“Müşterimizin hayalini somutlaştırarak sunuyoruz” diyen Dem Robotik Otomasyon Tasarım Mühendisi Ahmet Yavuz, son teslim ettikleri “Robotik Civata Paketleme ve Paletleme Hücresi” projelerini ve firma olarak farklılaştıkları noktaları anlattı.

Geçmişten günümüze bir imalathanede makina-insan arasındaki ilişki önemli düzeyde değişim göstermiştir. Bu değişimin temel sebebi; oluşan talebi karşılama içgüdüsü, buna bağlı olarak da üretim kapasitesini arttırma isteği olmuştur. 

“HER İNSANIN ÜRETİMDE ROL ALMASI SAĞLANDI”

İnsan önce üreteceği bir ürünü yaparken kendisine lazım olacak yardımcı materyali üretmiş ya da tedarik etmiştir. Bu yardımcı materyali bir “makina” olarak adlandıracak olursak; makina sadece bir yardımcı ekipman görevi görürken, insan ürünü elde etmede en önemli rol sahibiydi. Sanatkar olmayanların “makina”ya sahip olmaları onların o ürünü üretebilmesi için yeterli olamazdı. Talep karşılama içgüdüsüyle sanatkar insan, yardımcı ekipman olarak görev yapan makinayı geliştirmeye başladı ve bu gelişim makina-insan arasındaki ilişkiyi geliştirdiği gibi üretimde aldıkları rolleri de değiştirmeye başladı. Gün geçtikçe makinalar akıllı sistemlere evrilirken, insanlar bu makinaları öğrenerek sadece kullanıcı pozisyonuna geldi. Yardımcı ekipmanı (makinayı) kullanan insanın sanatkar olması gerekliliği zamanla değişerek, her insanın üretimde rol oynaması sağlandı. Bu gelişim; bir yandan sanatkar insanların, sayılarının artmasını engellemiş gibi gözükse de aslında yetenekli ve bilgili insanların daha etkin ve faydalı yönlere kaymasını, belirli bir vasfı olmayan insanların ise üretimde faydalı bir rol oynamasını sağlamıştır.

“BEDENSELDEN ZİYADE ZİHİNSEL YETENEKLER DEĞER KAZANDI”

Üretimde alışılagelmiş makina-insan ilişkisinin olmazsa olmazlığı, günümüzde yaygın olan “robotik otomasyon”un devreye girmesiyle yeni bir makina-makina (robot) ilişkisine evrilmiştir. İnsan ise bu düzende denetleyici ve ortam sağlayıcı pozisyonuna gelmiştir. Bu yeni düzende ise, üstün yaratık olan insanın bedensel iş gücünden daha çok zihinsel yetenekleri değer kazanmıştır. Bu bağlamda; ülkemizde de en büyük sorun, bu yeni düzene geçişte alışılandan vazgeçme korkusudur. Ülkemizin önde gelen firmalarının çoğunda hala makina-insan arası ilişkinin çok olduğu ancak; üretim alanını etkin kullanma, üretimde verimliliği arttırma ve insana ait iş gücünü insanın gelişmişliğine yakışır şekilde kullanma konusunda büyük sıkıntılar çekmektedir. 

“SOMUT VERİ VE ÇALIŞMALARLA ANLATIYORUZ”

Biz de Dem Robotik Otomasyon olarak, müşterilerimize; firmalarındaki gelişmişliğin hangi boyutlara taşınabileceği konusunda ilham veriyoruz ve bu doğrultuda müşterimizin ihtiyaçlarına yönelik projeler sunuyoruz. “İdealde imkansız diye bir şey yoktur, ideal durumu bozan çevresel faktörler vardır” yaklaşımıyla, öncelikle müşterimizin firmasında dönüştürmek istediği bir birim için isteklerini ve hayal ettiklerini idealimiz olarak kabul ediyoruz. Sürecin devamında ise, müşteriyi ikna etmek için “yaparız, hallederiz”cilik yerine, somut veri ve çalışmalarla (üç boyutlu detaylı tasarım ve sistemin simülasyonu), müşterimize idealde olan ve mevcut koşullar ile elde edilenin arasındaki farklar ya da değişiklikler detaylı olarak aktarılmaktadır. Son aşamada ise, müşterimizin proje süreci hakkında bilgilendirilmesi şeffaf bir şekilde ve karşılıklı güven esas alınarak yapılmaktadır. Şirket politikamız gereği, her yeni müşterimiz ailemize katılan bir fert olmaktadır ve bu ferdin mutlu ve güvende hissetmesi bizim temel hedefimizdir. Sağlam temeller ile kurduğumuz ilişkilerin bize geri dönüşü ise, müşterimizin o firmada ne kadar robotlu otomasyona dönüşmeye müsait birim varsa, hepsinin ihtiyaçlarının tarafımızca karşılanması talebi şeklinde olmaktadır.

