DOF Robotik’in Yazılım Mühendisi, Temel Kırcı, sanayi devriminin dördüncü aşaması olarak tanımladığı, Endüstri 4.0’ın tüketicisi değil, üretici ve geliştiricisi olmak zorunda olduğumuzu belirtiyor. Endüstri Medya’ya özel bilgi veren Kırcı, Endüstri 4.0’ın tarihsel sürecini anlatarak, endüstri trenini kaçırmamak için dünya standartlarındaki robot yatırımlara yönelmemiz gerektiğini vurguluyor.
Endüstri 4.0’ı sanayi devriminin 4. Aşaması, olarak tanımlayan DOF Robotik Yazılım Mühendisi Temel Kırcı, bu aşamaları anlamak için 17. yüzyıla kadar gitmek gerektiğini kaydediyor. 18. yüzyıla kadar insanların üretim yapabilmek için kendi kas ve beden gücünü kullandıklarına işaret eden Kırcı, çanak, çömlek, av aletleri, inşaat malzemeleri, tarım malzemeleri ve kıyafetin insanın kas gücüyle, üretilmesinin yanı sıra; at, eşek, deve gibi hayvanların da kullanıldığını, az da olsa su, rüzgar, ateş gibi doğanın gücünden de yararlanıldığını söyledi.

İhtiyaçlara yetişemeyince devreye teknoloji girdi
Gelişim sürecinin 18.yüzyıl ortalarına kadar bu şekilde devam ettiğini ve bu dönemde İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya gibi Avrupa devletlerinin dünyanın bir çok yerinde sömürge oluşturduğunu anımsattı. Kırcı, bunun sonucunda Avrupa kıtasına büyük miktarda hammadde geldiğini, hammaddenin artmasıyla Avrupa ekonomisinin de canlanıp, refah seviyesini yükselttiğini belirterek, “Bu olay çok ciddi anlamda arz-talep dengesizliği oluşturmaya başladı. İhtiyaç fazlaydı fakat o günün teknolojisi bu ihtiyaçları karşılayacak kadar hızlı ve yeterli değildi.” dedi.
Kırcı, 17.yüzyılın sonlarında icat edilen buhar makinasının büyük bir endüstri devriminin başlamasına neden olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

Endüstri 1.0

Endüstri 1.0 buhar makinasının 17.yüzyılda icat edilmesiyle başlar.Yüzlerce insanın yapabildiği bir işi buharlı makinalar sadece bir kaç saatte yapabiliyordu. Bu sayede insan bedeni ve kas gücüne olan ihtiyaç azaltmıştır. Bu makinalar ile birlikte üretim yüksek bir hızla artmaya başladı. Ürün hem ucuzladı hem de üretim miktarı artmaya başladı. Bunun sonucunda Avrupa’daki  insanlar köylerden şehirlere göç etmeye başladı. Endüstri 1.0 devrimini yakalayabilen ülkeler büyük bir zenginliğe ulaştı. Bu zenginlik ekonomik, siyasi ve askeri anlamda onlara büyük bir avantaj sağladı.
Osmanlı Devleti gibi bazı ülkeler bu gelişmeleri takip edemedi ve gerileme dönemine girdi.
 
Endüstri 2.0’ı bant üretimi, olarak kaydeden Kırcı, bunu da otomotiv sektörünün, talebi karşılamak için tesis ettiğini ifade ederek, süreci şöyle anlattı:

Endüstri 2.0
20.Yüzyılın başlarında Henry Ford Endüstri 2.0 dönemini başlattı. Henry Ford bir otomobil üretmek istiyordu. Fakat bu oldukça pahalı ve uzun bir süreçti. Bir otomobil almak istiyorsanız haftalarca sıra beklemek zorundaydınız. Henry Ford bu sorunu çözmek için araba üretimini bir bant haline getirerek, ilk seri araba üretimine başladı. Bunun sonucunda üretim hızı artmaya başladı. Buharlı makinaların devri biterek yerlerini elektrikli makinalar almaya başlamıştı.

Endüstri 3.0’ın ise bilgisayarlar ikliminde ortaya çıktığını söyleyen Kırcı, bu dönemde üretimin, seri ve hassas olduğuna dikkat çekiyor:

Endüstri 3.0
1970’li yıllarda başlayan bu döneme bilgisayar çağı diyebiliriz. Aynı zamanda Türkiye’nin içerisinde bulunduğu Endüstri dönemidir. Otomasyon, bilgisayar, yazılım ve robot gibi kavramlar bu dönemin en önemli başlıkları haline geldi. Bunun dışında CNC ve PLC gibi sistemler üretimi seri ve hassas hale getirmiştir.
Türkiye bu dönemde işçilerini Almanya’ya göndererek Endüstri 3.0 trenini kaçırmıştır. Üretimler bilgisayar ve yazılımla daha hızlı ve daha az hata ile yapılmaya başlandı.

