SICK Türkiye Güvenlik Sistemleri Birim Yöneticisi Mustafa Sezer, firmaların son olarak pazara sunduğu yenilikçi teknolojilerinden safeHDDM ile ilgili olarak “Bu teknolojiyle, diğer alan tarayıcılara göre 4-5 kat daha kararlı bir algılama teknolojisi sunabiliyoruz. Zaten uzun yıllardır mesafe sensörlerimizde kullanılan bir teknolojiydi. Söz konusu teknolojiyi alıp güvenli bir hale getirerek alan tarayıcılarımıza adapte ettik ve böylece güvenli alan tarayıcı uygulamalarını farklı bir seviyeye taşımış olduk.” diyor.

Sezer ile safeHDDM teknolojilerini, AGV’lerin dış ortamda kullanımına olanak tanıyan outdoorScan ürünlerini, cobotlara yönelik geliştirdikleri sBot Stop ve sBot Speed ürünlerini konuştuk.

Mustafa Bey, her yıl gelirinizin yüzde 10’unu Ar-Ge çalışmalarına ayırdığınızı biliyoruz ve bu kapsamda da her yıl algılama teknolojilerinde devrim niteliğinde değişiklikler getiren, sektöre hareket kazandıran ürünler sunuyorsunuz. Ar-Ge’ye verdiğiniz önemi ve bu konuda yaptığınız çalışmaları paylaşabilir misiniz?

Elbette. Sizin de söylediğiniz gibi ciromuzun yüzde 10 civarında kısmı Ar-Ge’ye aktarılıyor. Bu konuda güvenlik alanından birkaç ürün örneği vereceğim ama güvenliğin haricinde görüntü işlemede, barkod okuma sistemlerinde, standart sensörlerimizde, gaz analizi sistemlerimizde birçok yeni ürün piyasaya sunuluyor. Örnek olarak, ilk defa “solid state” mantığıyla çalışan, “PLc” güvenlik seviyesine sahip scanGrid isminde bir alan tarayıcı pazara sunduk. Benzer şekilde ilk kez safeHDDM teknolojisine sahip güvenli alan tarayıcıyı piyasaya sürdük. Bunlar, microScan ve nanoScan olarak adlandırdığımız seriler.  safeHDDM, çok özel bir teknoloji ve çok daha yüksek kararlıklarda ve zorlu ortamlarda çalışma imkanı sunuyor. Dolayısıyla bu teknolojiyi biraz daha geliştirerek ilk kez yine dış alanda sertifika almış outdoorScan dediğimiz alan tarayıcıyı da çok yakın bir geçmişte pazara sunduk. Bunun haricinde “Near Field Communication (NFC)” diye adlandırdığımız yakın temaslı iletişimi sağlayabilen teknolojiye sahip IO-Link özellikli güvenlik bariyerlerimiz de yenilikçi ürünlerimiz arasında yer alıyor. Bunlar sadece alan tarayıcı ve güvenlik bariyeri konusunda sunduğumuz ve Ar-Ge’ye yüksek yatırımlar yapmamız neticesinde ortaya çıkan ürünlerimiz. 

Robot emniyeti konusunda sektöre sunduğunuz hizmetlere, ürün ve çözümlere geçelim. Ürünlerinizin robotlarda sağladığı avantajlar nelerdir?

Robot uygulamalarında en çok kullanılan ürün, güvenli alan tarayıcı. Bu kapsamda geliştirdiğimiz SafeHDDM teknolojisinde alan tarayıcı bir noktaya bir tane değil toplam 144 tane ışık spotu gönderiyor ve bunu da arka tarafta farklı bir algoritmayla değerlendiriyor. Kararlı olanlarını alıp “buradaki nesne toz bunu görmüyorum ve çalışmaya devam ediyorum” diyor. Ama bir nesne olduğu zaman ve 144 tane ışık spotunun birçoğu o nesneden geleceği için, örneğin bir insan bacağından bahsediyorsak, burada birisi var deyip çıkışını kesiyor. Dolayısıyla bu teknolojiyle, diğer alan tarayıcılara göre 4-5 kat daha kararlı bir algılama teknolojisi sunabiliyoruz. SafeHDDM (HDDM/High Definition Distance Measurement) teknolojimiz, zaten uzun yıllardır mesafe sensörlerimizde kullanılıyordu. Söz konusu teknolojiyi alıp güvenli bir hale getirerek alan tarayıcılarımıza adapte ettik ve böylece güvenli alan tarayıcı uygulamalarını farklı bir seviyeye taşımış olduk. Fazla örnek gönderebilme avantajıyla içerisindeki algoritma bunun toz, duman ya da insan mı olduğuna karar verebiliyor. Biz de robotun verimliliğini bu tip yöntemlerle artırabiliyoruz. Ayrıca bu ürünümüzün kullanıldığı lastik imalatı, otomotiv kaynak hücreleri gibi zorlu endüstrilerdeki müşterilerimizden de olumlu geri bildirimler aldık. 

