BEYAZ ET SEKTÖRÜNE ROBOT ENTEGRE EDEN İLK ŞİRKET BEYAZ ET SEKTÖRÜNE ROBOT ENTEGRE EDEN İLK ŞİRKET

FANUC, üretilen makinaların son kullanıcıya robotla birlikte gitmesini sağlayan “robotizasyon” projesiyle makina sektöründeki robotlaşmaya ivme kazandırmayı amaçlıyor.

FANUC Türkiye FA Divizyon Müdürü Çağtay Güleç, bu kapsamda makina üreticilerine destek verecek özel ekipler oluşturduklarını ifade ederek “Burada oluşturduğumuz know-how’ı, paydaşlarımızla yani Türkiye’deki makina üreticileri ve makina sektöründe yer alan firmalarla paylaşmak istiyoruz” diyor.

Güleç, makina sektöründeki robotlaşmaya yönelik sundukları avantajları, yazılım tarafında sağladıkları kazanımları, “One FANUC” mottosunun amacını, FIELD sistemini ve gelecek hedeflerini anlattı.

Çağtay Bey, Türkiye’de ve dünyada robotlaşma makinaların robotla birlikte kullanımı ve robotların geleceğiyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Türkiye’de ve dünyada zor zamanlardan geçiyoruz. Süreç içerisinde karşımıza çıkan en büyük sorunlardan birinin pandemi olduğunu söyleyebiliriz. Sağlık problemlerinin yanında sanayide karşımıza çıkan en büyük problemlerden biri de tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar. Biraz daha açarsak, aslında üretimdeki sürdürülebilirliğin aynı zamanda kesintisizliğin ne kadar önemli olduğunun farkına vardık. Bunlara hız kavramını da eklemek gerekiyor. Eğer talep edildiğinde ürünü daha hızlı ulaştırabiliyorsak, artık rekabet dünyasında daha da avantajlıyız diyebiliriz. Bir diğer taraftan otomasyon işletmelerinin hayatını ciddi anlamda kolaylaştıran bir fonksiyon olarak karşımıza çıkıyor. Fakat otomasyon arttıkça, firmalar rekabet koşullarının da artmasıyla birlikte daha zor şartlarda rekabet etmek durumunda kalabiliyor. Dünyadaki örneklere baktığımızda, Türk firmalarının otomasyonu kendine uyarlamış ve ciddi yol kat etmiş firmaların karşısında rekabet edebiliyor olması gerekiyor. Günün sonunda kalitede, üretimde, güvenilirlikte, emniyette sürdürülebilirliği sağlamayı, aynı zamanda üretim süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyorsak karşımıza robot çıkıyor. Çünkü bu alanda en önemli otomasyon komponentlerinden biri robot. Geçmişte robot kullanmak bir farklılıktı; sadece pazarlama argümanı olarak kullananlar, müşterilerine robotla üretim yaptığını göstermek isteyen firmalar vardı. Ancak bugün gelinen noktada artık robot kullanmak bir farklılık değil, bir zorunluluk haline geldi. Ayrıca geçmişe kıyasla bugün daha fazla proseste robotun kullanıldığını, robotun birçok uygulamada önemli görevler üstlendiğini görüyoruz. Örneğin; talaşlı imalat, plastik enjeksiyon kalıplama, sac kesim bükme, lazer kesim kaynak gibi birçok uygulamada robotlar aktif olarak kullanılmaktadır.

Makina sektöründe ise, bir işletmede 3 veya 4 tane CNC makinası olduğunu varsayalım. Geçmişte makinaların her birini bir operatör kullanıyordu. İşlenecek parça geliyordu. Operatör tarafından makinanın kapağı açılıp içine yerleştiriliyor ve makina çalıştırılıyordu. Makina programı otomatik olarak akıyor ardından da parça işleniyordu. Parça işlendikten sonra operatör alıyor parçayı gerek gözle gerekse farklı proseslerle kalite kontrolünü yapıp farklı bir yere dizilmesini gerçekleştiriyordu. Günümüzde operatörlerin yaptığı işi aynı makinaların ortasına sadece bir adet robot koyarak ve önlemler de alındığı takdirde uygulamanın 24 saat aralıksız olarak yapıldığını görüyoruz. Dolayısıyla robotla birlikte uygulamaya sürdürülebilirlik, kesintisizlik ve hız kazandırmış oluyoruz. Bu da işletmeye ciddi anlamda bir avantaj sağlıyor. Türkiye pazarında uzun zamandır yakından takip ettiğimiz ve destek verdiğimiz birçok üretici firma/son kullanıcı var. Artık bu firmalar, robotları gerçekten nasıl kullanabileceklerini ve otomasyonu nerelerde avantaja çevirebileceklerini çok iyi biliyorlar. Bu firmalar robotizasyonu çözdüklerinden dolayı alacakları makinalarda da makina üreticisinden robotla beraber robot adaptasyonu yapılmış olarak gelmesi yönünde talepte bulunuyorlar. Aslında haklı bir talep ve önümüzü açabilecek bir talep. Makina üreticisi makinayı aldıktan sonra zaten o makinaya daha yüksek verim kazandırabilmek için robot adaptasyonu gerçekleştirecek. Bu nedenle son kullanıcılar da makina üreticilerinden robot adaptasyonu yapılmış bir makina, yani komple bir çözüm talep ediyorlar. 