Almanya’nın, insan faktörünü en aza indirerek, işi robotlara yaptırma fikrini, Endüstri 4.0 olarak betimleyen Kırcı, 2025’in teknolojik hedefinin, insanların çalışma alanından, iş yapış şekline kadar temelden değiştirdiği, tespitini yapıyor:

Endüstri 4.0
Almanya öncülüğünde ilk kez 2012 yılındaki bir fuarda ortaya atıldı. Almanya Endüstri 4.0 sistemini ülkelerine tam olarak 2025 yılında entegre edeceğini açıkladı.
Endüstri 4.0 da insan faktörü minimuma indiriliyor. İnsanların yerine daha az hata yapan ve gece gündüz demeden çalışabilen yapay zekalı robotlar alıyordu. Bu dönemin en öne çıkan konuları Yapay Zeka, LoT(Internet of Things – Nesnelerin İnterneti), Big Data, Veri Madenciliği, Augmented Reality (Arttırılmış Gerçeklik) olarak sayabiliriz. Endüstri 4.0’da üretilecek ürünlere insanlar karar verecek, üretim aşamalarının tamamı da ve pazarlama süreci yapay zekalı robotların kontrolünde olacak. Bu robotlar Big Data ile toplamış oldukları verileri kullanarak hangi bölge kaç adet ürüne ihtiyaç duyuyorsa, hepsini hesaplayacak ve üretimi buna göre şekillendirecektir.

Türkiye’nin sanayi ve teknoloji gelişimine bakarak, Endüstri 3.0’da olduğu tanısını koyan Kırcı, Türkiye’yi Endüstri 4.0’ın tüketicisi olmaktan kurtarmak gerektiğini vurguluyor:
Türkiye ve Endüstri 4.0
TÜBİTAK araştırmalarına göre Türkiye şu anda Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasında yer almaktadır. Türkiye’deki sanayi ve teknoloji gelişimini dikkate alırsak Türkiye’nin şu anda Endüstri 3.0’da olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin en büyük ilk 100 şirketine bakarsak Yapay Zeka, Big Data, LoT ve Augmented Reality gibi konularda ciddi atılımlar yapamadığını görebiliyoruz.

Türkiye’nin bu gözlemlerle, Endüstri 4.0’ın tüketicisi konumunda olduğunu söyleyen Kırcı, bunu tersine çevirmenin reçetesini şöyle açıkladı:

Türkiye Nasıl Endüstri 4.0 a geçebilir ?
Bu konuda yapılması gereken en önemli şey yapay

zeka, LoT, Augmented Reality ve big data üzerine ciddi anlamda Ar-Ge yatırımları yapılmasıdır.10 yıl içerisinde günlük hayatımızın birer parçası olacak bu konular üzerinde ne kadar erken yatırım yapar üzerine projeler üretebilirsek, ülke ekonomisine o denli büyük ve ciddi katkı sağlanacaktır.
Yurt dışından milyon dolarlar harcanarak alınan yazılım projeleri yerine kendi yüzde 100 yerli olarak daha ucuza ve daha güvenli olarak üretebilmemiz gerekiyor. Günümüzde bir çok firma kendi yazılım ve mühendislerine yatırım yapmaktan ziyade bir an önce yurt dışından satın alarak üretime geçmek istiyorlar. Bu kısa dönemde sürdürülebilir bir şey gibi dursa da uzun süreli projeler için oldukça sıkıntı çıkarmaktadır.

Firmalar Endüstri 4.0 içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olan kendi Bulut Depolama Sistemlerini oluşturmalılar ve güvenlikleri sağlamalıdır. Bu sayede firmalar kendi verilerini kendileri muhafaza edebilir, verileri daha güvenli hale gelebilir ve dışarıdan satın almaya göre daha karlı olabilir.
Dünyada, Linux ve Mac gibi işletim sistemleri çok ciddi bir kullanıma sahipken Türkiye’de bu oran oldukça düşüktür. Ülkemizin üretmiş olduğu Linux tabanlı işletim sistemi olan PARDUS üzerine ciddi iyileştirmeler ve tanıtımlar yapılarak dünya genelinde ciddi bir pay sahibi olunabilir.

Ülkemizdeki robotlar genelde üretim bandında kullanılan robotlardan ibarettir. Bu da Endüstri 3.0’da olduğumuzun ciddi bir göstergesidir.

Kırcı, karar verebilen, yapay bir zeka ve bilince sahip olan, dünya standartlarındaki robot yatırımlarına yönelmek zorunda olduğumuzu kaydediyor.
Kırcı, yapay zeka ve robot teknolojisinin artmasıyla da, önümüzdeki 10-15 yılda, ortadan kalkacak bazı meslekleri şöyle sıralıyor:

1.Muhasebecilik   2.Noterlik   3.Tele Satıcılık   4.Şoförlük  5.Garson/Barmen  6.Tezgahtarlık   7.Teknik Gazetecilik  8.Emlakçılık

Kırcı, yapay zeka teknolojisinin gelişmesi sonucunda önemi daha da artacak meslekleri de şöyle belirtiyor:

1.Siber Güvenlik   2.Sanal Yaşam Uzmanlığı  3.Yapay Zeka Mühendisi  4.Dişçilik   5.Psikolog  6.Yazılım Mühendisiliği  7.Veri Analisti

Ülkemizde bir çok meslek grubu iş bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını söyleyen Kırcı, işsizlik oranını düşürürken  Endüstri 4.0 ve Endüstri 5.0 yolunda hızla ilerleyebilmenin, bazı bölümlerin kapatılıp, yerlerine uzay, yapay zeka, robot teknolojisi, yazılım gibi konular ile alakalı üniversite bölümleri açılarak mümkün olacağını kaydetti.
Türkiye’nin, Endüstri 4.0’da henüz yolun başında olduğunu belirten Kırcı, Türkiye’nin yetişen mühendis ve değerleriyle Endüstri 4.0 trenini hala yakalama şansı olduğunu ifade ediyor.  Kırcı, Endüstri 4.0 sisteminin ne kadar erken oturtulursa, sonrasında gelecek olan Endüstri 5.0 diğer adıyla Toplum 5.0’a geçişin de, o kadar rahat olacağını belirtiyor.