Dünyanın önemli ölçüm firmalarından Fransa merkezli Metrologic Group iş birliği ile dünyanın ilk koordinat ölçüm robotu Metrolog X4 i-Robot’u geliştiren Stäubli, uygulama ile müşterilerinin hat içerisinde her parçayı ölçümleyebilmesine ve esneklik kazanmasına imkan veriyor. 

Stäubli Türkiye Robotik Bölüm Müdürü Bahadır Kılıç, bu sayede üretimde kalite artışı sağlayacaklarını ve birçok yere uygulanabilen sistemle birlikte ayrı bir laboratuvar sistemine ihtiyaç duyulmayacağını ifade ediyor.

TX2touch POWER kobotunuz kullanıcısına/sanayiciye neler kazandırıyor? Hangi özellikleriyle öne çıkıyor?

İnsan-robot iş birliğinde, temelde standart bildiğimiz uygulamalardan başlayarak işbirlikçi uygulamalara kadar dört farklı aşama bulunuyor. Bunlar; standart uygulamalar, aynı bölgede bulunan uygulamalar, iş birliği halinde yapılan uygulamalar ve işbirlikçi uygulamalar. ISO standartlarına göre müşterilerimize seminerlerde, düzenlediğimiz workshoplarda anlatıyoruz. Siz burada seviyeler arasında ilerledikçe işin doğası gereği hızınız yavaşlıyor ve dolayısıyla çevrim süreleriniz uzuyor. Genelde ürün alınıp uygulamaya uydurulmaya çalışmak gibi bir hata yapılıyor. Bazen bunun avantaj sağladığı durumlar var fakat bazen de hatalı kararlar alınmasına ve yatırımların atıl hale gelmesine yol açıyor. Bu nedenle de tavsiyem, öncelikle uygulamanın detayına bakılmalı. “Uygulamada benim hız, çevrim zamanı ya da güvenlik ihtiyacım ne?” gibi sorular önemli. Ardından ihtiyaçlara göre mutlaka bir risk analizi yapılmalı. Risk analizinin sonucunda ihtiyacınız olan ürünlerin bir sınıfı çıkıyor. Bu seviyelere göre risk analizlerini ardından da ürün seçimini yapmanız gerekiyor. Dolayısıyla öncelikle çevrim zamanı, hassasiyet, rijitlik gibi ihtiyaç doğrultusunda hareket etmek ve handikapları baştan öngörebilmek için uygulamayı iyi bilmeniz lazım. Bir başka handikap ise, robotun kullanım ömrü. Kolaboratif uygulamalarda kullanılan dişli yapıları yapısı gereği yavaş çalışmaya uygun yapıldığı için ömür anlamında da sorun yaşanabiliyor. Buna da dikkat etmek gerekiyor. Sunduğumuz bir avantaj da TX2touch POWER kobotlarla birlikte aslında dört güvenlik seviyesine uygun bir robota sahip oluyorsunuz. İsterseniz aynı robotu standart bir uygulamadaki kadar hızlı çalıştırabiliyorsunuz, isterseniz endüstrinin sunduğu en yüksek güvenlik standardı olan SIL3 seviyesinde güvenlikle birlikte tam kolaboratif uygulamada da kullanabiliyorsunuz. Üzerinde özel bir skin teknolojisi var. Bu teknoloji sayesinde bilerek veya kazayla dokunduğunuz zaman robot duruyor. Aynı zamanda endüstrinin en hızlı durma mesafesine ve süresine sahip robotları bu tip özellikleriyle ön plana çıkıyor. Siz aynı robotu aldığınızda hem yüksek hassasiyet hem de dünyanın en güvenli performansına sahip robotuna sahip olmuş oluyorsunuz. Bu özellikler de halihazırda beş ürünümüzde mevcut. 