Peki firma olarak nerede devreye giriyorsunuz? Ne tür çözümler sunuyorsunuz?

FANUC globalde “robotizasyon” adında bir proje çıkardı. Proje, ülkelerde üretilen makinaların makinayı alan son kullanıcıya giderken robotla beraber gitmesini amaçlıyor. Bu da verimin artmasını sağlıyor. Dolayısıyla hız her alanda sürdürülebilirliğin ve kesintisizliğin önünü açıyor. Bu sebeple FANUC kendi organizasyonundaki bütün ülkelere ciddi hedefler verdi. Firmanın kendi ülkesinde üretilen makinaların yüzde 30’unun son kullanıcıya robotla beraber gitmesi amaçlanıyor. Aslında bunu yapabilen ülkeler büyük avantaj sağlayacak. Yani sanayisi artık farklı bir noktaya gelecek. Türkiye’de bunu artık gerçekleştirmek zorundayız. Bu noktada makina üreticilerine çok büyük görevler düşüyor. Türkiye’de üretimlerinde de artık robot kullanan ve bu sayede de ciddi bir know-how edinmiş makina üreticileri var. Makina üreticilerinin; “Ben robotla beraber makinamı nasıl daha da inovatif hale getirebilirim? Müşterime daha fazla katma değeri nasıl sağlayabilirim?” diye düşünüp, bir an önce aksiyon almaları gerekiyor. Bu kapsamda biz de FANUC Türkiye olarak makina üreticileriyle beraber beyin fırtınası yapabilecek, üreticilerin ürettikleri makinalarda robotu nasıl adapte edebilecekleri yönünde çıkabilecek problemler ya da zorluklara yönelik aksiyon alabilecek ve profesyonel destek verebilecek özel ekipler oluşturuyoruz. Diğer tarafta makinaya robotizasyon kazandırmak istendiğinde FANUC’un ciddi anlamda avantajları var. Çünkü biz sadece robot üreten değil, aynı zamanda kontrol konusunda da dünyada sektör lideri bir firmayız. Bu sebepten dolayı makinanın kontrolüyle bir robotu nasıl adapte edebiliriz, burada ne gibi zorluklar çıkabilir ve avantajları neler olabilir konusunu analiz ettik. Burada oluşturduğumuz know-how’ı, paydaşlarımızla yani Türkiye’deki makina üreticileri ve makina sektöründe yer alan firmalarla paylaşmak istiyoruz. Ek olarak firmamızın yazılım tarafında da avantajları var. Mesela QSSR yazılımımız sayesinde robotlar, doğrudan makinanın kontrol ünitesi aracılığıyla uygun formatlara göre programlanabiliyor. Böylece robot programlama konusunda bilgi sahibi olmayan bir operatör dahi sürece kolayca entegre olabiliyor. Bunun yanında robotlar ve makinalar FANUC CNC üzerinden aynı dille haberleşebiliyorlar. Bu da birçok sorunun önüne geçilmesine imkan veriyor. Ayrıca bizim için kilit öneme sahip “One FANUC” mottosuyla, bir firmanın ihtiyacı olan otomasyon alanındaki birçok ürünü komple çözüm halinde paydaşlarımıza sunabiliyoruz. Üzerine de know-how’ları eklediğimizde çok verimli bir çalışma ortaya çıkıyor.  

FANUC açık IOT platformu FIELD ile sanayicilere ne tür avantajlar sağlıyor? Diğer endüstriyel IOT platformlarından farkı nedir?

