söz sahibi.  A+, A- müşteri grubunda pazar lideri olan İşbir Yatak, fabrikasında da robotlarla kaynak prosesleri gerçekleştiriyor.

Hizmet verdiğiniz mobilya/yatak imalat sektörünü analiz edebilir misiniz? 

Türkiye’de yatak sektöründe yılda ortalama 4 milyon yatak satılıyor. Yatak pazarının büyüme oranı % 5-8 olarak değişmekle birlikte pazarda satılan 4 milyon yatağın 1-1,5 milyonunu yurt ve oteller gibi toplu projeler oluşturuyor. Türkiye sahip olduğu, hammadde, enerji kaynakları, işgücü ve coğrafi konumu nedeniyle yatak üretimi için uygun bir ülke. Satılan yatakları çalışan sayısı 50-500 arasında değişen büyük firmalar ile merdiven altı olarak tabir ettiğimiz küçük işletmeler üretiyor. Hal böyle olunca Yatak sektörü rekabetin çok güçlü olduğu ve çoklu oyuncuların bulunduğu bir sektör haline gelmiş durumda. Net veriler olmamakla birlikte 400’e yakın merdiven altı yatak üreticisi olduğu tahmin ediliyor, bu işi profesyonel olarak yapan firma sayısı ise 10-15 ile sınırlı. Yatak sektörünün mobilyanın bir bölümü olmaktan çıkıp sadece bu alanda üretim yapan firmalardan oluşması gerekiyor. Bu bağlamda İşbir Yatak, yeni uyku teknolojilerine yatırım yapan, pazara kaliteli ve teknolojik ürünler arz eden, yatağı mobilyanın yanında bir promosyon ürünü değil, günün üçte birlik kısmının (24 saatin 8 saati) geçirildiği bir sağlık ürünü olarak konumlandıran, sektörde söz sahibi firmalardan biri olarak ön plana çıkmaktadır. 

Kalite ve müşteri odaklı marka ve ürün konumlandırılması doğrultusunda İşbir Yatak, ürettiği üstün teknoloji yataklar ile sağlığına ve konforuna önem verenlerin birinci tercihidir. Rakiplerinden farklı kullandığı “açık hücreli visko teknolojisi”, sadece İşbir için Türk mühendisleri tarafından üretilen “polimer yay teknolojisi”, tüm yataklarda kullanılan lisanslı “Quallofil Allerban” teknolojisi, yatakların lavanta kokmasını, anti-stress etkisine sahip olmasını sağlayan özel “nano teknoloji” ile üretilmiş yatak kumaşları, atsaçı yatak, hindistan cevizi özlü yatak, sporcular için özel nem tutmayan yatak gibi yeniliklerle her anlamda ve her zaman pazarda yatak modasının öncüsü olmuştur. İşbir Yatak, İşbir Sünger Sanayi A.Ş.’nin toplam cirosunun yüzde 35'ini üretir. 2011 yılı İşbir Yatak cirosu 50 milyon TL’dir – Bu cironun yaklaşık yüzden 15 ihracattır. İşbir Yatak ürünleri yurtdışında “İşbir Bedding” adı ile 25 ülkede satılmaktadır.

Fabrikanızdaki robot uygulamaları hakkında bilgi verir misiniz? Üretimin hangi hattında robot kullanıyorsunuz?

Fabrikamız bünyesinde yatak üretiminin yanı sıra, her birinin farklı bir öyküsü ve duruşu olan, özel tasarımlı fonksiyonel baza ve yatak başlıkları üretimimiz de mevcuttur. Fabrikamızda kullanılan robotlar kaynak robotu olup, baza üretim hattında metal atölyesinde kullanılmaktadır.

Ne zaman robotlu üretime geçtiniz?

Firmamızda robot kullanımı 2015 yılı itibari ile başlamıştır.

Robot yatırımı ihtiyacı nasıl doğdu?