REHA GÜR, EUROTEC'İN YATIRIMLARI HAKKINDA KONUŞTU REHA GÜR, EUROTEC'İN YATIRIMLARI HAKKINDA KONUŞTU

AGV’lerin dış ortamda kullanılmasına imkan veren bir teknoloji geliştirdiniz. Bu ürününüz ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Evet. SICK, microScan teknolojisini biraz daha geliştirerek dış alanlarda kullanılabilecek ilk güvenli lazer alan tarayıcı olan outdoorScan ürününü pazara sundu. Yağmurlu, karlı, sisli ortamlarda çalışabilecek alan tarayıcı sayesinde bu zamana kadar her zaman fabrikalarda iç alanda kullanılan otonom araçları artık dış ortamlarda da çalışabilir hale getirdik. Bu araçlar daha önce dış alana çıktığında, sinyal yağmur ya da kar zerresine çarptığı zaman, alan tarayıcı çıkışını kesiyordu ve otonom aracın hareket etmesini engelliyordu. Ama outdoorScan dediğimiz alan tarayıcıyla ciddi yağmur, kar, sis miktarlarına kadar tolere edebilir durumdayız. AGV’lerde, ray üzerinde gidip gelen araçlarda aynı şekilde kullanılabilir. Bunu büyük ölçekli bir otomotiv üreticisinde gerçekleştirdik. SICK Türkiye olarak denemelerini yapıyoruz ve iyi sonuçlar aldık. Gene İzmir bölgesinde farklı noktada bununla ilgili çalışmalar yaptık ve orada da çok iyi sonuçlar aldık.  Yurt dışında İsviçre’de Zürih Havalimanı gibi farklı alanlarda referanslarımız mevcut. Bu alan tarayıcılar, 10 milimetre yağmur değerine göre, neredeyse dışarıya çıkamayacağınız bir yağmur altında bile çalışabiliyor. 

Kolaboratif robot uygulamalarının emniyeti konusunda gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan ve bu kapsamdaki ürünlerinizden bahsedebilir misiniz?

