İnsanlara hizmet edecek ve hayat kalitelerini yükseltecek otonom mobil robot çözümleri sunan Polonom yüzde 100 yerli sermaye ve ARGE’si ile yaşamın her alanında yeni bir dünya için çözümler üretiyor. Mobil robotlar için yapay zekâ tabanlı otonom çözümleri üzerinde çalışmalarda bulunan Polonom, İnsansız ve Otonom Kara Araçları Geliştirme Yarışması’nda finale kalarak büyük bir başarıya da imza atmış oldu. Firmanın Genel Müdürü Doç. Dr. Sırma Yavuz ile yaptıkları çalışmalar ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

İlk olarak firmanızın yapılanmasından bahsedebilir misiniz? Polonom’un kuruluş süreci nasıl işledi, kaç kişilik bir ekibiniz bulunuyor?

Ben aslında bir yandan halen Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Polonom ‘un çıkışı da üniversiteden oldu. Bizim üniversitede bir araştırma grubumuz var. Bu araştırma grubu ile 2011 yılından beri robotik alanındaki en büyük yarışma olan uluslararası RoboCup yarışmalarına katılıyoruz. Bu süreçte, yarışmalarda 15 kadar birincilik kazandık. Ancak her sene grubumuzdaki öğrenciler değişiyor, mezun oluyorlar ve bu durumda da gruptan ayrılmak zorunda kalıyorlardı. Bu süreç onlar için de bizim için de zor oluyordu. Mezunlarımız piyasada tam istedikleri veya uzman oldukları alanda iş bulmakta zorlanıyorlardı. Biz de yetiştirdiğimiz değerli elemanlarımızı gruptan göndermek zorunda kalıyorduk. Son olarak 2017 Japonya’da gerçekleştirilen RoboCup dünya şampiyonasına katıldık ve 5 ayrı dalda ödül aldık. Bu muhtemelen dünya çapında da bir rekor oldu, o gruptaki öğrencilerimizin mezun olacak olanların da talebi ile  2017 ‘in sonunda meslektaşım Dr. Erkan Uslu ve  öğrencilerimiz ile birlikte Polonom’u kurduk. Üniversitedeki araştırma grubumuz da halen çalışmalarına devam ediyor.

Şu anda yanımızda olan öğrencilerimizin bir kısmı halen aynı zamanda araştırma grubundalar, bir yandan da firmamızda partime çalışarak işe başlıyorlar, devamında kalırlarsa bizimle yine devam etme durumları da oluyor. Polonom onlara çok iyi bir olanak sağladı. Aslında Polonom’un kuruluş sebebi, tamamen öğrencilerimiz ve zaman içinde oluşan bilgi birikimini ülkemizin hizmetine sunmak için diyebilirim. 

Otonom mobil robot çözümleri sunuyorsunuz. Çözümleriniz ile ilgili detay verebilir misiniz? Ağırlık olarak hangi sektörlere yönelik çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Tam otonom tümüyle kendi kendine hareket edebilen ve karar veren sistemler üzerinde çalışıyoruz. Mobil robot ile işe hareketi de eklemiş oluyoruz. Yani robot bilmediği bir ortama girip orada görevi neyse bunu kendi kendine yapsın. Önüne çıkan engeller, sorunlar veya dikkate alınması gereken ne varsa dikkate alsın ve kararlarını kendi versin ve görevini başarıyla tamamlasın, istediğimiz şey bu. Bu aslında pek çok sektöre uygulanabilir. En klasik örnek ise temizlik robotları, yakın zamana kadar piyasada olan cihazlar çok akıllı versiyonda değildi.  Yeni yeni daha akıllı olanlar çıkmaya başladı, mesela ne isteriz girsin evimi köşe bucak her yerini temizlesin ama temizlediğinden de emin olayım belki bana rapor versin, nereleri süpürdüğünü bir harita üzerinde göreyim. Veya şunu söyleyebileyim “salonu temizle”, ben evde yokken de yapabilsin bunu, belki mobil telefonumdan bir evin haritası üzerinden işaretleyebileyim. Şurayı temizle şunu yap bunu yap şeklinde, bu daha ötesine de evirilebilir, eviniz için bir güvenlik robotu da olabilir. Mesela bir yerden ses geldi, gitsin oradan görüntü alsın.  Ne var ne yok size iletsin. Uyarı göndersin, ilaçlarınızı hatırlatsın gibi çok çeşitli fonksiyonlarda kullanılabilir. Otonom mobil robotlar dediğimizde çok geniş bir yelpaze, hayal gücünüzün sınırı ile sınırlı, ne yapsın istiyorsanız yapılabilir.

