Finlandiya menşeli Visual Components ve Delfoi firmalarının Türkiye distribütörlüğünü yürüten ONO Teknoloji, müşterilerine fabrika simülasyonu ve dijital ikiz, AR-VR çözümleri, robot programlama yazılımları ve üretim planlama gibi çözümleriyle destek veriyor.

ONO Teknoloji Kurucu Ortağı Melih Kocaman, hayata geçirdikleri dijital ikiz uygulamasıyla ilgili “Bizim yaptığımız proje, üretim yapacak makinanın performansını, makinanın OEE verileri gibi çıktıları sanal gerçeklik ortamında görüp fabrikanın sanal yansıması olarak takip edebilme ve gerekirse müdahale edebilme olağanı sağlıyor.” diyor.

ONO Teknoloji Teknik Destek Yöneticisi Ozan Erdem ise, bütün fabrikanın aynı anda daha anlaşılır şekilde gözlemleme imkanı veren uygulama ile plansız duruşlar gibi ihtimalleri ortadan kaldırdıklarını ifade ediyor.

Geleceğin fabrikalarını tasarlamaya imkan veriyorsunuz. Nasıl imkan sağlıyorsunuz, neler ön plana çıkıyor?

Melih Kocaman: Bizim fabrika simülasyonu tarafında iş ortağımız Finlandiya menşeli Visual Components. Visual Components’ın 2016 yılından beri Türkiye ve Ortadoğu distribütörüyüz. Aslında yaptığımız işin esas amacı, firmalarda dijital dönüşüm konusunda farkındalık yaratmak ve verimliliği arttırmak. Robot ya da otomasyon gibi yapılacak büyük yatırımı dijital ortamda test edip tüm bileşenleriyle birlikte çalıştırıp tamamen yüzde 100 doğru bir yöntem ile üretim yapacağımız fabrikayı tasarlamış oluyoruz. Sunduğumuz platform ile yatırımı doğru yapan firmalar sonrasında fiziksel olarak sistem kurulduktan sonra bir sürprizle karşılaşmıyorlar. Biz burada yapılacak olan robot veya robotsuz fark etmez bütün yeni üretim senaryolarını farklı şekillerde çalıştırarak en optimum çözümü bulmaya çalışıyoruz ve sunduğumuz platform ile bunu gerçekleştiriyoruz. Bunu firma olarak ya biz yapıyoruz ya da müşterimiz ile birlikte farklı senaryolar üzerinde çalışıp en optimum senaryoyu uyguluyoruz. Dijital dönüşüm sürecinde müşterilerimizin yanında olup onunla birlikte ilerlemeyi tercih ediyoruz. Ayrıca bu platformu müşterilerimize de sağlayıp, müşterinin kendisinin kendi sistemlerini, kendi üretim bilgisiyle şekillendirip daha ileriye taşımasına imkan sağlıyoruz. Bu da müşterinin sürekli dışa bağımlılığını ortadan kaldırıyor.

“Müşterimizin ihtiyacını anlamaya çalışıyoruz” diyorsunuz. Bunu detaylandırabilir misiniz?

Ozan Erdem: Öncelikle müşterinin bize anlatmak istediğinin aslında gerçekte ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Çünkü müşteri her zaman hayalinde canlandırdığı bir senaryoyla geliyor ve bu senaryonun gerçeğe ne kadarının dökülebilip ne kadarının dökülemediğini ne kadarının aslında gerçekte hayal olduğu konusunda müşteriyi bilgilendiriyoruz. Visual Components, açık kaynak kodlu bir program. Dolayısıyla müşterimiz istediği gibi içerisine kendi eklentilerini yazıp, kendi fonksiyonlarını oluşturup programın içerisinde kendine özel bir kullanım şekli çıkartabiliyor. Burada müşteriyi aslında bilinçlendirmek, yapabileceklerinin farkına varmasını sağlama tarafında ilk önce onları anlayıp, ihtiyacının ne olduğunu ve ihtiyacının karşılığının ne olduğunu onlara doğru şekilde anlatıp sonrasında projelerle ilerleyebiliyoruz. Platformumuzu kullanarak müşteride Endüstri 4.0 dönüşümünde neleri kendisinin yapabileceğinin farkındalığını oluşturuyoruz.

Dijital ikiz ile neyi amaçlıyorsunuz?

