Türkiye’nin teknoloji üretimi ve robotlaşmaya yönelik görüşlerini paylaşan Altınay Teknoloji Grubu Koordinatörü Lütfi Okay, teknolojide tüketici değil üretici olmak için bireysel veya firma bazlı girişimlerden ziyade genel bir teknoloji stratejisinin benimsenmesi gerektiğini vurguladı.

“UYGULAYICI DEĞİL GELİŞTİRİCİ OLMALIYIZ”

Türkiye’de 1990’lı yıllardan itibaren kullanım alanı bulmaya başlayan robot teknolojilerinin bilhassa otomotiv sanayisinde büyük ölçüde arttığını dile getiren Okay, istatistiklerin, Türkiye’nin üretim altyapısı ve yetenekleriyle dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer aldığını gösterdiğine dikkat çekti.

Türkiye’de ilk endüstriyel robotun yapılmasının üzerinden 25 yıl geçtiğini ve bu kapsamda Türkiye’nin küresel ölçekte üst seviyelerde olması gerektiğini kaydeden Okay, tamamlayıcı ürün ve kritik yarı mamullerin üretimi ve teknolojilerinin geliştirilmesinden ziyade, Türkiye’nin kaliteli ve ucuz bir imalat üssü olarak konumlandırıldığını ve bu durumun uluslararası teknoloji yarışında geliştirici olmaktan çok uygulayıcı olmasına yol açtığını kaydetti.

“ÇIĞIR AÇICI TEKNOLOJİLERLE YENİ SANAYİLEŞME EVRİMİNDEYİZ”

Türkiye’de alanında uzman ve deneyimli mühendisler ile yüksek teknolojiye sahip ürünlerin tasarlanıp, prototiplerinin yapılmasının önemini vurgulayan Okay, servo motor, sürücüler ve hassas dişliler gibi teknolojinin temel taşlarının yurt dışından tedarik edildiğini, fiyatlandırmaların üreticilerin pazarlama stratejilerine göre şekillendirilmesi ve sermayeye ulaşım güçlüğü gibi durumların dezavantaj yarattığını söyledi.

Otomasyon sektöründen örnek veren Okay, bu alandaki bazı ekipmanların yoksunluğu, rekabet, ölçek ekonomisi temelli maliyet sorunları ve komponent teknolojilerinin eksikliği gibi nedenlerin nihai ürün maliyetlerini ve pazardaki rekabetçiliği etkilediğini belirtti.

Endüstri 4.0, yapay zeka, nesnelerin interneti, elektrikli-otonom sürüşe imkan tanıyan otomobil ve akıllı robot gibi konseptlerin gündemde olduğunu, çığır açıcı teknolojilerin olduğu ayrı bir sanayileşme evrimine gelindiğini söyleyen Okay, “Gelecek yıllarda söz konusu teknolojileri tüketen bir toplum olmak yerine üretici konumunda olmalıyız. Zira bu durum, uluslararası piyasalarda da ülkemizin var olması için ayrı bir fırsat oluşturuyor. Bu durumun gerçekleştirilmesi için bireysel veya firma bazlı girişimlerden ziyade, ülke olarak genel bir teknoloji stratejisi benimsenmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Business Diplomacy Magazine, Sayı.5, Aralık 2019-Ocak 2020