Bilindiği üzere, kaynak işlemi sırasında çalışanlar, kaynak dumanı ve gazlarından etkilenme, vücudun açık bölgelerinde yanık, kaynak yaparken sıcak parça sıçraması, elektrik çarpması gibi etkilere maruz kalabiliyorlar, bu durum işçi sağlığı ve güvenliği açısından risk oluşturmaktadır. Bu risklerin bertaraf edilmesi için firmamız kaynak robotu yatırımına ihtiyaç duymuştur. Sektörde daha rekabetçi olabilmek için yaptığınız işi hızlı ve kaliteli yapmak zorundasınız. Bunun için gelişen teknolojiden sürekli faydalanmak zorundasınız. Aksi takdirde çağın gerisinde kalır rekabetçi olamazsınız.  Şirket olarak kaliteye ciddi anlamda önem veririz robot yatırımına giderken ana kriterlerimizden biri de bu oldu.


Üretim sonuçları ve avantajları neler oldu? Robot yatırımları size ne gibi bir katkı sağladı?

Robot kullanımı ile birlikte insan faktöründen kaynaklı hataları minimize ederek kalite standardımızı yükseltmiş olduk. Bu durum üretim sürecinde oluşan hatalı üretimleri önlemekle birlikte üretim hattında hatadan kaynaklı geri dönüş olmadığı için verimlilik anlamında bize katkı sağladı. Rekabetin her geçen gün arttığı sektörümüzde sürdürebilir bir başarı, uygun maliyet ve kaliteyi bir arada sunmaktan geçiyor. Bu ise hızla birlikte değişkenliklerin olmadığı, standart üretim proseslerine bağlı. İşte bu noktada robotlu uygulamalar, manuel proseslere göre çok büyük avantajlar sağlıyor. Öncelikle robotlu uygulamaların işçi sağlığı ve güvenliğine olan katkısını yadsıyamayız. Manuel proseslerin içinde barındırdığı iş güvenliği ve ergonomi riskleri, robotlu uygulamalarda yok denecek kadar az. Kalite konusunda da robotlu uygulamaların tekrar edilebilirliklerinin yüksek olması, değişkenliklerin daha kolay kontrol altında tutulması, hata önleme sistemlerinin entegre edilebilir olması standart bir prosesi, yani kaliteli ürünü doğuruyor. Diğer bir önemli başlık ise hız. Yüksek hızda üretim prosesleri ancak otomasyonlu uygulamalar ile mümkün ve robotlu uygulamalar bunun en büyük parçası. 


İşçi maliyetleri düşürme anlamında bir düşüş yaşandı mı, o süreç nasıldı? 

Robot yatırımının maliyetlerin düşürülmesi anlamında çok katkı sağladığını söyleyemeyiz, çünkü robotları programlayacak, yönetecek ve malzeme beslemesi yapacak daha donanımlı çalışanlara ihtiyaç duyduk dolayısıyla toplam maliyette pek değişiklik olduğunu söyleyemeyiz.

İleriki dönemlerde hangi alanlarda robot yatırımı yapmayı düşünüyorsunuz?

Tüm sektörlerde olduğu gibi Yatak sektöründe de en önemli konulardan biri termin süreleri. Müşterilerimiz genel olarak ürünlerini en kısa sürede teslim almak istiyorlar. Bizde müşterilerimizin bu beklentilerine cevap vermek için termin sürelerini azaltmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda yatak, baza ve başlık üretim hatlarımıza entegre edebileceğimiz otomasyon sistemleri ve robot yatırımları ile ilgili çeşitli fizibilite çalışmalarımız devam ediyor.

Yatırım öncesi entegratörünüzden/robot firmanızdan ne şekilde bir fizibilite çalışması aldınız?

Ürün çeşitliliğimize bağlı olarak hangi tür ve model robotları tercih etmemiz gerektiği, kapasite hedeflerimize göre kaç adet robota ihtiyacımız olduğu ve robot kullanımının firmamıza sağlayacağı faydalar ile ilgili fizibilite çalışmaları yapmalarını istedik.

Türk üreticisinin insan-makina işbirlikçi (collaborative) robotlara bakış açısı nedir? Üretimden biri olarak neler gözlemliyorsunuz; sizce piyasada böyle bir talep var mı?