Sürekli değişen ortamlarda robotun bunu kendisinin algılaması ve yeni yollardan gezmeyi akıl edebilmesi gerekiyor. Robotun kendi konumunu ve etrafındaki şeylerin konumunu belirleyebilmesi ana problemdir. Bizimde çözdüğümüz veya çözmeye çalıştığımız nokta bu. Yani olayın içine robot üzerine hareket girince gezmeye başlayınca bizim esas araştırma alanımız oluşmuş oluyor. 
Bizim yapmaya çalıştığımız şey sizin fabrikanızın nasıl olduğu bizi ilgilendirmiyor. Biz getirip koyalım anında kendi fabrikayı öğrenir. Siz fabrikada herhangi bir değişiklik yaptığınızda da hiç fark etmez nereye gitmesini isterseniz o yolunu bulup gidecek en kısa yoldan en efektif yoldan. Bunu kısmen yapan sistemler var ama bu AGV ‘lerin sayısı çoğaldığı zaman sorunlar başlıyor. 
Biz aslında yaptığımız şeye AGV demiyoruz,  Autonomous intelligent Vehicle AIV daha doğru bir terim. Ayırmak için AGV denen şey otomatikleştirilmiş ama gene de insan kontrolünü veya gözetimi gereken bir sistem. Bizim yapmaya çalıştığımız şey tümüyle insandan bağımsızlaştırabilmek.

Çoklu robotlar ve onların koordinasyonu da ikinci alanımız. Uğraştığımız işin en önemli uygulama alanlarından biride Savunma Sanayi. İnsan hayatını tehlikeye atmamak esas, Savunma Sanayide kara ve hava araçları kara ve hava araçlarının birlikte çalışması tarzında bir takım görevleri yapabilmeleri gibi uygulama alanlarımız ve çalışmalarımız var.
Görüntü işleme ile ne tespit etmeye çalışıyorsanız, bu kurtarma alanıysa bir yaralı tespit etmeye çalışıyor olabilirsiniz. Korumaysa, sınır güvenliğiyle düşman tespit etmeye çalışıyor olabilirsiniz.  Dost unsurları ayırmak istiyor olabilirsiniz. Evinizde birtakım problemleri tespit etmek istiyor olabilirsiniz, dolayısı ile uygulama alanı çok geniş.

İnovasyon ve Ar-Ge faaliyetleriniz ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Yeni bir alan bakir bir alan üzerinde yapılabilecek çok şeyler var. Aynı anda bir ortamın haritasını çıkarabilmek ve o haritada kendi konumunu doğru bilebilmek ana yeteneğimiz. Dolayısıyla bununla ilgili algoritmalar üzerine çalışıyoruz. Mekanik kısımdan daha çok yazılım tarafında inovasyon iddiamız var, benzer şekilde görüntü işlemede de gerçek zamanlı, doğru tanıma yapabilmek de önemli hale geliyor.Daha önce genelde bir şeyi tespit et bir insan operatörden onay veya yardım al ondan sonra ona göre hareket et tarzında sitemler ön planda idi. Yani genellikle karar verme mekanizması hep insandı. Bizim yaptığımız şey aradan o insanı da çıkarıp, karar ver ve direk yapman gerekeni yap şeklinde daha hızlı tepki veren, insanı tehlikeye atmadan ve insan hatasını ve uzmanlık ihtiyacını ortadan kaldıracak şekilde görev yapabilen bir sistem.Yapay zekâya sahip, tüm kararlarını kendi alabilen ve hareket yeteneklerine sahip mobil robotlar için ihtiyaç duyulan her yazılım bizim Ar-ge alanımıza giriyor. Görüntü de dâhil buna keşif, yol belirleme gibi algoritmalarda da.

Son dönemde ürün grubunuzda yaşanan teknolojik gelişmeler ve yenilikler nelerdir?

Temizlik robotu kısıtlı uygulaması olan bir cihaz, çünkü ev dediğimiz şey sınırları belli olan ve genelde düz duvarlardan oluşan bir yer ama yapısal olmayan alanlardan ve dış ortam gibi açık alanlarda, insanlarla çalışacak, insanlara hizmet edecek robotlardan bahsediyorsak, hala yapılacak çok iş var. Bir diğer çok popüler uygulama alanı da insansız arabalar o da bu teknoloji içerisinde. Bir şekilde dünyayla paralel bir şekilde hem haritalama hem insansız görüntü işleyerek kendi kararını verebilen araçlar üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Dünyayla paralel ve belki şu anda benim de görmediğim birtakım değişimlere uğrayacak bir Ar-ge alanımız var.  Yapay zekâ da bizim alanımızın içinde ister istemez var. Birtakım kararları ve öğrenmeyi yapay zeka algoritmaları ile sağlamamız gerekiyor.  