Mobil robotunuz HelMo’dan bahsedelim. Özellikleri ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

HelMo’nun lansmanını 2018 yılında Almanya’da Automatica Fuarı’nda yaptık. Geliştirilmesi yaklaşık iki yıl sürdü. AGV sistemlerinde uzmanlaşan Alman menşeli WFT firmasıyla birlikte geliştirdik. Ardından da 2018 Eylül ayı itibariyle firma bünyemize katıldı. Böylelikle Endüstri 4.0’ın ihtiyaçları mobilite anlamında elimizi güçlendirmiş oldu. Dolayısıyla HelMo, için iki firmanın güçlerini birleştirmesiyle oluşturulmuş bir mobil robot sistemi diyebiliriz. HelMo’nun içinde bir adet otonom AGV var. Standart veya TX2touch modeli entegre edilebiliyor. Müşteri ihtiyaçlarına göre beş farklı model robot entegre edilebiliyor. Böyle bir esnekliğe de sahip. Kendi üzerinde bir eksen var ve aslında 7 eksenli bir sistem. Küresel çalışma alanına sahip, fabrika alanı içerisinde her türlü esnekliği size sağlayabiliyor. Endüstrinin yine en yüksek güvenlik standardı SIL3 güvenlik sınıfına sahip olan mobil robotumuzun üzerinde üç adet lazer tarayıcı bulunuyor. Bu lazer tarayıcılar, mobil robot hareket halindeyken hem güvenliğinizi garanti ediyor hem de natural mapping (doğal haritalama) algoritmasını çalıştırarak yolunu bulup verilen iş emirlerinin takip edilebilmesine olanak sağlıyor. Üzerinde konnektör bölümümüz tarafından sağlanan bir takım değiştirici var. Robot +/- 10 mm hassasiyete sahip. Fakat üzerindeki lazer sensörü ile birlikte bir istasyona ulaştığı zaman lazer sensörü sayesinde robot kendi kendini kalibre ederek hassasiyetini standart statik bir robot gibi 10 mm’nin altında seviyelere kadar indirebiliyor. Otomotiv ve yan sanayi, havacılık, metal, gıda ve ilaç gibi sektörler başta olmak üzere tüm sektörlerde kolaylıkla kullanılabileceğiniz özel, kompakt bir sistem.

WFT’nin bünyenize katılmasıyla birlikte ürün gamınızda hangi yenilikleri göreceğiz?

WFT’nin bünyemize katılmasıyla birlikte, 500 kg ile 500 bin kg arasındaki yüklere uygun tasarlanabilen AGV’lere sahip olduk. Dolayısıyla ağır sanayiye kadar çok daha geniş bir sektöre hitap eden AGV’lere (autonomous guided vehicle) sahibiz. Hibrit veya tam otonom olarak çalıştırma imkanı var. Ayrıca ihtiyacınıza göre only drive (çok büyük platformları esnek bir şekilde fabrikada dar alanlarda bile kolay hareket imkanı veriyor) ve diferansiyel drive olmak üzere iki farklı şekilde hareket ettirebiliyorsunuz. Bu da endüstrinin ihtiyaçlarına göre çok geniş bir ürün gamıyla hizmet verebilmemize olanak sağlayacak. WFT’nin kabiliyetlerinden biri de aynı ürünleri dilerseniz kapalı dilerseniz açık alanda çalıştırabiliyorsunuz. Dolayısıyla bu da yine esnekliği artıran özelliklerden.

Yeni nesil 4 eksen TS2 SCARA serisinin diğer Scara’lardan farkı nedir? Bu robot ailesini tanımlar mısınız?

TS2 SCARA serisi bizim 2018 yılında Automatica Fuarı’nda lansmanını yaptığımız yeni ürün gamımızdan biri. Eski TS serisinin geliştirilmiş versiyonu olarak nitelendirebiliriz. Burada en büyük göze çarpan özelliklerden biri tamamen kapalı gövdeli tasarlanmış olması. Scara robot olmasına rağmen hiçbir şekilde dışarıdan kablo bağlantısı bulunmuyor. Stäubli patentli dişli kutularıyla güçlendirilmiş ürünler çok yüksek performansa sahipler. Eski serilerimizin yüzde 30-40’a varan üzerinde performansa çıkabiliyorlar ve bu özellikleriyle endüstride hem standart hızlı uygulamalarda hem de zorlu ortam koşullarına (tozlu, çapaklı, kirli, pis, nemli, temiz oda gibi) uygun hale getirilmiş durumda. Çünkü IP65’e kadar koruma sınıfına yükseltilebiliyor. Ayrıca 460 mm’den 1000 mm’ye kadar erişim alanıyla, müşterilerimize çok daha geniş bir erişim alanı imkanı sunuyoruz.