M.K.: Biz firma olarak dijital ikizin ne gibi faydalar sağlayacağına odaklanıyoruz. Sadece bir simülasyon ortamında, simülasyonun halihazırda bir sistemle interaktif olarak haberleşmesi değil. Bunun haricinde artı bir katma değer üretebilecek hale getirmeyi hedefliyoruz ve bunun üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bizim sunduğumuz çözüm, dijital ikizin ilk safhası yani başlangıç aşaması. Versiyon 1 diyebiliriz. Halihazırda olan bir üretim sistemini (robotik olsun yada olmasın) direk simülasyon ortamında oluşturduğumuz eşleniğinin anlık haberleşmesini sağlayıp onu da üretim sistemin kontrolöründen, PLC’den çektiğimiz datalarla besleyip üretim sisteminin sanal yansımasını oluşturuyoruz. Fakat dijital ikizin bize getireceği fayda şu olmalı: Bu çalışan üretim sistemi arızayı ne zaman verecek? Kestirimci bakımla ilgili cevap verebiliyor olmalı. Bu kapsamda gerekli entegrasyon çalışmalarını yapabiliyoruz. Dijital ikiz halihazırda çalışan bir üretim sisteminin geleceği hakkında bize fikirler verebiliyor. Aslında amacımız, bir anlamda kendi kendine düşünebilen, çıktı sunabilen bir sistem oluşturmak. Birinci seviye dijital ikiz de ilk önce simülasyon olarak çalışıyoruz. Daha sonra bunu versiyon 1 olarak adlandırdığımız çalışmada da gerçekle bağlantısını kurup içeride çalışan bir MAS sistemi de varsa datalarda bunu anlamlı hale kılıp aslında real time çalışan bir çalışmaya dönüştürüyoruz.

Dijital ikiz çalışmalarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz? Uygulama ve çıktı örneklerini paylaşabilir misiniz?

M.K.: İlk dijital ikiz projemizi San Metal’e yaptık. İlk önce mevcut üretim hattının bir sanal yansıması olan simülasyon ortamında modelleme ile başladık. Daha sonra oluşturduğumuz simülasyon modelini sanal fabrikayı gerçek üretim sistemi ile haberleştirdik ve anlık olarak üretimde ne oluyorsa onu görmeye başladık. İş ortağımız MAS ürününün de sahibi olan Egebimtes’in üretimi anlık takip eden bir MAS 4.0 çözümü mevcut. San Metal’de de bu sistem var. Biz bu sistem ile oluşturduğumuz simülasyon modelini entegre ettik. O projenin de tasarımı ile birlikte liderliğini Ozan Bey yaptı. Bunu dijital ortamlarda bilgisayarlarda, monitörlerde ve sanal gerçeklik ortamında gözlemleyebiliyoruz. 

O.E.: San Metal’de yaptığımız çalışmada halihazırda çalışan bir MAS sistemi vardı. Bu sistem sürekli bir data kaydediyor. Sürekli raporlar oluşturuyor, üretimi anlık takip ediyor. Bizim yaptığımız kısımda mevcutta çalışan üç boyutlu ortamda San Metal’in çalışır hali vardı. Bu çalışır halinin üzerine programa bir eklenti oluşturarak, oluşturulan istatistik ortamlarının doğrudan üç boyutlu ortamda üç boyutlu şekilde oluşturulmasıyla ilgili bir arayüz geliştirdik. Bu arayüz, Visual Components programına eklenti olarak yazılmış bir program. Bu programın yaptığı Visual Components’in içerisinden çıkarak MAS’ta kaydedilen verileri tek tek içeriye alıyor, yorumluyor ve ilgili makinaların üzerinde bu makinaları göstermeyi sağlıyor. Proje ile daha önceden fabrikayı hiç görmemiş ve içerinin nasıl olduğunu bilmeyen bir kişiye bunu anlatıyoruz. Ayrıca uzaktan erişim imkanı da sağlıyoruz. Verinin eşleşip eşleşmediği, o esnada preste üretilen ürünün ne olduğu, çalışıp çalışmadığı, arızalı olduğunda arızasının ne olduğu, ürünü üretecek makinanın gerçek performansının ne olduğu, tam performanslı mı çalışmış, yoksa plansız duruşlardan dolayı üretimin yüzde 20’sini ancak yapabilmiş gibi rakamsal olarak alabiliyor ve sadece pres numarası olarak değil de sanal gerçeklik ortamında görüp fabrikanın doğrudan sanal yansıması şeklinde takip edip gerekirse müdahale edebilme olanağı sağlıyoruz. Bir tane arayüz üzerinden bu verileri kontrol ettiğinizi düşünürseniz sadece bir ekrana bakıyorsunuz. Mesela bir prese ya da bir makinaya bakıyorsunuz. Ama burada doğrudan bütün fabrikayı aynı anda ve daha anlaşılır bir şekilde gözlemleme olanağına sahip oluyorsunuz. Bu da gözünüzden kaçabilecek bir şeyi aslında sizin gözünüze sokmayı sağlıyor. Örneğin şurada şu duruş var, 5 dakika şunu kaçırmışım veya işte 10 dakikalık şöyle bir operasyonu atlamışız gibi ihtimalleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Böylece üretimin her tarafına tüm şeffaflığıyla erişebiliyorsunuz.

