Son yıllarda robotik ve otomasyon sistemleri üzerine birçok yatırım gerçekleştirdiklerini ifade eden I-Mak Redüktör A.Ş. Otomasyon Sorumlusu Makine Mühendisi Ahmet Mesut Çiftçi, “Geçtiğimiz yıldan itibaren imalatta yaptığımız robotik yatırımlar ile imalatta ve kalite kontrol aşamasında yapılabilecek operatör hatalarının önüne geçtik. Bununla beraber yatırım yaptığımız robotik sistemler ile 24 saat kesintisiz üretim gerçekleştirebiliyor ve zaman kaybına sebebiyet vermeden öngördüğümüz zaman aralıklarında yüzde yüz doğrulukta üretim yapabiliyoruz. Bu sayede müşteriye verdiğimiz teslim tarihlerinde sapma olmadan ürün teslimi gerçekleştirebiliyoruz.” dedi.

Okuyucularımız için kısaca I-Mak Redüktör yapılanmasını ve yakın dönem iş gündemini anlatmanızı rica ediyoruz.

I-MAK Redüktör kurulduğu 1973 yılından itibaren sürekli gelişen vizyonu ile beraber yapmış olduğu yatırımlar ile toplam kalite anlayışı ve müşteri memnuniyetinden taviz vermeksizin faaliyetlerini sürdürmektedir. 1998 yılından itibaren İstanbul Anadolu yakasında bulunan 16 bin metrekarelik kapalı alana sahip modern fabrikasında sektöre hizmet vermektedir. Her geçen gün yaptığı yeni yatırımlar ile beraber 1 milyondan fazla ürün referansı, 20’den fazla redüktör tipi üretimi gerçekleştiren I-MAK Redüktör, bunun yanında tarımdan madencilik sektörüne, otomotivden kimya sektörüne kadar birçok sektörden müşterileri ile beraber özel tip redüktörler tasarlayarak kendi üretim kabiliyetini ve ürün yelpazesini arttırmakla kalmayıp, müşterilerin özel taleplerini de eksiksiz bir şekilde karşılamaya devam etmektedir. Esnek tasarım kabiliyeti ve müşterilerin özel taleplerine karşılık verebilme yetisi ile beraber sadece yurt içi piyasada değil, Amerika, Avrupa, Asya gibi bölgeler olmak üzere dünyanın her tarafından müşterilerinin taleplerine karşılamaktadır. Müşterilerine daha kaliteli hizmet verebilmek için yurt içinde 30’dan fazla bayisi ile, yurt dışında 34 bayi ve ABD’de bulunan şubesi (SIPCO I-MAK), G. Afrika, Rusya, İtalya ve Hindistan'da bulunan 4 montaj merkezi ile güçlü bir ağa sahiptir. Bu güçlü ağ sayesinde 90’dan fazla ülkeye ihracat yapabilme kabiliyetine sahip olan I-MAK, müşteri talepleri, bakım hizmetleri konusunda müşterilerine anında çözümler sunabilmektedir. Firmamız AGMA (American Gear Manufacturers Association)’ya üye olan ilk Türk şirketi unvanına sahiptir. Aynı zamanda İhracat ve Pazarlama Yöneticimiz Sayın Salim Haffar, ekim ayı itibarıyla EUROTRANS’ta başkanlık görevine getirilmiştir. Tüm bu çalışmalar ve yapmış olduğu robotik yatırımlar ile I-MAK, tüm dünyada tanınan redüktör üreticisi haline gelmiştir. İstanbul Anadolu yakasından bulunan firmamız, 200’e yakın tecrübeli ve alanında yetkin çalışanı ile ürünün üretim bandına inişinden sevkiyata kadar her aşamada kalite anlayışını benimsemiştir. Bu sayede minimum hata ile üretim gerçekleştirmekte ve müşteri memnuniyetini en üst düzeyde sağlamaktadır. 

İlk kez robot yatırımı yapma ihtiyacı nasıl doğdu? Ne zaman robotlu üretime geçtiniz? 

Robot ve otomasyon sistemleri sadece imalatta değil, hayatımızın her aşamasında geleceğimizin bir parçası hatta vazgeçilmezidir. Yıllar geçtikçe bizler bunu daha çok hissetmeye başlayacağız. Son yıllarda özellikle imalat sektöründe gelişen teknolojiler ile kaliteli parça üretimi konusunda rekabet bir hayli arttı. Kalite ve zamanlama konusunda öne geçebilmek ve piyasa tarafından tercih edilir pozisyonumuzu korumak adına, minimum hata ve verilen teslim tarihlerine uyma konusunda yapmış olduğumuz çalışmalar ile robot ve otomasyon sistemleri üzerine yatırım yapma ihtiyacı hissettik. Özellikle imalat sektöründe operatör hataları kalite kontrol aşamasında ve parça imalatı aşamasında karşınıza çıkabilecek temel problemlerdendir. Uzun yıllardır üretim sistemimizde otomasyon yatırımları yaparak dijital dönüşümü sağladık. Geçtiğimiz yıldan itibaren imalatta yaptığımız robotik yatırımlar ile imalatta ve kalite kontrol aşamasında yapılabilecek operatör hatalarının önüne geçtik. Bununla beraber yatırım yaptığımız robotik sistemler ile 24 saat kesintisiz üretim gerçekleştirebiliyor ve zaman kaybına sebebiyet vermeden öngördüğümüz zaman aralıklarında yüzde yüz doğrulukta üretim yapabiliyoruz. Bu sayede müşteriye verdiğimiz teslim tarihlerinde sapma olmadan ürün teslimi gerçekleştirebiliyoruz.