Bir robot hücresi uygulamak istendiğinde, risk analizi, güvenlik konsepti, güvenli bir tasarım gibi minimum 15-20 tane standardı çok iyi biliyor ve adapte ediyor olabilmek gerekiyor. Biz SICK Türkiye olarak üreticilerin/son kullanıcıların veya entegratörlerin yükünü azaltmak amacıyla hazır sistemler geliştiriyoruz. Örneğin bunlardan biri Universal Robots ile yapmış olduğumuz sBot Stop ve sBot Speed uygulaması. UR’nin yanı sıra Yaskawa, KUKA, FANUC gibi diğer robot üreticileriyle de paket çözümleri gerçekleştiriyoruz. Benzer şekilde otonom araçlar için geliştirdiğimiz, söz konusu araçların güvenilir şekilde korunmasını sağlayan “Safe AGV Easy” isimli bir paketimiz var. sBot Stop ve sBot Speed paketinin içinde risk analizi sonrası yapılmış bir tasarım var. Firmaların bu paketi aldığında nasıl sisteme adapte edeceğini gösteren elektriksel bağlantı şemalarımız var. Paketleri de elektriksel bağlantı şemalarında nasıl yapılması ve nasıl devreye alınması, hangi parametrelerin nasıl olması gerektiğini içeren dokümanlarla birlikte paket halinde sunuyoruz. Bunun ikinci avantajı ise, siz yapmış olduğunuz tasarımın doğru güvenlik seviyesini karşılayıp karşılamadığını tespit etmek için sistema analizi dediğimiz bir yazılım üzerinden kullandığınız ekipmanları girmeniz gerekiyor. Ekipmanları girdiğinizde program “Evet, bu güvenlik fonksiyonu şu güvenlik seviyesinde bir koruma sağlar” diyor. Sizin risk analizinde aradığınız seviyeyi karşılıyorsa, risk uygun seviyede azaltılmıştır demektir. Altında kaldıysa yeni önlemler alınması gerekiyor. Bu sistem o programın içerisinde hazır halde geliyor. Bir de alan tarayıcıların devreye alınması var. sBot Stop durdurma amaçlı, sBot Speed ise insan ve robotun iş birliği içinde çalışma ihtiyacı arttıkça, operatör robotun çalışma alanı içerisinde olduğunda robotun da kontrol ihtiyacı artıyor. Bu nedenle operatör robotun çalışma alanına girdiğinde, robotun hızının güvenli bir hıza düşürülmesi lazım ki operatöre değdiğinde bunu anlayıp rahatlıkla durdursun. Her ne kadar cobot dediğimiz kavram, zaten insana değdiğinde algılıyor olsa da, mutlaka standart, bir risk analizinin yapılması ve bu risk analizine göre ilave güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini soyler. Yani “bir robot eğer kolaboratif robot ise, onun güvenlik ihtiyacı yoktur” diye bir şey söz konusu değil. Eğer risk analizinde ihtiyaç operatörle robotun aynı alan içerisinde çalışması ise, o zaman robotun hızının düşürülmesi gerekli olabiliyor. Bu doğrultuda hız düşürülmesiyle ilgili olarak sBot Speed paketimizi sunuyoruz. Ayrıca safeHDDM teknolojisine sahip nanoScan alan tarayıcılarla da bu paketi gerçekleştirebiliyoruz. Aynı zamanda ilave bilgisayara ihtiyaç duymadan, sadece bir alan tarayıcı ve Universal Robots’un uygun seviyesindeki bir cobot ve pendant ile birlikte alan tarayıcıyı, güvenlik sistemini hızla devreye alabiliyorsunuz. 

Robotlarla emniyetli şekilde çalışmak için kullanıcılara neler tavsiye edersiniz? Merak edilen bir başka konu da güvenlik sistemlerinin yatırım geri dönüşü ne kadar zamanda sağlanır?

Bu sistemler, kullanıcısı her kim olursa olsun hem güvenli hem de verimli sistemlerdir. Öncelikle işin içinde insan güvenliği söz konusu olduğu için geri dönüşü en yüksek seviyede diyebilirim. Çünkü bu yatırımla birlikte insanın hayatını, güvenliğini koruma altına alıyorsunuz. Verimlilik anlamında da SICK son kullanıcılara sağlamış olduğu faydayı aynı zamanda KOBİ’lere de sunuyor. Bu bağlamda onlar için de kesinlikle çok faydalı, verimli sistemler olduğunu söyleyebilirim. SICK, bu konuda öncü firmalardan biri, 1952 yılından gelen bir deneyim var ve hep bunun üzerine koyarak ilerliyor. Pazara sunduğumuz güvenlik bariyerinde de bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Ayrıca bunların nasıl uygulanabileceği konusunda da ciddi bir bilgi birikimine sahip. Bu anlamda risk analizi, güvenlik konsepti, tasarım, validasyon hizmetleri de sunabiliyoruz. Firmalar ürünleri tedarik ederken aynı şekilde bu bilgilerinin olup olmadığını da aldıkları yerden mutlaka teyit etsinler. Alınan bariyer, alan tarayıcı ya da herhangi bir güvenlik cihazı doğru bir şekilde sahaya intikal ettirilmediği sürece, çok ciddi güvenlik zafiyetleri hatta olmamasından daha fazla güvenlik zafiyeti oluşturabilir. Sonrasında eğer bu yapıdan biraz daha çıkıp daha güvenli, konforlu ve verimli bir noktaya geçmek istediklerinde paketlerimiz kullanıcılara ciddi avantaj sağlıyor. Çünkü bu sistemler, paketler TÜV tarafından onaylı, sertifika almış güvenlik sistemleri. Sadece sistemi kurduktan sonra son bir yine uzman tarafından denetlenip valide edilmesi tarafında destek alınabilir.