Tekstil sektörü oldukça geniş kitlelere hitap eden, üretimiyle de birçok sektörün gelişimine katkı sağlayan sektörlerin başında yer alıyor.

Otomotivden sağlığa, gıdadan mobilyaya kadar birçok sektörün gelişimine doğrudan etki eden, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinin başında gelen tekstil sektöründe, dünyadaki mevcut konumumuzu cobot’larla yükseltebilir, yeni pazarlar için fiyat rekabetini daha da artırabiliriz. 

İnsanlarla iş birliğinde, onlardan öğrenerek çalışabilen kolaboratif robotlar, tekstil sektöründe birçok süreci, özellikle KOBİ’ler için birçok uygulamayı otomatikleştirerek üretimde verimliliği artırıyor. Üretimde, hammadde tasarrufundan üretim esnekliğine kadar birçok kriterde performans artıran cobot’lar büyük, orta ya da küçük ölçekli tüm işletmelere küresel oyuncu olma yolunu da açıyor. 

ÜRETİCİ PRESTİJİNİ ARTIRIYOR

Ancak küresel pazar oyuncusu olmak ve pazarda rekabet edebilmek, farklı pazar gereksinimleri, düşük miktarlarda çok çeşitli ürün yelpazesi gibi zorlukları da yanında getiriyor. Tekstil sektöründe  taşıma, alma-bırakma-dikiş yapma, kalite kontrol gibi birçok uygulamada insanla iş birliğinde çalışabilen cobot’lar, tüm bu zorlukların üstesinden kolayca geliyor.

Üretimde yüksek hassasiyet ve kalite standardı da sağlayan cobot’lar, verimlilik artışının yanı sıra üreticinin prestijini de üst sıralara taşıyor. 

TEK KOL İLE 14’TEN FAZLA UYGULAMA 

Geleneksel endüstriyel robotlara göre nitelikli iş gücü sorununu çözen cobot’lar, kolay kurulabilen ve programlanabilen yapılarıyla da üretime hızla geçiş imkanı tanıyor. Akıllı telefon kullanan birisi tarafından kolayca programlanabilen, farklı üretim süreçlerine hızla adapte edilebilen cobot’lar, artan ya da azalan üretim taleplerinin de kesintisiz bir şekilde karşılanmasını sağlıyor.

Tüm bunları da yeni bir yatırım ya da insan kaynağı ihtiyacı duymadan yapabiliyor. 14’ten fazla uygulamayı tek kol ile uygulamaya imkan tanıyan, hızlı bir yatırım dönüşü sağlayan cobot’lar tekstil sektöründe otomasyonun da önünü açıyor. Tekstillerin istiflenmesi, paketlenmesi, yükleme ve boşaltması, kalite kontrol süreçlerini cobot’larla tümüyle otonom yürütülebiliyor.  

MOTİVASYON VE ÇALIŞAN BAĞLILIĞINI ARTIRIYOR

Cobot’lar dar alanlarda çalışabiliyor. Duvara, tavana, duvara (istenilen pozisyonda) ve otonom araçlara (AMR, AGV) monte edilebiliyor. Böylece alan sorunu yaşayan en küçük tesisler bile robot ve otomasyona yatırım yapabiliyor. Risk analizine bağlı olarak güvenlik bariyerine ihtiyaç duymadan insanlarla yan yana çalışabiliyor. Çalışanları monoton, riskli ve tekrar eden sıkıcı işlerden de kurtararak, cobot uzmanı ya da cobot programcısı gibi kalifiye işlerde çalışmasının önünü açıyor.

Çalışanları, ergonomik açıdan zorlayan işleri de üstlenen kolaboratif robotlar işletmede çalışan bağlılığının ve motivasyonun artırılmasına yardımcı oluyor. Uç elleri değiştirilen, özel yazılım, sensör ve kameralarla da donatılabilen cobot’lar işletmenin üretim çeşitliliği ve kapasitesinin de ciddi oranda artırılmasında öncü oluyor. Cobot’lar düşük enerji tüketimi, hammadde kullanımındaki verimlilikleriyle de işletmenin maliyetlerinde tasarrufa imza atıyor.

15 VE 17 SEVİYEDE GÜVENLİK FONKSİYONU BULUNUYOR

Sağlık sektörünün gelişimine de önemli ölçüde katkıda bulunan tekstil sektörü hijyenik koşulların korunarak üretim yapılmasına da destek oluyor. Cobot’lar tüm eksenlerde 360 derece hareket edebiliyor ve son derece geniş bir çalışma alanı yaratıyor. Cobot’ların 15 ve 17 seviyede, sabit ya da ayarlanabilir güvenlik fonksiyonu bulunuyor. Böylece cobot’lar insanlarla iş birliği içinde güvenle yan yana çalışabiliyor.

ZAMANIN VE KAYNAKLARIN DAHA İYİ KULLANILMASINI GARANTİ EDER

Cobot’lar her zaman aynı yüksek hassasiyet ve titizlikle çalışır. Böylece kalite her zaman istenilen standartlarda olur. Ürünler arası kalite farklılıkları yaşanmaz, üretimde insan hatasından kaynaklı kayıplar sıfıra indirilir. Böylece verimlilik ve fiyat avantajı yüksek seviyede sağlanır.

Cobot’ların insana özgü, yorgunluk ya da dalgınlık gibi üretimi ve verimi etkileyen unsurlar cobot’larla ortadan kalkar. Tüm bu sorunların giderilmesiyle birlikte üretimde tek vardiya yerine 2 ila 3 vardiyaya geçiş sağlanabilir.

Bu da dönemsel artan taleplerin zamanında ve yeni bir insan kaynağına ihtiyaç duymadan giderilmesine imkan tanır. İşi öğrenme, işe alışma gibi üretim sürecini yavaşlatan sorunları da bulunmayan cobot’lar, tak çalıştır ve üretime başla konseptiyle zamanın, kaynakların daha iyi kullanılmasını, daha kârlı bir üretim elde edilmesini her zaman garanti eder.

YENİ ALTYAPI YATIRIMI GEREKTİRMİYOR

Cobot’ların CB serisinde 3, 5, 10 kg ve e-Series ailesindee 3, 5, 10 ve 16 kg olarak taşıma kapasitesi sunan seçenekleri bulunuyor. Bakım gerektirmeyen, 230 V priziyle yeni bir altyapı ve enerji yatırımına gerek duymayan bu tarz robotlar, her boyuttaki üreticiye ulusal ve uluslararası pazarların kapılarını açar.

Universal Robots cobot’ları, Türkçe kumanda ve kullanım paneliyle cobot teknolojisini herkes için ulaşılabilir ve anlaşılabilir kılıyor, yapa zeka ve nesnelerin interneti gibi günümüz teknolojilerine de entegre olabiliyor.  

PAKETLEME UYGULAMALARINDA MALİYETLERİ DÜŞÜRÜYOR 

Paketlemenin insanlar tarafından elle yapıldığı işletmelerde çalışanlar için monoton ve tekrar eden iş zorlukları meydana geliyor.

Elle yapılan paketleme ayrıca maliyetleri artırıyor ve bu da pazarda fiyat rekabetini düşürüyor. Kolaboratif robotlar, her zaman doğru ve güvenilir bir şekilde paketleme işlemi gerçekleştirerek paketleme-paletleme ve ambalajlamada kesinti olmadan üretim sürekliliğini garanti ediyor.

Aynı zamanda ambalaj maliyetlerini büyük ölçüde azaltarak daha az atıkla çevre dostu yaklaşımı destekliyor.