Hannover Fairs Turkey tarafından düzenlenen Connection Days online etkinliğinde, Türkiye’nin otomotiv, beyaz eşya ve gıda sektörlerinin önde gelen üretici firmaların yetkili isimleri, Universal Robots’un cobot teknolojisini ve bu doğrultudaki deneyimlerini paylaştı.

Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök ile Teknik Destek Mühendisi Hakan Deniz Erden’in moderatörlüğünü üstlendikleri “Cobot Teknolojisi ve Kullanıcı Deneyimleri” isimli panele; Arçelik A.Ş./Atölye 4.0 Endüstriyel Robot Teknoloji Aile Lideri Turgut Köksal Yalçın, Toyotetsu Ar-Ge, Otomasyon ve Proje Yönetimi Bölüm Müdürü Ahmet Erdem Öner ve Mondelez International Proje Mühendisi Oğuzhan Soylu katıldı.

“ÇALIŞAN ERGONOMİSİNİ SAĞLADIK, EKİPMANLARDAN TASARRUF ELDE ETTİK”

Toyotetsu Ar-Ge, Otomasyon ve Proje Yönetimi Bölüm Müdürü Öner, işbirlikçi robotlarla ilk olarak 2012 yılında Win Fuarı’nda tanıştıklarını, çok ilgilerini çektiğini ve çalışmalarının ardından 2018 yılında ilk cobot yatırımını yaptıklarını dile getirdi.

Öner, kolaboratif robotları ilk olarak pedal hattında kullandıklarını ve bu doğrultuda devreye aldıkları projeleriyle ilgili “Cobot bir debriyaj pedalına öncelikle tarih basıyor sonra debriyajın otomatik olarak geri gelmesindeki klips deliğinin gerekli ölçüde delinmesini ve şaftın açılmasını sağlıyor. Parçaları oraya monte ediyor ardından da tekrar başa dönüyor. Operatörün yapabileceği ama operatörün bilhassa ergonomisini zorlayıcı bir proses. Ayrıca vardiyada 0.2, 0.3 adam kadar bir iş yükü ortaya çıkıyor. Kolaboratif robotları kullanarak, hattaki tek bir personelle diğer işlerini de yapmasını sağlayan bir yapıya dönüştürdük. Cobot yerine standart bir endüstriyel robot kullanmış olsaydık güvenlik fensi, alan sensörleri gibi güvenlik ekipmanlarına ihtiyacımız olacaktı. Ama kolaboratif robot sayesinde birçoğundan tasarruf sağladık” dedi. 

“SEKTÖRE YENİ BİR NEFES, SOLUK GETİRDİ”

Montajının kısa sürmesi, üretime kolay entegre edilebilir ve programlanabilir olmasının önemine dikkat çeken Öner, “Standart konvansiyonel bir robotu programlaması neredeyse 1 günden fazla sürer. Burada ise birkaç saatte programlamasını tamamlayabiliyorsunuz. Hızlı programlanmasının yanı sıra elle programlanabilmesi de önemli avantajları oldu. İşbirlikçi robotların bir özelliği de bir nevi sektörde oyun değiştiren, yeni bir oyun kuran yapıda olması. 2000’li yıllardan önce böyle bir teknoloji, bir yapı bulunmuyordu. Universal Robots’tan sonra sadece işbirlikçi robotlara yönelik yeni emniyet standartları, kuralları geliştirildi. Diğer bütün robot firmaları bu teknolojiye giderek ürün geliştirmeye çalıştılar. Her robotun el terminalleri farklıdır; ancak Universal Robots’un ardından diğer firmaların robotlarının el terminalleri de değişti ve Universal Robots cobot’larının terminaline benzemeye başladı. Universal Robots’un kontrol paneli çok küçüktür diğer robot firmalarınınki çok büyüktü ama onlar da küçültmeye başladılar. Bu kapsamda sektöre yeni bir nefes, yenilikler getirdi diyebiliriz” şeklinde konuştu.

Universal Robots’un kolaboratif robotunu kullanarak üzerinde çalıştıkları bir diğer projeden de örnek veren Öner, “Süspansiyon parçalarını taşıyan, yaklaşık 5 metrelik bir parçamız var. Parça üzerinde 16 tane somunumuz, toplamda da 4 farklı tipte somunumuz mevcut. Ark işleme çok uzun sürdüğü için tamamının içlerinin tekrar teker kılavuzla kontrol edilmesi gerekiyor. 16 somun olunca tek bir operatörün bunu son kontrolde yapması çok zor oluyor. Ergonomi sorunlarının yanı sıra süreler çok uzuyor. Tasarladığımız çevre ekipmanı ile bütün somunları cobot sayesinde çekebilen bir yapı kurduk. Halihazırda denemeleri devam ediyor. Deneme süreci tamamlandıktan sonra hem işgücü hem de ergonomi açısından büyük avantajlar sağlayan bir proje olacak” diye konuştu.

“ÇEVRE EKİPMANLARIYLA KOLAYCA ENTEGRE EDİLEBİLİYOR”

Globalde 23 üretim tesisinin bulunduğunu, büyük buzdolaplarından küçük elektrik motorlarına kadar farklı boyut ve özelliklerde pek çok ürün ve proseslerinin olduğunu kaydeden Arçelik A.Ş./Atölye 4.0 Endüstriyel Robot Teknoloji Aile Lideri Yalçın, kolaboratif robotların az alan ihtiyacı ve düşük ayakizi özelliklerinden faydalandıklarının altını çizdi. 