TP80 Fast Picker çok hızlı bir robot, yüksek hızlara çıkabiliyor. Ürün yelpazenizde öne çıkan robotlardan biri. 

Evet, TP80 Fast Picker lanse edildiği 2014’ten beri endüstriye damga vurmuş bir ürün. Dünyanın en hızlı pick&place yapabilme kabiliyetine sahip. Aslında tamamen kapalı gövdeye sahip. Dolayısıyla endüstride özellikle birinci paketleme ve ikinci paketleme uygulamalarında kompakt ve hijyenik yapısıyla tüm bu uygulamalarda daha dar alanda, daha az sayıda robotla çözüm üretebilmenize olanak sağlıyor. Dakikada 200’ün üzerinde pick&place çevrim zamanı yakalanabiliyor ve yine IP65 koruma sınıfına kadar yükseltilebiliyor. 

2019’un sonunda endüstride ölçüm sistemlerini anlattığınız önemli bir workshop gerçekleştirdiniz. Etkinlik ve hat içinde ölçüm yapmak için geliştirdiğiniz özel robot sisteminin avantajlarından bahsedebilir misiniz?

Dünyanın önemli ölçüm firmalarından Fransa merkezli Metrologic Group iş birliği ile dünyanın ilk koordinat ölçüm robotu Metrolog X4 i-Robot’u geliştirmiştik. Herhangi bir harici lazer tarayıcı kullanmadan robot üzerine entegre edilen Metrologic’in geliştirdiği bir araç ve firmamızın hassasiyetinin ortaya çıkardığı hat içinde ölçüm yapmak için geliştirilmiş özel bir robot sistemini partnerlerimizle ve müşterilerimizle buluşturduk. Bu uygulama; robotlarımızla uyumlu olup, dokunmatik triger modunda 1 metreküp alan içerisinde +/- 100 mikron ve optik lazer tarama modunda da +/- 150 mikron hassasiyetlere sahip. Uygulamalı olarak sabah ve öğlen seansı olmak üzere toplam dört oturumdan oluşan etkinliğimize, farklı sektörlerden firmalar katıldı. Etkinlik kapsamında bizim ve AZE Otomasyon’un sunumlarının yanı sıra CMR robotları üzerinde demo uygulamaları gerçekleştirdik. Endüstrimizde ölçüm sistemleriyle ilgili yenilikçi uygulamamızı görmek, test etmek isteyen firmaların katılımıyla verimli bir etkinlik gerçekleştirdik. Stäubli robotlarının hassasiyeti ve Metrologic’in know-how’ının birleştiği uygulama ile müşterilerimiz hat içerisinde her parçayı ölçümleyebilecek ve esnekliğe sahip olacak. Bu da üretimde kalite artışı sağlayacak. Birçok yere uygulanabilen bu sistemle müşterilerimiz ayrı bir laboratuvar sistemine ihtiyaç duymayacaklar.

2020 yılı hedef ve beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?

2020 yılı için temkinli bir iyimserlik içerisindeyiz. 2020 yılının ikinci yarısından itibaren pozitif gelişmelerin artacağına olan inancımı koruyorum. Bizim açımızdan 2019 yılı çok iyi geçti, ciddi bir büyüme kaydettik. Stäubli Robotik lokomotif konumdaydı. Stäubli Robotik olarak da 2020 yılına global anlamda çok pozitif bakıyoruz. Önümüzde 16-19 Haziran 2020 tarihlerinde yeni ürünlerimizin lansmanını gerçekleştireceğimiz Almanya’daki Automatica 2020 var.