Sektörel bazda bakarsak hangi sektörler öne çıkıyor? Bu konudaki hedefleriniz neler?

M.K.: Biz sektör bağımsız çalışan bir firmayız. Beyaz eşya, otomotiv, gıda ya da hızlı tüketim endüstrisinde faaliyet gösteren firmalar bizim potansiyel müşterimiz olabiliyor. Bizim platformumuzda, müşteri üretimde geliştirme yapmak, yeni bir üretim sistemi edinip daha yüklü otomasyonlarla çalışmak istiyorsa bunu önceden simüle edebiliyor. Biz bu noktada fayda sağlıyoruz ve gereksiz yatırımların önüne geçiyoruz. Örneğin robot yatırımı yapacak firmalara, yatırımcılara hangi marka, model robota ihtiyacı varsa ve halihazırdaki mevcut sistemlerine bir robot entegre etmek istiyorlarsa bu robot gerçekten üretim sistemleriyle uyumlu mu ya da hangisi uyumlu, 6 eksenli bir robot mu yoksa 2 eksenli Kartezyen bir robot mu işi daha hızlı çözebilir? Bütün bunların cevabını tüm bileşenleriyle birlikte görebileceğiniz bir platform sağlıyoruz. Biz bunu proje olarak müşterilerimize sunabiliyoruz. Bunun haricinde bu işin nasıl yapıldığını öğretip, ilerleyen süreçlerde de müşterilerimizin yanında olmayı hedefliyoruz. 

O.E.: Hedefimiz, bu platformla birlikte müşterinin kendi üretim konseptini kendinin tasarlaması. Çünkü onlar zaten biliyorlar. Ama biz onlara bunu daha iyi anlatabilecek araçlar vermek istiyoruz. Bu da bizim platformumuzla mümkün oluyor. Nihai olarak ulaşmayı amaçladığımız ürün, aslında kestirimci bakım, MAS datası, farklı platformlardan gelen datalar olabilir. Aslında üretimi anlamaya çalıştığımız verileri görsel olarak bir yerde, tek bir platformda, en anlaşılabilir şekilde, üç boyutlu ortamda görmek ve buna farklı şekillerde ulaşarak bir sonuca ulaştırmak.

Offline robot programlama çözümünüz neler sağlıyor, ne gibi avantajları var?

O.E.: Offline robot programlama çözümümüz, simülasyon ortamında bir projenin gerçekleştirildikten sonra kodların direk olarak sisteme aktarılmasına olanak sağlayan bir çözüm. Robotik sistemi devreye alma anlamında programlama süresinin özellikle uzun olduğu yerlerde bizim çözümümüz ciddi faydalar sağlıyor. Çünkü programlama sürecinde üretim yapılmıyor ve bu bir üretim kaybı demek. Üstüne üstlük programlama süresi bazen günleri, haftaları alabiliyor. Burada simülasyon ortamında halihazırda üretim devam ederken simülasyon ortamında yapılacak olan sistemin programlaması yapıldıktan sonra robot markası, modeli farketmeden ona özgü kodlar oluşturup ardından hücreye aktarıldıktan sonra sistem bizim belirlediğimiz şekilde çalışmaya başlıyor. Üretim hiç durmadan siz yepyeni yapabileceğiniz bir ürünü üretebiliyorsunuz. Örneğin bir kaynak hücreniz var ve siz yepyeni bir parça kaynatacaksınız. Model değişiminiz var ve bu yeni bir model olduğu için önceden programa tanıtılmamış. Bizim çözümümüz, yeni modeli doğrudan dijital ortamda programlayıp, mevcut hattı durdurmadan model geçişini sıfır setup süresiyle yapmanıza olanak sağlıyor. Üstelik bu işi robot markası ve modeli bağımsız yapabiliyoruz.

Gelecek dönem hedef ve beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?

M.K.: ONO Teknoloji olarak odağımız, her zaman en yeniyi takip edip en yeni teknolojiyi Türkiye pazarında uygulayan bir firma olmak. Bugün Endüstri 4.0’ın da bir parçası olan aslında yıkıcı inovasyon dediğimiz durum ile karşı karşıyayız. İş modelleri değişiyor. Bugün üretim yaptığımız bir fabrika yarın bambaşka bir nedenden dolayı bambaşka bir inovasyondan dolayı kapanabilir. Bunun önüne nasıl geçeriz? Dünyadaki teknolojileri yakından takip ederek Türkiye’deki endüstrinin geri kalmamasını hedefliyoruz. Bunu mühendislik altyapımızla da birleştiriyoruz. Bu şekilde Türk endüstrisine fayda sağlamayı hedefleyen bir yapımız var.