2004-2005 yıllarında interneti daha fazla kullanmaya başladıktan sonra nesnelerin internetini konuşmaya başladık ve hayatımıza IoT kavramı girmiş oldu. IoT kavramıyla birlikte hayatımıza giren siber güvenlik, büyük veri, yapay zeka, robotlar ve makinalar arası haberleşme gibi bileşenlerin toplamı olarak da büyük öneme sahip Endüstri 4.0 ortaya atıldı. Yaklaşık 10 yıllık bir mazisi olmasına rağmen dünya genelinde 27 trilyonun üzerinde bir Endüstri 4.0 pazarı oluşmuş durumda. Bunun, bizim gibi tedarikçiler ve Endüstri 4.0 mantalitesini edinmek isteyen firmalar için yönetilmesi gereken iyi bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Zaten FANUC olarak yıllardır Endüstri 4.0 kavramı üzerinde çalışan ve bu kültürü bünyesinde yerleştiren ilk firmalardan biriyiz. Fabrikalarımızda 7 binden fazla robot kullanıyoruz. Birçok otomasyon çözümü, yazılım ve dünyada kabul görmüş birçok partner tarafında güçlerimizi birleştiriyoruz. Bu bize ciddi bir know-how sağladı. Endüstri 4.0 mantalitesini ve çıktılarının neler olduğunu net bir şekilde deneyimledik ve gözlemledik. FANUC içindeki bu bilgi birikimini, becerileri, deneyimleri, gözlemleri ve sonucunda ortaya çıkan avantajları yani Endüstri 4.0 platformunu paydaşlarımızla paylaşmak amacıyla FIELD sistemi devreye aldık. FIELD, sistem içerisinde birçok yazılım barındıran performansı, kaliteyi, çalışma sürelerini artırmaya yönelik bir uygulama. Platform, gerek FANUC gerekse partner firmalarımız tarafından geliştirilen birçok yazılımı içeriyor. Örneğin FANUC tarafından geliştirilen yazılımlardan biri, çeşitli robotlar üzerinden veri alınabileceği, durumlarının kontrol edebileceği, ileride çıkacak olası problemlerin sebeplerinin ne olduğunun görülebileceği ZDT (Zero Down Time) yazılımı. Birçok makinanın reel datalarının alınabileceği, durumlarının öğrenebileceği, çıkması olası problemlerin sebeplerinin görülebileceği CNC versiyonu MT-LINKi var. Bunların haricinde FIELD sistem içinde PMi Monitor, ROBOSHOT LINKi, ROBOCUT LINKi, AI Servo Monitor gibi FANUC’un doğrudan geliştirdiği birçok yazılımı bulabiliyorsunuz. Ayrıca FANUC, “FIELD sistemini hayata geçirdik; içinde uygulamayı bir müşterimiz ya da bir paydaşımız indirdiğinde kullanabilir gerisine karışmıyoruz” demiyor. FANUC tüm ülkelere bu sistem ile aksiyon alacak ülkelerin lokal tarafta birden fazla partner oluşturmasını zorunlu tutuyor. Dolayısıyla FIELD sistem kullanıcılarını siber saldırılardan koruyabilecek aynı zamanda yazılımsal ve donanımsal problemler çıktığında onlara doğru hizmetleri verebilecek partnerler oluşturmak durumda. Biz de Türkiye’de bu konuda ciddi aksiyonlar alıyoruz. Ekip olarak Endüstri 4.0 konusunda yani bu sistemlerden sorumlu olacak ciddi bir yapılanma içerisindeyiz. 

2022 yılı hedef ve projeksiyonlarınızdan bahsedebilir misiniz?

FANUC dünyada olduğu gibi Türkiye’de de güçlü bir ivmeyle büyümesini sürdürmektedir. 2020 yılında satış anlamında yüzde 167’lik bir büyüme gerçekleştirdik. Bu oldukça büyük bir büyüme oranı, 2022 yılında da bu ivmeyi devam ettirmeyi amaçlıyoruz. Öte yandan Türkiye’nin doğru ve yeterli bir makina parkuruna kavuşabilmesi için ciddi emek sarf ediyoruz. Makina parkuru yeterli olmayan ülkelerin, işletmelerin avantaj sağlayamayacağı gerçeğinde hareketle, 2022’de de Türk makina üreticilerine aynı zamanda makina sektöründeki diğer firmalara desteklerimiz devam edecek. FANUC Japonya’daki sektöre yön verebilecek farklı yenilikleri vakit kaybetmeden Türkiye’ye adapte etmek, Türk sanayine ve sanayicisine avantaj sağlamak istiyoruz. Robotizasyon gibi farklı çalışmalarımızın avantajlarını paydaşlarımızla paylaşmayı sürdüreceğiz. Ek olarak, üniversitelerle olan iş birliğimizi devam ettirmeyi amaçlıyoruz. Üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde, üniversite eğitiminden sonra sanayiye daha hazır, daha vizyoner ve katma değer sağlayabilecek nitelikli çalışanlar kazandırmak istiyoruz. Bu doğrultuda FANUC Türkiye’de ciddi oranlarda stajyer istihdam ederek çok sayıda üniversiteye dokunuyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında yani 2023 yılında teknoloji üssü olarak inşa edilecek İstanbul’daki yeni merkez binamızın açılışını gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu yapı, FANUC çalışanlarından daha çok üniversitelerin ve Türk sanayicilerin olacak. Sanayiciler diledikleri zaman geldiklerinde gerekli teknolojik olan testlerini veya denemelerini yapabilecekler. Keza üniversiteler ile de çok büyük organizasyonlara imza atabileceğiz. Bunun ülkemize olan borcumuz olduğunu düşünüyoruz ve bu yolla katma değer sağlamaya çalışacağız.