Ar-Ge tarafında kolaboratif robotları kullanmanın sağladığı avantajlardan bahseden Yalçın, “Öncelikle 23 fabrikaya hizmet sunabilmek adına çok farklı projeler yapıyoruz. Farklı ürünlerde farklı iyileştirme, kalite, ölçüm, montaj, pick&place gibi senaryoları sürekli çalışıyoruz. Bu kapsamda bünyemizde hızlı bir şekilde test yapabileceğimiz, bir konsepti doğrulayabileceğimiz, çalışıp çalışmadığını deneyebileceğimiz ekipmanlar bulunması gerekiyor ve bu noktada da kolaboratif robotlar bizim en büyük destekçimiz oluyor. Bir deneyi tasarlarken çok hızlı programlayabildiğimiz, az yer kaplayan, risk analizlerine göre yeni bir güvenlik yatırımı gerektirmeyen bu tarz robotlarla laboratuvar ortamında neredeyse tüm denemelerimizi gerçekleştirebiliyoruz. Kamera, pick&place, ölçüm ya da bir montaj uygulaması olabilir, senaryoyu hızlıca kurarak çalıştırabiliyoruz. Ayrıca esneklikten faydalanarak pazara yeni sunulan çevre ekipmanlarla da kolayca entegre edilebiliyor. Tutucu, kamera gibi ekstra bir ekipman eklemeden, yazılım paketi satın almadan ve yeni bir donanıma gerek duymadan birçoğuyla entegre olabiliyorsunuz. Bu da proje yapabilme imkanlarını artırıyor.”

“AKADEMİK AÇIDAN BİRÇOK FAYDASI VAR”

Markanın endüstriye yönelik lanse edilmiş bir robot olmasına rağmen akademik dünyaya açık bir tarafının bulunduğunu kaydeden Yalçın, “Diğer markalarda, robotlarda göremeyeceğiniz haberleşme protokolleri, arka taraftaki kütüphaneler, bağlantı opsiyonları, ROS’a direkt entegre edilebilmesi gibi üniversitelerde de kullanım alanı olan, ben de doktora çalışmam esnasında kullandım, birçok özelliği mevcut” dedi.

Şirket olarak sıklıkla Avrupa Birliği projeleri gerçekleştirdiklerini belirten Yalçın, çeşitli konsorsiyumlarla geliştirdikleri otomasyona yönelik iş birliklerinde Universal Robots’la karşılaştıklarını ve üniversitelerde, laboratuvarlarda cobot’ların bulunduğuna dikkat çekti. 

“ROBOTLARA OLAN BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRDİK”

Arçelik’te 2016 yılında hayata geçirdikleri ilk kolaboratif projelerinden örnek veren Yalçın, “İki robotlu bir sistemle kuvvet sensörleriyle parça algılama, nesne algılama, vidalama gibi birçok komplike işlemi UR’nin cobot’u ile gerçekleştirdik. Buradaki deneyimimizle, firmamız bünyesinde devreye alınan 30’dan fazla kolaboratif robot projesini de tetiklemiş olduk. Ayrıca projemizle, fabrikamızdaki robotlara olan bakış açısını da değiştirdik. İş kazasına neden olabilecek endişesiyle çalışanların dokunamama tabusunu, cobot’un ucundan tutup bir nokta öğretme gibi çalışmalarla yıktığımızı söyleyebiliriz.” 

“MONDELEZ BÜNYESİNDE AVRUPA’DA İLK COBOT’LARI KURDUK” 

Mondelez International Proje Mühendisi Soylu ise, Gebze fabrikalarında paletlemeye yönelik 8 adet cobot’larının bulunduğunu belirterek, kolaboratif robotların sağladığı avantajlara değindi.

Soylu, “Bizim gibi 300’den fazla ürün üreten ve global bir firmada hatların farklı ülkelerden taşınmasından dolayı robotun esnek olması büyük önem taşıyor. Çünkü üretim hattımız iki yıl sonra belki değişecek ve yatırımımız boşa gidecek. Bu nedenle kolaboratif robot kurmayı uygun gördük. Sağladığı faydalara göre başka hatlara taşıyıp kolaylıkla entegre edip kullanabiliyoruz. Yaklaşık 2,5 yıl önce ilk olarak 4 adet cobot ile başladık. Sistem entegratörümüz FlexLink firması. Taşıma kapasitesinin 10 kg olması dolayısıyla UR10 modellerini tercih ettik. Cobot’u Mondelez standartlarına çıkarmak amacıyla tedarikçi firmalarımızla birlikte FME çalışmaları gerçekleştirdik. Grubumuz içerisinde Tayland fabrikasından sonra ilk cobot’lar bizim fabrikamızda kuruldu ve aynı zamanda Avrupa’da cobot’u kuran ilk fabrikayız” ifadelerini kullandı.

“TERMİN SÜRELERİ HIZLI VE TALEBİMİZİ KARŞILIYOR”

Fabrikalarında kolaboratif robotları kullanmaktan dolayı memnuniyet duyduklarını aktaran Soylu, termin sürelerinin hızını vurgulayarak şöyle konuştu:

“Sipariş edildikten sonra hızlı bir şekilde fabrikaya ulaşabiliyor. Bizim gibi devamlı yeni hat yatırımları yapan firmalar için termin süresi kritik oluyor. Farklı ağırlıklar ve boyutlarda yeni bir paletleme geldiğinde konfigüre etmek kolay oluyor. Tablet üzerinden, bilmeyen biri bile palet tipini seçip özelliklerini girerek paletleme işlemini yapabiliyor.”