Panasonic Eco Solutions Türkiye İcra Kurulu Üyesi Orhan Ünal, Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezleri ve nitelikli insan kaynakları ile Türkiye insanı için farklı düşünerek üreten hıza ve donanıma sahip olduklarını belirtti.

Firmalarının kapsamlı ürün grubunu inovasyon ve kalite ile buluşturmadaki hızının global tercihlere yanıt verebilme becerisi olarak avantaja dönüştüğünü ve yeni ürün sunma dinamiklerini pozitif etkilediğini ifade eden Ünal, sözlerine şöyle devam etti: “Merkezimiz bünyesinde 60’n üzerinde çalışanımız görev alıyor. Merkezimize ayırdığımız bütçenin ciromuzdaki yeri Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde bulunuyor. 2017 yılının ilk yarısında ülkemizde en çok patent başvurusunda bulunan firmalar içerisinde 9. olduğumuz göz önüne alınacak olursa, iyi bir noktadayız diyebiliriz.” 

“60’I AŞKIN FİRMA İLE PARTNERLİĞİMİZ VAR” 

Ar-Ge merkezlerinin inovasyon boyutları yüksek, ulusal ve uluslararası fonlarla desteklenen projeleri de gerçekleştirmeyi sürdürdüğünü dile getiren Ünal, uluslararası projeler çerçevesinde 60’ın üzerinde şirket ile partnerliklerinin olduğunun altını çizdi.

Panasonic grubuna dahil olmasıyla birlikte merkezlerinin Ar-Ge ekipleri ile birçok farklı projede çalışmaya başladığını, akıllı sayaçlar ve PLC teknolojili uzaktan okuma sistemlerinin bunlar arasında olduğunu kaydeden Ünal, projenin Türkiye’ye enerjinin verimli kullanılması ve yönetilmesinin yanı sıra kayıp ve kaçakların takibi gibi konularda önemli katkılar sağlayacağını ifade etti.

“KURULUŞUMUZUN DNA’SINA YERLEŞMESİNİ AMAÇLIYORUZ”

Ünal, rekabet ortamında yenilikçi ürünün yeni üründen çok daha değerli olduğunu dolayısıyla global rekabette avantaj sağlamak adına inovasyon ve müşterilere değer sunmanın gerekliğine vurgu yaparak rekabet avantajı yaratmak için özel projeler ürettiklerini ve bu bağlamda çalışanlarının görüşlerine son derece önem verdiklerini söyledi.

Ünal, şirket olarak yenilikçi fikirlerin devamlı üretilmesi, tartışılması ve böylece yenilikçiliklerinin sürdürülebilirliği adına inovasyonun bir kurum kültürü olarak kuruluşlarının DNA’sına yerleşmesini amaçladıklarını belirtti.