Bu teknolojinin tam olarak nasıl çalıştığı konusunda yeterli bilgiye sahip değiliz. Teorik bilginin yanı sıra bu konuda bir atölye çalışmasına katılarak uygulamalı örnekleri incelemenin daha doğru olacağı düşüncesindeyiz. Yeni yeni robotla çalışmaya başlandığında biraz yadırganıyor. Fakat daha sonra ikincisi-üçüncüsü istenmeye başlıyor. İleride fabrikalarda çok daha fazla robot üretimi göreceğimizi düşünüyorum ve şimdilik kullanılmayan birçok işte robotla yapılacağını düşünüyorum. Dünya genelinde ciddi bir rekabet ortamı var. O yüzden firmalar zaten rekabet güçlerini artırmak için, teknolojiye yatırım yapmak zorunda olduklarının bilincindeler. Verimliliklerini artırmak durumundalar. O yüzden biraz daha kalite ön planda diye düşünüyorum.  
Fabrikalar sadece maliyetleri düşürmeye değil, daha kaliteli imalata doğru da yöneliyor. Bu da beraberinde standart üretime, insandan bağımsız kalite kontrol sistemlerine olan ihtiyacı getiriyor. Kalite maliyetleri ölçülüyor, hesaplanıyor. Kalitesizlikten gelen ciddi maliyetin önün geçmek için yatırımlar yapılıyor. 
Endüstri 4.0 devrimi ile bu üretim teknolojilerinin kaçınılmaz olduğunu biliyoruz ancak bu konuda henüz somut bir gelişim planımız bulunmamaktadır. 

Endüstri 4.0 ile birlikte üreticiler tesislerinde modernizasyona gidiyor. Buna istinaden “Yalın Üretim” alanında bir çalışmanız var mı? Size böyle talepler geliyor mu? Sizce üretici bu konuda bilinçli mi?

Yalın üretim ile ilgili çalışmalarımız mevcut. Bu konu ile ilgili bir danışmanlık firmasından da destek almaktayız. Endüstri 4.0 devrimini konuşmadan önce Yalın üretimden bahsetmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Bu doğrultu da yapılması gereken ilk işin her seviyede çalışanın, yeteneklerinin, aidiyetlerinin ve motivasyonlarının en üst düzeye çıkarılması gerekliliğidir. Çalışanları işin içene dâhil edemediğimiz sürece, iş akışlarını düzenleyip, hat dengelerini kurmadığımız sürece ve müşterinin ihtiyacı olan ürünü, ilk seferde ve bütün israflardan arındırmış olarak üretemediğimiz sürece arzu edilen sonuçların alınamayacağı düşüncesindeyiz. Bu bağlamda yeterli alt yapının oluşturulmadan Sanayi 4.0 devrimi yatırımları yapmanın tek başına büyük kazanımları olmayacağı görüşündeyiz. Konu ile ilgili sektördeki üreticilerin yeterli bilgi ve bilince sahip olmadıkları ve kat etmemiz gereken çok yol olduğu düşüncesindeyiz.

Potansiyel robot yatırımcılara nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?

Yatırımcılar, özellikle ilk maliyetlere hiçbir zaman takılmasın. İşleri gerçekten uzun vadeliyse hiçbir zaman ilk yatırım maliyetlerini önemsemesinler. Geriye doğru baktıklarında zaten geç kaldıklarını anlarlar. Adetler yüksekse ve kalite aranıyorsa robot şart. Çünkü el işçiliği iyi gibi görünse de kalite olarak her zaman bir sapması oluyor. Bir işçinin bir işi eliyle yapmasıyla robotun yapması arasında yüzde sekiz oranında fark var. Bu gerçekten çok ciddi bir rakam ve hatalarda telafisi çok ağır. Bugün insandan kaynaklanan bir hata yaptığınız zaman bunun faturaları çok daha ağır oluyor. Robotlarda hem prosesi kontrol ettiğiniz için hem kendisi belirli bir program Cycle’ında ilerlediğinden dolayı hata yapma oranı çok düşük. 

Robotu gözleri olmayan bir makine olarak görüyorum. Biz sadece ona uzay düzleminde yer belirtiyoruz; buralara git diyoruz. Robot biz ne dersek onu yaptığı için, yetkisiz kişilerin müdahaleleri bazen çok tehlikeli olabiliyor. Örneğin bir proseste bizdeki kaynak fikstürlerinin içinde, yetkisiz kişilerin müdahalesi telafisi güç ve maliyetli hatalar oluşturabiliyor. Robotlardaki en tehlikeli nokta da bu zaten.