Fabrikanızdaki robot uygulamaları hakkında bilgi verir misiniz? Üretimin hangi hattında robot/robotlardan yararlanıyorsunuz? 

Son yıllarda robotik ve otomasyon sistemleri üzerine birçok yatırım gerçekleştirdik. Özellikle CNC besleme ve ölçü kontrol robotlarımızdan söz etmek isterim. Seri imalatta zaman kayıplarını değerlendirdiğimizde en önemli payı tezgahı beslemenin aldığını biliyoruz. Bu zaman kaybının önüne geçtiğimiz takdirde üretim kapasitemizin de ciddi anlamda artacağını öngörüyoruz. Bununla beraber yaptığımız yatırımlar ile operatöre bağlı kalmaksızın 7 gün 24 saat kesintisiz üretim gerçekleştirebiliyoruz. Bu sayede üretim kapasitemizi artırmakla beraber imalat süremizi öngörebiliyoruz ve bu robotlar bize müşterilerimize verdiğimiz teslim sürelerindeki sapmayı en aza indirme imkanı sağlıyor. Firmamız içerisinde en önemli parametrenin kalite standartları ve müşteri memnuniyeti olduğundan söz etmiştik. Kalite kontrol ve ölçü kontrolü üzerine yaptığımız yatırımlar ile kontrol aşamalarını en az hata ile gerçekleştirmeyi amaçladık. Bu konuda da tabi ki en önemli rolü robotlarımız alıyor. Robotlarımız sayesinde tezgahta üretilen her parçanın kontrolünü hatasız bir şekilde gerçekleştirebiliyor ve müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutabiliyoruz. Önümüzdeki yıllarda da üretimin her aşamasında robot ve otomasyon yatırımları hız kesmeden devam edecektir.

Yatırım öncesi entegratörünüzden ne şekilde fizibilite çalışması aldınız? Bu bağlanda entegratör seçimi ne kadar önem taşıyor?

Öncelikle şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, her üretim aşamasında robotik sistem kullanmak zorunda değilsiniz. Her aşamada robotlar sizin işinizi de kolaylaştırmaz. En doğru yatırımı, en fazla fayda sağlayacak şekilde yapmak zorundasınız. Bunun için de etkili bir fizibilite çalışması yapmak şarttır. Bu konuda en büyük destekçimiz ve çözüm ortağımız entegratörlerimizdir. Aynı zamanda robot yatırımı için dikkat edilmesi gereken temel iki nokta olduğunu söyleyebilirim. Bunlardan birincisi entegratör seçimi, ikincisi ise seçmiş olduğunuz entegratöre uygun iş ortamını hazırlamaktır. Entegratörlerimiz ile yaptığımız çalışmaları göz önünde bulundurduğumuzda, bizimle beraber onlarında gelişimine katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Entegratörlerimizle yaptığımız iş birliğiyle her robotta fizibilite çalışmaları gerçekleştirdik. Robotun konumlandırılması, üretmesini beklediğimiz parça sayısı, robottan beklediğimiz kabiliyetler ve robotu entegre edeceğimiz makinalarımızın işlem kapasitesini göz önünde bulundurarak en iyi seçimi yapmaya çalıştık ve bu çalışmalar sayesinde firmamızın beklentilerini karşılayabilecek en uygulanabilir robot ve tezgah entegrasyonunu sağladığımızı düşünüyoruz. Üretim kapasitemizdeki artışlar da bunu kanıtlar niteliktedir.

Robot yatırımı size ne gibi katkılar sağladı? Üretimin sonuçları ve avantajları neler oldu? 

Robot ve otomasyon sistemlerini kullanmanın en büyük faydası, tahmin edilebilir üretim süresi ve standartlaştırılabilen üretim kabiliyetidir. Yapmış olduğumuz yatırımlar sayesinde standart parça kalitesini öngördüğümüz sürelerde sağlama imkanı bulduk. Bunun yanında önem verdiğimiz konulardan birisi de, tezgahların bakımları ve meydana gelebilecek arızaların önüne geçmektir. Herhangi bir arıza yaşandığında firmanın tamamında ciddi aksaklıklara sebebiyet verebilmektedir. Aksaklık yaşanan aşama, bütün üretim sistemini düşündüğümüzde bir dar boğaz halini alabiliyor. Bu da siparişlere yetişme konusunda gecikmelere neden olabilmektedir. Kullandığımız otomasyon ve robotik sistemlerin periyodik bakımlarını zamanında yapmaya özen gösteriyoruz. Aynı zamanda arıza meydana gelmeden verdiği uyarılar ile arızanın çıkabileceği noktaları erkenden fark edebiliyor ve erken teşhis sayesinde arıza çıkmadan ya da daha fazla büyümeden çözümleri bulabiliyoruz. Bu sayede arıza kaynaklı tüm aksaklıkların önüne geçmiş oluyoruz. Bütün bunları düşünerek üretim konusunda kaliteden, üretim kabiliyetine, zaman planlamasından, makina bakım çalışmalarına kadar birçok noktada bize fayda sağladığını ve bizi tercih edilebilir üretici haline getirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Böylece hem yurt içinde hem yurt dışında daha çok müşteriye ulaşarak piyasa payımızı arttırmakla birlikte, standart haline getirmeyi başardığımız kalite stratejimizle onları memnun etmeyi başarabiliyoruz.

I-Mak Redüktör A.Ş. Otomasyon Sorumlusu Makine Mühendisi Ahmet Mesut Çiftçi ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızın devamı gelecek...