Tüketici talepleri arttıkça, yiyecek ve içecek sektöründeki üreticiler, verimlilikten  ödün vermeden ve daha da artarak  çeşit sunmaları bekleniyor. Dolayısı ile bu taleplerde test sayısı kadar, testlerden doğabilecek karmaşıklığıda büyük oranda arttırıyor.  Omron'dan Bruno Adam, akıllı mobil robotlar ile gıda fabrikalarının geleceğe yönelik gereksinimlerine nasıl uyum sağladığını anlattı.

Dünyada farklı her sektör  gibi, yiyecek ve içecek sektöründe de maliyetleri düşük tutmak ama bunun yanında da satışları ve de verimliliği artırabilmek ciddi baskı altında bulunuyor. Herhangi bir üreticinin bu konuda normal tepkisi üretimi artırmak olabilirdi. Fakat üreticilerin üzerinde, bu çözümün uygulanmasını zorlaştıran farklı bir baskı daha mevcut gözüküyor. O da tüketicilerin üreticilerin onlara sunmuş olduğunu kabul etmek yerine çok daha geniş bir çeşitlilik talep etmekteler. Hal böyle olunca, ister istemez bu baskının oluşturmuş olduğu şekersiz, glütensiz yepyeni farklı tatlar ile farklı porsiyon içerikli, ebatları değişen ağırlıkta türler üretebilmesi kaçınılmaz oluyor. Dolayısı ile üretimi artırmak artık basit bir sorun olmaktan çıkmış durumda. 

Farklı yol çizerek ilerlemek isteyen, bu anlamda da özel yada küçük hatlar kurma teşebbüsü doğuyor. Görüyoruz ki hangi yol izlenirse izlensin, netice de yapılması gerekli olan test miktarı artmakta. Bunun dışında üretim içerisinde daha küçük ölçekli ürünleri taşıyabilme konusunda da ihtiyaç arz ediyor ve çözülmediğinde, üretim hattında sorunlar çıkabiliyor. Sağlam bir izleme sisteminin gerekliliği de kaçınılmaz oluyor. Elbette ürünleri taşımak elde oluyor, bu sayede de otomasyon ile kazanılan verim eğrisi, ek personel maliyeti ile aşağıya iniyor. Bunun için önerilen ise otomatik kılavuzlu araçlar olan AGV'lerin kullanımıdır. Bu sistem boyalı çizgiler gibi fiziksel kılavuzlar ve navigasyon için zemine gömülmüş mıknatıslar ile kullanılır. Eğer olumsuz bir yön var mı dersek? Sadece farklı bir görev talep edildiğinde, fiziksel navigasyon kılavuzlarının mevcut yerlerinin değişimi gerekli olmaktadır. Bu da üretim sırasında kesintiye sebep olabilir.

Bunun çözümü de ya yeni nesil mobil robotlar kullanmak ki; Omron tarafından sunulan LD platformu gibi bağımsız, akıllı araçlar yani AIV'ler önce alanlarının statik haritasını çıkarır.Bunun için de sensörler kullanılır. Bu sayede de fiziksel kılavuza ihtiyaç hali kalmaz. 
Haritayı kullanarak iki nokta arasındaki optimum rotayı belirleyebilirler. Yüz adede kadar mobil robottan oluşur filoları ve filo yönetimi yazılımı tarafından da iş yükü denetlenir. Bunun dışında, WiFi veya optik ağları kullanarak makineyi sorgulama yöntemiyle doğru paketi aldığını da teyit edebilme özelliğine sahiptir. Farklı yapılandırma imkanları sunabilen AIV'ler ile içecek ve yiyecek için üretim tesisleri içerinde başka başka görevleri yerine getirebilirler.  

Adam, sözlerini şöyle tamamlıyor:

" Eğer üreticiler ve onların olmazsa olmazı olan, dağıtım merkezleri içinde iş gücünü ve tekrarlanan görevleri yapmaktan kurtarmak ve aynı zamanda daha da verimli işlere yönlendirme yapabilme esnekliğine sahip olurken; buna  tam otomatik ve kapsamlı izlenebilirlik sunabilmek,  gerçekliği sayesinde hızlı üretim ile tedarik ortamlarında oyunun kurallarını değiştirecektir."