Ürünleriniz Endüstri 4.0 süreçlerindeki vaadi nedir? Bu alanda ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

Fırınlarımız akıllı, buzdolaplarımız akıllı gittikçe daha da gelişecek. Dolayısıyla bizim de ürettiğimiz her tarz robot bu cihazlarla haberleşebiliyor olması, insanlara da bununla ilgili rapor verebilmesi lazım.  Dolayısıyla biz Endüstri 4.0 ‘a ve diğer cihazlarla onların protokolleriyle anlaşabilecek bir şekilde protokol kullanan bir ara yüz oluşturuyoruz cihazlarımızda. Bu fabrika gibi ortamlarda daha da önemli oluyor, çünkü bir tek sizin robotunuz olmayacak çok farklı markaların çok farklı işleri yapan robotları söz konusu olacak. Karanlık fabrikalardan bahsediliyor, bu şu demek, bütün robotlar bir arada insan yokken kendi başlarında çalışacaklar, haberleşecekler. Her şey otonom olacaksa belki bir ERP sistemiyle de entegre olması gerekecek, stoklarınızı da kontrol etmesi gerekecek.
Cihazların kullandığı haberleşme formatları genellikle birbirinden farklı, biz de olabildiğince her formata hızlıca uyarlanabilen bir API kullanıyoruz ve dolayısıyla tabii ki Endüstri 4.0 çok önde ve Endüstri 4.0 ‘a hazır cihazlarımız, yazılımlarımız olmak zorunda. Biz de buna yönelik çalışıyoruz.

Kaşif Robot projenizle İnsansız ve Otonom Kara Araçları Geliştirme Yarışması’nda finale kaldınız. Yarışma süreci ve projeniz hakkında detayları paylaşır mısınız?  

Proje kapsamında, bize kabaca ölçüleri tanımlı ama iç yapısı tanımlı olmayan bir ortam verilecek ve ortamı ölçekli olarak haritalamamız, tespit ettiğimiz hareketli ve sabit nesnelerin konumlarını da bu haritada işaretlememiz beklenecek. Ortamda algoritmanın başarısını tam olarak test edebilmek için sensörleri yanıltabilecek cam duvarlar, bölmeler ve dar alanlar olacak. Dolayısıyla aslında ortamı bilmeden tam da söylediğim şekilde kendi kendine otonom gezen bir robotu burada test etme ve gösterme fırsatımız olacak.

Peki, Polonom’un 2019 yılının ikinci yarısı ve 2020 yılı için hedefleri nelerdir?

Bu sene itibarı ile Savunma Sanayi için büyük bir proje başlatma hedefimiz vardı, bunun yanı sıra sanayiye yönelik akıllı filo yönetim yazılımını da barındıracak şekilde bir AGV filosu projesini hayata geçirmek istiyorduk. Her iki alanda da belli bir yol aldık ve bu projeler 2020 yılını da kapsayacak şekilde devam edecek. Bu projeler aslında bizi hem sanayi hem savunma alanında birtakım standartlarla da tanıştıracak. Biz şimdiye dek kendi ürettiğimiz robotlar üzerinde, herhangi bir işlemci ile bahsettiğimiz konularda pek çok yenilikçi yöntem geliştirmiş bir ekibiz. Ancak ürünleşme ve bu ürünlerin gerçek hayatta kullanılması aşamasında, birtakım uluslararası standartlara uyumluluğun da sağlanması gerekiyor. Farklı ortamlarda, özellikle insanların bulunduğu ortamlarda, insan hayatını riske atmadan güvenle çalışabilecek yazılımlarınız olması gerekiyor. Tehlike, arıza ve acil durumlardaki davranışları açısından geliştirilecek yazılımların da birtakım testlerden geçebilmesi gerekiyor.  Dolayısıyla ilgili standartlara uygunlukla ilgili de çalışmamız gerekecek ve bu da kısa vadeli hedeflerimiz arasında. Yine standartlar demişken, biz başlangıcımızdan itibaren kalite odaklı bir yönetim sistemi kurmayı hedefledik ve ISO 9001:2015 belgemizi aldık, ancak bunun bir de yazılım güvenliği tarafı var bu konuda da temel altyapımızı oluşturduk ve bu sene için de bunu da belgelendirmeyi hedefliyoruz.