“MÜŞTERİMİZİN GÖZÜYLE DEĞERLENDİRİYORUZ”

Son olarak teslim ettiğimiz “Robotik Civata Paketleme ve Paletleme Hücresi” adlı projemiz, aynı firmaya ait ikinci projemizdir. Bu projemizde de müşterimiz aynı olmasına rağmen ilkemiz gereği yapılması gereken tüm prosedürler hiçbir taviz gösterilmeden uygulanmış ve ideal durum ile mevcut durum müşteriye sunularak çalışmalar yapılmıştır. Müşterilerimizle yapılan anlaşmalarımız gereği; teklif sürecinde somut üç boyutlu tasarım verileri ile projesini gördükten sonra da imalat ve montaj süreci bitmiş tüm ekipmanlar (makina, fikstür vb.) sahamızda kurulmaktadır ve prosesin birebir uygulanması müşteri sahasına gitmeden tarafımızca test edilmektedir. Ekibimizce prosesteki her nokta adeta müşteri gözüyle değerlendirilir, sistemdeki her ekipman ya da proses uygulanış biçimi öncelikle ekibimizdeki her bireyin onay ve beğenisinden geçirilmektedir. Bu detaylı çalışma yapımız müşteriye hem güven vermekte hem de müşteri daha kendi sahasında sistem kurulmadan neye yatırım yaptığından emin olmaktadır. Ön kurulum yapılması, müşteri sahasında yapacağımız kurulum sürelerini ciddi boyutta kısalttığı için sistem kurulumu yapılacak birimde minimum duruş yaşanması, müşterimizi de memnun etmektedir.

“ALIŞILMIŞIN DIŞINDA BİR TASARIMLA MİNİMİZE ETTİK”

Projemizden bahsedecek olursam; bir koli içerisinde cıvata dolu 6 adet küçük koliden oluşmaktadır ve ağırlığı 30 kg’dır. Bu ağırlıkta bir koliyi vakum yöntemi ile taşımak için gerekli sertlik seviyelerine sahip koliler kullanılmalıdır. Ancak müşterimize bu taleple gitmek yerine kutu içeriğini düşünerek manyetik alan üreteci (mıknatıs) kullanarak bu ürünün taşınmasının idealde en doğru yöntem olduğunu tespit ettik. Bu süreçte dünyanın önde gelen çeşitli firmaları ile böyle bir ürünü direkt metale temas etmeden taşımayı sağlayacak standart ekipman ihtiyacımızı görüştük, ancak böyle bir standart ekipman bulamadık. Devamında ise, çözümün derinlerine inerek talebimizi karşılayacak “Manyetik Alan Üreteçli Gripper”ı kendimiz tasarladık. İkinci kritik nokta ise robotlu otomasyonun entegre olacağı yerleşim alanındaki yetersizlikti. Müşterimizin makina hattını yerinden oynatması bir seçenekti, ancak ideale ulaşmak için yapmamız gereken şey verilen alana sığmaktı. Bu hedef doğrultusunda büyük efor sarf ettik ve alanda en çok yer kaplayacağını öngördüğümüz koli açma ve kapama ünitesini, alışılmışın dışında bir tasarım yaparak minimize ettik.

“GEÇMİŞTE ATILMAYAN ADIMLAR, ZARURİ HALE GELDİ”

Herkesten farklı olarak; proje yürütme sürecimizde bu kısımlar daha proje alınmadan yani teklif aşamasında gerçekleşti. Yani müşterimize hayalini, hayal olarak satmadık; hayali ne derece gerçekleşebiliyorsa, onu somutlaştırarak sunduk ve bugün başarılı bir projeye daha imza atmış olduk.
Beraber birçok başarılı projeler gerçekleştireceğimize inanan müşterimiz ise, şimdiden üçüncü projeyi sipariş verdi ve dördüncü projemiz de yolda. Dünyada siyasi, ekonomik, ulusal ya da evrensel birçok dinamik değişikliklere ya da dönüşümlere sahne oluyor. Kaçınılmaz olan ise, önümüze fırsat olarak gelen bir sonraki basamağı atmak gerekliliğidir. Belki geçmişte birçok fabrikada kendini ileriye taşımak için güzel bir fırsat doğmasına rağmen harcamaya korkulan bütçeler; bugün daha büyük zararlara sebep olduğu gibi bir de geçmişte atılmayan adımların, bugün sadece ayakta kalmak için atılması gerekliliğini doğurdu.

Dönüşüm zordur, ama gelecek için kritik bir adımdır. Bu nedenle, firma olarak, hem ülkemizin hem de fabrikalarınızın geleceğini bir adım öteye taşımaya hazırız. Yeni dünya düzenine evrilmekten korkmayın, eğer isterseniz birlikte başarabiliriz.